Biden dersini çalışmış
04 ARALIK 2011
İyi bir araştırmacı gazeteci olsam, Türkiye’ye gelen ABD Başkanlarının verdikleri mesajların yıllar içinde nasıl bir değişim gösterdiğini incelerdim.
Çünkü pek çok ülke gibi Türkiye’nin de bugünü ve gelecek tasarımı Türk – Amerikan ilişkileri anlaşılmadan kavranamaz
Bu nedenle ABD’nin 2 numaralı adamı Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın çizdiği Türkiye tablosuna dikkatle bakmakta yarar var.
Biden’in, bizim memlekette ‘Türkiye’yi sevmeyen adam’ olarak algılandığını hatırlayalım. Şimdi karşımızda nasıl bir Joe Biden var? Türkiye’de basın özgürlüğüne vurgu yapan, Anıtkabir defterine yazdıklarıyla diplomatik bir mesajın ötesindeki imalarla şu ifadeleri kullanan bir Biden:
”Dinamik bir Türkiye, Atatürk'ün vatandaşlarına 10. Yıl Nutku'ndaki 'Yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz; çünkü, daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz' sözlerini yaşatmaktadır. Bu son sözler hepimize ilham vermelidir."
Tabloda ne gördük? Atatürk.
Biden, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e de ‘terör şehitlerinin acısını paylaştığını’ belirterek ‘Sivil Anayasanız ve demokratik yaşanan doğru süreç bölgede örnek olacaktır’ diyor.
Tabloda Anayasa’yı ve PKK’yı gördük. Devam edelim:
Çankaya’da Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ile görüşmesinde de ‘PKK’ya karşı güçlü işbirliği’ gündeme geliyor ve Joe Biden, hemen İsrail ile ilişkilerin düzeltilmesi yolundaki arzularını ifade ederek “Arap Baharı’nın kışa dönmemesi için aramızdaki işbirliği kesintisiz sürmelidir” diyor.
Tabloya İsrail ve Arap Baharı da eklendi.
Dün de İstanbul’da Küresel Girişimcilik Zirvesi’nde şöyle dedi Sayın Başkan Yardımcısı:
“Yeni bir Steve Jobs Türkiye’den çıkabilir.”
Amerikan çıkarlarının gerektirdiği ve dayattığı stratejiler Joe Biden’ı Türkiye’yi ‘doğru tahlil etme’ zorunluluğuyla karşı karşıya getirmiş ve besbelli ki o da dersini çok iyi çalışmış. Arap Baharı’na gereken ruhu Atatürk’te bulmasından, tutuklu gazetecilerin günümüz Türkiye’sindeki demokratik tablonun manzarasını bozmasına, Irak’tan çekecekleri askerlerle Ortadoğu’daki boşlukların nelerle ve hangi yollarla doldurulacağına kadar bir büyük stratejinin iletişimini bizzat kendisinin üstlendiği çok açık. Bir tek tespiti açıkça yapmamış: “Türkiye büyük, stabil, istikrarlı, güçlü, güven veren bir ülkedir ve Orta Doğu’da dengeler, Türkiye dikkate alınmadan düzenlenip korunamaz.”
Belki de yukarıdaki tespitin tam tersine inanan bizim İrlandalıları üzmek istememiştir. Kim bilir?
‘Avara kasnak’ iletişim
Spor programlarından birinde Sayın Erman Toroğlu, şike ile suçlananlara ‘delikanlılık göndermesi’ yaparak, iki oğlunun da bedelli hakları olmasına rağmen bundan yararlanmayacaklarını ve aslanlar gibi askere gitme kararı aldıklarını kıvançla anlattıydı da, program arkadaşları, “Şimdi bu açıklamanın burada ne işi var?” diye şaşırmışlardı.
