Aklı ‘başka’ yerde
19 Ağustos 2023 yeni şafak
İstanbul Eminönü’nde bir belediye otobüsü, durduk yerde, denize düşerek sulara gömüldü… Simgesel olarak sanki İstanbul sulara gömülüyordu…
Mutlaka bir sebebi vardır… Şoför el frenini çekmemiştir… Tekerleklere taş konmamıştır… Kıyıda korkuluk yoktur vs. vs…
Bu, tekil bir olay olsaydı; tekil bir sebeple geçiştirilebilirdi. Ancak, son yıllarda beceriksizliği, yeteneksizliği, liyakat eksikliğini çağrıştıran bir dizi olay meydana gelince, işin sistematik bir ihmal, özensizlik, belki de boş vermişlik sonucu yaşandığını düşünmek çok da yanlış olmaz…
Askeri birliği denetleyen komutanın yemeklerin iyi, tuvaletlerin temiz, koğuşların pırıl pırıl olmadığını görüp; birliğin ‘ateş gücü’nün zayıf olduğunu tespit etmesi gibi… Bazen, çok küçük olduğu düşünülen bazı olaylara, hatalara bakarak o belediyeyi yöneten aklın tezahüründe tereddütler uyanabilir…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni (İBB) yöneten Başkan’ın odağında ne olmalıdır? İlkokul seviyesi mantık sorusu gibi, öyle değil mi?.. Çocuk, sorunun cevabının çok zor olduğunu düşünüp ya da aklı başka yerlerde olduğundan abuk sabuk cevaplar verir ama gerçek apaçık ortadadır: Tabii ki “İstanbul”…
Peki bizim Başkan, İstanbul’a mı odaklıdır; yoksa Cumhurbaşkanı seçimine, partisinin Genel Başkanlığı koltuğuna, siyasi ittifaklara, sadece Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve ekibini değiştirmeyi amaçlayan, bu nedenle de altını bir türlü dolduramadığı ‘değişim, dönüşüm’ retoriklerine mi?...
İBB Başkanı, İstanbul dışında her şeye odaklıdır. Kentsel dönüşüme ayırdığı bütçenin çok daha fazlasını reklam, tanıtım ve PR faaliyetlerine ayırması da enerjisini nereye yönlendirdiğinin ifadesidir… Başkan’ın merkezinde, kariyerinden başka bir hedef yoktur… İstanbul da bunun bedelini ödemektedir…
Dün, kendisiyle birlikte katıldığımız TVNET’te Semra Karabaş Hanımın yönettiği “Parapolitik” programında kıymetli hocam Prof. Dr. Murat Ferman, kuramsal olarak kimsenin inkâr edemeyeceği, İstanbul için de geçerli olabilecek şu tespiti dile getirdi: Enflasyonist ortamlarda altyapı yatırımlarını hayata geçirmek zordur; enflasyon, doğal olarak ‘durağanlığa’ neden olur.
Bu durum her şık için geçerli olabilir ama her lider için değil… Örneğin, Recep Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanlığını yürüttüğü 1994-1998 yıllarında enflasyon nasıldı; bakalım: 1994’te %146,5; 1995’te %65,6; 1996’da %84,9; 1997’de %91; 1998’de %54,3… Bilindiği gibi Sayın Cumhurbaşkanı o dönemde İstanbul’un pek çok probleminin üstesinden gelmeyi başarmıştı…
İBB Başkanı İmamoğlu, kentsel dönüşüm ve ulaşım dâhil, İstanbul’un çözemediği problemlerine bahane olarak bir de hükûmetin ve de çoğunluğunu Cumhur İttifakı mensuplarının oluşturduğu İBB Meclisi’nin kendisini engellediği iddiasını öne sürüyor…
Burada iki hususa dikkat çekmekte yarar var… Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun yaptığı çalışmaya göre; İBB Başkanlığı AK Parti’deyken CHP’li Belediye Meclisi üyelerinin ortaya koydukları engelleme çalışmaları, bugünkü Belediye Meclisi’nde çoğunluğa sahip Cumhur İttifakı mensuplarının itirazlarının neredeyse iki katından fazlaymış.
