Allah göz ve akıl nasip etsin!
12 MAYIS 2010
İş ve iletişim yönetimi adına çıkarılacak dersleri sıralayalım mı?
Çıkarılacak ders ‘Bir’: İstifa ve intiharın çok belirgin bir ortak yanı vardır. Her ikisi de bireysel bir durumdur ve tek yönlüdür. Kolektif alınan kararlar değildir ikisi de… Yani o mecliste, bu çevrede tartışıp alınmaz intihar ya da istifa kararları…
Ayrıca her ikisinin de geri dönüşleri yoktur… Peki ölümden kurtarılan intihar vakalarını ne yapmalı? O intihar eden kişi aslında intihar etmek istememekte, numara yapmaktadır… Onun için kurtarılır. Hatta bazen kurtarma eylemi için gerekli olan rastlantılar çalışmaz; örneğin her gün telefon eden kişi etmez; her gün eve gelen kişi gelmez; bırakılan not okunmaz ve insan şey yoluna gidiverir… Araştıranlar, bu tür ‘şey yoluna’ gidenlerin intihar vakalarındaki oranlarının çok yüksek olduğunu görürler. Çünkü yine ruh hekimlerine göre gerçekten intihar etmek isteyen kişiyi kurtarmak olası değilmiş. Aynen istifada olduğu gibi…
Bu son olayda da istifa eden beyefendinin ve özellikle gelecekleri ona indeksli birinci halka ‘yancılarının’ beklentileri tam olarak gerçekleşmeyebilir ve pek çok ‘fikir önderi’ yazarın, o sandalyeye aday olacakları ihanetle tehdit etmelerine rağmen beyefendi ve yancıları ‘şey yolunda’ gidebilirler.
Aziz Yıldırım sendromu sökmez her yerde… Yığınlar sokaklara dökülsün falan zor iş… Bu durumlar ilk gün olursa olur… Yoksa Bor’un Pazarı geçiveririr… Onun için Aziz Yıldırım olmak gerekir. Her gördüğünüz gözlüklü Aziz Yıldırım değildir… Onun çevresindeki kadro ile beyefendi ‘yancıları’ aynı çapta değildirler…
Çıkarılacak ders ‘İki’: Daha önce de ifade etmiştik. Krizlerde gündemi yönetmeye, konuyu saptırmaya, yanmaması için kazı çevirmeye çalışmak hızla ters tepebilir… Önce ne oldu? Türk Büyüklerinden, telefon mağduru (kullanamadığı için) Önder Sav Bey müthiş bir manevra ile suikast komplosunu ortaya çıkardı. Sonra Beyefendi tüm hükümeti ve AK Parti teşkilatını kamerayı oraya koyarak ya da koydurarak komplo yapmakla suçladı… Yani krize neden olacak konu bir kenara bırakılıp konu saptırılmaya çalışılarak kriz yönetilemez… Ders İki de bu…
Oysa söyledik Beyefendi’nin önünde büyük fırsat vardı. Clinton’un itibarını göklere çıkaran strateji onu bekliyordu. O beş adımı atacaktı ve iş bitecekti… Dedik ki: Beş Adım’cık; hepsi bu… Beyefendi oylarına en az 10 Puan koyacaktı.
