Ali Babacan’a en büyük destek CHP’den
11 Temmuz 2019 - Yeni Şafak
CHP eski milletvekillerinden ve TV’nin CHP’li müdavimlerinden Barış Yarkadaş, Tele 1’de ‘müthiş’ bir açıklama yapmış. Yapılan bir ankete göre; bugün seçim olsa Ali Babacan’ın kuracağı yeni parti, yüzde 18 oy alarak ‘AK Parti’ye kaybettiren parti’ olacakmış.
Ortada parti yok. Yönetici kadrolar yok. Hedefler yok. Parti programı yok. Bir tek Ali Babacan ve onun arkasında Abdullah Gül beyin isimleri var. Sadece bununla yüzde 18 oy alırlarsa, kurulacak olan dev kadro ve muhteşem ideolojik, politik Türkiye tasarımıyla yüzde 58 almaları işten bile değil (!)
Fakat Yarkadaş’a göre Ali Bey’in yaptırdığı anket çalışmasının, sadece kendisinin adının yüzde 18’e ulaştığını ortaya koyması, veri tabanlı bir gerçek olmaktan ziyade sanki Anglosaksonlar’ın “wishfull thinking” dedikleri bizim de ‘temenni’ ya da ‘hüsnükuruntu’ diye karşıladığımız yaklaşıma daha uygun duruyor.
Aslında kendisiyle aynı tartışma programlarında beraber olmaktan rahatsızlık duymadığım, hatta eğlendiğimi bile söyleyebileceğim Barış Yarkadaş da diğer pek çok resmî CHP’li gibi, belediye seçimlerinde de benzeri bir ‘temenni duruşu’ sergilediler ve sergilemeye devam ediyorlar. Onlara göre seçim sonuçları CHP adaylarının zaferleriydi. Böyle görmek istediler. Böyle de göstermek istediler.
Oysa zafer, farklı ideolojik gruplardan meydana gelmiş, geniş tabanlı ve tek hedefleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı iktidardan indirmek olan ‘beş benzemez zihniyeti’ bir araya getirmekteki ‘ilkesiz birlikteliği’ gerçekleştirebilme maharetlerindeydi.
Ali Babacan beyin maharetinin ne olacağını elbette göreceğiz.
Her şeyi anlıyorum ama bir şey hariç… Ali Babacan ve de Ahmet Davutoğlu’nun yeni partiler kurma girişimlerini büyük bir heyecanla destekleyen CHP’lileri… İşte bunu anlamakta zorluk çekiyorum…
Yıllarca silahlı kuvvetlerin müdahalesiyle iktidar olma düşüncesi içinde çabalayıp durmuş olmalarından kaynaklansa gerek, bu kez de yine (HDP gibi) başkalarının müdahalesi ve katılımıyla iktidara oynuyor görünüyorlar.
Hayır, sonradan vefa duygusu gösterip HDP gibi kendilerine yol açanlara teşekkür edebilseler anlayacağım. Oysa tersini yapıp bir de çemkiriyorlar…
AK Parti’nin ise bu tür cepheler karşısında elinde üç silahı olabilir. 1. Ekonomiyi düzeltmek. 2. Parti içindeki ortak ruhi şekillenmeyi yeni baştan rayına oturtmak. 3. Gerekli tüm ittifakları içeride ve dışarıda tesis etmek.
İletişim dilinde “hygienics” denilen “zaten olması gerekenleri” burada hariç tutuyorum. Adalet sisteminin düzeltilmesi, başkanlık sistemi için gerekli uyum yasalarının çıkarılması ve Türkiye’nin iç-dış güvenliği gibi…
AK Parti’yi iklim normallerinin üzerinde sıcak bir sonbahar bekliyor. Ama biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanı bu tür hava koşullarına alışkındır.