Beşir Atalay tam gaz...
03 Ağustos 2009 Akşam Gazetesi
Telefondaki bayan dedi ki, 'İçişleri Bakanlığı Özel Kalemi'nden arıyoruz. Sayın Bakanımız Beşir Atalay Bey görüşecekler.'
Prof. Dr. Beşir Atalay'la tanıştığımızda daha AK Parti'nin esamesi okunmuyordu. Bakan olduktan sonra doğal ki daha az görüşür olduk. Fakat aramızdaki dostluğun temelini oluşturan karşılıklı saygı odaklı duygu derinliğini hiçbir zaman yitirmedi.
Çevremdeki yakınlarım, başta tabii ki eşim, sağlığımla ilgili uzmanların söylediklerini alabildiğine abarttıkları için Atalay'ın Pazar günkü 'balık üstü sohbet' davetine çok istememe rağmen ne yazık ki gidemedim. Sağ ayak kalbin hizasının üstünde bir yerde duracak!.. Bitti... 'Kaç gün?'... 'Doktorlar kaç gün derse'...
Şu anda bir hafta olmuş...
Beşir Atalay, 'Önce sağlık' dedi, 'hiç yerinizden kımıldamayın!'..
Biraz 'Üç İ' konusunu konuştuk. İlişki yönetiminin alfabesi... İstişare, ikna, ittifak... Bakan'ın mükemmelen uyguladığı taktik (Bkz. 1. İletişim Şurası)... Ancak bu kez yalnız değil... Karar mercii hükümetin tamamı. Zor iş...
Bir gün önce küçük bir çalıştay (workshop) toplamış... Sonuç bildirgesi falan, her şey tamam yani... Bir de katılanların listesine baktım. Kendi kendime sordum. Bu arkadaşları çalıştıkları kurumların hangisinde üst yönetim kurumların gelecek tasarımı konusunu çalışma gruplarına danışır, istişare eder, birbirlerini ikna etmelerini ve bir büyük ittifak oluşturmalarını sağlar?..
Ben size söyleyeyim. Hiçbiri...
Çalıştaylar tabii ki dünküyle sınırlı kalmayacakmış. Yeni katılımcılarla farklı çalıştaylar da düzenlenecekmiş. Her kesimden temsilcilerin görüşleri alınacakmış. Bu amaçla çalıştaya katılamayanların da özel mülakatçı yöntemiyle görüşleri alınacakmış. Daha sonra muhalefetin de görüşleri alınarak nihai fikri platform oluşturulacakmış...
Yattığım yerden, ayağım havada Atalay'a son ukalalığımı da yaptım: 'Sayın Bakan sizin gösterdiğiniz bu yaklaşım ve çabayı tüm hükümet üyeleri ve Sayın Başbakan paylaşmaz, sahip çıkmazlar, işi sadece şahsınızın bir girişimiymiş gibi konumlarlarsa, konu havada kalır; size büyük bir iletişim avantajı sağlayacak yapı aleyhinize çalışmaya başlar!'...
Rusya'dan kurtuluş yok
Önce habere bir göz atalım: Rusya lideri Vladimir Putin, dünyanın en derin gölü Baykal'ın 1400 metre dibine dalış yapıyor. Putin'i, aşağıya yüksek basınca dayanıklı mini denizaltı Mir-2 indiriyor. Gölün dibinde en ufak bir kıvılcımla alev alabilen zengin gaz hidrat yatakları bulunuyor. 56 yaşındaki Putin dipte 4,5 saat geçiriyor.
İş, ilişki ve iletişim yönetiminde davranış dili mesaj vermek için en etkili yöntemdir. Bunu rahmetli Turgut Özal çok iyi bilirdi. En başarılı örneklerini şu sıra Obama'da gözlemliyoruz. Putin de işin pirlerinden...
Ne diyor Putin?
Şunu diyor: 'Ey dünya! Geleceğin ürününü de benden alacaksın. Hazırlan!'
www.internethaber.com'un haberine göre Putin'in mesajının altı boş değil: 'Kuzey Amerika'nın Büyük Göller Bölgesi'nin gölleri kadar su içeren, tüm dünyanın donmamış tatlı su varlığının beşte birini oluşturan, 30 milyon yıl ile dünyanın en yaşlı gölü olan Güneydoğu Sibirya'daki Baykal Gölü'nde, 1 trilyon metreküpün üzerinde doğal gaza denk gaz hidrat bulunduğu hesaplanıyor.
Kömür ve petrol ürünlerine nazaran yarı yarıya karbondioksit salınımı olan gaz hidrat, bu çevreci özelliği ile de geleceğin yakıtı olarak görülüyor.'
Evet efendim, dünya gelecek yüzyılda da Rusya'ya muhtaç olmaya devam edecek.
