'Ben hırsız değilim...'
13 Ocak 2010 Akşam Gazetesi
Aralık ve ocak ayında 'kamuoyuna duyuru' başlığı altında yayınlanmış olan ilanların yine haddi hesabı yoktu. İtibarını adam gibi iletişim stratejileriyle yönetmek, medyada doğru bir iş hedefiyle verilecek reklamlarla konumlanmasını hedef kitlelerine ifade edecek yerde 'kamuoyuna duyuru' başlığı altında kimsenin okumadığı bir araba laftan oluşan ilanları gördükçe güldüm geçtim. Şurada sıralasam eminim ki bir tanesi bile aklınızda kalmamıştır. Fakat pek çoğu hiç değilse kendi ayağına kurşun sıkmamıştır. Geçen cuma günü yayınlanmış olan bir tanesi var ki hem kamuoyuna sözüm ona duyuru yapmış hem de kendi ayağını makineli tüfekle taramış.
Başlığı şöyle: 'Kamuoyuna önemli duyuru'...
Pardon bu başlık değil, üst başlık.
Asıl başlık şu: 'City's Nişantaşı'nda her şey yasal'
***
Sonra yazı bölümü geliyor. İlk paragrafı aynen aktarıyorum: 'City's Nişantaşı'nın hukuka aykırı olarak inşa edildiğine dair bir gazetenin yaptığı haber ve iddialar gerçeği yansıtmadığından, kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına, iş bu açıklamayı City's Nişantaşı yönetimi olarak yapmak zaruri hale gelmiştir.'
Nasıl ifade ama?.. 'İş bu' falan... Bu 'iş bu'ya hep bayılmışımdır. Bizim bürokrasiye özgü bir deyiştir. Hiçbir yabancı dile tercüme edilemez. İlişki ve iletişim yönetimi açısından 'soğukluğu' had safhadadır.
Bu, işin şakası tabii...
Esas numara başlıkta.
Şöyle tam sayfa bir ilan verdiğimi düşünün: 'Ben hırsız değilim.'
Ne düşünürdünüz?
***
Kamuoyuna duyuru ilanlarının reklam verme, iletişimi yönetme becerisi konusunda özürlülük çağrıştıran yanı bir tarafa içeriği de son derece zarar verici olabilir. Küçücük bir haber büyütülür, minicik bir alevin üzerine benzin dökülür, durduk yerde kendi krizinizi kendiniz yaratmanın ilk adımı atılmış olur. Duymamışlar duymuş olur, okuyanlar hedeflediğinizin tersi yönünde tereddüde düşerler.
İkinci tavsiyemiz şu: Yasal olan her şeyin ve özellikle hukuki dilin iletişim boyutunda da geçerli ve ikna edici olduğuna inanmak büyük hatadır.
Genellikle avukatlarla iletişimciler anlaşamazlar. Siz siz olun, mahkemede hukukçuların, medyada iletişimcilerin tavsiyelerine kulak verin. Tersi değil... Tersini yaparsanız ne olur? Olmayan krizinizi yaratırsınız. Mevcut krizinizi büyütürsünüz. Büyümüş krizin hasarını artırırsınız.
Büyük bir olasılıkla City's Nişantaşı'nın o ilanda söyledikleri yüzde yüz doğrudur. Altına imzasını koymuş olan genel müdür yalan söyleyecek değil ya! Ancak benim üzerimde bile tereddüt yarattılarsa bu işte bir yanlış var diye düşünmekte haksız olmamamız gerekir.
Ne söylediğinizden çok, neyi nasıl söylediğiniz bazen belirleyici olabilir.
Aralık ve ocak ayında 'kamuoyuna duyuru' başlığı altında yayınlanmış olan ilanların yine haddi hesabı yoktu. İtibarını adam gibi iletişim stratejileriyle yönetmek, medyada doğru bir iş hedefiyle verilecek reklamlarla konumlanmasını hedef kitlelerine ifade edecek yerde 'kamuoyuna duyuru' başlığı altında kimsenin okumadığı bir araba laftan oluşan ilanları gördükçe güldüm geçtim. Şurada sıralasam eminim ki bir tanesi bile aklınızda kalmamıştır. Fakat pek çoğu hiç değilse kendi ayağına kurşun sıkmamıştır. Geçen cuma günü yayınlanmış olan bir tanesi var ki hem kamuoyuna sözüm ona duyuru yapmış hem de kendi ayağını makineli tüfekle taramış.
Başlığı şöyle: 'Kamuoyuna önemli duyuru'...
Pardon bu başlık değil, üst başlık.
Asıl başlık şu: 'City's Nişantaşı'nda her şey yasal'
***
Sonra yazı bölümü geliyor. İlk paragrafı aynen aktarıyorum: 'City's Nişantaşı'nın hukuka aykırı olarak inşa edildiğine dair bir gazetenin yaptığı haber ve iddialar gerçeği yansıtmadığından, kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına, iş bu açıklamayı City's Nişantaşı yönetimi olarak yapmak zaruri hale gelmiştir.'
Nasıl ifade ama?.. 'İş bu' falan... Bu 'iş bu'ya hep bayılmışımdır. Bizim bürokrasiye özgü bir deyiştir. Hiçbir yabancı dile tercüme edilemez. İlişki ve iletişim yönetimi açısından 'soğukluğu' had safhadadır.
Bu, işin şakası tabii...
Esas numara başlıkta.
Şöyle tam sayfa bir ilan verdiğimi düşünün: 'Ben hırsız değilim.'
Ne düşünürdünüz?
***
Kamuoyuna duyuru ilanlarının reklam verme, iletişimi yönetme becerisi konusunda özürlülük çağrıştıran yanı bir tarafa içeriği de son derece zarar verici olabilir. Küçücük bir haber büyütülür, minicik bir alevin üzerine benzin dökülür, durduk yerde kendi krizinizi kendiniz yaratmanın ilk adımı atılmış olur. Duymamışlar duymuş olur, okuyanlar hedeflediğinizin tersi yönünde tereddüde düşerler.
İkinci tavsiyemiz şu: Yasal olan her şeyin ve özellikle hukuki dilin iletişim boyutunda da geçerli ve ikna edici olduğuna inanmak büyük hatadır.
Genellikle avukatlarla iletişimciler anlaşamazlar. Siz siz olun, mahkemede hukukçuların, medyada iletişimcilerin tavsiyelerine kulak verin. Tersi değil... Tersini yaparsanız ne olur? Olmayan krizinizi yaratırsınız. Mevcut krizinizi büyütürsünüz. Büyümüş krizin hasarını artırırsınız.
Büyük bir olasılıkla City's Nişantaşı'nın o ilanda söyledikleri yüzde yüz doğrudur. Altına imzasını koymuş olan genel müdür yalan söyleyecek değil ya! Ancak benim üzerimde bile tereddüt yarattılarsa bu işte bir yanlış var diye düşünmekte haksız olmamamız gerekir.
Ne söylediğinizden çok, neyi nasıl söylediğiniz bazen belirleyici olabilir.