Baykal yine yırttı!
12 Aralık 2019 - Yeni Şafak
Bundan birkaç gün önce bir gazete, Deniz Baykal ve kızı Aslı Baykal’ın sahibi olduğu Halk TV’nin el değiştirdiğini iddia etti.
Kimsenin konuyla ilgili ayrıntılı bilgi sahibi olmadığı günlerde, birden, detayları, gazeteci arkadaşımız Atilla Güner’in radyo programında duyuverdik.
YouTube’dan kolaylıkla ulaşılabilecek programda Güner, satışı doğruladıklarını söylüyordu. Kanalın kuruluşu ve satışına ilişkin ayrıntıları da şöyle anlatıyordu:
Halk TV, 2 milyon dolar artı 3,5 milyon TL (borçları için) karşılığında, İngiltere’de yaşayan iş insanı Cafer Mahiroğlu’na satılmış.
Kanalın kurulduğu 2005 yılında CHP Genel Saymanı olan Mahmut Yıldız ismi ön plandaymış. Mahmut bey, o zamanlar Şanlıurfa’da küçük bir yerel kanalın sahibi. Belediyelerden gelen bağışlar da bir fonda toplanarak bu kanalın kuruluşuna destek olunmuş… Gerekli sermayenin yüzde 30-40’lık bölümü ise Yıldız tarafından sağlanmış.
Kanalın uzun süre, yazarlarının bağışladığı kitapların satışından gelir elde etmeye çalıştığını da hatırlarsınız…
Sonraları Kemal Kılıçdaroğlu, kanal yönetiminin Baykal’dan alınmasını istese de bunu kabul ettirememiş. Baykal yönetimi bırakmak istemeyince bu yapılamamış. Onun yerine önce, Baykal’ın kızı Aslı Baykal yönetime gelmiş. Şimdi ise yıllarca DSP muhabirliği yapmış, TRT tecrübesi de olan Serhan Asker ile birlikte yönetime devam ediyorlarmış. Asker, satışı reddediyormuş bu arada.
Güner, bu satışla ilgili çarpıcı bir ifade kullandı: “Kemal Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’dan aldığı bir kanal da denebilir.”
Kılıçdaroğlu, eski Genel Başkan’ın sağlık durumunu da öne sürerek bu satışın yapılmasını sağlamış. Kemal Bey’e yakın bir isim olan Mahiroğlu’nun Halk TV’yi satın almasıyla bu, ‘başarılmış’.
Yalnız, satış anlaşması sırasında Baykal ile Mahiroğlu bir de anlaşma yapmışlar. Baykal’ın hayatta olduğu sürece, kanala atanacak genel yayın yönetmeni için kendisinden onay alınacakmış…
Atilla Güner’e “Bu söylediklerine CHP’den tekzip geldi mi?” diye sordum. Gelmemiş…
Siyasi iletişim tarihinde bu tür olaylara çok rastlanır. Siyasi partiler, medyayı kontrol ettikleri zaman iktidar yolunun kendilerine daha da açılacağını zannederler ama Türkiye medya tarihi tam da bunun tersini kanıtlamaktadır.
1950, 1983 ve 2002 seçimlerinde medya kimin yanında saf tuttuysa, karşısındaki parti kazanmıştır.
Tarihin o sayfalarına bakan ve feyz alan 2023’te mükerrer hatalara düşmeyecektir.
Plastikçiler zor durumda
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), Aralık ayının başında bir kampanyaya girişmiş…
“Plastiklerin Doğada Yeri Yok, Hayatımızda Yeri Çok, İşi Çok!” sloganına yer verilen kampanya, Manajans J. Walter Thompson tarafından hazırlanmış… Kampanya kapsamında bir de reklam filmi çekilmiş…
Reklam filmi hayli etkileyici. Ancak, düşündürücü de…
Plastiğin dünyaya verdiği hasar o kadar büyük ki her ne kadar sektör, PAGEV çatısı altında bir araya gelip karşılaşacakları büyük maddi hasarı önlemek adına çırpınsalar da bu iletişim frekansı ve yatırımıyla yetersiz kalmaları mukadder…
Sadece çeşitli kanallarda gösterilen kısa doğa belgeselleri ve ülke çapında yürütülen kampanyalar, balıkların büyük bir kısmının yediği plastik ve bunların görüntüleri bile bu kampanyanın başarıya ulaşmasına engel olacak boyutta… Üstelik plastiğe karşı irili ufaklı kampanyalarla toplumsal bilinç oluşturmak için yıllardır çaba harcanıyor…
Burada hakikat ile gerçekliğin üst üste gelemediği bir alanla karşı karşıyayız. Örneğin, fosil yakıtlar büyük bir buluştu. Sanayi ve yaşam onlar sayesinde hızlandı, verimli hâle geldi. Ancak bunların çıkardığı karbondioksit emisyonları küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine neden oldu. Canlılığın sonunu getirecek bir faktör olarak ortaya çıktı…
Reklamda anlatıldığı gibi plastik de insanın dostu pek çok alet ve araçta kullanılıyor… Bu hakikat… Öte yandan plastik atıkları canlılığı tehdit ediyor…
Bunların faydalı olması hakikat (truth) ama canlılığı tehdit etmeleri gerçeklik (reality). Bu dengeyi bozmaları için PAGEV’in algıyı yüksek frekanslı iletişimde yaygın bir şekilde yönetmesi gerekiyor. Bu da çok zor… Çünkü neticede insan hakikatten çok gerçekliğe göre kararlarını veriyor.