Telefondaki bayan dedi ki, 'İçişleri Bakanlığı Özel Kalemi'nden arıyoruz. Sayın Bakanımız Beşir Atalay Bey görüşecekler.'
Prof. Dr. Beşir Atalay'la tanıştığımızda daha AK Parti'nin esamesi okunmuyordu. Bakan olduktan sonra doğal ki daha az görüşür olduk. Fakat aramızdaki dostluğun temelini oluşturan karşılıklı saygı odaklı duygu derinliğini hiçbir zaman yitirmedi.
Çevremdeki yakınlarım, başta tabii ki eşim, sağlığımla ilgili uzmanların söylediklerini alabildiğine abarttıkları için Atalay'ın Pazar günkü 'balık üstü sohbet' davetine çok istememe rağmen ne yazık ki gidemedim. Sağ ayak kalbin hizasının üstünde bir yerde duracak!.. Bitti... 'Kaç gün?'... 'Doktorlar kaç gün derse'...
Şu anda bir hafta olmuş...
Beşir Atalay, 'Önce sağlık' dedi, 'hiç yerinizden kımıldamayın!'..
Biraz 'Üç İ' konusunu konuştuk. İlişki yönetiminin alfabesi... İstişare, ikna, ittifak... Bakan'ın mükemmelen uyguladığı taktik (Bkz. 1. İletişim Şurası)... Ancak bu kez yalnız değil... Karar mercii hükümetin tamamı. Zor iş...
Bir gün önce küçük bir çalıştay (workshop) toplamış... Sonuç bildirgesi falan, her şey tamam yani... Bir de katılanların listesine baktım. Kendi kendime sordum. Bu arkadaşları çalıştıkları kurumların hangisinde üst yönetim kurumların gelecek tasarımı konusunu çalışma gruplarına danışır, istişare eder, birbirlerini ikna etmelerini ve bir büyük ittifak oluşturmalarını sağlar?..
Ben size söyleyeyim. Hiçbiri...
Çalıştaylar tabii ki dünküyle sınırlı kalmayacakmış. Yeni katılımcılarla farklı çalıştaylar da düzenlenecekmiş. Her kesimden temsilcilerin görüşleri alınacakmış. Bu amaçla çalıştaya katılamayanların da özel mülakatçı yöntemiyle görüşleri alınacakmış. Daha sonra muhalefetin de görüşleri alınarak nihai fikri platform oluşturulacakmış...
Yattığım yerden, ayağım havada Atalay'a son ukalalığımı da yaptım: 'Sayın Bakan sizin gösterdiğiniz bu yaklaşım ve çabayı tüm hükümet üyeleri ve Sayın Başbakan paylaşmaz, sahip çıkmazlar, işi sadece şahsınızın bir girişimiymiş gibi konumlarlarsa, konu havada kalır; size büyük bir iletişim avantajı sağlayacak yapı aleyhinize çalışmaya başlar!'...
Rusya'dan kurtuluş yok
Önce habere bir göz atalım: Rusya lideri Vladimir Putin, dünyanın en derin gölü Baykal'ın 1400 metre dibine dalış yapıyor. Putin'i, aşağıya yüksek basınca dayanıklı mini denizaltı Mir-2 indiriyor. Gölün dibinde en ufak bir kıvılcımla alev alabilen zengin gaz hidrat yatakları bulunuyor. 56 yaşındaki Putin dipte 4,5 saat geçiriyor.
İş, ilişki ve iletişim yönetiminde davranış dili mesaj vermek için en etkili yöntemdir. Bunu rahmetli Turgut Özal çok iyi bilirdi. En başarılı örneklerini şu sıra Obama'da gözlemliyoruz. Putin de işin pirlerinden...
Ne diyor Putin?
Şunu diyor: 'Ey dünya! Geleceğin ürününü de benden alacaksın. Hazırlan!'
www.internethaber.com'un haberine göre Putin'in mesajının altı boş değil: 'Kuzey Amerika'nın Büyük Göller Bölgesi'nin gölleri kadar su içeren, tüm dünyanın donmamış tatlı su varlığının beşte birini oluşturan, 30 milyon yıl ile dünyanın en yaşlı gölü olan Güneydoğu Sibirya'daki Baykal Gölü'nde, 1 trilyon metreküpün üzerinde doğal gaza denk gaz hidrat bulunduğu hesaplanıyor.
Kömür ve petrol ürünlerine nazaran yarı yarıya karbondioksit salınımı olan gaz hidrat, bu çevreci özelliği ile de geleceğin yakıtı olarak görülüyor.'
Evet efendim, dünya gelecek yüzyılda da Rusya'ya muhtaç olmaya devam edecek.