İşin başından hemen söyleyelim:
Bu olayın iletişim değeri yoktur. Bedelliden yararlanan için de, yararlanmayanlar için de. Bu konunun üzerinden iletişim değeri yaratmaya çalışanlara hemen yakın ve uzak geçmişteki tutumlarını hatırlatıverirler. Bu popülist siyasi iletişim girişimi, ters etki yaratır… Örneğin, CHP’nin kanunun iptali için Anayasa mahkemesine gitmemesi doğru bir karardır; ancak bunun iletişimini yapmak yanlış…
CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun ailesiyle ilgili olumsuz bir haber türetme çabaları da ‘boşuna’ işlerden biridir. Kemal Bey’in oğlunun bedelli askerlikten yararlanıp yararlanmayacağı yolundaki anlamsız avara kasnak muhabbet, gazete sayfalarında boşuna yer işgal ediyor. Kerem Bey, “Ne dövizli ne bedelli, gidip kısa dönem askerliğimi yapacağım” demiş. Bu açıklamaya da gerek yoktu… Oğlunun askerliğini bedelli ya da bedelsiz yapıyor olması, Kemal Bey’in itibarını zerre kadar etkilemez. Yani bu işte siyasi rant yok arkadaşlar…
Mutfakta Erkek Var!
Boyut Yayınları’nın sahibi Bülent Özükan kardeşimin imzasının bulunduğu her kitap, her zaman kayda değer bir işe atılan imzadır. Özükan, ‘dandik’ hiçbir işte göremeyeceğiniz o ‘özel’ insanlardan biridir. Kitabı Ülkü Karaosmanoğlu’nun odasında gördüm ve son günlerde yeni bir diyet savaşına girişmiş biri olarak biraz da güdüsel bir hareketle ‘Mutfakta Erkek Var’ın sayfalarını karıştırmaya başladım. Bu çalışma, Milliyet’in Cumartesi ve Pazar eklerinin Yayın Yönetmeni sevgili Deniz Alphan’a ait...
Deniz, ünlü erkekleri mutfağa sokmuş ve “lezzetli kişilikler” dediği ünlülerle çok hoş, okunması haz veren sohbetler gerçekleştirmiş. Hepsinden de şahane tarifler almış... Uzun zamanlara yayılan bir çalışma. Rahmetli Tuğrul Şavkay ile başlıyor. Mehmet Barlas’tan Ali Poyrazoğlu’na, Faruk Malhan’dan Reşit Soley’e tam 28 erkek! Tarifler müthiş... Afiyet olsun!..
Çünkü pek çok ülke gibi Türkiye’nin de bugünü ve gelecek tasarımı Türk – Amerikan ilişkileri anlaşılmadan kavranamaz
Bu nedenle ABD’nin 2 numaralı adamı Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın çizdiği Türkiye tablosuna dikkatle bakmakta yarar var.
Biden’in, bizim memlekette ‘Türkiye’yi sevmeyen adam’ olarak algılandığını hatırlayalım. Şimdi karşımızda nasıl bir Joe Biden var? Türkiye’de basın özgürlüğüne vurgu yapan, Anıtkabir defterine yazdıklarıyla diplomatik bir mesajın ötesindeki imalarla şu ifadeleri kullanan bir Biden:
”Dinamik bir Türkiye, Atatürk'ün vatandaşlarına 10. Yıl Nutku'ndaki 'Yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz; çünkü, daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz' sözlerini yaşatmaktadır. Bu son sözler hepimize ilham vermelidir."
Tabloda ne gördük? Atatürk.
Biden, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e de ‘terör şehitlerinin acısını paylaştığını’ belirterek ‘Sivil Anayasanız ve demokratik yaşanan doğru süreç bölgede örnek olacaktır’ diyor.
Tabloda Anayasa’yı ve PKK’yı gördük. Devam edelim:
Çankaya’da Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ile görüşmesinde de ‘PKK’ya karşı güçlü işbirliği’ gündeme geliyor ve Joe Biden, hemen İsrail ile ilişkilerin düzeltilmesi yolundaki arzularını ifade ederek “Arap Baharı’nın kışa dönmemesi için aramızdaki işbirliği kesintisiz sürmelidir” diyor.
Tabloya İsrail ve Arap Baharı da eklendi.
Dün de İstanbul’da Küresel Girişimcilik Zirvesi’nde şöyle dedi Sayın Başkan Yardımcısı:
“Yeni bir Steve Jobs Türkiye’den çıkabilir.”
