Arkanızdan havlanmasına üzülmeyin!
19 Nisan 2009 Akşam Gazetesi
Eskiden ne güzel kimse bana bulaşmazdı. Çünkü rahmetli Attila İlhan'ın deyişiyle ne kimsenin nasırına basardım ne de nasırlarına bastıklarımın kendilerini gizleyerek korkakça saldıracakları oynak mı oynak, kaygan mı kaygan internet gibi bir zemin vardı...
Bugün buna biraz değinmek istiyorum. İnternet ortamının son derece demokrat ve liberal yapısına karşı çıkmak için değil, o yapının vahşi özgürlük ortamında gayri insani kullanımına itirazımı dile getirmek için...
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) iletişimini zaman zaman taktik düzeyde eleştirsem de genel anlamda sahip çıkmam, onun Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası için özel yerinin hiçbir AB ülkesi ile kıyaslanamayacak nitelikte olduğunu savunmam ve devlet, dirlik, düzenlik gibi konularda bazılarına göre hayli muhafazakar bir tavır almam; insan ruhuyla insan aklı arasında bir fark olduğu noktasında durmam ve insanları malumatfuruşluklarına ve akıllarına göre değil daha çok ruhsal tekamül düzeylerine göre değerlendirmem, bütün bunların yanı sıra bir de iş dünyasında belli bir başarıya ulaşarak ortanın üstü bir yaşam standardı tutturmaya çalışmış olmam; bazılarını sinir etmeye yetiyor...
e-sosyopat tayfasını hiçbir zaman dikkate almıyorum... Açık kimliğini, telefonunu bildirmeyen her internet sülüğü (çünkü benim koordinatlarım son derece açık ve net) benim için sosyal medya unsuru falan değil, sıradan ruh hastası sosyal parazittir... Bu yüzden prensip olarak ne idüğü belirsiz hiçbir e-gruba, internet ortamındaki anonim hiçbir sosyalleşme platformuna üye değilim. Gelen bütün gruba katılım davetlerini, kimden geldiğini sorgulamadan reddediyorum. İstemeden eş, dost, akrabayı da reddediyorsak, bu fırsatla şimdiden özür dilerim...
Hemfikir olalım olmayalım, aslanlar gibi açık kimliğiyle yazan herkesle yazışmaya çalışıyorum. Konferans için bulunduğum ortamlarda yüz yüze herkesle tartışmaya hazırım... Üç hususa bir kez daha açıkça değinmekte yarar görüyorum:
1. Facebook'taki veya diğer 'ilişki gruplarındaki' birçok uydurma Ali Saydam hesabının hiçbiriyle yakından uzaktan ilişkim yoktur.
2. Benimle yazışmak, 'sosyalleşmek' isteyen herkes bana gazetenin e-postasından, telefonundan, hatta cep telefonumdan dilediği zaman ulaşabilir. Benim nezdimde kimliğini gizleyerek ona buna sataşan sosyopatların, filmlerde gördüğümüz, gazetelerden harfler kesip yapıştırarak oraya buraya tehdit mektupları yollayan şantajcı manyaklardan hiçbir farkları yoktur.
3. 'Arkasından yüz köpeğin havlamadığı kurda kurt demezler' diyen atalarımızın sözü ile Albert Einstein'ın 'Büyük ruhlar her zaman vasat düşünceli insanların şiddetli muhalefetiyle karşılaşırlar' şeklindeki özdeyişi belki sizi biraz korur. Not alın arada bir bakar içinizi rahatlatırsınız... Çünkü bugüne kadar internet ortamında ruh hastası sosyopatların veya analog ortamda bilgisi olmadan fikri olan yeteneksiz muhterislerin kendilerinin altını çizmek ve uyuzlarını kaşımak adına saldırmadıkları popüler üretim içinde olan kişilere pek rastlamadım.
Bazen hukuk, adam olmakla çelişebilir
Hiç unutmam... Hayatımda yaptığım bir gaftan bu kadar utandığım çok az olmuştur. Gergedan Dergisi'ni çıkarıyoruz. Enis Batur dergide bir hikaye yayınlamaya karar vermiş. 'Bir de sen oku' dedi. Okudum. Yazarın adına dikkat etmemişim. Okuduktan sonra dedim ki: 'Pek beğenmedim. Bana biraz sıradan geldi'.
Enis'in verdiği dersi hiç unutmam: 'Hikayenin yazarı Yusuf Atılgan. Ne yazarsa yazsın bu dergiye girmeli.'
Aslında o da içinden çok ince bir tereddüt geçirmişti. Ama benim tereddütüm, onun içindeki tereddütün son kırıntısını da silip atmıştı... İtalyan yönetmen Francesco Rosi'nin filminin adı gibi 'Her türlü şüpheden ar” bir vatandaş üzerine' de ifade edildiği gibi tartışılamayacak imzalar vardı.
Bu imzalardan biri de Türkan Saylan'dır. Tutun ki evinin altı silah deposu, tutun ki Silahlı Kuvvetler'i darbeye teşvik etmek için her türlü melanetin içine girmiş, tutun ki üyesi olmadığı örgüt kalmamış. Buna rağmen Türkan Saylan'a dokunmamayı, onun adıyla gündeme gelmemeyi başarabiliyorsanız; o zaman belki evrensel hukuk adına hata yapıyor olursunuz ama adam olursunuz.