Bazı arkadaşlar merak ettiler Beş Adım’ı. Meraklısına anlattım. Size de, iletişim okuyan herkesin adı gibi bildiği beş’in ilkini söyleyeyim: Olayı kabullenmek… Bu yapılmadıkça gerisi ‘yalan’dır… Çünkü lafı ne kadar dolandırırsanız, olayı reddetmemiş olmanız nedeniyle arka planda herkes aslında kabullenmiş olduğunuz algısına varır zaten…
Çıkarılacak ders ‘Üç’: Bir başka ders tabii ki 3M duruşunun ne kadar önemli olduğudur: Yani Mağdur, Mağrur, Mahzun bir duruş… Zordur bu iş… Herkes, her şey bizi ilkesiz davranmaya zorlar… Sanki biz “Aman Beyefendi agresyon sergilemesin!” dememişiz… Sanki olayın tek müsebbibi hükümet… Komplo momplo yüklen gitsin… Ya Sayın Başbakan ‘karşı agresyon’ sergilemeyip “Anlıyoruz Beyefendi’yi…” deseydi ve devam etseydi: “Bu gibi durumlarda insan ne yapsa yeridir… Bu suçluluk kompleksi ve ruh halinde pek çok kimse böyle davranır… Kendisini rahatlatıyorsa, bizim gibi konunun dışında olan herkese dilediği gibi saldırabilir… Biz onu her zaman CHP’nin başında görmek isteriz… Allah yardımcısı olsun!”
Sayın Başbakan böyle deseydi, Beyefendi çok daha zor bir durumda kalırdı…
Çıkarılacak ders ‘Dört’: Son birkaç gün medyaya bakılmalı… Kim olayın hemen ardından görüş serdetmiş… Kim sular durulduktan sonra konuşmak üzere sütre gerisine yatıp beklemiş…
Medyanın ortasından çat diye ikiye bölünmüş olması hayırlıdır… Taraflar belli olmuştur… Kim siyasi körlük içindedir; kim omur ilikten (motorik sinir sisteminden) konuşmaktadır; kim ağzını devreye sokmadan önce beynini devreye sokabilmektedir ortaya çıkmıştır. Beyefendinin istifası turnusal kâğıdı görevi görmektedir…
Çıkarılacak ders ‘Beş’: Dünyanın her yerinde böyle bir skandaldan sonra ana muhalefet partisinin istifası borsaları alt üst eder. Bizde istifa günü borsa rekor bir yükseliş elde edip tavan yaptı. Bunu önceden kim gördü acaba? Türk Bilge Kağanı Tonyukuk demiş ki: “Göz o ki, dağın arkasını göre; akıl o ki, başına geleceği bile.” Allah insana dağın arkasını görecek göz, başına geleceği bilecek akıl nasip etsin…
Çıkarılacak ders ‘Bir’: İstifa ve intiharın çok belirgin bir ortak yanı vardır. Her ikisi de bireysel bir durumdur ve tek yönlüdür. Kolektif alınan kararlar değildir ikisi de… Yani o mecliste, bu çevrede tartışıp alınmaz intihar ya da istifa kararları…
Ayrıca her ikisinin de geri dönüşleri yoktur… Peki ölümden kurtarılan intihar vakalarını ne yapmalı? O intihar eden kişi aslında intihar etmek istememekte, numara yapmaktadır… Onun için kurtarılır. Hatta bazen kurtarma eylemi için gerekli olan rastlantılar çalışmaz; örneğin her gün telefon eden kişi etmez; her gün eve gelen kişi gelmez; bırakılan not okunmaz ve insan şey yoluna gidiverir… Araştıranlar, bu tür ‘şey yoluna’ gidenlerin intihar vakalarındaki oranlarının çok yüksek olduğunu görürler. Çünkü yine ruh hekimlerine göre gerçekten intihar etmek isteyen kişiyi kurtarmak olası değilmiş. Aynen istifada olduğu gibi…
Bu son olayda da istifa eden beyefendinin ve özellikle gelecekleri ona indeksli birinci halka ‘yancılarının’ beklentileri tam olarak gerçekleşmeyebilir ve pek çok ‘fikir önderi’ yazarın, o sandalyeye aday olacakları ihanetle tehdit etmelerine rağmen beyefendi ve yancıları ‘şey yolunda’ gidebilirler.
