Barcelona buluşması…
30 MAYIS 2011
Biraz siyasi dünyadan başımızı kaldıralım ve Türkiye’nin ekonomik dünyasında ne olup bitiyor bir bakalım mı?..
Türkiye’nin en önemli ilk üç sektöründen biri perakendedir… Bu devasa sektörün iki önemli organizasyonu vardır. İkisi de bu sektördeki eğitim ve organizasyonlara yıllardır damgasını vurmuş olan Soysal Eğitim Danışmanlık tarafından düzenlenir. Biri, ‘Perakende Günleri’, diğeri her yıl bir başka ülkede düzenlenen ‘Perakende Liderler Konferansı’… Soysal’ın bir de Londra’da bu yıl ilkini düzenlediği bir toplantı var ki, o da perakendenin dünya zirvesi olmaya namzet…
***
‘Perakende Liderler Konferansı’ bu yıl Barcelona’da düzenlenmişti. Ben çok özel ve hayırlı bir durum yüzünden katılamadım. Ancak kendisini iletişimin hem akademik hem de pratik boyutunda çok iyi yetiştiren kızım Deniz oradaydı. Görüşlerini yazmasını rica ettim. İşte onun gözüyle, konferansın izlenimi:
“İş, ilişki ve iletişim karmasının perakende alanındaki bu zirvesini kaçırmış olanlar, hakikaten ne kadar üzülseler yeridir. Orada elde edilmiş olan ‘iş – ilişki – iletişim’ ve bilgi zenginliğini başka hiçbir organizasyonda yakalamak pek olası değil sanki.
Yüzde 34'ü kadın 110 üst düzey yönetici ve patron oradaydı.
Konuşmacılara gelince… 250 milyon ziyaretçisi olduğu söylenen ‘Elfyourself’ in yaratıcısı, OfficeMax’in Reklam ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Bob Thacker, erkeklerin ‘satın aldığını’ kadınların ise ‘alışveriş yaptıklarını’; reklam yapmak yerine haber değeri yaratacak konular bulmanın önemini ve ‘doğru fikri bulmanın’ dâhice, ancak ‘doğru fikri satmanın’ bir mucize olduğunu somut örneklerle anlattı.
Reform Kurumsal ve LBT Varlık Yönetimi AŞ Başkanı, Hilmi Güvenal ise perakendecilere ‘İşinizi, mecbur kaldığınız günde ve değerde değil, planladığınız günde ve değerde satın’ mesajını verdi.
Paradigmanın ve alışkanlıkların değiştiğini, tatmin kaynaklarının farklılaştığını, ‘sahip olmak’ değil, ‘ait olmanın’ önem kazandığını, tekil sosyallik ve çoklu kişiliklerin yaşandığını anlatan, iletişim ustamız Levent Erden ise internet ortamında müşteri ilişkilerini denizkestanelerinin çiftleşmesine benzetti… Erden, internette ‘kontrol edilemeyene yön verme’ye örnek olarak, son videosu 1 milyon 480 bin kere tıklanan püskevit olayını gösterdi.
Konferansın diğer senelerden en büyük farkı ise hiç kuşkusuz ‘Kıyasıya yaratıcılık, kıyasıya çözüm’ başlığı altında iki grubun tartıştığı bölümdü. Semih Şeftali (Esse), Cüneyt Yavuz (Mavi), Ömer Taviloğlu (Mudo) 20 yıl sonrasından bugüne baktılar. Esra Nil Erkmen (Marks & Spencer), Aslan Saranga (Domino's Pizza) ve Ahmet Ş. Yanıkoğlu'ndan (Watsons) oluşan ve kendisine ‘Survive’or’ adını veren ikinci ekip ise, biraz günü kurtarıp sonra ileriye bakmaya öncelik verdi.
***
Konferansın ikinci gününde ise ‘Hepimiz müşteriyiz’ diyerek konuşmasına başlayan Howard Saunders, ‘müşterilerin olmak isteyeceği bir yer ve zaman yaratın’ önermesiyle birlikte internetin hızına karşı mağazalarda yapılması gereken üç şeyi şöyle özetledi: ‘Özel bir şeyler yapın, hatırlanabilir olun, zaman sunun!’