Gelelim ikinci hususa; bütçesinin dokuz bakanlıktan daha fazla olduğu ifade edilen İBB’nin hükûmet tarafından engellendiği iftirası, dün bizzat İmamoğlu tarafından atılan ‘tweet’le yalanlandı: “İstanbul’un ulaşım yatırımları için ihtiyaç duyduğumuz dış kredilere hazine onayı veren Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’e teşekkürler.”
Umarız İmamoğlu, CHP’yi, Türkiye’yi, Orta Doğu’yu, dünyayı kurtarmaktan bir süre vakit ayırabilir de İstanbul’la ilgilenir; böylece İstanbullu bir nebze olsun rahat nefes alabilir…
Günün sözü
“Seçimi kazanmak hem iyi hem de kötü haber türünden bir durum. Şimdi sen belediye başkanısın; iyi, hoş. Kötü haber; artık belediye başkanı sensin.”
Clint Eastwood,
ABD’li aktör ve 1986-88 yılı Carmel Belediye Başkanı
Gözümüze takılanlar…
Mutlaka bir sebebi vardır… Şoför el frenini çekmemiştir… Tekerleklere taş konmamıştır… Kıyıda korkuluk yoktur vs. vs…
Bu, tekil bir olay olsaydı; tekil bir sebeple geçiştirilebilirdi. Ancak, son yıllarda beceriksizliği, yeteneksizliği, liyakat eksikliğini çağrıştıran bir dizi olay meydana gelince, işin sistematik bir ihmal, özensizlik, belki de boş vermişlik sonucu yaşandığını düşünmek çok da yanlış olmaz…
Askeri birliği denetleyen komutanın yemeklerin iyi, tuvaletlerin temiz, koğuşların pırıl pırıl olmadığını görüp; birliğin ‘ateş gücü’nün zayıf olduğunu tespit etmesi gibi… Bazen, çok küçük olduğu düşünülen bazı olaylara, hatalara bakarak o belediyeyi yöneten aklın tezahüründe tereddütler uyanabilir…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni (İBB) yöneten Başkan’ın odağında ne olmalıdır? İlkokul seviyesi mantık sorusu gibi, öyle değil mi?.. Çocuk, sorunun cevabının çok zor olduğunu düşünüp ya da aklı başka yerlerde olduğundan abuk sabuk cevaplar verir ama gerçek apaçık ortadadır: Tabii ki “İstanbul”…
Peki bizim Başkan, İstanbul’a mı odaklıdır; yoksa Cumhurbaşkanı seçimine, partisinin Genel Başkanlığı koltuğuna, siyasi ittifaklara, sadece Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve ekibini değiştirmeyi amaçlayan, bu nedenle de altını bir türlü dolduramadığı ‘değişim, dönüşüm’ retoriklerine mi?...
İBB Başkanı, İstanbul dışında her şeye odaklıdır. Kentsel dönüşüme ayırdığı bütçenin çok daha fazlasını reklam, tanıtım ve PR faaliyetlerine ayırması da enerjisini nereye yönlendirdiğinin ifadesidir… Başkan’ın merkezinde, kariyerinden başka bir hedef yoktur… İstanbul da bunun bedelini ödemektedir…
Dün, kendisiyle birlikte katıldığımız TVNET’te Semra Karabaş Hanımın yönettiği “Parapolitik” programında kıymetli hocam Prof. Dr. Murat Ferman, kuramsal olarak kimsenin inkâr edemeyeceği, İstanbul için de geçerli olabilecek şu tespiti dile getirdi: Enflasyonist ortamlarda altyapı yatırımlarını hayata geçirmek zordur; enflasyon, doğal olarak ‘durağanlığa’ neden olur.