Aziz Yıldırım sendromu sökmez her yerde… Yığınlar sokaklara dökülsün falan zor iş… Bu durumlar ilk gün olursa olur… Yoksa Bor’un Pazarı geçiveririr… Onun için Aziz Yıldırım olmak gerekir. Her gördüğünüz gözlüklü Aziz Yıldırım değildir… Onun çevresindeki kadro ile beyefendi ‘yancıları’ aynı çapta değildirler…
Çıkarılacak ders ‘İki’: Daha önce de ifade etmiştik. Krizlerde gündemi yönetmeye, konuyu saptırmaya, yanmaması için kazı çevirmeye çalışmak hızla ters tepebilir… Önce ne oldu? Türk Büyüklerinden, telefon mağduru (kullanamadığı için) Önder Sav Bey müthiş bir manevra ile suikast komplosunu ortaya çıkardı. Sonra Beyefendi tüm hükümeti ve AK Parti teşkilatını kamerayı oraya koyarak ya da koydurarak komplo yapmakla suçladı… Yani krize neden olacak konu bir kenara bırakılıp konu saptırılmaya çalışılarak kriz yönetilemez… Ders İki de bu…
Oysa söyledik Beyefendi’nin önünde büyük fırsat vardı. Clinton’un itibarını göklere çıkaran strateji onu bekliyordu. O beş adımı atacaktı ve iş bitecekti… Dedik ki: Beş Adım’cık; hepsi bu… Beyefendi oylarına en az 10 Puan koyacaktı.
Bazı arkadaşlar merak ettiler Beş Adım’ı. Meraklısına anlattım. Size de, iletişim okuyan herkesin adı gibi bildiği beş’in ilkini söyleyeyim: Olayı kabullenmek… Bu yapılmadıkça gerisi ‘yalan’dır… Çünkü lafı ne kadar dolandırırsanız, olayı reddetmemiş olmanız nedeniyle arka planda herkes aslında kabullenmiş olduğunuz algısına varır zaten…
Çıkarılacak ders ‘Üç’: Bir başka ders tabii ki 3M duruşunun ne kadar önemli olduğudur: Yani Mağdur, Mağrur, Mahzun bir duruş… Zordur bu iş… Herkes, her şey bizi ilkesiz davranmaya zorlar… Sanki biz “Aman Beyefendi agresyon sergilemesin!” dememişiz… Sanki olayın tek müsebbibi hükümet… Komplo momplo yüklen gitsin… Ya Sayın Başbakan ‘karşı agresyon’ sergilemeyip “Anlıyoruz Beyefendi’yi…” deseydi ve devam etseydi: “Bu gibi durumlarda insan ne yapsa yeridir… Bu suçluluk kompleksi ve ruh halinde pek çok kimse böyle davranır… Kendisini rahatlatıyorsa, bizim gibi konunun dışında olan herkese dilediği gibi saldırabilir… Biz onu her zaman CHP’nin başında görmek isteriz… Allah yardımcısı olsun!”
Sayın Başbakan böyle deseydi, Beyefendi çok daha zor bir durumda kalırdı…
Çıkarılacak ders ‘Dört’: Son birkaç gün medyaya bakılmalı… Kim olayın hemen ardından görüş serdetmiş… Kim sular durulduktan sonra konuşmak üzere sütre gerisine yatıp beklemiş…
Medyanın ortasından çat diye ikiye bölünmüş olması hayırlıdır… Taraflar belli olmuştur… Kim siyasi körlük içindedir; kim omur ilikten (motorik sinir sisteminden) konuşmaktadır; kim ağzını devreye sokmadan önce beynini devreye sokabilmektedir ortaya çıkmıştır. Beyefendinin istifası turnusal kâğıdı görevi görmektedir…
Çıkarılacak ders ‘Beş’: Dünyanın her yerinde böyle bir skandaldan sonra ana muhalefet partisinin istifası borsaları alt üst eder. Bizde istifa günü borsa rekor bir yükseliş elde edip tavan yaptı. Bunu önceden kim gördü acaba? Türk Bilge Kağanı Tonyukuk demiş ki: “Göz o ki, dağın arkasını göre; akıl o ki, başına geleceği bile.” Allah insana dağın arkasını görecek göz, başına geleceği bilecek akıl nasip etsin…