Bu 'Hodri Meydan' yürek ister...
05 Aralık 2008 Akşam Gazetesi
Beyaz yakalıları ve müdürleri açıklamışlar... 2009 için zam istemeyeceklerini bildirmişler. Bence, böyle yaparak Koç Holding'i büyük sorumluluk altında bırakmışlar... Olağanüstü mesaj yüklü bir davranış bu... Koç Topluluğu, daha doğrusu üst düzey yönetim, bu jestin karşısında küçük bir yanlış yaptığı anda ağır vebal öder...
Bu açıdan bu kararı Koç Topluluğu'nun en üst düzeydeki yöneticisi, CEO Dr. Bülent Bulgurlu'nun bizzat kendisinin açıklaması da çok anlamlıdır. Bulgurlu bu açıklamayı yaparak kendisini ve kendisine bağlı Başkanları ve Genel Müdürleri de bir ölçüde bağlamıştır.
Ülkenin diğer büyük kuruluşlarını ise en azından düşünmeye zorlayacak bir tür 'stratejik iletişim hamlesidir' bu çıkış...
İtibar da böyle sağlanır zaten. Tıpkı 'değerlerin oluşması' gibi... Yaptığımız şeylerle değil; yapmadığımız şeylerle oluşur değerler... Sık sık örnek olarak kendisinden söz ettiğim Hint asıllı ABD'li hocam Haresh Shah'ın sözüyle 'Çin'in bütün çayını verseler, yapmayacağımız şeylerle oluşur değerlerimiz!'...
Buradan bakıldığında Bulgurlu'nun açıklaması da Koç Topluluğu'nun değerlerinin krizle sınavıdır...
Bu 'Hodri Meydan'a cesaret etmek, yürek ister.
Bu kurumsal iletişim atağının diğer adımları mutlaka gelecektir. En azından iletişim uygulamaları tarihine not düşmek adına heyecanla izlenmeye değer...
//c
'Reklam kokan hareketler'...
'DELİK ayakkabı numarası bizde sökmezdi' başlıklı yazınıza aynen katılıyorum.
Malum eskiden altı aşınan ya da delinen ayakkabılarımıza pençe yaptırırdık. Pantolon dizlerine ve popolarına yama yaptıranlar da çoktu. Zira her gün giymekten yıpranırlardı. Şimdi köylerde bile ayakkabıya pençe, pantolona yama yaptıran yok. Ki Obama'nın, Dink'in ayakkabısının delik olduğuna inansın!? Geçen yıl Türkiye'ye gelen o zamanki Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz'in Selimiye Camii'ni gezerken çoraplarının delik olduğu görüntülenmişti de medya balıklama atlamış, yazmayan kalmamıştı. Reklam amaçlı olduğunu sizden başka kimse dile getirmemişti. Çorapları delik olmasa cami ziyaretini kim takardı? Ayakkabılar reklam amaçlı delinip fotoğraf çekilmeseydi Obama'nın öyle oturuşuna kim bakardı? Hangi lider altı delininceye kadar ayakkabı ya da çorap giyer? Güldürmesinler bizi!? Sevgi ve saygılarımla. Yaşar Usluer'
Usluer'in yazdıkları bizim söylediklerimizi bir hayli zenginleştirmiş. Bir tek rahmetli Hrant Dink'in 'reklam kokan bir hareket' içinde olduğuna inanmak zor... Hangi maddi koşullar içinde yaşadığını yakın uzak çevresindeki herkes biliyordu...
Bazı hareketler, reklam koktukları bilinse de yenir oysa... Eşiniz ya da kız arkadaşlarınıza yaptığınız iltifatlar gibi... İş yerinizde üst düzeydeki yöneticilere gösterdiğiniz aşırı ilgi gibi... Ya da en azından tartışılır: Sayın Baykal ve rozetli kara çarşaflılar gibi...
//c
Penti, AROG'dan nasıl yararlanır?...
UZUN zamandır ilk kez bir reklam filmini bu kadar büyük keyifle izliyorum... Penti'nin son reklam filminden söz ediyorum... Hani Nil Karaibrahimgil'in satranç, tavla oynayan erkeklerin arasında şarkı söyleyip dans ederek dolaştığı film... Özgün müzik Nil'e ait... Harika...
Reklam ajansı Movida Plus... Yönetmen Umur Turagay... Aslanlar gibi çekmiş...
Sımsıcacık dünya şirini bir film...
Oysa ben hedef kitlesi değilim ki... Kadınlara sordum... Onlar da bayılıyorlar... Nil, onların da 'kız kardeşleri', 'kız arkadaşları' gibi...
Peki erotizm?..
Iıh!.. Zerresi yok!.. Reklam filminin sonundaki kahkaha her şeyi bitiriyor...
Özgü Namal da öyledir. Bir güler!.. Dünya ahret bacınız oluverir... Bu ekibe hiç çekinmeden Yonca Evcimik'i de ekleyebilirsiniz... Eros'un okları bunlara ulaşmamış. Ne yapsalar, ne kadar yırtınsalar nafile... 'Canım ayol!' duygusunun ötesinde bir şey geçmez insana... Geçmesine de gerek yoktur. Onlar ille de öyle olmak için çırpınmasalar, mesele yoktur...
Nil Karaibrahimgil AROG'da oynuyor... Penti için fırsat mıdır değil midir? Fırsattır tabii!.. Nasıl kullanacaklar bu fırsatı merakla bekliyorum. Web sitelerini de mükemmel bir şekilde tasarlamış Penti'ciler, bakalım entegre pazarlama iletişiminin diğer ayaklarında hangi inovatif çalışmalara imza atacaklar...
