AKM ve aslanlar
28 Ağustos 2021 - Yeni Şafak
Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) açılışı da kendisi gibi büyük olacak.
Merkez’de 48 bin 705 metrekare büyüklüğünde 4 bodrum, zemin ve 9 kattan oluşan 2 bin 40 kişi kapasiteli opera salonu, 16 bin 228 metrekare büyüklüğünde 4 bodrum, zemin ve 5 kattan oluşan 805 kişilik bir tiyatro salonu, buralara ait sahne, kulis odaları, fuaye alanları, atölye ve depo alanları, bale çalışma salonları, solist ve orkestra çalışma odaları, kayıt stüdyosu ve prova salonları, sanat galerileri, sergi salonları ve millet kıraathaneleri yer alacak.
Türkiye, sadece muhteşem mimarisi ve yüksek teknik olanaklarıyla dünyanın en gelişmiş, en keyifli opera binası ve gösteri merkezine kavuşmuyor, aynı zamanda açılışında sahnelenecek görkemli kültür eseri ile de çağa damgasını vurmaya hazırlanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla bizzat ilgili… Sadece binayla değil… Açılışta sahnelenecek büyük prodüksiyonla da… AKM, herhangi bir opera ile değil, özüyle, sözüyle ve müziğiyle tamamen bize ait olan yepyeni bir eserle perdelerini açacak… Bu, Sayın Cumhurbaşkanı’nın yönlendirmesi ve talimatlarıyla gerçekleşen bir süreç.
İlk Türk operası bildiğiniz gibi Özsoy idi… Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ricası üzerine Ahmed Adnan Saygun tarafından bestelenmişti. Biraz da İran Şahı’nın Türkiye ziyareti sırasında sergileneceği dikkate alınarak Firdevsî’nin “Şehname”sinden uyarlanmıştı. Librettosu Münir Hayri Egeli’ye aitti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu kez görevi Ahmed Adnan Saygun’un öğrencisi olan Prof. Hasan Uçarsu’ya tevdi etti. Uçarsu, “Troya’dan Çanakkale’ye” adlı oratoryosu ve pek çok eseriyle çağdaş Türk klasik müziğinin büyük ustalarından biri olarak kabul ediliyor.
Şimdi de büyük emek ve titizlikle “Sinan Operası”nı AKM açılışı için hazırlıyor. Uçarsu’nun dünyadaki örneklerine benzer şekilde tek isimle, “Sinan” olarak adlandırdığı bu kıymetli eser, yalnızca bizim değil, dünyanın büyük bir kültür hazinesi olan Mimar Sinan’ı anlatıyor.
Opera için Halit Refiğ’in, Sedat Hakkı Eldem’in de katkılarıyla hazırlandığı bilinen “Koca Sinan” senaryosundan esinlenilmiş, pek tabii bir uyarlamanın gerektirdiği gibi de yorumlamalar yapılmış…
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve dünyanın sayılı tenorlarından biri olan Murat Karahan başrolde… Diğer tüm roller yine Türk sanatçılar tarafından canlandırılıyor…
Librettosu Bertan Rona’ya ait eserin muhteşem finali için de Yahya Kemal Beyatlı’nın “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiirinden esinlenilmiş…
Bir büyük açılış, bir irade beyanı ve işinin ehli bir kadro nelere kadir! Bugünümüzün ve dünümüzün birçok kıymeti bir arada… Bazıları fiziksel olarak, bazıları da bıraktıkları eserlerle… Emek, zahmet, tecrübe, azim, araştırma hepsi birleştirilmiş… Operanın etrafına örüldüğü ilahi aşk, devlet aşkı ve güzellik aşkı temaları, başka kültür ögelerimizle ustalıkla karılmış… Hamuru yoğruldukça da özlediğimiz, arzu ettiğimiz, bizi yansıttığı gibi dünyaya da bir armağan olarak sunulacak, o nedenle de başta da ifade ettiğimiz gibi çağa damgasını vuracak eser ortaya çıkmaya başlamış!
Ne mutlu bize!
Soft power (yumuşak güç) arayışımıza bundan daha iyi bir cevap düşünemiyoruz…
Sadece ülkemizin değil, dünyanın bir kıymeti olan Koca Sinan, aurasında adını saydığımız veya sayamadığımız başka ustaları da taşıyarak dünyaya açılıyor. Bu sağlam temel, yenilenmiş, dünya ölçeğinde bir kültür merkezini de Türkiye’nin bundan sonraki kültür-sanat üretimlerini de tabii ki ülkemizin itibarını da sırtlayabilecek kabiliyette…
AKM açılışının çok etkili olacağından ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın başarılı bir planlamayla bu işi uluslararası zemine taşıyacağından eminiz. Ülkemizin kültür ve sanat alanları başta olmak üzere pek çok başka konuda da itibarını yükseltecek bu ‘eserin’ bizde zaten var olanı görünür kılarak ortaya konulması da ayrı bir keyif doğrusu…
Soft power’ı uzaklarda aramamak lazım… Bizim içimizde, tarihimizde ve kültürümüzde dünyayı derinden etkileyecek ne aslanlar yatıyor… Yeter ki akıl, planlama, ustalık bir araya gelsin ve bu aslanlar yattıkları yerden çıkarılsınlar…
Merkez’de 48 bin 705 metrekare büyüklüğünde 4 bodrum, zemin ve 9 kattan oluşan 2 bin 40 kişi kapasiteli opera salonu, 16 bin 228 metrekare büyüklüğünde 4 bodrum, zemin ve 5 kattan oluşan 805 kişilik bir tiyatro salonu, buralara ait sahne, kulis odaları, fuaye alanları, atölye ve depo alanları, bale çalışma salonları, solist ve orkestra çalışma odaları, kayıt stüdyosu ve prova salonları, sanat galerileri, sergi salonları ve millet kıraathaneleri yer alacak.
