Biri yanılma (yanıltma) digeri sallama...
13 Haziran 2013 tarihinde Dünya gazetesinde yayınlanmış bir haber, şu sıra sosyal medyada pek bir ilgiyle dağıtılıyor… Bir kere hemen belirtelim. Olay, Dünya gazetesinin değerlendirmesi, görüşü falan değil. Konunun bir zamanlar adı Devlet Planlama Teşkilatı olan sonradan adı Kalkınma Bakanlığı olarak değiştirilen kurumun uzmanlarının üzerine çalıştığı 10. Beş Yıllık Kalkınma Planında öngörülmüş dolar kurunun çarpıcılığıyla ilgili…
Beş yıl sonrasını tahmin etmişler. Yani 2013’ten 2018’i öngörmeye çalışmışlar. Ve demişler ki: “2018 yılı GSYH'sı 2 trilyon 535.2 milyar TL ve 1 trilyon 285.5 milyar dolar olacak. Buna göre de dolar kuru 5 yılın sonunda 1.97 TL’yi bulacak…”
Haberin devamı şöyle: “TBMM'ye sunulan 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı, dolar kurunda beş yılda sadece yüzde 5'e denk gelen 10 kuruş dolayında bir artış olacağı varsayımına göre oluşturulduğu belirlendi. Bu öngörü, önümüzdeki beş yılda TL'nin yüzde 21 değerleneceği anlamına geliyor.
Hedeflere göre beş yıllık dönemde kişi başına milli gelirin TL cinsinden sabit fiyatlarla yüzde 26 artacağı, dolar cinsinden ise yüzde 52 artışla 16 bin dolara ulaşacağı varsayılıyor...”
Haber kupürünü devreye sokanların amacı basit. Hükümete karşı güven duygusunu zedelemek… 2013’ten bu yana Türkiye’ye karşı ekonomi ve finans alanında organize edilmiş atakları, 17-25 Aralık’ı, 15 Temmuz’u ve Türkiye’yi diz çöktürmeye yönelik uluslararası siyasi ve ekonomik aksiyonları ve şeytanca planlanmış saldırıları 2013 yılında tahmin etmenin neredeyse imkânsız olduğunu bir kenara bırakan şeamet tellalları, dolar ve faiz üzerinden şu sıra zirveye taşınmak istenen yeni saldırılara arka çıkıp hükümeti yıpratmak için ellerinden geleni arkalarına koymuyorlar.
Aynı haber şöyle de okunamaz mı acaba? Beş yıllık Kalkınma Planında öngörülen rakamları Türkiye ile ilgili her türlü melaneti içeren proje ve planları yürütenlerin de gördükleri ve amaçları Türkiye’yi bağımlı kılmak ve tam anlamıyla kontrol altına almak isteyenlerin organize ettikleri çeşitli finansal ve ekonomik ayak oyunlarıyla Türkiye’deki rasyoları bugünlere taşımak için ellerinden geleni arkalarına koymadıkları iddia edilemez mi?…
Ve yine bu bağlamda onca melanete rağmen Türkiye’nin hâlâ vakur duruşunu sürdürmeyi ve belli bir ekonomik zeminde durup mâli disiplinini korumayı başardığı iddia edilemez mi?..,
Algılama Yönetimi böyle bir şeydir. Elinize o kupürdeki gibi bir bilgi geçirirsiniz ve onu nereye çekmek istiyorsanız oraya doğru çekerek hedef kitlede sizin istediğiniz doğrultuda olumsuz (ya da olumlu) algıyı oluşturursunuz…
Buna karşı bir tek silah vardır. Doğrulara dayalı analizlerin ve gelişmelerin gerçekçi tahlilleri üzerine iletişimi etkili bir şekilde yürütmek…
Bu arada uçuk siyasî tahminler konusunda Türkiye’de kimse fatura ödemiyor ne hikmetse. Girdiği her seçimi kaybetmekle malûl CHP Genel Başkanı Kemal Bey bakın ne demiş:
“Sadece 6 büyükşehir ile kalmayacağız. Önümüzdeki seçimlerde, yani 2019'da sadece 6 büyükşehri değil, İstanbul'u, Ankara'yı, Bursa'yı, Balıkesir'i, Antalya'yı, Mersin'i, Adana'yı alacağız".
Nasıl?.. Mutlaka bir tarafa kaydedin. İleride hatırlarız… Ünlü halk deyişini getiriyor insanın aklına: “Ufak at da civcivler de yesin!..” Biraz kaba olan bu tanım için affınıza sığınıyorum, lâkin çok net ifade ediyor durumu.