Kimsenin konuyla ilgili ayrıntılı bilgi sahibi olmadığı günlerde, birden, detayları, gazeteci arkadaşımız Atilla Güner’in radyo programında duyuverdik.
YouTube’dan kolaylıkla ulaşılabilecek programda Güner, satışı doğruladıklarını söylüyordu. Kanalın kuruluşu ve satışına ilişkin ayrıntıları da şöyle anlatıyordu:
Halk TV, 2 milyon dolar artı 3,5 milyon TL (borçları için) karşılığında, İngiltere’de yaşayan iş insanı Cafer Mahiroğlu’na satılmış.
Kanalın kurulduğu 2005 yılında CHP Genel Saymanı olan Mahmut Yıldız ismi ön plandaymış. Mahmut bey, o zamanlar Şanlıurfa’da küçük bir yerel kanalın sahibi. Belediyelerden gelen bağışlar da bir fonda toplanarak bu kanalın kuruluşuna destek olunmuş… Gerekli sermayenin yüzde 30-40’lık bölümü ise Yıldız tarafından sağlanmış.
Kanalın uzun süre, yazarlarının bağışladığı kitapların satışından gelir elde etmeye çalıştığını da hatırlarsınız…
Sonraları Kemal Kılıçdaroğlu, kanal yönetiminin Baykal’dan alınmasını istese de bunu kabul ettirememiş. Baykal yönetimi bırakmak istemeyince bu yapılamamış. Onun yerine önce, Baykal’ın kızı Aslı Baykal yönetime gelmiş. Şimdi ise yıllarca DSP muhabirliği yapmış, TRT tecrübesi de olan Serhan Asker ile birlikte yönetime devam ediyorlarmış. Asker, satışı reddediyormuş bu arada.
Güner, bu satışla ilgili çarpıcı bir ifade kullandı: “Kemal Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’dan aldığı bir kanal da denebilir.”
Kılıçdaroğlu, eski Genel Başkan’ın sağlık durumunu da öne sürerek bu satışın yapılmasını sağlamış. Kemal Bey’e yakın bir isim olan Mahiroğlu’nun Halk TV’yi satın almasıyla bu, ‘başarılmış’.
Yalnız, satış anlaşması sırasında Baykal ile Mahiroğlu bir de anlaşma yapmışlar. Baykal’ın hayatta olduğu sürece, kanala atanacak genel yayın yönetmeni için kendisinden onay alınacakmış…
Atilla Güner’e “Bu söylediklerine CHP’den tekzip geldi mi?” diye sordum. Gelmemiş…
Siyasi iletişim tarihinde bu tür olaylara çok rastlanır. Siyasi partiler, medyayı kontrol ettikleri zaman iktidar yolunun kendilerine daha da açılacağını zannederler ama Türkiye medya tarihi tam da bunun tersini kanıtlamaktadır.
1950, 1983 ve 2002 seçimlerinde medya kimin yanında saf tuttuysa, karşısındaki parti kazanmıştır.
Tarihin o sayfalarına bakan ve feyz alan 2023’te mükerrer hatalara düşmeyecektir.
Plastikçiler zor durumda
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), Aralık ayının başında bir kampanyaya girişmiş…
“Plastiklerin Doğada Yeri Yok, Hayatımızda Yeri Çok, İşi Çok!” sloganına yer verilen kampanya, Manajans J. Walter Thompson tarafından hazırlanmış… Kampanya kapsamında bir de reklam filmi çekilmiş…
Reklam filmi hayli etkileyici. Ancak, düşündürücü de…
Plastiğin dünyaya verdiği hasar o kadar büyük ki her ne kadar sektör, PAGEV çatısı altında bir araya gelip karşılaşacakları büyük maddi hasarı önlemek adına çırpınsalar da bu iletişim frekansı ve yatırımıyla yetersiz kalmaları mukadder…
Sadece çeşitli kanallarda gösterilen kısa doğa belgeselleri ve ülke çapında yürütülen kampanyalar, balıkların büyük bir kısmının yediği plastik ve bunların görüntüleri bile bu kampanyanın başarıya ulaşmasına engel olacak boyutta… Üstelik plastiğe karşı irili ufaklı kampanyalarla toplumsal bilinç oluşturmak için yıllardır çaba harcanıyor…
Burada hakikat ile gerçekliğin üst üste gelemediği bir alanla karşı karşıyayız. Örneğin, fosil yakıtlar büyük bir buluştu. Sanayi ve yaşam onlar sayesinde hızlandı, verimli hâle geldi. Ancak bunların çıkardığı karbondioksit emisyonları küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine neden oldu. Canlılığın sonunu getirecek bir faktör olarak ortaya çıktı…
Reklamda anlatıldığı gibi plastik de insanın dostu pek çok alet ve araçta kullanılıyor… Bu hakikat… Öte yandan plastik atıkları canlılığı tehdit ediyor…
Bunların faydalı olması hakikat (truth) ama canlılığı tehdit etmeleri gerçeklik (reality). Bu dengeyi bozmaları için PAGEV’in algıyı yüksek frekanslı iletişimde yaygın bir şekilde yönetmesi gerekiyor. Bu da çok zor… Çünkü neticede insan hakikatten çok gerçekliğe göre kararlarını veriyor.