Beyaz yakalıları ve müdürleri açıklamışlar... 2009 için zam istemeyeceklerini bildirmişler. Bence, böyle yaparak Koç Holding'i büyük sorumluluk altında bırakmışlar... Olağanüstü mesaj yüklü bir davranış bu... Koç Topluluğu, daha doğrusu üst düzey yönetim, bu jestin karşısında küçük bir yanlış yaptığı anda ağır vebal öder...
Bu açıdan bu kararı Koç Topluluğu'nun en üst düzeydeki yöneticisi, CEO Dr. Bülent Bulgurlu'nun bizzat kendisinin açıklaması da çok anlamlıdır. Bulgurlu bu açıklamayı yaparak kendisini ve kendisine bağlı Başkanları ve Genel Müdürleri de bir ölçüde bağlamıştır.
Ülkenin diğer büyük kuruluşlarını ise en azından düşünmeye zorlayacak bir tür 'stratejik iletişim hamlesidir' bu çıkış...
İtibar da böyle sağlanır zaten. Tıpkı 'değerlerin oluşması' gibi... Yaptığımız şeylerle değil; yapmadığımız şeylerle oluşur değerler... Sık sık örnek olarak kendisinden söz ettiğim Hint asıllı ABD'li hocam Haresh Shah'ın sözüyle 'Çin'in bütün çayını verseler, yapmayacağımız şeylerle oluşur değerlerimiz!'...
Buradan bakıldığında Bulgurlu'nun açıklaması da Koç Topluluğu'nun değerlerinin krizle sınavıdır...
Bu 'Hodri Meydan'a cesaret etmek, yürek ister.
Bu kurumsal iletişim atağının diğer adımları mutlaka gelecektir. En azından iletişim uygulamaları tarihine not düşmek adına heyecanla izlenmeye değer...
//c
'Reklam kokan hareketler'...
'DELİK ayakkabı numarası bizde sökmezdi' başlıklı yazınıza aynen katılıyorum.
Malum eskiden altı aşınan ya da delinen ayakkabılarımıza pençe yaptırırdık. Pantolon dizlerine ve popolarına yama yaptıranlar da çoktu. Zira her gün giymekten yıpranırlardı. Şimdi köylerde bile ayakkabıya pençe, pantolona yama yaptıran yok. Ki Obama'nın, Dink'in ayakkabısının delik olduğuna inansın!? Geçen yıl Türkiye'ye gelen o zamanki Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz'in Selimiye Camii'ni gezerken çoraplarının delik olduğu görüntülenmişti de medya balıklama atlamış, yazmayan kalmamıştı. Reklam amaçlı olduğunu sizden başka kimse dile getirmemişti. Çorapları delik olmasa cami ziyaretini kim takardı? Ayakkabılar reklam amaçlı delinip fotoğraf çekilmeseydi Obama'nın öyle oturuşuna kim bakardı? Hangi lider altı delininceye kadar ayakkabı ya da çorap giyer? Güldürmesinler bizi!? Sevgi ve saygılarımla. Yaşar Usluer'
Usluer'in yazdıkları bizim söylediklerimizi bir hayli zenginleştirmiş. Bir tek rahmetli Hrant Dink'in 'reklam kokan bir hareket' içinde olduğuna inanmak zor... Hangi maddi koşullar içinde yaşadığını yakın uzak çevresindeki herkes biliyordu...
Bazı hareketler, reklam koktukları bilinse de yenir oysa... Eşiniz ya da kız arkadaşlarınıza yaptığınız iltifatlar gibi... İş yerinizde üst düzeydeki yöneticilere gösterdiğiniz aşırı ilgi gibi... Ya da en azından tartışılır: Sayın Baykal ve rozetli kara çarşaflılar gibi...
//c
Penti, AROG'dan nasıl yararlanır?...
UZUN zamandır ilk kez bir reklam filmini bu kadar büyük keyifle izliyorum... Penti'nin son reklam filminden söz ediyorum... Hani Nil Karaibrahimgil'in satranç, tavla oynayan erkeklerin arasında şarkı söyleyip dans ederek dolaştığı film... Özgün müzik Nil'e ait... Harika...
Reklam ajansı Movida Plus... Yönetmen Umur Turagay... Aslanlar gibi çekmiş...
Sımsıcacık dünya şirini bir film...
Oysa ben hedef kitlesi değilim ki... Kadınlara sordum... Onlar da bayılıyorlar... Nil, onların da 'kız kardeşleri', 'kız arkadaşları' gibi...
Peki erotizm?..
Iıh!.. Zerresi yok!.. Reklam filminin sonundaki kahkaha her şeyi bitiriyor...
Özgü Namal da öyledir. Bir güler!.. Dünya ahret bacınız oluverir... Bu ekibe hiç çekinmeden Yonca Evcimik'i de ekleyebilirsiniz... Eros'un okları bunlara ulaşmamış. Ne yapsalar, ne kadar yırtınsalar nafile... 'Canım ayol!' duygusunun ötesinde bir şey geçmez insana... Geçmesine de gerek yoktur. Onlar ille de öyle olmak için çırpınmasalar, mesele yoktur...
Nil Karaibrahimgil AROG'da oynuyor... Penti için fırsat mıdır değil midir? Fırsattır tabii!.. Nasıl kullanacaklar bu fırsatı merakla bekliyorum. Web sitelerini de mükemmel bir şekilde tasarlamış Penti'ciler, bakalım entegre pazarlama iletişiminin diğer ayaklarında hangi inovatif çalışmalara imza atacaklar...