Ben 'Kadınlar Günü' falan anlamam...
08 Mart 2009 Akşam Gazetesi
Kadınlar günü kutlu olsun. Kimin kadınlar günü kutlu olsun? Tüm Türk kadınları ve erkeklerinin mi?.. Hayır, bizim halkımızın ezici çoğunluğunun Dünya Kadınlar Günü umurunda değildir... Peki, kimin umurundadır? Büyük kentlerimizdeki aydın - yarı aydın çevrelerin... Babalar günü, anneler günü, Saint Valentine's Day (Sevgililer günü), Noel Baba'lı yılbaşı da onların umurundadır (bkz. Dünya Değerler Araştırması)...
Aslında birilerinin -hadi diyelim birkaç yüz binin- Hıristiyan Batı'nın bütün dünyaya dikte ettiği (ya da ettiğini sandığı) kültür transformasyonu içinde yaşamayı tercih etmesine hiç itirazım yok... İtirazım kendi kültür ve değerlerimizi savunmanın içinde medyanın da bulunduğu o 'ecnebi aydın' kesimce hakir görünmesine...
Örneğin 23 Nisan'ın... Temsil ettiği tüm değer önermeleriyle neden uluslararası platformlarda benimsenmez sizce? Oysa pek bilinmez ama bir tane Dünya Çocuk Günü var aslında.
UNICEF 1954 yılında, Ekim ayının ilk Pazartesi'ni Dünya Çocuk Günü ilan etmiş... O gün sınıflarda günün anlam ve önemi üzerinde durulur (ne demekse), Dünya Çocuk Hakları ve Türk Çocuk Hakları Bildirileri okunur, belirlenen belli başlı haklar konusunda açıklamalar yapılırmış...
Hatırlayanınız var mı?..
Hadi siz hatırlamıyorsunuz, varsa tanıdığınız yabancı dostlarınıza sorun, hangi biri hatırlıyor?..
Dünya Kadınlar Günü denince ne geliyor acaba Türk kadının aklına?...
Hadi gelin biraz abartayım: Ben, bizim değer sistemimizde insanların 365 gününü kadın ve çocuk sevgisiyle geçirdiğini düşünüyorum. Başta ABD her memlekette mebzul miktarda bulunabilen bir iki sapığın yaptığına bakıp Türkleri kadın düşmanı göstermeye çalışmayı da anlayabilmiş değilim.
Öte yandan hangi ülke kendi sapığına bu kadar sahip çıkar anlaması da zordur hani... American Psycho (Amerikan Sapığı) filmini hatırlayın. Hangi millet böyle bir film yapar. Bu adda bir filme hangi ülkede kimler gider?..
O kültür kaosundan çıkamamış ve kadınları (eşlerini, ablalarını, annelerini, kızlarını, kız kardeşlerini) sevmeyi öğrenememiş ve sadece bugüne takılıp kalmış tüm Kadınlar Günü kutlayıcılarının bayramları kutlu olsun...
İllüzyondan kurtulmak gerek
Garanti'nin Obama'lı reklamı çok etkileyici. Hani Obama'ya benzer oyuncunun 'Keşke ben de böyle bir Ekonomik Canlandırma Paketi açıklayabilseydim' diye kürsüden konuştuğu reklam. Arka fonda 'Beyaz Ev' (Bizimkiler neden Beyaz Saray, der acaba?)...
Obama'nın kullanılması o kadar ağır etki yapmış ki, Garanti gözden kaçabilir. Aman dikkat. Tek çıkış yolu var: Daha uzun süre göstermek ve gösterilen kanal sayısını artırmak ve biraz da PR ile desteklemek. Oyuncuyu basına tanıtmak... Onunla çeşitli etkinlikler düzenlemek ve işi Obama illüzyonundan kurtarmak... Mutlaka düşünmüşlerdir. Bizimkisi ukalalık işte... (Hakkı Devrim ağabey 'Köşe kadılığı' diyor. Kulakları çınlasın.)
Amma özlemişiz insanlığı
Gözden kaçtı galiba. Basketbol Federasyonu yakalar sandım. Türk Telekom Uluslararası Yıldız Erkekler Basketbol Turnuvası'nda Türkiye - Almanya maçı oynanıyor. Başa baş bir oyun. Kritik bir anda top rakip pota altından dışarı çıkıyor. Hakemler topu bizimkilere veriyorlar. İşte o anda adının Uğur olduğunu sandığım oyuncumuz itiraz ediyor: 'Hayır!' diyor, 'Top onlardan değil benden çıktı dışarıya!' Hakemler kararı değiştiriyorlar. Topu bu kez Almanlara veriyorlar ve oyun devam ediyor... Ve ben gözlerimde iki damla yaşla izliyorum... Spikerlerin de sesleri titriyor. Amma özlemişiz spor sahalarında insanlığı...
Ne var bunda? Çok şey var! Her şey var!...
Uğur'u medya, Basketbol Federasyonu, eğer her ikisi de sessiz kalırsa Türk Telekom mutlaka örnek vaka olarak en azından tüm Türkiye'ye tanıtmalı...
