‘Ani’ iklim değişikliği ve ‘Yerküreye Saygı’
29 Ocak 2019 - yeni şafak
Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan Küresel Riskler 2018 Raporu’na göre, dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük risklerin başında iklimle ilgili olanlar geliyor: İklim değişikliği, küresel ısınma ve bunları önleme konusundaki başarısızlık… Sıralama, siber güvenlik ihlalleri, ekonomik zorluklar ve jeopolitik gerginlikler şeklinde devam ediyor….
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu hoca “Afet Affetmez” adlı kitabında çoğunlukla “ilkim değişikliği” olarak tanımlanan soruna bir açıklama ve düzeltme getiriyor. Dünya gezegeninin varoluşundan beri yaşanan ilkim değişiklikleri aslında ‘normal’…“Asıl sorun teşkil eden ‘ani’ iklim değişiklikleri”...
Antalya’daki hortum ve yağmur hadisesinin sonuçları ortada… İki cana mâl oldu; üniversite öğrencisi bir genç kız kayıp… Şimdilik 10 kişinin yaralandığı tespit edildi… Tarım İl Müdürlüğü verilerine göre, 26 bin dönüm tarım arazisi zarar görmüş… 50 tekne denize sürüklenmiş balıkçı teknesi batmış… Tüm kent ve pek çok uçak hasarlı… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, maddî zararın bedelinin 100 milyon lira olduğunu açıkladı. Özetle Antalya felâketi yaşadı.
Küresel ekonomiyi tehdit eden riskleri belirlemek için hazırlanan Rapor, Davos katılımcılarından oluşan iş insanı, politikacı ve sivil toplum kuruluşu çalışanları ve akademisyenlerin katıldığı bir anketin sonuçlarına dayanıyor. Bu ankete katılanların yüzde 90'ı, uluslararası ticaret kuralları ve çevre duyarlılığı konularında olduğu gibi pek çok anlaşmanın da ABD Başkanı Donald Trump’ın “Önce Amerika” siyaseti nedeniyle giderek uygulama sorunuyla karşılaşılacağını bekliyoruz, demiş…
Hiç de haksız değiller. Amerikan Başkanı Trump’ın garip politikalarından biri de iklimle ilgili olanı… 2017 yılı Aralık ayı sonunda ülkesindeki dondurucu soğuklar hakkında Trump’ın paylaştığı “Doğu kıyılarında en soğuk yılbaşı gecesi yaşanıyor olabilir. Belki de bu güzelim küresel ısınmanın birazını kullanabiliriz. Küresel ısınmaya karşı diğer ülkeler değil, bizim ülkemiz trilyonlarca dolar ödeyecekti. Sıkı giyinin!” Twitter mesajının mürekkebi henüz kurumadı.
Trump’ın alaycılıkla hafife aldığı iklim sorununun çözümü önüne koyduğu engel keşke bu mesajla sınırlı kalabilseydi. Sosyal medya mesajından birkaç ay önce ABD, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi dâhilinde sera gazları salınımını azaltmayı amaçlayan Paris İlkim Anlaşması’ndan da çekildi.
Sonrasında, “anlaşmaya dönebiliriz” açıklaması yapsalar da iş çocuk oyuncağına döndü… Geçtiğimiz Kasım ayında ABD Başkanı, kendi hükümeti tarafından hazırlanan ve iklim değişikliğinin ülkeye yıkıcı etkileri olacağının yazıldığı Dördüncü Ulusal İklim Değerlendirme Raporu’na “inanmadığını” söyledi. Buyurun…
Türkiye’nin de ‘gelişmiş ülke’ statüsüyle imzaladığı, ancak TBMM tarafından onaylanmamış olan anlaşma, gelişmiş ülkelerin, ‘gelişmekte olan ülkelere’ finansal destek vermesini öngörüyor. Trump’ın alaycı bir üslûpla Amerikalıları rahatlatmaya çalıştığı ve Twitter mesajında yazdığı “Küresel ısınmaya karşı diğer ülkeler değil, bizim ülkemiz trilyonlarca dolar ödeyecekti” cümlesi anlamını buradan alıyor.