Bu durum her şık için geçerli olabilir ama her lider için değil… Örneğin, Recep Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanlığını yürüttüğü 1994-1998 yıllarında enflasyon nasıldı; bakalım: 1994’te %146,5; 1995’te %65,6; 1996’da %84,9; 1997’de %91; 1998’de %54,3… Bilindiği gibi Sayın Cumhurbaşkanı o dönemde İstanbul’un pek çok probleminin üstesinden gelmeyi başarmıştı…
İBB Başkanı İmamoğlu, kentsel dönüşüm ve ulaşım dâhil, İstanbul’un çözemediği problemlerine bahane olarak bir de hükûmetin ve de çoğunluğunu Cumhur İttifakı mensuplarının oluşturduğu İBB Meclisi’nin kendisini engellediği iddiasını öne sürüyor…
Burada iki hususa dikkat çekmekte yarar var… Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun yaptığı çalışmaya göre; İBB Başkanlığı AK Parti’deyken CHP’li Belediye Meclisi üyelerinin ortaya koydukları engelleme çalışmaları, bugünkü Belediye Meclisi’nde çoğunluğa sahip Cumhur İttifakı mensuplarının itirazlarının neredeyse iki katından fazlaymış.
Gelelim ikinci hususa; bütçesinin dokuz bakanlıktan daha fazla olduğu ifade edilen İBB’nin hükûmet tarafından engellendiği iftirası, dün bizzat İmamoğlu tarafından atılan ‘tweet’le yalanlandı: “İstanbul’un ulaşım yatırımları için ihtiyaç duyduğumuz dış kredilere hazine onayı veren Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’e teşekkürler.”
Umarız İmamoğlu, CHP’yi, Türkiye’yi, Orta Doğu’yu, dünyayı kurtarmaktan bir süre vakit ayırabilir de İstanbul’la ilgilenir; böylece İstanbullu bir nebze olsun rahat nefes alabilir…
Günün sözü
“Seçimi kazanmak hem iyi hem de kötü haber türünden bir durum. Şimdi sen belediye başkanısın; iyi, hoş. Kötü haber; artık belediye başkanı sensin.”
Clint Eastwood,
ABD’li aktör ve 1986-88 yılı Carmel Belediye Başkanı
Gözümüze takılanlar…
- Önümüz 30 Ağustos, arkası 29 Ekim… Özellikle Cumhuriyet ve Atatürk ile ilgili pek çok iletişim çalışması yapılacak. Burada ‘kritik başarı faktörü’nü ne teşkil edecek? Tabii ki ‘farklılaşma’… İçerikte, biçimde (görsel anlatımda) ve işlevsel faydadan çok, duygusal faydayı ifade edebilme yeteneğinde… Bu çalışmalardan ilki elimize ulaştı. VakıfBank’ın Cumhuriyet’in 100. yaşına özel hazırladığı reklam filmi… Atatürk’ün Samsun’a çıkışıyla başlayan filmde Kurucu Meclis, İzmir’in kurtuluşu, sanayileşme ve eğitim hamleleri ile havacılık alanındaki atılımlar; paralel kurgu tekniğiyle dönemi canlandıran ve günümüzden görüntülerin birleştirilmesiyle sunulmuş. Bilgisayar teknolojilerinin başarıyla kullanıldığı yapıma; reklam ajansı Papillon, yapımcı şirket Autonomy ve Yönetmen Uygar Kutlu imza atmışlar… Zihinlerine sağlık… (Aynur Çetin, Ogilvy)
- İşletmeler için ticari veriler, analizler ve içgörüler sağlayan Amerikan şirketi Dun & Bradstreet, 2020-2022 yıllarına ilişkin “Küresel İflas Raporu”nu açıklamış. Rapora göre; Covid-19’un sona ermesinin ardından devlet desteklerinin ortadan kalkması, tabloyu değiştiren bir unsurmuş. Küresel enflasyon nedeniyle devreye giren sıkı para politikaları ile Rusya-Ukrayna savaşı dolayısıyla enerji, emtia ve gıda gibi ham madde fiyatlarında yaşanan şokların da etkisiyle 48 ülkenin yüzde 60’ında şirket iflasları artmış. 13 ülkede ise son 10 yılın en yüksek iflas başvuruları yaşanmış. Öte yandan CRIF Türkiye’nin, Ticaret Sicil Kaydı verileri üzerinden yaptığı detaylı analizler, Türkiye’de 2022 yılında şirket iflaslarının bir önceki yıla göre yüzde 20 civarında azaldığını ortaya koymuş. 2021 yılında Türkiye’de 584 şirket iflas ederken, 2022 yılında iflas eden şirket sayısı 467 olmuş. (Olcay Nacar, Arkhe İletişim)