Basın sponsorluğu riskli iştir
22 Aralık 2008 Akşam Gazetesi
'Muş'a gittik. Muş, sosyal gelişmişlik açısından Türkiye'de son sıralarda yer alır. Devletin verdiği 30 liralık aşı parasını almak için insanların çocuk yaptıkları söylenir... Sonra da bu çocukların eğitim sorunları çığ gibi büyür...'
Bunları anlatırken Metro Group Türkiye Temsilcisi Nurdan Tümbek Tekelioğlu'nun sesi titriyordu. 'Biraz profesyonelliğin sınırını aşmış' diye geçirdim içimden. 'Bir profesyonel yaptığı işin içine bu kadar girmez...'
O devam etti. Medyanın verdiği desteği pek yeterli bulmamıştı. (Hoş, tanıdığım kadarıyla profesyonel hayatında hiçbir şeyi yeterli bulmuyordu ya...) 'Okuttuğumuz 1.000 kız çocuğun başka ihtiyaçlarını da karşılayalım diye Metro Group'un 8 temsilcilik ofisi çalışanı Anadolu'nun dört bir yanına dağıldık en başarılı 45 öğrencinin hayatını kitaplaştırdık Doğan kitap maliyetine bastı. Türkân Saylan Hoca hasta olmasına rağmen büyük destek verdi... Kitabın geliri yine o genç kızlara gidecek... Satılan her 4 kitaba bir kız çocuğun 1 aylık eğitimi karşılanıyor...'
Kitabın adı 'İmkânsız Periler'. Real, D&R ve Metro'da satılacakmış...
Metro'nun pek çok sosyal sorumluluk projesinin altında imzası vardır. Nurdan Hanım için 'İmkansız Periler'in anlamı farklı: '20 yıllık iş hayatımda beni bu kadar etkileyen bir başka projeye daha imza atmadım...'
Hem onun üzüntüsünü anlıyorum. Hem de Türkiye medyasının halini. Metro, projeyi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Milliyet'le birlikte götürüyor ya... 'Alleme-i Cihan' olsalar 'diğer medya' (!) onları görmeyebilir... Gazeteciler Cemiyeti'nin her yıl verdiği ödüllere bir bakın. Her basın kuruluşu sadece kendi aldığı ödüllerin haberini yapar. Diğerleri yokmuş gibi davranır... Tüm diğer basın sponsorluklarında böyledir durum...
Bu tür projelerde bu yüzden tek bir gazete ile birlikte hareket etmenin hem avantajları vardır (o gazete ve grubu yaptıklarınızı 'görür') hem de dezavantajları (diğerleri görmezden gelebilir)... Bizim herhangi bir kompleksimiz olmadığı için her hayırlı işi 'görürüz'... 'Basında En İyiler Reklam Ödülleri Kırmızı'yı gördüğümüz gibi. Bu arada hatırlatalım Kırmızı'ya katılmak için dün son başvuru günüydü. Ama bugün de başvurursanız idare ederler herhalde...
Nurdan Hanım'a söz, hemen İmkansız Periler'den mebzul miktarda alacak, eşe dosta armağan edecek, pek çok kız çocuğunun eğitimine katkıda bulunmaya çalışacağım. Keşke kitabın elektronik ortamda da satılmasını ve hediye edilmesini de sağlasalarmış...
//c
Deneyimsel pazarlamaya akıllı bir örnek
Sıcak'ın galasına gitmeden önce bir şeyler atıştırmak üzere Beymen Brasserie'ye uğradık. Dört kişi bir güzel yemeklerimizi yedik. Seansa yetişmek üzere hemen kalkabilmek için son bir iki lokmayı ağzımıza atmadan hesabı istedik.
Yanımızda bir beyefendi belirdi ve son derece kibar ve reddedilmesi zor bir tonla dedi ki: 'Müsaade ederseniz bu akşam Akbank (Axess) Wings adına davetlimiz olmanızı rica ediyoruz...'
Experimental marketing (deneyimsel pazarlama) denen yaklaşıma çok güzel bir örnek... Hayli de agresif. Asistanım şirketi arayıp sordu. Son 7 ayda 13 restoranda 363 masanın hesabı Wings tarafından ödenmiş... Ortalama bir masada 4 kişi otursa, doğrudan hedef kitle niteliğinde 1.452 kişiye ulaşmışlar demektir. Bu bilinen o ki bu 1.452 kişi birinci çevre olarak en az 10'ar kişiyi etkiler. Buyurun size yaklaşık 15.000 kişilik 'kemiksiz' erişim...
İletişimde, adam başına erişim maliyeti çok önemlidir. Bu 15 bin kişiye gazete yoluyla doğrudan ulaşmaya kalksanız hangi sayfaya kaç gün reklam vermek gerekirdi bir hesaplayın. Göreceksiniz ki, bu yüz yüze pazarlama yaklaşımı sadece çok daha etkili değil aynı zamanda daha da ucuz... Tabii ki reklamla desteklenmesi şart. Yoksa kimse tanımazdı Wings kartını. O zaman da teklifi hiç kabul etmeyebilirlerdi...