İklimle ilgili sorunlara iş dünyamız da kayıtsız kalmıyor. Risk ve sigortacılık iki yakın akraba kavram. Sompo Japan Sigorta, küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda önce toplumsal sonra bireysel düzeyde farkındalık yaratacak bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi başlattığını duyurdu.
‘Yerküreye Saygı’ adlı projeye Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu danışmanlık yapıyor. Hocanın verdiği bir konferans (YouTube’da da var) son derece çarpıcıydı. “Az tüket, tekrar kullan, geri dönüştür” ilkesine vurgu yapan Hoca, gıda tüketimiyle o gıdanın masaya gelene kadar harcattığı litre olarak su miktarı arasında şu ilişkinin bulunduğunu belirtti: 1 kg. tavuk 3046; 1 kg. et 15497; 1 kg. pirinç 2291; 1 kg. buğday 1304, 1 kg. darı 909; 1 kg. patates 255; yumurta 217 litre…
Suya sadece gıda ürünleri değil her şey ihtiyaç duyduğuna göre, siz gelin hesaplayın ne kadar su tükettiğimizi… Ben şahsen daha az tüketmeye başladım…
‘Yerküreye Saygı’ kurumsal sosyal sorumluluk projesi kapsamında bilinci artırmak için, ilkim değişikliği üzerine akademik bir çalışma, Sompo Japan acentaları ile küresel düzeydeki iştiraklerin çalışanlarını kapsayan farkındalık artırma çalışmaları ile ‘İlkim Gönüllüleri’ inisiyatifi kurulması, ‘Daha İyi Bir Gelecek’ konulu radyo spotları ve fotoğraf sergileri planlanıyormuş.
Şirket ayrıca, iklim değişikliği sonucunda oluşan sel, dolu ve fırtına gibi doğal afetlerin oluşturduğu hasarları teminat altına alacak bir ürün üzerinde de çalışıyormuş.
Antalya’daki hortum ve yağış sonucunda cana gelen zararın ödenmesinin imkânı yok maalesef… Zarar gören tarım alanlarının maliyeti ise hepimize yansıyacak. Halde domatesin kilosu 7 liraya kadar çıkmış…
Bu nedenle, iklim konusunda sorumluluk alarak hem tedbirli davranılması hem de olası bir felâket sırasında oluşacak kaybı en aza indirecek çalışmaların yapılması ve desteklenmesi çok önemli.
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu hoca “Afet Affetmez” adlı kitabında çoğunlukla “ilkim değişikliği” olarak tanımlanan soruna bir açıklama ve düzeltme getiriyor. Dünya gezegeninin varoluşundan beri yaşanan ilkim değişiklikleri aslında ‘normal’…“Asıl sorun teşkil eden ‘ani’ iklim değişiklikleri”...
Antalya’daki hortum ve yağmur hadisesinin sonuçları ortada… İki cana mâl oldu; üniversite öğrencisi bir genç kız kayıp… Şimdilik 10 kişinin yaralandığı tespit edildi… Tarım İl Müdürlüğü verilerine göre, 26 bin dönüm tarım arazisi zarar görmüş… 50 tekne denize sürüklenmiş balıkçı teknesi batmış… Tüm kent ve pek çok uçak hasarlı… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, maddî zararın bedelinin 100 milyon lira olduğunu açıkladı. Özetle Antalya felâketi yaşadı.
Küresel ekonomiyi tehdit eden riskleri belirlemek için hazırlanan Rapor, Davos katılımcılarından oluşan iş insanı, politikacı ve sivil toplum kuruluşu çalışanları ve akademisyenlerin katıldığı bir anketin sonuçlarına dayanıyor. Bu ankete katılanların yüzde 90'ı, uluslararası ticaret kuralları ve çevre duyarlılığı konularında olduğu gibi pek çok anlaşmanın da ABD Başkanı Donald Trump’ın “Önce Amerika” siyaseti nedeniyle giderek uygulama sorunuyla karşılaşılacağını bekliyoruz, demiş…
Hiç de haksız değiller. Amerikan Başkanı Trump’ın garip politikalarından biri de iklimle ilgili olanı… 2017 yılı Aralık ayı sonunda ülkesindeki dondurucu soğuklar hakkında Trump’ın paylaştığı “Doğu kıyılarında en soğuk yılbaşı gecesi yaşanıyor olabilir. Belki de bu güzelim küresel ısınmanın birazını kullanabiliriz. Küresel ısınmaya karşı diğer ülkeler değil, bizim ülkemiz trilyonlarca dolar ödeyecekti. Sıkı giyinin!” Twitter mesajının mürekkebi henüz kurumadı.