Kadınlar günü kutlu olsun. Kimin kadınlar günü kutlu olsun? Tüm Türk kadınları ve erkeklerinin mi?.. Hayır, bizim halkımızın ezici çoğunluğunun Dünya Kadınlar Günü umurunda değildir... Peki, kimin umurundadır? Büyük kentlerimizdeki aydın - yarı aydın çevrelerin... Babalar günü, anneler günü, Saint Valentine's Day (Sevgililer günü), Noel Baba'lı yılbaşı da onların umurundadır (bkz. Dünya Değerler Araştırması)...
Aslında birilerinin -hadi diyelim birkaç yüz binin- Hıristiyan Batı'nın bütün dünyaya dikte ettiği (ya da ettiğini sandığı) kültür transformasyonu içinde yaşamayı tercih etmesine hiç itirazım yok... İtirazım kendi kültür ve değerlerimizi savunmanın içinde medyanın da bulunduğu o 'ecnebi aydın' kesimce hakir görünmesine...
Örneğin 23 Nisan'ın... Temsil ettiği tüm değer önermeleriyle neden uluslararası platformlarda benimsenmez sizce? Oysa pek bilinmez ama bir tane Dünya Çocuk Günü var aslında.
UNICEF 1954 yılında, Ekim ayının ilk Pazartesi'ni Dünya Çocuk Günü ilan etmiş... O gün sınıflarda günün anlam ve önemi üzerinde durulur (ne demekse), Dünya Çocuk Hakları ve Türk Çocuk Hakları Bildirileri okunur, belirlenen belli başlı haklar konusunda açıklamalar yapılırmış...
Hatırlayanınız var mı?..
Hadi siz hatırlamıyorsunuz, varsa tanıdığınız yabancı dostlarınıza sorun, hangi biri hatırlıyor?..
Dünya Kadınlar Günü denince ne geliyor acaba Türk kadının aklına?...
Hadi gelin biraz abartayım: Ben, bizim değer sistemimizde insanların 365 gününü kadın ve çocuk sevgisiyle geçirdiğini düşünüyorum. Başta ABD her memlekette mebzul miktarda bulunabilen bir iki sapığın yaptığına bakıp Türkleri kadın düşmanı göstermeye çalışmayı da anlayabilmiş değilim.
Öte yandan hangi ülke kendi sapığına bu kadar sahip çıkar anlaması da zordur hani... American Psycho (Amerikan Sapığı) filmini hatırlayın. Hangi millet böyle bir film yapar. Bu adda bir filme hangi ülkede kimler gider?..
O kültür kaosundan çıkamamış ve kadınları (eşlerini, ablalarını, annelerini, kızlarını, kız kardeşlerini) sevmeyi öğrenememiş ve sadece bugüne takılıp kalmış tüm Kadınlar Günü kutlayıcılarının bayramları kutlu olsun...
İllüzyondan kurtulmak gerek
Garanti'nin Obama'lı reklamı çok etkileyici. Hani Obama'ya benzer oyuncunun 'Keşke ben de böyle bir Ekonomik Canlandırma Paketi açıklayabilseydim' diye kürsüden konuştuğu reklam. Arka fonda 'Beyaz Ev' (Bizimkiler neden Beyaz Saray, der acaba?)...
Obama'nın kullanılması o kadar ağır etki yapmış ki, Garanti gözden kaçabilir. Aman dikkat. Tek çıkış yolu var: Daha uzun süre göstermek ve gösterilen kanal sayısını artırmak ve biraz da PR ile desteklemek. Oyuncuyu basına tanıtmak... Onunla çeşitli etkinlikler düzenlemek ve işi Obama illüzyonundan kurtarmak... Mutlaka düşünmüşlerdir. Bizimkisi ukalalık işte... (Hakkı Devrim ağabey 'Köşe kadılığı' diyor. Kulakları çınlasın.)
Amma özlemişiz insanlığı
Gözden kaçtı galiba. Basketbol Federasyonu yakalar sandım. Türk Telekom Uluslararası Yıldız Erkekler Basketbol Turnuvası'nda Türkiye - Almanya maçı oynanıyor. Başa baş bir oyun. Kritik bir anda top rakip pota altından dışarı çıkıyor. Hakemler topu bizimkilere veriyorlar. İşte o anda adının Uğur olduğunu sandığım oyuncumuz itiraz ediyor: 'Hayır!' diyor, 'Top onlardan değil benden çıktı dışarıya!' Hakemler kararı değiştiriyorlar. Topu bu kez Almanlara veriyorlar ve oyun devam ediyor... Ve ben gözlerimde iki damla yaşla izliyorum... Spikerlerin de sesleri titriyor. Amma özlemişiz spor sahalarında insanlığı...
Ne var bunda? Çok şey var! Her şey var!...
Uğur'u medya, Basketbol Federasyonu, eğer her ikisi de sessiz kalırsa Türk Telekom mutlaka örnek vaka olarak en azından tüm Türkiye'ye tanıtmalı...