Battık Bittik (!)
06 Ağustos 2022 - Yeni Şafak
Almanya’nın Türkiye ile ilgili yayın politikasında, ‘Erdoğan düşmanlığını’, PKK ve FETÖ destekçiliğini kendisine stratejik hedef yapmış iki önemli dergi vardır. Biri Der Spiegel, diğeri ise Stern. Bu hafta tezvirat sırası herhalde Stern’deydi ki; 4 Ağustos tarihli nüshasının 52’nci sayfasının tamamına yerleştirdiği Erdoğan fotoğrafıyla girmiş olaya… Dolu dolu 7 sayfa ayırmış…
Sayın Cumhurbaşkanı’nın fotoğrafı şu başlıkla verilmiş: “İllüzyonun Sonunda”… Üst başlıkta ise şu ifade kullanılmış: “Şiddetli Enflasyon, Ekonomik Kriz, Göçmen Kaosu… Erdoğan arkasındaki desteği kaybetmeye devam ediyor. Stern, eleştirenler ve hayranlarıyla görüştü…”
Dergi adına fotoğrafları bir Türk meslektaşımız, Özgür Baykal çekmiş. Röportajları da Jonas Breng yapmış… Topu topu 6 muhalifle görüşmüşler. “Hayran da var”, demişler. Evet bir tane numunelik koymuşlar, aşağıda göreceğiz… 7 kişiyle görüşüp ‘bir Türkiye profili’ çıkarmışlar ki, bizim liberallerin hayran kaldığı Batı’nın hipokrasisine (iki yüzlülük) insanın asabının bozulmaması mümkün değil…
Breng, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiri oklarına hedef ettiği giriş bölümünden sonra, “Bakalım Türkler mevcut durumu nasıl görüyorlar ve Cumhurbaşkanları hakkında ne düşünüyorlar. Bir anket çalışması…” diyor ve konuştuğu o 7 kişinin görüşlerini aktarıyor…
İlki, emlakçı bir çift. Ahmet Bayram ve eşi Alena. Söyledikleri özetle: “Ekonomik durum kapkara… Enflasyon çıldırmış… Orta sınıf eridi gitti… Sadece zenginler ve fakirler kaldı… Beyin göçü var. Başta hekimler, iyi insanlar ülkeyi terk ediyor…”
İkinci sırayı kadın iç çamaşırı satan 58 yaşındaki pazarcı Medine Hanım almış. Enflasyondan uzunca bir bölüm şikâyet etikten sonra demiş ki: “Bazıları, bu durumdan dolayı, faizleri düşürdüğü için Erdoğan’ı suçluyor. Dindar bir insan Türkiye’ye neden zarar versin ki… Bana sorarsanız bu işin arkasında Amerikalılar, İngilizler ve Yahudiler var… Erdoğan bir daha kazanmasın diye yapıyorlar. Ben ona vermiştim oyumu, yine ona vereceğim…” AK Parti’ye oy verecek olanların profili olarak çizilen tablo bu…
Bir profesörü konuşturmuşlar. Prof. Pınar Erkem. Demiş ki özetle: “Derslerimde sözlerime çok dikkat etmem gerekir. Bazı arkadaşlarım bu nedenle kovuldular okuldan. İnsan hakları avukatı olan annem de bir süre önce tutuklandı…”
Kürdistan başlığı altında HDP Milletvekili Saruhan Oluç ile görüşmüşler. “70’lerden beri aktif siyasetteyim. Kürt azınlığı temsil eden HDP içinde Meclis’te oturuyorum” demiş. 1980’lerde Achen’de mühendislik okuduğundan ve o tarihlerden bu yana Kürtlerin ezilmesinde bir değişiklik olmadığından söz eden Oluç, her hafta çeşitli şehirlerde kendilerine karşı tutuklama ve operasyonların yürütüldüğünden bahisle, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyi ile ilgili yalan söylediğini, orada ‘Cihadistler’ ile (Herhâlde IŞİD’i kastediyor) iş birliği yaparak bölgeyi kontrol etmeyi hedeflediğini iddia etmiş...
