Baykal'ın 'oturma eylemi' çalışır mı?
3 Ekim 2009 Akşam Gazetesi
Herkes ayağa kalkmış, bir tek CHP'liler oturuyor. Rahmetli babamın CHP'si.. Neymiş?..Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü protesto edeceklermiş.
Niye?.. Son günlerde yeni bir gündem mi var?.. Gül bir şey mi yapmış?.. Bir şey mi demiş?.. Hayır!.. Öylesine.. Bulunsun.. Baykal açıklamış: "Asıl saygısız olan bu Cumhurbaşkanı'nı Meclis'e dayatarak seçenlerdir!"..
Birkaç gün öncesinin gündemi değil yani... Birkaç yıl öncesinin gündemi..
"Beden dili" diyorlar buna. Prof. Dr. Acar Baltaş kardeşimizin uzmanlık alanıdır... Ya da Bertolt Brecht'in deyişiyle "Toplumsal jest (Geste)"..
******
Bir tür iletişim aracıdır. Yerinde ve zamanında kullanılırsa çok etkili olabilir. Biz buna 'çalışır'diyoruz.. Reklamın 'çalışması' gibi.. Ya da bir PR işinin 'çalışması' gibi..
Belki tartışılabilir ama Başbakan'ın Davos'taki jesti de bu çerçevede düşünülebilir. Bölgedeki pek çok ülke halkı üzerinde olağanüstü etkili olmuştur. Hâlâ hatırlanmakta, üzerine konuşulmaktadırÖ Yani kalıcı etki sağlamıştır. "Daha da Davos'a gelmem!"in Türkçe'nin sentaksına (cümle bilgisi, yapısı) uygunluğu tartışılsa bile, benzer bir etki bıraktığı tartışılmazÖ
Ya da İsmet Paşa'nın 1960 darbesi öncesi Meclis'teki ünlü çıkışı: "Sizi ben bile kurtaramam!"..
Zamanın Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'in zamanın Başbakanı B. Ecevit'e anayasa kitapçığını fırlatmasıÖ Ne kadar akıllıca bir 'beden dili' olduğu tartışılabilir ancak, etkisi tartışılamaz... Sonrasında ortaya çıkan kriz, etkisi için yeterli kanıttır.
Yani, her iletişim eyleminde olduğu gibi beden dili ve toplumsal jestte de öncesi, sırası ve sonrası bir bütün olarak değerlendirilir ve çıktılara bakılırÖ Bu alanda da kritik başarı faktörü 'etkili olmaktır'...
"Gazetede resminizin çıkmış olması" yeterli bir 'iletişim çıktısı', 'etki ölçütü' değildir. Cem Garipoğlu'nun da son altı aydır mebzul miktarda fotoğrafı yayınlanmaktadır. Ancak Garipoğlu'nun iş hedefine uygun bir sonuç elde ettiği herhalde söylenemezÖ
******
'Etki ölçütü' hedeflediğiniz kitle ya da kişide davranış değişikliği elde etmektir. Yani hedefinizdekilerin 'öyle' düşünürken, 'böyle' düşünmeye başlamaları... Şunu satın alırken bunu satın almaya başlamalarıÖ
Şimdi gelin kamuoyuna yansımış olan o fotoğrafa hep birlikte bir kez daha bakalım..
Bütün Meclis ayağa kalkmış. Kime? Abdullah Gül Bey'e mi? Hayır!.. Cumhurbaşkanı'na.. O makama.. Bir tek CHP'li milletvekilleri oturuyor..
Bu bir siyasi iletişim aracı değil mi? Yani bir hedefi var!.. Peki, şimdi ne olacak?..
Bu fotoğrafı gören seçmen kitlesi, "Helal olsun Baykal'a ve CHP'li kardeşlerimize! İki yıl önce bir işe yaramamış ve herhangi bir oy kazandırmamış olan bir konuda ısrarlarını sürdürüyorlar!" deyip Baykal'ın bu taktiğine hayran kalacaklar ve CHP'ye bir adım daha mı yaklaşacaklar?..
Eğer sadece 'beden dili', 'toplumsal jest' yeterli olsaydı; bunların belli bir ana strateji, akıllı, duygusal, güvenilir, zekâ yüklü bir liderlikle yönetilmesi gerekmeseydi; milyonların meydanlara dökülmeye hazır olduğunu net bir şekilde ortaya koyan olan o ünlü mitinglerin atmosferinin üzerine öyle bir liderlik inşa edilirdi ki, AK Parti'nin oyları ciddi oranlarda eriyebilirdi... Ancak o atmosfer lider zaafı yüzünden harcandı gitti..
