Ayşe 'Bodrum manzaralarına' şükretsin!
15 Temmuz 2009 Akşam Gazetesi
Ayşe Arman'ın 'kapanıp' açıkların 'mahallelerinde' sonra da 'açılıp' kapalıların 'mahallelerinde' turladığı, 'kapalı' şekilde deniz kıyısındaki özel tesislerde tatil yapar gibi hazırladığı röportaj dizisi, hiç tartışmasız gazetecilik adına önemli bir 'iş'tir... Ben Ayşe'nin gazeteciliğini oldum olası -benimle o hoş röportajı yapmasının çok öncesinden- takdir edegeldiğim için, kimse öküz altında buzağı aramasın. Dedik ya, espri dozunu hariç tutarsak, çok başarılı bir çalışmaydı...
Neden 'espri dozunu hariç tutarsak'?..
Çünkü bu türban meselesi, değerlerle ilgilidir; onun için de gırgır, şamata, espriye, 'mizah anlayışına' (sense of humor) pek de açık değildir... Hani paketleseniz üzerine 'kadeh' resmi yapıştırmanız gerekir: Kırılacak eşya!.. Sting'in ünlü şarkısındaki gibi 'Fragile' (kolay kırılabilir) bir konudur...
Bizde tek tük gazetede yer aldı... ntvmsnbc ve haber.kanald.com.tr'nin dışında kendisinin 'yandaş' olmadığını iddia eden medya, 'haber değeri' olmadığı görüşünde birleşmiş olmalı... Belki başkaları da görmüştür. Ama ben onları görmedim.
Alman basınına baktım. Şu sıra hem orada, hem de Mısır'da yer yerinden oynuyor... Olay, Almanya'da geçiyor...
Kocası Dresden'de doktora yapan kendisi ise Eczacılık Fakültesi mezunu, Mısır vatandaşı, 32 yaşında Merve el-Şerbini adında, son derece sevimli, türbanlı, üç aylık hamile bir kadın, adamın biri tarafından (Alex W., 28), türbanlı ve Müslüman olduğu gerekçesiyle 'sözlü taciz' denebilecek düzeyde ağır hakarete uğruyor. Kadın, adamı savcılığa şikayet ediyor. Adamı tutukluyorlar...
Mahkemenin ilk celsesinde adam cebinden çıkardığı (!) bıçakla kadını 18 yerinden bıçaklıyor. Kadın ölüyor. Kocası yaralanıyor. Üç yaşındaki oğlu Mustafa bütün olayı görüyor...
Bunun üzerine bütün Mısır deliriyor. Merve'yi 'Türban şehidi' ilan ediyorlar ve 'Türbanımızı çıkarmayız!' diye Alman sefaretine yürüyorlar... Gösterilerin bini bir para... Almanya'da da durum farklı değil. Aşırı tutucu Bild gazetesi bile insafa geliyor. Almanlar olayın bireysel boyutunu vurguluyor; Rusya'dan göçmüş bir Alman vatandaşının tekil işi olduğunun altını çiziyorlar...
Bütün dünyada İslamafobi konuşuluyor. Her ülkede bu haber var, bizimkilerde yok...
İşte Ayşe'nin röportaj dizisi bu olayın tam da üstüne geldi...
Allah korumuş Ayşe'yi... Biraz da kendisi tabii. Konuyu gayet usturuplu vermeye çalışmış... Ama yine de Merve'nin trajik ölümü üzerine biraz ters kaçabilirdi... Tabii bizim basının da Merve'yi görmemesi olayı tahrik etmemiş... Bizimkiler bir kere İkoncan'ların ve 'istemem yan cebime magazin sayfası müdavimi çıtır ve kıtırların' Bodrum-Çeşme 'çıkarmalarına' dalmışlar... Kim bakar Mısırlı Merve'nin acı öyküsüne?..
Ayşe Arman'ın 'kapanıp' açıkların 'mahallelerinde' sonra da 'açılıp' kapalıların 'mahallelerinde' turladığı, 'kapalı' şekilde deniz kıyısındaki özel tesislerde tatil yapar gibi hazırladığı röportaj dizisi, hiç tartışmasız gazetecilik adına önemli bir 'iş'tir... Ben Ayşe'nin gazeteciliğini oldum olası -benimle o hoş röportajı yapmasının çok öncesinden- takdir edegeldiğim için, kimse öküz altında buzağı aramasın. Dedik ya, espri dozunu hariç tutarsak, çok başarılı bir çalışmaydı...
Neden 'espri dozunu hariç tutarsak'?..
Çünkü bu türban meselesi, değerlerle ilgilidir; onun için de gırgır, şamata, espriye, 'mizah anlayışına' (sense of humor) pek de açık değildir... Hani paketleseniz üzerine 'kadeh' resmi yapıştırmanız gerekir: Kırılacak eşya!.. Sting'in ünlü şarkısındaki gibi 'Fragile' (kolay kırılabilir) bir konudur...
Bizde tek tük gazetede yer aldı... ntvmsnbc ve haber.kanald.com.tr'nin dışında kendisinin 'yandaş' olmadığını iddia eden medya, 'haber değeri' olmadığı görüşünde birleşmiş olmalı... Belki başkaları da görmüştür. Ama ben onları görmedim.
Alman basınına baktım. Şu sıra hem orada, hem de Mısır'da yer yerinden oynuyor... Olay, Almanya'da geçiyor...
Kocası Dresden'de doktora yapan kendisi ise Eczacılık Fakültesi mezunu, Mısır vatandaşı, 32 yaşında Merve el-Şerbini adında, son derece sevimli, türbanlı, üç aylık hamile bir kadın, adamın biri tarafından (Alex W., 28), türbanlı ve Müslüman olduğu gerekçesiyle 'sözlü taciz' denebilecek düzeyde ağır hakarete uğruyor. Kadın, adamı savcılığa şikayet ediyor. Adamı tutukluyorlar...
Mahkemenin ilk celsesinde adam cebinden çıkardığı (!) bıçakla kadını 18 yerinden bıçaklıyor. Kadın ölüyor. Kocası yaralanıyor. Üç yaşındaki oğlu Mustafa bütün olayı görüyor...
Bunun üzerine bütün Mısır deliriyor. Merve'yi 'Türban şehidi' ilan ediyorlar ve 'Türbanımızı çıkarmayız!' diye Alman sefaretine yürüyorlar... Gösterilerin bini bir para... Almanya'da da durum farklı değil. Aşırı tutucu Bild gazetesi bile insafa geliyor. Almanlar olayın bireysel boyutunu vurguluyor; Rusya'dan göçmüş bir Alman vatandaşının tekil işi olduğunun altını çiziyorlar...
Bütün dünyada İslamafobi konuşuluyor. Her ülkede bu haber var, bizimkilerde yok...
İşte Ayşe'nin röportaj dizisi bu olayın tam da üstüne geldi...
Allah korumuş Ayşe'yi... Biraz da kendisi tabii. Konuyu gayet usturuplu vermeye çalışmış... Ama yine de Merve'nin trajik ölümü üzerine biraz ters kaçabilirdi... Tabii bizim basının da Merve'yi görmemesi olayı tahrik etmemiş... Bizimkiler bir kere İkoncan'ların ve 'istemem yan cebime magazin sayfası müdavimi çıtır ve kıtırların' Bodrum-Çeşme 'çıkarmalarına' dalmışlar... Kim bakar Mısırlı Merve'nin acı öyküsüne?..