Adam olacak parti…
10 Mart 2020 - Yeni Şafak
Adam olacak parti, kurucular kurulundan belli olur…
Konu malumunuz…
Uzayıp uzayıp sakıza dönen, en son 2019 yılı bitmeden kurulacağı söylenen ama kurulamayan, hep bir sonraki bahara kalan Ali Babacan’ın yeni partisi…
Yeni partiden bir heyet, sonunda İçişleri Bakanlığı’na giderek ‘kuruluş dilekçesi’ni verdi, böylece resmî başvuru yapılmış oldu…
Parti’nin lansmanı yarın yapılacakmış ama isminin Demokrasi ve Atılım Partisi olacağı, kısaca DEVA olarak anılacağı söyleniyor…
İşin iletişim boyutundan başlayalım… Bu bağlamda şimdilik en önemli mesele, isim…
Ülkemizin ilaç sektöründe 1958 yılından beri faaliyet gösteren Deva Holding olmasa, yeni parti belki eleştirimizin bir kısmından yırtabilirdi… Ancak tanınmış ve kendisinden 62 yaş büyük bir kuruluşla aynı ismi taşıyarak karmaşaya neden olmanın ‘oluru yok’…
TDK’ya göre, yazımı aynı ancak okunuşu farklı bazı kelimelerin karıştırılmaması için bazı harflerinin üzerine düzeltme imi, genel tabiriyle ‘şapka’ konulur. Hala ve hâlâ, kar ve kâr gibi…
Bir de bazı kelimelerde yanlış anlamayı önlemek için, isteğe bağlı olarak düzeltme imi kullanılabiliyor… Babacan’ın partisi için naçizane önerimiz DEVA kısaltmasını şapkalı olarak, yani DEVÂ şeklinde yazmalarıdır…
Bir de resmî ve gayriresmî Kurucular Kurulu meselesi var…
Gayriresmî kurucuların başında, uzun zamandır 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olduğu biliniyor… Her ne kadar bu işi resmiyete dökmeyeceğini açıklasa da şundan bir ay öncesinde Karar gazetesine verdiği röportajda Gül, yeni partiyi “tabii ki” desteklediğini söylemiş, zaman zaman kendisinden görüş aldığını belirttiği Babacan için de “Ali Bey’in karakterine, eğitimine, bilgisine, siyaset üslubuna güvenen ve takdir eden bir insanım” demişti…
Bugüne kadar hem Gül’ün hem de Babacan’ın yaptığı açıklamalarla, verdiği röportajlarla oluşturulan algı, Gül’ün yeni parti için bir ‘akıl hocası’ olarak konumlanacağıydı… Siyasi arenada bunu, şöyle okumak da mümkün: “Ben içinde olmam ama bazı arkadaşların olmasında fayda var”…
Bugün ise görüyoruz ki İçişleri Bakanlığı’na verilen 90 kişilik Kurucular Kurulu listesinde, parti çalışmalarına katıldıkları söylenen bu ‘bazı arkadaşlar’ yok…
Mesela, eski bakanlardan Beşir Atalay, AYM eski Başkanı Haşim Kılıç, AYM eski Raportörü Osman Can…
Acaba düne kadar himaye ettiği anlaşılan DEVA Partisi mi Gül’e ve ekibine sırt çevirdi; yoksa Gül mü her zamanki gibi ‘iyi gitmeyeceğini’ bildiği yerde fotoğraf vermek istemiyor?
Tevatür, Babacan’ın son dakikada kapıları kapattığı yönünde… Ancak, taraflardan açıklama gelmeden bundan emin olamayız… Ancak yeni partiyi Gül’le kurduğu bağı kesmek de kurtaramayacaktır…
Resmî Kurucular Kurulu’na gelince… Orası U22 gibi gözüküyor. Yani 22 yaş altı futbol ligi…
Bilindiği üzere, ‘davranış değişikliği’ ancak ‘vaat’ ve ‘güven’in biraraya gelmesiyle vuku buluyor. Vaadi anladık; demokrasi ve atılım…
Peki güven nerede? Bunu gerçekleştirerek kadrolarda. Ya o kadrolar nerede?