2013’deki tahmin ise bu tür bir abartı değil. O günlerin koşullarında yani Türkiye henüz her yönden saldırı altında değilken yapılmış bir analizin, konjonktürün ve ihanetin had safhaya ulaşmasıyla hedeften sapması söz konusu…
Allah’tan halkımız kendisine izah edildiğinde tezvirata pek kulak kabartmıyor…
Beş yıl sonrasını tahmin etmişler. Yani 2013’ten 2018’i öngörmeye çalışmışlar. Ve demişler ki: “2018 yılı GSYH'sı 2 trilyon 535.2 milyar TL ve 1 trilyon 285.5 milyar dolar olacak. Buna göre de dolar kuru 5 yılın sonunda 1.97 TL’yi bulacak…”
Haberin devamı şöyle: “TBMM'ye sunulan 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı, dolar kurunda beş yılda sadece yüzde 5'e denk gelen 10 kuruş dolayında bir artış olacağı varsayımına göre oluşturulduğu belirlendi. Bu öngörü, önümüzdeki beş yılda TL'nin yüzde 21 değerleneceği anlamına geliyor.
Hedeflere göre beş yıllık dönemde kişi başına milli gelirin TL cinsinden sabit fiyatlarla yüzde 26 artacağı, dolar cinsinden ise yüzde 52 artışla 16 bin dolara ulaşacağı varsayılıyor...”
Haber kupürünü devreye sokanların amacı basit. Hükümete karşı güven duygusunu zedelemek… 2013’ten bu yana Türkiye’ye karşı ekonomi ve finans alanında organize edilmiş atakları, 17-25 Aralık’ı, 15 Temmuz’u ve Türkiye’yi diz çöktürmeye yönelik uluslararası siyasi ve ekonomik aksiyonları ve şeytanca planlanmış saldırıları 2013 yılında tahmin etmenin neredeyse imkânsız olduğunu bir kenara bırakan şeamet tellalları, dolar ve faiz üzerinden şu sıra zirveye taşınmak istenen yeni saldırılara arka çıkıp hükümeti yıpratmak için ellerinden geleni arkalarına koymuyorlar.
Aynı haber şöyle de okunamaz mı acaba? Beş yıllık Kalkınma Planında öngörülen rakamları Türkiye ile ilgili her türlü melaneti içeren proje ve planları yürütenlerin de gördükleri ve amaçları Türkiye’yi bağımlı kılmak ve tam anlamıyla kontrol altına almak isteyenlerin organize ettikleri çeşitli finansal ve ekonomik ayak oyunlarıyla Türkiye’deki rasyoları bugünlere taşımak için ellerinden geleni arkalarına koymadıkları iddia edilemez mi?…
Ve yine bu bağlamda onca melanete rağmen Türkiye’nin hâlâ vakur duruşunu sürdürmeyi ve belli bir ekonomik zeminde durup mâli disiplinini korumayı başardığı iddia edilemez mi?..,
Algılama Yönetimi böyle bir şeydir. Elinize o kupürdeki gibi bir bilgi geçirirsiniz ve onu nereye çekmek istiyorsanız oraya doğru çekerek hedef kitlede sizin istediğiniz doğrultuda olumsuz (ya da olumlu) algıyı oluşturursunuz…
Buna karşı bir tek silah vardır. Doğrulara dayalı analizlerin ve gelişmelerin gerçekçi tahlilleri üzerine iletişimi etkili bir şekilde yürütmek…
Bu arada uçuk siyasî tahminler konusunda Türkiye’de kimse fatura ödemiyor ne hikmetse. Girdiği her seçimi kaybetmekle malûl CHP Genel Başkanı Kemal Bey bakın ne demiş:
“Sadece 6 büyükşehir ile kalmayacağız. Önümüzdeki seçimlerde, yani 2019'da sadece 6 büyükşehri değil, İstanbul'u, Ankara'yı, Bursa'yı, Balıkesir'i, Antalya'yı, Mersin'i, Adana'yı alacağız".
Nasıl?.. Mutlaka bir tarafa kaydedin. İleride hatırlarız… Ünlü halk deyişini getiriyor insanın aklına: “Ufak at da civcivler de yesin!..” Biraz kaba olan bu tanım için affınıza sığınıyorum, lâkin çok net ifade ediyor durumu.
2013’deki tahmin ise bu tür bir abartı değil. O günlerin koşullarında yani Türkiye henüz her yönden saldırı altında değilken yapılmış bir analizin, konjonktürün ve ihanetin had safhaya ulaşmasıyla hedeften sapması söz konusu…
Allah’tan halkımız kendisine izah edildiğinde tezvirata pek kulak kabartmıyor…