Türkiye, sadece muhteşem mimarisi ve yüksek teknik olanaklarıyla dünyanın en gelişmiş, en keyifli opera binası ve gösteri merkezine kavuşmuyor, aynı zamanda açılışında sahnelenecek görkemli kültür eseri ile de çağa damgasını vurmaya hazırlanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla bizzat ilgili… Sadece binayla değil… Açılışta sahnelenecek büyük prodüksiyonla da… AKM, herhangi bir opera ile değil, özüyle, sözüyle ve müziğiyle tamamen bize ait olan yepyeni bir eserle perdelerini açacak… Bu, Sayın Cumhurbaşkanı’nın yönlendirmesi ve talimatlarıyla gerçekleşen bir süreç.
İlk Türk operası bildiğiniz gibi Özsoy idi… Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ricası üzerine Ahmed Adnan Saygun tarafından bestelenmişti. Biraz da İran Şahı’nın Türkiye ziyareti sırasında sergileneceği dikkate alınarak Firdevsî’nin “Şehname”sinden uyarlanmıştı. Librettosu Münir Hayri Egeli’ye aitti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu kez görevi Ahmed Adnan Saygun’un öğrencisi olan Prof. Hasan Uçarsu’ya tevdi etti. Uçarsu, “Troya’dan Çanakkale’ye” adlı oratoryosu ve pek çok eseriyle çağdaş Türk klasik müziğinin büyük ustalarından biri olarak kabul ediliyor.
Şimdi de büyük emek ve titizlikle “Sinan Operası”nı AKM açılışı için hazırlıyor. Uçarsu’nun dünyadaki örneklerine benzer şekilde tek isimle, “Sinan” olarak adlandırdığı bu kıymetli eser, yalnızca bizim değil, dünyanın büyük bir kültür hazinesi olan Mimar Sinan’ı anlatıyor.
Opera için Halit Refiğ’in, Sedat Hakkı Eldem’in de katkılarıyla hazırlandığı bilinen “Koca Sinan” senaryosundan esinlenilmiş, pek tabii bir uyarlamanın gerektirdiği gibi de yorumlamalar yapılmış…
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve dünyanın sayılı tenorlarından biri olan Murat Karahan başrolde… Diğer tüm roller yine Türk sanatçılar tarafından canlandırılıyor…
Librettosu Bertan Rona’ya ait eserin muhteşem finali için de Yahya Kemal Beyatlı’nın “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiirinden esinlenilmiş…
Bir büyük açılış, bir irade beyanı ve işinin ehli bir kadro nelere kadir! Bugünümüzün ve dünümüzün birçok kıymeti bir arada… Bazıları fiziksel olarak, bazıları da bıraktıkları eserlerle… Emek, zahmet, tecrübe, azim, araştırma hepsi birleştirilmiş… Operanın etrafına örüldüğü ilahi aşk, devlet aşkı ve güzellik aşkı temaları, başka kültür ögelerimizle ustalıkla karılmış… Hamuru yoğruldukça da özlediğimiz, arzu ettiğimiz, bizi yansıttığı gibi dünyaya da bir armağan olarak sunulacak, o nedenle de başta da ifade ettiğimiz gibi çağa damgasını vuracak eser ortaya çıkmaya başlamış!
Ne mutlu bize!
Soft power (yumuşak güç) arayışımıza bundan daha iyi bir cevap düşünemiyoruz…
Sadece ülkemizin değil, dünyanın bir kıymeti olan Koca Sinan, aurasında adını saydığımız veya sayamadığımız başka ustaları da taşıyarak dünyaya açılıyor. Bu sağlam temel, yenilenmiş, dünya ölçeğinde bir kültür merkezini de Türkiye’nin bundan sonraki kültür-sanat üretimlerini de tabii ki ülkemizin itibarını da sırtlayabilecek kabiliyette…
AKM açılışının çok etkili olacağından ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın başarılı bir planlamayla bu işi uluslararası zemine taşıyacağından eminiz. Ülkemizin kültür ve sanat alanları başta olmak üzere pek çok başka konuda da itibarını yükseltecek bu ‘eserin’ bizde zaten var olanı görünür kılarak ortaya konulması da ayrı bir keyif doğrusu…
Soft power’ı uzaklarda aramamak lazım… Bizim içimizde, tarihimizde ve kültürümüzde dünyayı derinden etkileyecek ne aslanlar yatıyor… Yeter ki akıl, planlama, ustalık bir araya gelsin ve bu aslanlar yattıkları yerden çıkarılsınlar…