*******
Her ülkenin siyasetinde 'liderlik' çok önemlidirÖ Ancak bizde liderlik, tüm 'oturmuş - oturmamış' Cumhuriyet ilkeleri ve 'ağır aksak' da olsa yürüyen kısmi ve hayli genç demokrasi geleneği ile birlikte düşünüldüğünde ok daha önemlidirÖ
Ne yazık ki CHP lideri hâlâ yerinde 'oturmaktadır' ve CHP'nin liderlik koltuğu 'gerektiği gibi'doldurulmuş değildir...
AK Parti'nin tercihi bu mudur?
Masamın üzerinde ulusal çapta yayın yapan gazetelerden 19'u duruyor... Spor gazeteleri dahil!
"Biz Birlikte Türkiye'yiz" mesajıyla bugün 3. Olağan Büyük Kongresi'ni geçekleştirecek AK Parti'nin arka-alt yarım sayfaya ilan verdiği gazete sayısı ise 7. İlan metni şöyle: "Biz, Türkiye'yiz. Biz, Birlikte Türkiye'yiz. Biz, Türkiye'nin partisiyiz. Biz, AK PARTİ'yiz. Türkiye'nin Partisi 3. Olağan Büyük Kongresini yapıyor."
Ne diyorlar? AK Parti, Türkiye'nin partisi diyorlar.
Kime diyorlar? Sadece Sabah, Zaman, Bugün, Star, Yeni Şafak, Vakit ve Türkiye gazetelerini satın alanlara diyorlar.
Bu gazeteleri satın alanlar Türkiye'nin tamamını kapsıyor mu? Hayır kapsamıyor.
Medya planlaması stratejisi gereği sadece adı geçen yayınlara ilanı vermek tesadüf mü? Değil!
O halde 'yandaş'lık resmiyete, niyet aleniyete, yaklaşım ve tavır müphemiyete bürünüyor mu? Bal gibi bürünüyor...
Başka sorum ve yorumum yok!
Herkes ayağa kalkmış, bir tek CHP'liler oturuyor. Rahmetli babamın CHP'si.. Neymiş?..Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü protesto edeceklermiş.
Niye?.. Son günlerde yeni bir gündem mi var?.. Gül bir şey mi yapmış?.. Bir şey mi demiş?.. Hayır!.. Öylesine.. Bulunsun.. Baykal açıklamış: "Asıl saygısız olan bu Cumhurbaşkanı'nı Meclis'e dayatarak seçenlerdir!"..
Birkaç gün öncesinin gündemi değil yani... Birkaç yıl öncesinin gündemi..
"Beden dili" diyorlar buna. Prof. Dr. Acar Baltaş kardeşimizin uzmanlık alanıdır... Ya da Bertolt Brecht'in deyişiyle "Toplumsal jest (Geste)"..
******
Bir tür iletişim aracıdır. Yerinde ve zamanında kullanılırsa çok etkili olabilir. Biz buna 'çalışır'diyoruz.. Reklamın 'çalışması' gibi.. Ya da bir PR işinin 'çalışması' gibi..
Belki tartışılabilir ama Başbakan'ın Davos'taki jesti de bu çerçevede düşünülebilir. Bölgedeki pek çok ülke halkı üzerinde olağanüstü etkili olmuştur. Hâlâ hatırlanmakta, üzerine konuşulmaktadırÖ Yani kalıcı etki sağlamıştır. "Daha da Davos'a gelmem!"in Türkçe'nin sentaksına (cümle bilgisi, yapısı) uygunluğu tartışılsa bile, benzer bir etki bıraktığı tartışılmazÖ
Ya da İsmet Paşa'nın 1960 darbesi öncesi Meclis'teki ünlü çıkışı: "Sizi ben bile kurtaramam!"..
Zamanın Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'in zamanın Başbakanı B. Ecevit'e anayasa kitapçığını fırlatmasıÖ Ne kadar akıllıca bir 'beden dili' olduğu tartışılabilir ancak, etkisi tartışılamaz... Sonrasında ortaya çıkan kriz, etkisi için yeterli kanıttır.