Eskiden ne güzel kimse bana bulaşmazdı. Çünkü rahmetli Attila İlhan'ın deyişiyle ne kimsenin nasırına basardım ne de nasırlarına bastıklarımın kendilerini gizleyerek korkakça saldıracakları oynak mı oynak, kaygan mı kaygan internet gibi bir zemin vardı...
Bugün buna biraz değinmek istiyorum. İnternet ortamının son derece demokrat ve liberal yapısına karşı çıkmak için değil, o yapının vahşi özgürlük ortamında gayri insani kullanımına itirazımı dile getirmek için...
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) iletişimini zaman zaman taktik düzeyde eleştirsem de genel anlamda sahip çıkmam, onun Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası için özel yerinin hiçbir AB ülkesi ile kıyaslanamayacak nitelikte olduğunu savunmam ve devlet, dirlik, düzenlik gibi konularda bazılarına göre hayli muhafazakar bir tavır almam; insan ruhuyla insan aklı arasında bir fark olduğu noktasında durmam ve insanları malumatfuruşluklarına ve akıllarına göre değil daha çok ruhsal tekamül düzeylerine göre değerlendirmem, bütün bunların yanı sıra bir de iş dünyasında belli bir başarıya ulaşarak ortanın üstü bir yaşam standardı tutturmaya çalışmış olmam; bazılarını sinir etmeye yetiyor...
e-sosyopat tayfasını hiçbir zaman dikkate almıyorum... Açık kimliğini, telefonunu bildirmeyen her internet sülüğü (çünkü benim koordinatlarım son derece açık ve net) benim için sosyal medya unsuru falan değil, sıradan ruh hastası sosyal parazittir... Bu yüzden prensip olarak ne idüğü belirsiz hiçbir e-gruba, internet ortamındaki anonim hiçbir sosyalleşme platformuna üye değilim. Gelen bütün gruba katılım davetlerini, kimden geldiğini sorgulamadan reddediyorum. İstemeden eş, dost, akrabayı da reddediyorsak, bu fırsatla şimdiden özür dilerim...
Hemfikir olalım olmayalım, aslanlar gibi açık kimliğiyle yazan herkesle yazışmaya çalışıyorum. Konferans için bulunduğum ortamlarda yüz yüze herkesle tartışmaya hazırım... Üç hususa bir kez daha açıkça değinmekte yarar görüyorum:
1. Facebook'taki veya diğer 'ilişki gruplarındaki' birçok uydurma Ali Saydam hesabının hiçbiriyle yakından uzaktan ilişkim yoktur.
2. Benimle yazışmak, 'sosyalleşmek' isteyen herkes bana gazetenin e-postasından, telefonundan, hatta cep telefonumdan dilediği zaman ulaşabilir. Benim nezdimde kimliğini gizleyerek ona buna sataşan sosyopatların, filmlerde gördüğümüz, gazetelerden harfler kesip yapıştırarak oraya buraya tehdit mektupları yollayan şantajcı manyaklardan hiçbir farkları yoktur.
3. 'Arkasından yüz köpeğin havlamadığı kurda kurt demezler' diyen atalarımızın sözü ile Albert Einstein'ın 'Büyük ruhlar her zaman vasat düşünceli insanların şiddetli muhalefetiyle karşılaşırlar' şeklindeki özdeyişi belki sizi biraz korur. Not alın arada bir bakar içinizi rahatlatırsınız... Çünkü bugüne kadar internet ortamında ruh hastası sosyopatların veya analog ortamda bilgisi olmadan fikri olan yeteneksiz muhterislerin kendilerinin altını çizmek ve uyuzlarını kaşımak adına saldırmadıkları popüler üretim içinde olan kişilere pek rastlamadım.
Bazen hukuk, adam olmakla çelişebilir
Hiç unutmam... Hayatımda yaptığım bir gaftan bu kadar utandığım çok az olmuştur. Gergedan Dergisi'ni çıkarıyoruz. Enis Batur dergide bir hikaye yayınlamaya karar vermiş. 'Bir de sen oku' dedi. Okudum. Yazarın adına dikkat etmemişim. Okuduktan sonra dedim ki: 'Pek beğenmedim. Bana biraz sıradan geldi'.
Enis'in verdiği dersi hiç unutmam: 'Hikayenin yazarı Yusuf Atılgan. Ne yazarsa yazsın bu dergiye girmeli.'
Aslında o da içinden çok ince bir tereddüt geçirmişti. Ama benim tereddütüm, onun içindeki tereddütün son kırıntısını da silip atmıştı... İtalyan yönetmen Francesco Rosi'nin filminin adı gibi 'Her türlü şüpheden ar” bir vatandaş üzerine' de ifade edildiği gibi tartışılamayacak imzalar vardı.
Bu imzalardan biri de Türkan Saylan'dır. Tutun ki evinin altı silah deposu, tutun ki Silahlı Kuvvetler'i darbeye teşvik etmek için her türlü melanetin içine girmiş, tutun ki üyesi olmadığı örgüt kalmamış. Buna rağmen Türkan Saylan'a dokunmamayı, onun adıyla gündeme gelmemeyi başarabiliyorsanız; o zaman belki evrensel hukuk adına hata yapıyor olursunuz ama adam olursunuz.