Konferansın son konuşmasını TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner yaptı. Dünya konjonktürü ve yaklaşan seçim sürecinde Türkiye üzerine bir ufuk turu yaptı. Ertesi günü Türkiye’de medyanın öne çıkaracağı konuyu iyi biliyordu… Arınç polemiği vs… Boyner amacına fazlasıyla ulaştı. Kendisine yazılanları okumak yerine irticalen konuşsaydı, kesinlikle sadece medyada değil salondakiler üzerinde de çok etkili olurdu…
Konferansın en sürprizli olayı Abdullah Kiğılı’dan geldi. Kiğılı ilk gece yemeğine Messi’yi getirdi(!)… Tabii ki orijinalini değil… Hayatını, Messi'ye olan benzerliği sayesinde Nou Camp stadının önünde fotoğraf çektirerek kazanan delikanlıydı gecenin sürprizi…”
Türkiye’nin en önemli ilk üç sektöründen biri perakendedir… Bu devasa sektörün iki önemli organizasyonu vardır. İkisi de bu sektördeki eğitim ve organizasyonlara yıllardır damgasını vurmuş olan Soysal Eğitim Danışmanlık tarafından düzenlenir. Biri, ‘Perakende Günleri’, diğeri her yıl bir başka ülkede düzenlenen ‘Perakende Liderler Konferansı’… Soysal’ın bir de Londra’da bu yıl ilkini düzenlediği bir toplantı var ki, o da perakendenin dünya zirvesi olmaya namzet…
***
‘Perakende Liderler Konferansı’ bu yıl Barcelona’da düzenlenmişti. Ben çok özel ve hayırlı bir durum yüzünden katılamadım. Ancak kendisini iletişimin hem akademik hem de pratik boyutunda çok iyi yetiştiren kızım Deniz oradaydı. Görüşlerini yazmasını rica ettim. İşte onun gözüyle, konferansın izlenimi:
“İş, ilişki ve iletişim karmasının perakende alanındaki bu zirvesini kaçırmış olanlar, hakikaten ne kadar üzülseler yeridir. Orada elde edilmiş olan ‘iş – ilişki – iletişim’ ve bilgi zenginliğini başka hiçbir organizasyonda yakalamak pek olası değil sanki.
Yüzde 34'ü kadın 110 üst düzey yönetici ve patron oradaydı.
Konuşmacılara gelince… 250 milyon ziyaretçisi olduğu söylenen ‘Elfyourself’ in yaratıcısı, OfficeMax’in Reklam ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Bob Thacker, erkeklerin ‘satın aldığını’ kadınların ise ‘alışveriş yaptıklarını’; reklam yapmak yerine haber değeri yaratacak konular bulmanın önemini ve ‘doğru fikri bulmanın’ dâhice, ancak ‘doğru fikri satmanın’ bir mucize olduğunu somut örneklerle anlattı.
Reform Kurumsal ve LBT Varlık Yönetimi AŞ Başkanı, Hilmi Güvenal ise perakendecilere ‘İşinizi, mecbur kaldığınız günde ve değerde değil, planladığınız günde ve değerde satın’ mesajını verdi.
Paradigmanın ve alışkanlıkların değiştiğini, tatmin kaynaklarının farklılaştığını, ‘sahip olmak’ değil, ‘ait olmanın’ önem kazandığını, tekil sosyallik ve çoklu kişiliklerin yaşandığını anlatan, iletişim ustamız Levent Erden ise internet ortamında müşteri ilişkilerini denizkestanelerinin çiftleşmesine benzetti… Erden, internette ‘kontrol edilemeyene yön verme’ye örnek olarak, son videosu 1 milyon 480 bin kere tıklanan püskevit olayını gösterdi.
Konferansın diğer senelerden en büyük farkı ise hiç kuşkusuz ‘Kıyasıya yaratıcılık, kıyasıya çözüm’ başlığı altında iki grubun tartıştığı bölümdü. Semih Şeftali (Esse), Cüneyt Yavuz (Mavi), Ömer Taviloğlu (Mudo) 20 yıl sonrasından bugüne baktılar. Esra Nil Erkmen (Marks & Spencer), Aslan Saranga (Domino's Pizza) ve Ahmet Ş. Yanıkoğlu'ndan (Watsons) oluşan ve kendisine ‘Survive’or’ adını veren ikinci ekip ise, biraz günü kurtarıp sonra ileriye bakmaya öncelik verdi.
***
Konferansın ikinci gününde ise ‘Hepimiz müşteriyiz’ diyerek konuşmasına başlayan Howard Saunders, ‘müşterilerin olmak isteyeceği bir yer ve zaman yaratın’ önermesiyle birlikte internetin hızına karşı mağazalarda yapılması gereken üç şeyi şöyle özetledi: ‘Özel bir şeyler yapın, hatırlanabilir olun, zaman sunun!’
Konferansın son konuşmasını TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner yaptı. Dünya konjonktürü ve yaklaşan seçim sürecinde Türkiye üzerine bir ufuk turu yaptı. Ertesi günü Türkiye’de medyanın öne çıkaracağı konuyu iyi biliyordu… Arınç polemiği vs… Boyner amacına fazlasıyla ulaştı. Kendisine yazılanları okumak yerine irticalen konuşsaydı, kesinlikle sadece medyada değil salondakiler üzerinde de çok etkili olurdu…
Konferansın en sürprizli olayı Abdullah Kiğılı’dan geldi. Kiğılı ilk gece yemeğine Messi’yi getirdi(!)… Tabii ki orijinalini değil… Hayatını, Messi'ye olan benzerliği sayesinde Nou Camp stadının önünde fotoğraf çektirerek kazanan delikanlıydı gecenin sürprizi…”