Yani, her iletişim eyleminde olduğu gibi beden dili ve toplumsal jestte de öncesi, sırası ve sonrası bir bütün olarak değerlendirilir ve çıktılara bakılırÖ Bu alanda da kritik başarı faktörü 'etkili olmaktır'...
"Gazetede resminizin çıkmış olması" yeterli bir 'iletişim çıktısı', 'etki ölçütü' değildir. Cem Garipoğlu'nun da son altı aydır mebzul miktarda fotoğrafı yayınlanmaktadır. Ancak Garipoğlu'nun iş hedefine uygun bir sonuç elde ettiği herhalde söylenemezÖ
******
'Etki ölçütü' hedeflediğiniz kitle ya da kişide davranış değişikliği elde etmektir. Yani hedefinizdekilerin 'öyle' düşünürken, 'böyle' düşünmeye başlamaları... Şunu satın alırken bunu satın almaya başlamalarıÖ
Şimdi gelin kamuoyuna yansımış olan o fotoğrafa hep birlikte bir kez daha bakalım..
Bütün Meclis ayağa kalkmış. Kime? Abdullah Gül Bey'e mi? Hayır!.. Cumhurbaşkanı'na.. O makama.. Bir tek CHP'li milletvekilleri oturuyor..
Bu bir siyasi iletişim aracı değil mi? Yani bir hedefi var!.. Peki, şimdi ne olacak?..
Bu fotoğrafı gören seçmen kitlesi, "Helal olsun Baykal'a ve CHP'li kardeşlerimize! İki yıl önce bir işe yaramamış ve herhangi bir oy kazandırmamış olan bir konuda ısrarlarını sürdürüyorlar!" deyip Baykal'ın bu taktiğine hayran kalacaklar ve CHP'ye bir adım daha mı yaklaşacaklar?..
Eğer sadece 'beden dili', 'toplumsal jest' yeterli olsaydı; bunların belli bir ana strateji, akıllı, duygusal, güvenilir, zekâ yüklü bir liderlikle yönetilmesi gerekmeseydi; milyonların meydanlara dökülmeye hazır olduğunu net bir şekilde ortaya koyan olan o ünlü mitinglerin atmosferinin üzerine öyle bir liderlik inşa edilirdi ki, AK Parti'nin oyları ciddi oranlarda eriyebilirdi... Ancak o atmosfer lider zaafı yüzünden harcandı gitti..
*******
Her ülkenin siyasetinde 'liderlik' çok önemlidirÖ Ancak bizde liderlik, tüm 'oturmuş - oturmamış' Cumhuriyet ilkeleri ve 'ağır aksak' da olsa yürüyen kısmi ve hayli genç demokrasi geleneği ile birlikte düşünüldüğünde ok daha önemlidirÖ
Ne yazık ki CHP lideri hâlâ yerinde 'oturmaktadır' ve CHP'nin liderlik koltuğu 'gerektiği gibi'doldurulmuş değildir...
AK Parti'nin tercihi bu mudur?
Masamın üzerinde ulusal çapta yayın yapan gazetelerden 19'u duruyor... Spor gazeteleri dahil!
"Biz Birlikte Türkiye'yiz" mesajıyla bugün 3. Olağan Büyük Kongresi'ni geçekleştirecek AK Parti'nin arka-alt yarım sayfaya ilan verdiği gazete sayısı ise 7. İlan metni şöyle: "Biz, Türkiye'yiz. Biz, Birlikte Türkiye'yiz. Biz, Türkiye'nin partisiyiz. Biz, AK PARTİ'yiz. Türkiye'nin Partisi 3. Olağan Büyük Kongresini yapıyor."
Ne diyorlar? AK Parti, Türkiye'nin partisi diyorlar.
Kime diyorlar? Sadece Sabah, Zaman, Bugün, Star, Yeni Şafak, Vakit ve Türkiye gazetelerini satın alanlara diyorlar.
Bu gazeteleri satın alanlar Türkiye'nin tamamını kapsıyor mu? Hayır kapsamıyor.
Medya planlaması stratejisi gereği sadece adı geçen yayınlara ilanı vermek tesadüf mü? Değil!
O halde 'yandaş'lık resmiyete, niyet aleniyete, yaklaşım ve tavır müphemiyete bürünüyor mu? Bal gibi bürünüyor...
Başka sorum ve yorumum yok!