Tecrübe, siyasette en önemli unsurlardan biri.. Biz o tecrübeyi kurucular kurulunda göremedik… Yani iki eksenden biri eksik…
Japonya’nın başkenti Tokyo’daki Zojoji tapınağındaki bir bölüm, bizim hiç alışkın olmadığımız türden bir anma ve onurlandırma için ayrılmış: Doğmamış Çocuklar Bahçesi… Burada, düşük, kürtaj vb. durumlar sonucu doğmadan ölmüş bebekleri simgeleyen taştan bebek heykelleri varmış. Böyle talihsizlikler yaşamış aileler, bu bebek heykelciklerine çeşitli elbiseler, oyuncaklar, çiçekler bırakıyormuş…
Ülkemizde benzer bir âdet olsa, Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’nden sonra Babacan’ın DEVA’sı için de birer heykelcik tahsis edilmesi gerekebilirdi… Ne de olsa ikisi de ölü doğmuş birer parti…
Konu malumunuz…
Uzayıp uzayıp sakıza dönen, en son 2019 yılı bitmeden kurulacağı söylenen ama kurulamayan, hep bir sonraki bahara kalan Ali Babacan’ın yeni partisi…
Yeni partiden bir heyet, sonunda İçişleri Bakanlığı’na giderek ‘kuruluş dilekçesi’ni verdi, böylece resmî başvuru yapılmış oldu…
Parti’nin lansmanı yarın yapılacakmış ama isminin Demokrasi ve Atılım Partisi olacağı, kısaca DEVA olarak anılacağı söyleniyor…
İşin iletişim boyutundan başlayalım… Bu bağlamda şimdilik en önemli mesele, isim…
Ülkemizin ilaç sektöründe 1958 yılından beri faaliyet gösteren Deva Holding olmasa, yeni parti belki eleştirimizin bir kısmından yırtabilirdi… Ancak tanınmış ve kendisinden 62 yaş büyük bir kuruluşla aynı ismi taşıyarak karmaşaya neden olmanın ‘oluru yok’…
TDK’ya göre, yazımı aynı ancak okunuşu farklı bazı kelimelerin karıştırılmaması için bazı harflerinin üzerine düzeltme imi, genel tabiriyle ‘şapka’ konulur. Hala ve hâlâ, kar ve kâr gibi…
Bir de bazı kelimelerde yanlış anlamayı önlemek için, isteğe bağlı olarak düzeltme imi kullanılabiliyor… Babacan’ın partisi için naçizane önerimiz DEVA kısaltmasını şapkalı olarak, yani DEVÂ şeklinde yazmalarıdır…
Bir de resmî ve gayriresmî Kurucular Kurulu meselesi var…
Gayriresmî kurucuların başında, uzun zamandır 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olduğu biliniyor… Her ne kadar bu işi resmiyete dökmeyeceğini açıklasa da şundan bir ay öncesinde Karar gazetesine verdiği röportajda Gül, yeni partiyi “tabii ki” desteklediğini söylemiş, zaman zaman kendisinden görüş aldığını belirttiği Babacan için de “Ali Bey’in karakterine, eğitimine, bilgisine, siyaset üslubuna güvenen ve takdir eden bir insanım” demişti…
Bugüne kadar hem Gül’ün hem de Babacan’ın yaptığı açıklamalarla, verdiği röportajlarla oluşturulan algı, Gül’ün yeni parti için bir ‘akıl hocası’ olarak konumlanacağıydı… Siyasi arenada bunu, şöyle okumak da mümkün: “Ben içinde olmam ama bazı arkadaşların olmasında fayda var”…
Bugün ise görüyoruz ki İçişleri Bakanlığı’na verilen 90 kişilik Kurucular Kurulu listesinde, parti çalışmalarına katıldıkları söylenen bu ‘bazı arkadaşlar’ yok…
Mesela, eski bakanlardan Beşir Atalay, AYM eski Başkanı Haşim Kılıç, AYM eski Raportörü Osman Can…
Acaba düne kadar himaye ettiği anlaşılan DEVA Partisi mi Gül’e ve ekibine sırt çevirdi; yoksa Gül mü her zamanki gibi ‘iyi gitmeyeceğini’ bildiği yerde fotoğraf vermek istemiyor?
Tevatür, Babacan’ın son dakikada kapıları kapattığı yönünde… Ancak, taraflardan açıklama gelmeden bundan emin olamayız… Ancak yeni partiyi Gül’le kurduğu bağı kesmek de kurtaramayacaktır…
Resmî Kurucular Kurulu’na gelince… Orası U22 gibi gözüküyor. Yani 22 yaş altı futbol ligi…
Bilindiği üzere, ‘davranış değişikliği’ ancak ‘vaat’ ve ‘güven’in biraraya gelmesiyle vuku buluyor. Vaadi anladık; demokrasi ve atılım…
Peki güven nerede? Bunu gerçekleştirerek kadrolarda. Ya o kadrolar nerede?
Tecrübe, siyasette en önemli unsurlardan biri.. Biz o tecrübeyi kurucular kurulunda göremedik… Yani iki eksenden biri eksik…
Japonya’nın başkenti Tokyo’daki Zojoji tapınağındaki bir bölüm, bizim hiç alışkın olmadığımız türden bir anma ve onurlandırma için ayrılmış: Doğmamış Çocuklar Bahçesi… Burada, düşük, kürtaj vb. durumlar sonucu doğmadan ölmüş bebekleri simgeleyen taştan bebek heykelleri varmış. Böyle talihsizlikler yaşamış aileler, bu bebek heykelciklerine çeşitli elbiseler, oyuncaklar, çiçekler bırakıyormuş…
Ülkemizde benzer bir âdet olsa, Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’nden sonra Babacan’ın DEVA’sı için de birer heykelcik tahsis edilmesi gerekebilirdi… Ne de olsa ikisi de ölü doğmuş birer parti…