Kadı kızındaki hatayı arayacak olursak bu mükemmel çalışmada pek yok; ancak bir odaklanma sorunundan söz edilebilir belki. Çok fazla marka var aynı anda: Akbank... Axess... Wings... MasterCard... Ve nihayet sizin adınız... Nasıl biraz daha yalın olunabilir acaba. Reklam ajansına bu brief verilirse arkadaşlar mutlaka çözerler...
//c
Güvenlik açığı giderilmiş
Microsoft'un İnternet Explorer'i konusunda ortalıkta dolaşan 'güvenlik açığı' dedikodusuna acilen bir açıklık getirmesi gerektiğini, STK'ların da bu konuda 'racon' kesmeleri gerektiğini yazmıştık. İmzasız da olsa bir açıklama geldi. İletişim Danışmanlığı Şirketi Tribeka'dan Esra Alagöz Hanım göndermiş. Sağ olsunlar. Microsoft özetle şöyle demiş:
'20.12.2008 tarihli AKŞAM gazetesinde yer alan yazınızda belirtmiş olduğunuz değerli görüşleriniz ve ilginiz için teşekkür ediyor; konuyla ilgili bazı bilgileri sizinle paylaşmayı diliyoruz.
...Her ay yayınladığımız güvenlik bültenleri ile olası tehlikeler ve korunma yöntemleri hakkında kullanıcılarımızı bilgilendirmekteyiz.
Yazınızda bahsettiğiniz BBC'de yer alan 'güvenlik açığı' haberi, Microsoft'un düzenli yayınladığı güvenlik bülteninden yararlanılarak kaleme alınmış bir haber çalışmasıdır.
...17 Aralık tarihinde Windows Güncelleme Servisi üzerinden dağıtılan güvenlik yaması ile ilgili bütün süreç basın kuruluşları ile paylaşılmış, yamanın çıkış zamanı 24 saat öncesinden duyurulmuştur. Yama ile ilgili bilgiler ayrıca ayda 1 milyondan fazla kullanıcımızın ziyaret ettiği Microsoft Türkiye İnternet sitesinde yayınlanmıştır. Bu bilgilendirmeler ışığında gerek Türkiye'de gerekse yurtdışında konuyla ilgili haberler yayın organlarında geniş yer bulmuştur...'
'Muş'a gittik. Muş, sosyal gelişmişlik açısından Türkiye'de son sıralarda yer alır. Devletin verdiği 30 liralık aşı parasını almak için insanların çocuk yaptıkları söylenir... Sonra da bu çocukların eğitim sorunları çığ gibi büyür...'
Bunları anlatırken Metro Group Türkiye Temsilcisi Nurdan Tümbek Tekelioğlu'nun sesi titriyordu. 'Biraz profesyonelliğin sınırını aşmış' diye geçirdim içimden. 'Bir profesyonel yaptığı işin içine bu kadar girmez...'
O devam etti. Medyanın verdiği desteği pek yeterli bulmamıştı. (Hoş, tanıdığım kadarıyla profesyonel hayatında hiçbir şeyi yeterli bulmuyordu ya...) 'Okuttuğumuz 1.000 kız çocuğun başka ihtiyaçlarını da karşılayalım diye Metro Group'un 8 temsilcilik ofisi çalışanı Anadolu'nun dört bir yanına dağıldık en başarılı 45 öğrencinin hayatını kitaplaştırdık Doğan kitap maliyetine bastı. Türkân Saylan Hoca hasta olmasına rağmen büyük destek verdi... Kitabın geliri yine o genç kızlara gidecek... Satılan her 4 kitaba bir kız çocuğun 1 aylık eğitimi karşılanıyor...'
Kitabın adı 'İmkânsız Periler'. Real, D&R ve Metro'da satılacakmış...
Metro'nun pek çok sosyal sorumluluk projesinin altında imzası vardır. Nurdan Hanım için 'İmkansız Periler'in anlamı farklı: '20 yıllık iş hayatımda beni bu kadar etkileyen bir başka projeye daha imza atmadım...'
Hem onun üzüntüsünü anlıyorum. Hem de Türkiye medyasının halini. Metro, projeyi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Milliyet'le birlikte götürüyor ya... 'Alleme-i Cihan' olsalar 'diğer medya' (!) onları görmeyebilir... Gazeteciler Cemiyeti'nin her yıl verdiği ödüllere bir bakın. Her basın kuruluşu sadece kendi aldığı ödüllerin haberini yapar. Diğerleri yokmuş gibi davranır... Tüm diğer basın sponsorluklarında böyledir durum...
