Boğaz'da kahvaltıyı amma özlemişim...
18 Mart 2009 Akşam Gazetesi
Reklam filmi, yeni kampanya bahane; Boğaz'a nazır kahvaltı ve sohbet şahane... Vestel'in pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Dr. Levent Hatay'ın Pazartesi sabahı Radison SAS Bosphorus Oteli'nde görkemli bir kahvaltıya davet etmesine hiç gerek yoktu. İstanbul'un göbeğinde yaşamama rağmen Boğaz kıyısında oturup bir sabah kahvesi içmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki, 'salatalığı Ortaköy'den gösterseler, Esentepe'den tuzluğu kapıp koşacak' hale gelmiştim... Ayrıca Levent Bey kadim dostumuzdur. Bu çerçevede 'ne derse o'dur'...
Kahvaltının 'laf' bölümünü Ali Atıf Bir Hoca, Bugün'deki köşesinde (dün) yazmış... Bildiğiniz gibi Hoca ile birbirimizi severiz. Evet, birbirimizi severiz de, Hoca kesin 'Biyad' yanlısı olduğu için, işin doğası gereği tam mutabakat sağlayamadığımız noktalarda bozuldu mu, kızgınlığının endazesini bazen kaçırır; bana etmediğini bırakmaz. Aramızdaki Hacivat - Karagöz muhabbeti bundandır... Biliyorsunuz bunlardan bir tanesi nispeten daha zekidir. Oysa hemfikir olmama konusunda hemfikir olup yolumuza devam etsek ne iyi olacak...
Vestel'in son reklamları konusunda kısmen mutabık kalabildik... Önce reklam filmini hatırlayalım: TV seyreden küçük çocuk (çok iyi seçilmiş), gözlükleri buğulandığı için ekranı net görememektedir. Tam derdini anlatacak olur ki, ekran bir anda 'transforme' olup robot haline gelir; ardından gidip çocuğun buğulanmış gözlüğünü siler ve nihayet tekrar 'dönüşerek' duvardaki yerini alır...
Şimdi de AA1 ile mutabık olduğumuz noktayı belirtelim: Vestel, bu kampanya ile Sumru Yavrucuk'lu filmler dışında takılmış olduğu çıkmaz sokaktan sıyrılmış; patinaj yapmaktan kurtulmuştur... Ayrıca yeterince tekrarlanırsa, teknoloji meselesindeki duruşunu algılatabilir... İş temizdir... Çalışabilir... Citroen C4'ün reklamını uzaktan andırması hiç önemli değildir. Reklam dünyası sanat dünyası değildir. Bu yüzden her gördüğünüz sakallı da dedeniz değildir...
Şimdi gelelim AA1 Hocamla mutabık olmadığımız ve küçük düzeltmeler gerektiren yerlere: 1. Robot yeterince sempatik değil. Yüzünün biraz daha belirgin olması gerekebilir. Yoksa çocuklar korkarsa iş amacından sapar. 2. Robot'un duygusallığı, sinematografik uygulamalarla daha belirgin hale getirilebilir... 3. Robotu büyüklerin değil sadece çocukların görebildiği daha belirgin kılınabilir...
Bütünü itibarıyla kampanya geçer not alır mı? Kesinlikle alır...
Reklam filmi, yeni kampanya bahane; Boğaz'a nazır kahvaltı ve sohbet şahane... Vestel'in pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Dr. Levent Hatay'ın Pazartesi sabahı Radison SAS Bosphorus Oteli'nde görkemli bir kahvaltıya davet etmesine hiç gerek yoktu. İstanbul'un göbeğinde yaşamama rağmen Boğaz kıyısında oturup bir sabah kahvesi içmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki, 'salatalığı Ortaköy'den gösterseler, Esentepe'den tuzluğu kapıp koşacak' hale gelmiştim... Ayrıca Levent Bey kadim dostumuzdur. Bu çerçevede 'ne derse o'dur'...
Kahvaltının 'laf' bölümünü Ali Atıf Bir Hoca, Bugün'deki köşesinde (dün) yazmış... Bildiğiniz gibi Hoca ile birbirimizi severiz. Evet, birbirimizi severiz de, Hoca kesin 'Biyad' yanlısı olduğu için, işin doğası gereği tam mutabakat sağlayamadığımız noktalarda bozuldu mu, kızgınlığının endazesini bazen kaçırır; bana etmediğini bırakmaz. Aramızdaki Hacivat - Karagöz muhabbeti bundandır... Biliyorsunuz bunlardan bir tanesi nispeten daha zekidir. Oysa hemfikir olmama konusunda hemfikir olup yolumuza devam etsek ne iyi olacak...
Vestel'in son reklamları konusunda kısmen mutabık kalabildik... Önce reklam filmini hatırlayalım: TV seyreden küçük çocuk (çok iyi seçilmiş), gözlükleri buğulandığı için ekranı net görememektedir. Tam derdini anlatacak olur ki, ekran bir anda 'transforme' olup robot haline gelir; ardından gidip çocuğun buğulanmış gözlüğünü siler ve nihayet tekrar 'dönüşerek' duvardaki yerini alır...
Şimdi de AA1 ile mutabık olduğumuz noktayı belirtelim: Vestel, bu kampanya ile Sumru Yavrucuk'lu filmler dışında takılmış olduğu çıkmaz sokaktan sıyrılmış; patinaj yapmaktan kurtulmuştur... Ayrıca yeterince tekrarlanırsa, teknoloji meselesindeki duruşunu algılatabilir... İş temizdir... Çalışabilir... Citroen C4'ün reklamını uzaktan andırması hiç önemli değildir. Reklam dünyası sanat dünyası değildir. Bu yüzden her gördüğünüz sakallı da dedeniz değildir...
Şimdi gelelim AA1 Hocamla mutabık olmadığımız ve küçük düzeltmeler gerektiren yerlere: 1. Robot yeterince sempatik değil. Yüzünün biraz daha belirgin olması gerekebilir. Yoksa çocuklar korkarsa iş amacından sapar. 2. Robot'un duygusallığı, sinematografik uygulamalarla daha belirgin hale getirilebilir... 3. Robotu büyüklerin değil sadece çocukların görebildiği daha belirgin kılınabilir...
Bütünü itibarıyla kampanya geçer not alır mı? Kesinlikle alır...