Trump’ın alaycılıkla hafife aldığı iklim sorununun çözümü önüne koyduğu engel keşke bu mesajla sınırlı kalabilseydi. Sosyal medya mesajından birkaç ay önce ABD, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi dâhilinde sera gazları salınımını azaltmayı amaçlayan Paris İlkim Anlaşması’ndan da çekildi.
Sonrasında, “anlaşmaya dönebiliriz” açıklaması yapsalar da iş çocuk oyuncağına döndü… Geçtiğimiz Kasım ayında ABD Başkanı, kendi hükümeti tarafından hazırlanan ve iklim değişikliğinin ülkeye yıkıcı etkileri olacağının yazıldığı Dördüncü Ulusal İklim Değerlendirme Raporu’na “inanmadığını” söyledi. Buyurun…
Türkiye’nin de ‘gelişmiş ülke’ statüsüyle imzaladığı, ancak TBMM tarafından onaylanmamış olan anlaşma, gelişmiş ülkelerin, ‘gelişmekte olan ülkelere’ finansal destek vermesini öngörüyor. Trump’ın alaycı bir üslûpla Amerikalıları rahatlatmaya çalıştığı ve Twitter mesajında yazdığı “Küresel ısınmaya karşı diğer ülkeler değil, bizim ülkemiz trilyonlarca dolar ödeyecekti” cümlesi anlamını buradan alıyor.
İklimle ilgili sorunlara iş dünyamız da kayıtsız kalmıyor. Risk ve sigortacılık iki yakın akraba kavram. Sompo Japan Sigorta, küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda önce toplumsal sonra bireysel düzeyde farkındalık yaratacak bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi başlattığını duyurdu.
‘Yerküreye Saygı’ adlı projeye Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu danışmanlık yapıyor. Hocanın verdiği bir konferans (YouTube’da da var) son derece çarpıcıydı. “Az tüket, tekrar kullan, geri dönüştür” ilkesine vurgu yapan Hoca, gıda tüketimiyle o gıdanın masaya gelene kadar harcattığı litre olarak su miktarı arasında şu ilişkinin bulunduğunu belirtti: 1 kg. tavuk 3046; 1 kg. et 15497; 1 kg. pirinç 2291; 1 kg. buğday 1304, 1 kg. darı 909; 1 kg. patates 255; yumurta 217 litre…
Suya sadece gıda ürünleri değil her şey ihtiyaç duyduğuna göre, siz gelin hesaplayın ne kadar su tükettiğimizi… Ben şahsen daha az tüketmeye başladım…
‘Yerküreye Saygı’ kurumsal sosyal sorumluluk projesi kapsamında bilinci artırmak için, ilkim değişikliği üzerine akademik bir çalışma, Sompo Japan acentaları ile küresel düzeydeki iştiraklerin çalışanlarını kapsayan farkındalık artırma çalışmaları ile ‘İlkim Gönüllüleri’ inisiyatifi kurulması, ‘Daha İyi Bir Gelecek’ konulu radyo spotları ve fotoğraf sergileri planlanıyormuş.
Şirket ayrıca, iklim değişikliği sonucunda oluşan sel, dolu ve fırtına gibi doğal afetlerin oluşturduğu hasarları teminat altına alacak bir ürün üzerinde de çalışıyormuş.
Antalya’daki hortum ve yağış sonucunda cana gelen zararın ödenmesinin imkânı yok maalesef… Zarar gören tarım alanlarının maliyeti ise hepimize yansıyacak. Halde domatesin kilosu 7 liraya kadar çıkmış…
Bu nedenle, iklim konusunda sorumluluk alarak hem tedbirli davranılması hem de olası bir felâket sırasında oluşacak kaybı en aza indirecek çalışmaların yapılması ve desteklenmesi çok önemli.