Asrın bulmacası
05 Temmuz 2022 - Yeni Şafak
HDP, Pazar günü 5. Büyük Olağan Kongresi’ni düzenlemiş. Her fırsatta terörist Abdullah Öcalan’a ‘saygılarını sunan’ eş genel başkanlar Mithat Sancar ve Pervin Buldan yeniden seçilmişler.
HDP çizgisini bozmuyor… Neyse o! Çizgisi olmayan başkaları…
Kongre’de İstiklal Marşı okunmamış… Buldan’ın konuşması esnasında Öcalan posterini açmak isteyenler olmuş… Terör örgütü lehine slogan atmaya çalışanlar varmış… Tabii buna kalkışanlar gözaltına alınmış ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ‘terör örgütü propagandası yapmak' suçundan resen soruşturma başlatmış… Kürsüden “Öcalan tecritte, buna çözüm bulun” minvalinde yakınılmış…
Öte yandan aynı gün ‘6’lı Masa’nın da toplantısı olması tesadüf değildir herhâlde… HDP mesajlarını muhalefetin kalbine ‘en doğru’ zamanlamayla iletmeyi de hesap etmiştir…
Mithat Sancar, 6’lı Masa’nın ne olduğunu açıklamayı bir türlü beceremediği ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ önerisine “TBMM’nin merkezinde yer aldığı bir süreç öneriyoruz” diyerek selam çakmış…
Sancar konuşmasında 6’lı Masa’ya siyasi bir tehdit de savurmuş: “Kamuoyu önünde açık şeffaf görüşmeler yapılması hâlinde tutum belgemizde de belirttiğimiz gibi müzakerelere ve ortak aday fikrine açığız. Bu olmazsa, hakkımız olan adayımızla seçimlere girme seçeneği de güçlü bir seçenek olarak durmaktadır.”
Buldan’dan da destek gecikmemiş: “Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki; HDP, salt nehri geçmek üzere yapılan hiçbir siyasi hesapta köprü olmayacaktır.” İki eş başkan açıkça diyor ki: “Bizimle ilişkinizi ‘karnınızdan konuşarak’ geçiştirmeyin.”
Meşhur ‘demokrasi-evrensel-küresel-barış-özgürlük’ perdesi de hazır tabii… Bu kavramları konuşmalarına yerleştirince bazı muhalefet partilerini ve Avrupa’yı ikna ettikleri için haklı olarak aynı frekanstan devam etmekte bir sorun görmemişler. O nedenle “Çözümün yolu demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk temelinde diyalog ve demokratik müzakeredir. Çözüm yeri; diyalog ve siyasal mutabakat zemini olan parlamentodur” demiş Sancar…
Yani her şey bildiğimiz gibi… Batı cephesinde yeni bir şey yok… HDP tutarlı… HDP net… HDP, “Şartlarımız bu, bizi tanıdığınızı göstermez, bizimle iş birliğini bu kez açık açık yapmazsanız, size zırnık oy yok” diyor…
Peki ya muhalefet?..
“O Kandil'i yerle yeksan edeceğim!” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönetimi net mı?..
CHP, DEVA, Saadet, Gelecek partileri ile ‘olmazsa olmaz’ Avrupa Parlamentosu üyeleri Kongre’yi izlemişler… CHP’yi, partinin Grup Başkanvekili Engin Altay temsil etmiş…
Kongre’de ‘terör örgütü’ lehine olan biteni ‘normal’ karşılamış olsa gerek ki orada öylece oturmayı sürdürmüş… Gerçi Altay konunun yabancısı değil… 2018’de de HDP Kongresi’ne katılmış, benzer durumları destekler duruma düşmüştü… Kendisine yönelik eleştiriler gelince de “Ankara'nın göbeğinde, yasal, Meclis'te grubu olan bir siyasi parti” demişti…
Bırakın PKK ile arasına mesafe koymayan HDP’ye mesafe koyamamayı, kucak kucağa ilişki kurdukları hâlde, bu durumu ‘çaktırmadan’ 2023 seçimlerine nasıl gidecekler?... Asrın bulmacası gibi…
Gözümüze takılanlar…
HDP çizgisini bozmuyor… Neyse o! Çizgisi olmayan başkaları…
Kongre’de İstiklal Marşı okunmamış… Buldan’ın konuşması esnasında Öcalan posterini açmak isteyenler olmuş… Terör örgütü lehine slogan atmaya çalışanlar varmış… Tabii buna kalkışanlar gözaltına alınmış ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ‘terör örgütü propagandası yapmak' suçundan resen soruşturma başlatmış… Kürsüden “Öcalan tecritte, buna çözüm bulun” minvalinde yakınılmış…
Öte yandan aynı gün ‘6’lı Masa’nın da toplantısı olması tesadüf değildir herhâlde… HDP mesajlarını muhalefetin kalbine ‘en doğru’ zamanlamayla iletmeyi de hesap etmiştir…
Mithat Sancar, 6’lı Masa’nın ne olduğunu açıklamayı bir türlü beceremediği ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ önerisine “TBMM’nin merkezinde yer aldığı bir süreç öneriyoruz” diyerek selam çakmış…
Sancar konuşmasında 6’lı Masa’ya siyasi bir tehdit de savurmuş: “Kamuoyu önünde açık şeffaf görüşmeler yapılması hâlinde tutum belgemizde de belirttiğimiz gibi müzakerelere ve ortak aday fikrine açığız. Bu olmazsa, hakkımız olan adayımızla seçimlere girme seçeneği de güçlü bir seçenek olarak durmaktadır.”