Amerikan çıkarlarının gerektirdiği ve dayattığı stratejiler Joe Biden’ı Türkiye’yi ‘doğru tahlil etme’ zorunluluğuyla karşı karşıya getirmiş ve besbelli ki o da dersini çok iyi çalışmış. Arap Baharı’na gereken ruhu Atatürk’te bulmasından, tutuklu gazetecilerin günümüz Türkiye’sindeki demokratik tablonun manzarasını bozmasına, Irak’tan çekecekleri askerlerle Ortadoğu’daki boşlukların nelerle ve hangi yollarla doldurulacağına kadar bir büyük stratejinin iletişimini bizzat kendisinin üstlendiği çok açık. Bir tek tespiti açıkça yapmamış: “Türkiye büyük, stabil, istikrarlı, güçlü, güven veren bir ülkedir ve Orta Doğu’da dengeler, Türkiye dikkate alınmadan düzenlenip korunamaz.”
Belki de yukarıdaki tespitin tam tersine inanan bizim İrlandalıları üzmek istememiştir. Kim bilir?
‘Avara kasnak’ iletişim
Spor programlarından birinde Sayın Erman Toroğlu, şike ile suçlananlara ‘delikanlılık göndermesi’ yaparak, iki oğlunun da bedelli hakları olmasına rağmen bundan yararlanmayacaklarını ve aslanlar gibi askere gitme kararı aldıklarını kıvançla anlattıydı da, program arkadaşları, “Şimdi bu açıklamanın burada ne işi var?” diye şaşırmışlardı.
İşin başından hemen söyleyelim:
Bu olayın iletişim değeri yoktur. Bedelliden yararlanan için de, yararlanmayanlar için de. Bu konunun üzerinden iletişim değeri yaratmaya çalışanlara hemen yakın ve uzak geçmişteki tutumlarını hatırlatıverirler. Bu popülist siyasi iletişim girişimi, ters etki yaratır… Örneğin, CHP’nin kanunun iptali için Anayasa mahkemesine gitmemesi doğru bir karardır; ancak bunun iletişimini yapmak yanlış…
CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun ailesiyle ilgili olumsuz bir haber türetme çabaları da ‘boşuna’ işlerden biridir. Kemal Bey’in oğlunun bedelli askerlikten yararlanıp yararlanmayacağı yolundaki anlamsız avara kasnak muhabbet, gazete sayfalarında boşuna yer işgal ediyor. Kerem Bey, “Ne dövizli ne bedelli, gidip kısa dönem askerliğimi yapacağım” demiş. Bu açıklamaya da gerek yoktu… Oğlunun askerliğini bedelli ya da bedelsiz yapıyor olması, Kemal Bey’in itibarını zerre kadar etkilemez. Yani bu işte siyasi rant yok arkadaşlar…
Mutfakta Erkek Var!
Boyut Yayınları’nın sahibi Bülent Özükan kardeşimin imzasının bulunduğu her kitap, her zaman kayda değer bir işe atılan imzadır. Özükan, ‘dandik’ hiçbir işte göremeyeceğiniz o ‘özel’ insanlardan biridir. Kitabı Ülkü Karaosmanoğlu’nun odasında gördüm ve son günlerde yeni bir diyet savaşına girişmiş biri olarak biraz da güdüsel bir hareketle ‘Mutfakta Erkek Var’ın sayfalarını karıştırmaya başladım. Bu çalışma, Milliyet’in Cumartesi ve Pazar eklerinin Yayın Yönetmeni sevgili Deniz Alphan’a ait...
Deniz, ünlü erkekleri mutfağa sokmuş ve “lezzetli kişilikler” dediği ünlülerle çok hoş, okunması haz veren sohbetler gerçekleştirmiş. Hepsinden de şahane tarifler almış... Uzun zamanlara yayılan bir çalışma. Rahmetli Tuğrul Şavkay ile başlıyor. Mehmet Barlas’tan Ali Poyrazoğlu’na, Faruk Malhan’dan Reşit Soley’e tam 28 erkek! Tarifler müthiş... Afiyet olsun!..