Geriye kalan iki kişiden biri, adını vermek istemeyen ve kapağı en kısa zamanda Almanya’ya atmayı amaçlayan bir havaalanı çalışanı ile kuyumcu Bektaş Dilek… Dilek’in ifadelerinin odağında da göçmenler var…
İşte Batı’nın görmek ve göstermek istediği Türkiye…
Batıcı liberallerimize ve Anglosakson ecnebi aydınlarımıza sunulur…
Gözümüze takılanlar…
Sayın Cumhurbaşkanı’nın fotoğrafı şu başlıkla verilmiş: “İllüzyonun Sonunda”… Üst başlıkta ise şu ifade kullanılmış: “Şiddetli Enflasyon, Ekonomik Kriz, Göçmen Kaosu… Erdoğan arkasındaki desteği kaybetmeye devam ediyor. Stern, eleştirenler ve hayranlarıyla görüştü…”
Dergi adına fotoğrafları bir Türk meslektaşımız, Özgür Baykal çekmiş. Röportajları da Jonas Breng yapmış… Topu topu 6 muhalifle görüşmüşler. “Hayran da var”, demişler. Evet bir tane numunelik koymuşlar, aşağıda göreceğiz… 7 kişiyle görüşüp ‘bir Türkiye profili’ çıkarmışlar ki, bizim liberallerin hayran kaldığı Batı’nın hipokrasisine (iki yüzlülük) insanın asabının bozulmaması mümkün değil…
Breng, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiri oklarına hedef ettiği giriş bölümünden sonra, “Bakalım Türkler mevcut durumu nasıl görüyorlar ve Cumhurbaşkanları hakkında ne düşünüyorlar. Bir anket çalışması…” diyor ve konuştuğu o 7 kişinin görüşlerini aktarıyor…
İlki, emlakçı bir çift. Ahmet Bayram ve eşi Alena. Söyledikleri özetle: “Ekonomik durum kapkara… Enflasyon çıldırmış… Orta sınıf eridi gitti… Sadece zenginler ve fakirler kaldı… Beyin göçü var. Başta hekimler, iyi insanlar ülkeyi terk ediyor…”
İkinci sırayı kadın iç çamaşırı satan 58 yaşındaki pazarcı Medine Hanım almış. Enflasyondan uzunca bir bölüm şikâyet etikten sonra demiş ki: “Bazıları, bu durumdan dolayı, faizleri düşürdüğü için Erdoğan’ı suçluyor. Dindar bir insan Türkiye’ye neden zarar versin ki… Bana sorarsanız bu işin arkasında Amerikalılar, İngilizler ve Yahudiler var… Erdoğan bir daha kazanmasın diye yapıyorlar. Ben ona vermiştim oyumu, yine ona vereceğim…” AK Parti’ye oy verecek olanların profili olarak çizilen tablo bu…
Bir profesörü konuşturmuşlar. Prof. Pınar Erkem. Demiş ki özetle: “Derslerimde sözlerime çok dikkat etmem gerekir. Bazı arkadaşlarım bu nedenle kovuldular okuldan. İnsan hakları avukatı olan annem de bir süre önce tutuklandı…”
Kürdistan başlığı altında HDP Milletvekili Saruhan Oluç ile görüşmüşler. “70’lerden beri aktif siyasetteyim. Kürt azınlığı temsil eden HDP içinde Meclis’te oturuyorum” demiş. 1980’lerde Achen’de mühendislik okuduğundan ve o tarihlerden bu yana Kürtlerin ezilmesinde bir değişiklik olmadığından söz eden Oluç, her hafta çeşitli şehirlerde kendilerine karşı tutuklama ve operasyonların yürütüldüğünden bahisle, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyi ile ilgili yalan söylediğini, orada ‘Cihadistler’ ile (Herhâlde IŞİD’i kastediyor) iş birliği yaparak bölgeyi kontrol etmeyi hedeflediğini iddia etmiş...
Geriye kalan iki kişiden biri, adını vermek istemeyen ve kapağı en kısa zamanda Almanya’ya atmayı amaçlayan bir havaalanı çalışanı ile kuyumcu Bektaş Dilek… Dilek’in ifadelerinin odağında da göçmenler var…
İşte Batı’nın görmek ve göstermek istediği Türkiye…
Batıcı liberallerimize ve Anglosakson ecnebi aydınlarımıza sunulur…
Gözümüze takılanlar…
- The Body Shop, kişisel bakım endüstrisinin doğaya verdiği zararı önlemek amacıyla geliştirdiği ‘yeniden dolum projesini’, İstinye Park’taki mağazasında hayata geçirmiş. Dünya çapında bu tür mağazalarının sayısı 500’müş… Yıllardır çevre ve doğa konularını ‘kurumsal sosyal sorumluluk’ (KSS) çerçevesinde sahiplenen pek çok firmaya şahit oluyoruz. Ancak bu işi bir adım öteye götürerek ‘iş süreçlerini’ de dönüştürenlerin tüketici nezdinde daha fazla itibar kazanması mümkün… (Ece Kuplay, Contact Plus)
- Metaverse aşağı, metaverse yukarı… Teknoloji şirketleri kendilerini hızla bu yeni ‘evren’e adapte etmek için uğraşıyor. Firmalar mağazalarını buraya taşıyor. Arazi kapatmaya çalışanlar ya da hayretle ve merakla izleyenler… Peki ya güvenlik? Kaspersky Digital Payment anketine göre, Orta Doğu, Türkiye ve Afrika’yı kapsayan ‘META bölgesindeki’ katılımcıların %55'i çevrim içi bankacılık veya mobil cüzdan hizmetlerini kullanırken kimlik avı dolandırıcılığıyla karşılaşmışlar. %56'sı sahte web sitelerine denk gelirken, %64'ü sosyal mühendislik kullanan dolandırıcılık yöntemlerine muhatap olmuş. Türkiye’de bu oranlar sırasıyla %48, %49 ve %42 imiş… (Murat Demirok, F5 İletişim)
- Türk Hava Yolları ve e-ticaret platformu Trendyol iş birliğine gitmişler. Bundan böyle Miles&Smiles sahibi müşteriler, biriktirdikleri millerle “Trendyol Hediye Çeki” satın alabileceklermiş. Marka iş birlikleri, müşterilere fayda sunmasının ötesinde, firmalara da kazanım sağlaması için yapılırlar. Bu işten en çok da yüksek itibarlı firmayla anlaşan markalar fayda görür… (Ceren Kalkancı, GTC)