Buldan’dan da destek gecikmemiş: “Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki; HDP, salt nehri geçmek üzere yapılan hiçbir siyasi hesapta köprü olmayacaktır.” İki eş başkan açıkça diyor ki: “Bizimle ilişkinizi ‘karnınızdan konuşarak’ geçiştirmeyin.”
Meşhur ‘demokrasi-evrensel-küresel-barış-özgürlük’ perdesi de hazır tabii… Bu kavramları konuşmalarına yerleştirince bazı muhalefet partilerini ve Avrupa’yı ikna ettikleri için haklı olarak aynı frekanstan devam etmekte bir sorun görmemişler. O nedenle “Çözümün yolu demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk temelinde diyalog ve demokratik müzakeredir. Çözüm yeri; diyalog ve siyasal mutabakat zemini olan parlamentodur” demiş Sancar…
Yani her şey bildiğimiz gibi… Batı cephesinde yeni bir şey yok… HDP tutarlı… HDP net… HDP, “Şartlarımız bu, bizi tanıdığınızı göstermez, bizimle iş birliğini bu kez açık açık yapmazsanız, size zırnık oy yok” diyor…
Peki ya muhalefet?..
“O Kandil'i yerle yeksan edeceğim!” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönetimi net mı?..
CHP, DEVA, Saadet, Gelecek partileri ile ‘olmazsa olmaz’ Avrupa Parlamentosu üyeleri Kongre’yi izlemişler… CHP’yi, partinin Grup Başkanvekili Engin Altay temsil etmiş…
Kongre’de ‘terör örgütü’ lehine olan biteni ‘normal’ karşılamış olsa gerek ki orada öylece oturmayı sürdürmüş… Gerçi Altay konunun yabancısı değil… 2018’de de HDP Kongresi’ne katılmış, benzer durumları destekler duruma düşmüştü… Kendisine yönelik eleştiriler gelince de “Ankara'nın göbeğinde, yasal, Meclis'te grubu olan bir siyasi parti” demişti…
Bırakın PKK ile arasına mesafe koymayan HDP’ye mesafe koyamamayı, kucak kucağa ilişki kurdukları hâlde, bu durumu ‘çaktırmadan’ 2023 seçimlerine nasıl gidecekler?... Asrın bulmacası gibi…
Gözümüze takılanlar…
- Pringles, logosunda kullandığı Bay P adlı karakterin Doğu Asya’da yaşayan Araneus mitificus örümceğine çok benzediğini fark edince, Latince adı yerine ‘Pringles örümceği’ isminin kullanılması için imza kampanyası başlatmış. Kampanyaya imza veren ilk 1.500 kişiye bedava Pringles verilecekmiş. Bir böceğin marka adıyla anılmasının, hem de bunun bir gıda markası olmasının hayli riskli olduğu çok açık. Öte yandan ‘marka değerine’ ne denli katkı yapacağı ve hedef kitle üzerindeki etkisi de bir bilinmez… Ancak risk almak bazen hayırlı sonuçlar doğurabiliyor. (Şeyma Büyükdumlu, Pazarlamasyon)
- KFC Türkiye, gel-al hizmetini bir adım öteye taşıyarak “Uçarak Parkında’” adıyla yeni bir hizmet başlatmış. Piknik severler için tasarlanan bu uygulamayla Maçka Demokrasi Parkı ve Maltepe Sahil Parkı’nda belirli noktalara teslimat yapılıyormuş. Projenin adını karmaşık bulsak da markanın, kendi ifadeleriyle ‘misafir odaklı pazarlama stratejisi’ (İngilizce hangi kavramın çevirisi acaba?) kapsamındaki bu pilot uygulamasıyla hedef kitlenin ihtiyaç ve taleplerini dikkate aldığı anlaşılıyor. (Elvan Başaran Taş, Golin İstanbul)
- Barem ve WIN International, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 24 ülkede araştırma yapmış. Katılımcıların ‘ruh halleri’ ile ‘ülkelerine bağlılıklarının’ ölçüldüğü çalışmaya göre; Türkiye’de ülkesine bağlı kişilerin oranı (%67), 24 ülke ortalamasının üstündeymiş. Nötr olanlar %13, olumsuz olanlar ise %17 oranındaymış. Her fırsatta “Gençler Türkiye’yi terk etmek istiyor” tantanasına sarılanlar bu araştırmayı inceleyebilirler. (Engin Özköslü, FM İletişim)
- Doğtaş, yeni mutfak koleksiyonunu tanıttığı basın bültenini “Aile ve Dost Meclislerinin Yeni Buluşma Noktası” başlığıyla hazırlamış. Markanın iletişim tonu’nu biraz açmak gerekirse, ‘aile’ ve ‘buluşma noktası’ kavramlarıyla hedef kitlenin kültür ve değerlerine uygun bir çizgide ilerledikleri söylenebilir. Ayrıca, ‘karar verme’ davranışını etkileyen ‘duygulara hitap etme’ anlayışıyla da hareket etmişler ki; ‘düşüncelere hitap etmekten’ çok daha olumlu sonuçları olduğu gözlemleniyor. (JD Communications)