Bu bir ‘köprü’ değildir
19 Mart 2022 - Yeni Şafak
Belçikalı ressam René Magritte, 1920’li yılların sonunda bir seri tablo hazırlar… Bunlardan biri basbayağı pipo resmidir ama üzerinde Fransızca “Ceci n’est pas une pipe”, yani “Bu bir pipo değildir” yazmaktadır…
Arkasında keyifli bir felsefi tartışma taşıyan bu eserle anlatılmak istenen -çok kabaca- resmin aslında gerçek objenin bir temsilcisi olduğudur…
Ressamın bu çabasında anlama dair onlarca katman bulmak mümkün…
Dün, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 107. yıl dönümünde açılışı yapılan 1915 Çanakkale Köprüsü bizi biraz bu katmanlarda dolaştırdı… Çünkü “Bu bir köprü değildir”…
Bu bir vizyonun, anlayışın, Türkiye’nin dünyadaki konumlanmasına etki edecek bir stratejinin uygulamasıdır… Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Dünya beşten büyüktür” anlayışının, ‘millî bağımsızlık’taki ısrarının, Türkiye’nin tüm kaynakları ve stratejik konumuyla dünyada hak ettiği noktaya yükselmesi için hayata geçirilen Millî Enerji ve Maden Politikası gibi (Bkz. Sayın Berat Albayrak’ın kitabı) Millî Ulaştırma ve Altyapı Stratejisi’nin bir göstergesi ve ayrılmaz parçasıdır…
Cumhurbaşkanı’mızın “Çanakkale Zaferi’mizin nişanesi, Türkiye'nin tarihe damgası” sözü, dünya çapındaki bu dev eserin, devraldığı mirası nasıl koruduğunun ve yükselttiğinin bir ifadesidir…
Malkara-Çanakkale Otoyolu ile birlikte düşünüldüğünde Türkiye’nin en büyük ulaştırma projelerinden biriymiş 1915 Çanakkale Köprüsü…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın daha önce paylaştığı haritaya bakmanızı tavsiye ederiz… Pekin’den Londra’ya kadar kesintisiz ticaret yolu sağlayan Orta Koridor’a, Kuzey Marmara Otoyolu’na, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün altından geçen hatta, İstanbul Havalimanı’na… Ve bu sisteme entegre edilen 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu’nun sağlayacağı katkılara… O nedenle “Bu bir köprü değildir”…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu açılıştan önceki günlerde sahadaydı. Kendisinin açıklamalarını pek çok TV kanalına verdiği röportajlardan takip ettik. Bakan Bey, bu proje ülkemizi “Küresel lojistik üs hâline dönüşmek için son virajdır” dedi… Onun için “Bu bir köprü değildir”…
Malkara-Çanakkale Otoyolu, Gebze-İzmir Otoyolu’na bağlandığında, tüm Marmara Denizi’ni çevreleyen otoyol zincirinin devamı olacakmış. Bu yüzden “Bu bir köprü değildir”…
Proje, Avrupa ve Trakya’dan gelen trafik yükünü, Kuzey Marmara’yı dolanmadan, Çanakkale üzerinden Güney Marmara ve Ege’ye ulaştıracak, Kuzey Marmara hattının ve İstanbul’un trafik yükünü de rahatlatacakmış…
Öngörülenden 1,5 yıl önce tamamlanarak 628 milyon avro tasarruf sağlayan, Çanakkale Boğazı’nda hele de bayram öncesinde saatlerce kontak kapattıran feribot geçişlerini 6 dakikaya indiren, Trakya ile birlikte, Batı Anadolu ve Ege’nin -hatta Batı Akdeniz Bölgesi’nin- ulaşım, üretim, sanayi, ticaret ve hizmet sektörünü canlandırması beklenen, daha bugünden Çanakkale’deki iki OSB’nin kapasitesinin tamamen dolmasını tetikleyen bu yatırım “Bir köprü değildir”…
Avrupa ve Balkanların yanı sıra, Yunanistan ve Bulgaristan ile ticari ve kültürel ilişkilerimize katkı sağlayacak, taşımacılıktaki süre ve maliyetleri ciddi oranda düşürecek, dış ticarette avantaj, istihdamda dinamo olacak bu proje “Bir köprü değildir”…
Sayın Bakan, 1915 Çanakkale Köprüsü ve çevre projeler için çok kıymetli bir söz daha etti: “Ecdada saygı, geleceğe armağandır” dedi… Böylece projenin ‘varoluş nedeni’ni, kültür ve değerlerimizle yoğrulmuş biçimde Çanakkale’deki mücadele ruhuna, şehitlerimize ihtimamla özetledi… O mücadelenin bayrağını şimdi kimin taşıdığını, ülkemizin ‘ekonomik bağımsızlığını’ temin eden projelerle millî bağımsızlığına kimin hizmet ettiğini de gösterdi… O nedenle “Bir köprü değildir”…
Peki, 2 milyar 545 milyar avro yatırım tutarı ‘Yap İşlet Devret’ kapsamında özel sektör tarafından, Bakan Bey’in deyişiyle “Hazine’den bir kuruş çıkmadan” karşılanan, zaman, akaryakıt ve çevresel etkileri hesap edildiğinde yıllık 415 milyon avro tasarruf ettirecek bu projeye kimler sahip çıkacak?..
Gayrı Safi Millî Hasıla’ya 2 milyar 442 milyon avro, üretime; 5 milyar 362 milyon avro, istihdama 118 bin kişi sağlayacak bu projeyi kimler alkışlayacak?..