Bu tür projelerde bu yüzden tek bir gazete ile birlikte hareket etmenin hem avantajları vardır (o gazete ve grubu yaptıklarınızı 'görür') hem de dezavantajları (diğerleri görmezden gelebilir)... Bizim herhangi bir kompleksimiz olmadığı için her hayırlı işi 'görürüz'... 'Basında En İyiler Reklam Ödülleri Kırmızı'yı gördüğümüz gibi. Bu arada hatırlatalım Kırmızı'ya katılmak için dün son başvuru günüydü. Ama bugün de başvurursanız idare ederler herhalde...
Nurdan Hanım'a söz, hemen İmkansız Periler'den mebzul miktarda alacak, eşe dosta armağan edecek, pek çok kız çocuğunun eğitimine katkıda bulunmaya çalışacağım. Keşke kitabın elektronik ortamda da satılmasını ve hediye edilmesini de sağlasalarmış...
//c
Deneyimsel pazarlamaya akıllı bir örnek
Sıcak'ın galasına gitmeden önce bir şeyler atıştırmak üzere Beymen Brasserie'ye uğradık. Dört kişi bir güzel yemeklerimizi yedik. Seansa yetişmek üzere hemen kalkabilmek için son bir iki lokmayı ağzımıza atmadan hesabı istedik.
Yanımızda bir beyefendi belirdi ve son derece kibar ve reddedilmesi zor bir tonla dedi ki: 'Müsaade ederseniz bu akşam Akbank (Axess) Wings adına davetlimiz olmanızı rica ediyoruz...'
Experimental marketing (deneyimsel pazarlama) denen yaklaşıma çok güzel bir örnek... Hayli de agresif. Asistanım şirketi arayıp sordu. Son 7 ayda 13 restoranda 363 masanın hesabı Wings tarafından ödenmiş... Ortalama bir masada 4 kişi otursa, doğrudan hedef kitle niteliğinde 1.452 kişiye ulaşmışlar demektir. Bu bilinen o ki bu 1.452 kişi birinci çevre olarak en az 10'ar kişiyi etkiler. Buyurun size yaklaşık 15.000 kişilik 'kemiksiz' erişim...
İletişimde, adam başına erişim maliyeti çok önemlidir. Bu 15 bin kişiye gazete yoluyla doğrudan ulaşmaya kalksanız hangi sayfaya kaç gün reklam vermek gerekirdi bir hesaplayın. Göreceksiniz ki, bu yüz yüze pazarlama yaklaşımı sadece çok daha etkili değil aynı zamanda daha da ucuz... Tabii ki reklamla desteklenmesi şart. Yoksa kimse tanımazdı Wings kartını. O zaman da teklifi hiç kabul etmeyebilirlerdi...
Kadı kızındaki hatayı arayacak olursak bu mükemmel çalışmada pek yok; ancak bir odaklanma sorunundan söz edilebilir belki. Çok fazla marka var aynı anda: Akbank... Axess... Wings... MasterCard... Ve nihayet sizin adınız... Nasıl biraz daha yalın olunabilir acaba. Reklam ajansına bu brief verilirse arkadaşlar mutlaka çözerler...
//c
Güvenlik açığı giderilmiş
Microsoft'un İnternet Explorer'i konusunda ortalıkta dolaşan 'güvenlik açığı' dedikodusuna acilen bir açıklık getirmesi gerektiğini, STK'ların da bu konuda 'racon' kesmeleri gerektiğini yazmıştık. İmzasız da olsa bir açıklama geldi. İletişim Danışmanlığı Şirketi Tribeka'dan Esra Alagöz Hanım göndermiş. Sağ olsunlar. Microsoft özetle şöyle demiş:
'20.12.2008 tarihli AKŞAM gazetesinde yer alan yazınızda belirtmiş olduğunuz değerli görüşleriniz ve ilginiz için teşekkür ediyor; konuyla ilgili bazı bilgileri sizinle paylaşmayı diliyoruz.
...Her ay yayınladığımız güvenlik bültenleri ile olası tehlikeler ve korunma yöntemleri hakkında kullanıcılarımızı bilgilendirmekteyiz.
Yazınızda bahsettiğiniz BBC'de yer alan 'güvenlik açığı' haberi, Microsoft'un düzenli yayınladığı güvenlik bülteninden yararlanılarak kaleme alınmış bir haber çalışmasıdır.
...17 Aralık tarihinde Windows Güncelleme Servisi üzerinden dağıtılan güvenlik yaması ile ilgili bütün süreç basın kuruluşları ile paylaşılmış, yamanın çıkış zamanı 24 saat öncesinden duyurulmuştur. Yama ile ilgili bilgiler ayrıca ayda 1 milyondan fazla kullanıcımızın ziyaret ettiği Microsoft Türkiye İnternet sitesinde yayınlanmıştır. Bu bilgilendirmeler ışığında gerek Türkiye'de gerekse yurtdışında konuyla ilgili haberler yayın organlarında geniş yer bulmuştur...'