Son kez tekrarlayalım; “Bu bir köprü değildir”… Bir yanıyla da herkesin gerçek rengini ortaya çıkaracak turnusol kağıdıdır…
Belçikalı ressam René Magritte, 1920’li yılların sonunda bir seri tablo hazırlar… Bunlardan biri basbayağı pipo resmidir ama üzerinde Fransızca “Ceci n’est pas une pipe”, yani “Bu bir pipo değildir” yazmaktadır…
Arkasında keyifli bir felsefi tartışma taşıyan bu eserle anlatılmak istenen -çok kabaca- resmin aslında gerçek objenin bir temsilcisi olduğudur…
Ressamın bu çabasında anlama dair onlarca katman bulmak mümkün…
Dün, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 107. yıl dönümünde açılışı yapılan 1915 Çanakkale Köprüsü bizi biraz bu katmanlarda dolaştırdı… Çünkü “Bu bir köprü değildir”…
Bu bir vizyonun, anlayışın, Türkiye’nin dünyadaki konumlanmasına etki edecek bir stratejinin uygulamasıdır… Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Dünya beşten büyüktür” anlayışının, ‘millî bağımsızlık’taki ısrarının, Türkiye’nin tüm kaynakları ve stratejik konumuyla dünyada hak ettiği noktaya yükselmesi için hayata geçirilen Millî Enerji ve Maden Politikası gibi (Bkz. Sayın Berat Albayrak’ın kitabı) Millî Ulaştırma ve Altyapı Stratejisi’nin bir göstergesi ve ayrılmaz parçasıdır…
Cumhurbaşkanı’mızın “Çanakkale Zaferi’mizin nişanesi, Türkiye'nin tarihe damgası” sözü, dünya çapındaki bu dev eserin, devraldığı mirası nasıl koruduğunun ve yükselttiğinin bir ifadesidir…
Malkara-Çanakkale Otoyolu ile birlikte düşünüldüğünde Türkiye’nin en büyük ulaştırma projelerinden biriymiş 1915 Çanakkale Köprüsü…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın daha önce paylaştığı haritaya bakmanızı tavsiye ederiz… Pekin’den Londra’ya kadar kesintisiz ticaret yolu sağlayan Orta Koridor’a, Kuzey Marmara Otoyolu’na, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün altından geçen hatta, İstanbul Havalimanı’na… Ve bu sisteme entegre edilen 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu’nun sağlayacağı katkılara… O nedenle “Bu bir köprü değildir”…
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu açılıştan önceki günlerde sahadaydı. Kendisinin açıklamalarını pek çok TV kanalına verdiği röportajlardan takip ettik. Bakan Bey, bu proje ülkemizi “Küresel lojistik üs hâline dönüşmek için son virajdır” dedi… Onun için “Bu bir köprü değildir”…
Malkara-Çanakkale Otoyolu, Gebze-İzmir Otoyolu’na bağlandığında, tüm Marmara Denizi’ni çevreleyen otoyol zincirinin devamı olacakmış. Bu yüzden “Bu bir köprü değildir”…
Proje, Avrupa ve Trakya’dan gelen trafik yükünü, Kuzey Marmara’yı dolanmadan, Çanakkale üzerinden Güney Marmara ve Ege’ye ulaştıracak, Kuzey Marmara hattının ve İstanbul’un trafik yükünü de rahatlatacakmış…
Öngörülenden 1,5 yıl önce tamamlanarak 628 milyon avro tasarruf sağlayan, Çanakkale Boğazı’nda hele de bayram öncesinde saatlerce kontak kapattıran feribot geçişlerini 6 dakikaya indiren, Trakya ile birlikte, Batı Anadolu ve Ege’nin -hatta Batı Akdeniz Bölgesi’nin- ulaşım, üretim, sanayi, ticaret ve hizmet sektörünü canlandırması beklenen, daha bugünden Çanakkale’deki iki OSB’nin kapasitesinin tamamen dolmasını tetikleyen bu yatırım “Bir köprü değildir”…
Avrupa ve Balkanların yanı sıra, Yunanistan ve Bulgaristan ile ticari ve kültürel ilişkilerimize katkı sağlayacak, taşımacılıktaki süre ve maliyetleri ciddi oranda düşürecek, dış ticarette avantaj, istihdamda dinamo olacak bu proje “Bir köprü değildir”…
Sayın Bakan, 1915 Çanakkale Köprüsü ve çevre projeler için çok kıymetli bir söz daha etti: “Ecdada saygı, geleceğe armağandır” dedi… Böylece projenin ‘varoluş nedeni’ni, kültür ve değerlerimizle yoğrulmuş biçimde Çanakkale’deki mücadele ruhuna, şehitlerimize ihtimamla özetledi… O mücadelenin bayrağını şimdi kimin taşıdığını, ülkemizin ‘ekonomik bağımsızlığını’ temin eden projelerle millî bağımsızlığına kimin hizmet ettiğini de gösterdi… O nedenle “Bir köprü değildir”…
Peki, 2 milyar 545 milyar avro yatırım tutarı ‘Yap İşlet Devret’ kapsamında özel sektör tarafından, Bakan Bey’in deyişiyle “Hazine’den bir kuruş çıkmadan” karşılanan, zaman, akaryakıt ve çevresel etkileri hesap edildiğinde yıllık 415 milyon avro tasarruf ettirecek bu projeye kimler sahip çıkacak?..
Gayrı Safi Millî Hasıla’ya 2 milyar 442 milyon avro, üretime; 5 milyar 362 milyon avro, istihdama 118 bin kişi sağlayacak bu projeyi kimler alkışlayacak?..
Son kez tekrarlayalım; “Bu bir köprü değildir”… Bir yanıyla da herkesin gerçek rengini ortaya çıkaracak turnusol kağıdıdır…