Bu iş yine Tayyip Bey’e yarar…
01 ARALIK 2010
Yıllardır Başbakan Tayyip Erdoğan’ın şanslı olduğundan söz edilir. Bir tanesine bizzat tanık olmuştum… CHP’li Sayın Nurettin Sözen’in Başkanlık döneminde İstanbul susuzluktan kıvranıp durmuştu.Yağmur duası falan bir yana bulutlara bir takım kimyasalların enjekte edilmesi bile düşünülmüştü… Bir damlacık rahmet düşmüyordu İstanbul’un üstüne…
Sonra Tayyip Erdoğan Belediye Başkanı seçildi. Aynı günlerde başlayan yağmur aylarca durmak bilmedi; barajlar dolup taştı…
Buna benzer pek çok olay anlatılır. Başbakanın şansı âdeta bir ‘şehir efsanesi’, ‘büyüklere masallar’ haline geldi…
Şimdi de şu Wikileaks olayı patladı. Medyanın büyük bir kısmı onun sinirlerini bozmak için çırpınırken, Başbakan bu dönemi sessiz sedasız geçer ve sakin kalmayı başarırsa, AK Parti ve hükümet üyeleri bu işten kârlı çıkarlar.
Uzun tahlillere gerek yok. Aristo mantığı bile yeter… Tüm dünyada yapılan ölçümlemelerde ABD uygulamalarından en çok sıtkı sıyrılmış ülke insanı olarak Türkler ilk sıraları kimselere kaptırmamaktadırlar. Bu ‘antipati oranı’ bir ara %85 civarındaydı. Son ölçüldüğünde %75’lere düşmüş olduğunu hatırlıyorum. BU bile ‘fahiş’tir… ABD’nin dış politikasını bu kadar itici bulan bir seçmen kitlesi üzerinde o dış politikayı yapanların, ülke politikacıları hakkında ileri sürdükleri olumsuz görüşler, bizim o politikacılar hakkında daha pozitif düşünmemize neden olmaz mı?.. Tabii ki olur…
Örneğin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu hiç sevmiyorlarmış… Ehli vatan ne düşünecek? “Oh ne iyi… Demek ki, aslanlar gibi bir Dışişleri Bakanımız varmış… Bunlar sevmediğine göre doğru işler yapıyormuş…”
Yaklaşık böyle bir durum… Aynı vicdani konumlama Başbakan için de geçerli… Tersini düşünsenize… Ya CIA tayfası Başbakan ve Dışişleri Bakanı için “Onları deli gibi seviyoruz. Bir dediğimizi iki etmiyorlar…” deseydi?.. O zaman AK Parti’nin hali nice olurdu…
Bu arada zorda olan iki grup var. Birincisi, Türkiye’de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında ABD İstihbaratı ve Dışişleri ile aynı telden çalan, yaklaşık aynı eleştirileri getiren ‘Vaftizli’ tayfası…
Diğer yandan kimsenin kuşkusu olmasın, kabağın, Türk seçmeni ve kamu vicdanının ‘pek haz etmediği’ ABD elçileriyle (ajanlarıyla) iş birliği yapar duruma düşecek olan siyaset, medya, akademi ve iş dünyası mensuplarının başına patlayacağı rahatlıkla söylenebilir... Yalanlama, inkâr, belki ‘zülfüyârı’ kurtaracaktır ama kamu vicdanındaki mahkûmiyeti engelleyemez…
Eğer doğru yönetirse, Tayyip Bey durumdan yine mükemmel ‘vaziyet’ ve ‘siyasi rekabet avantajı’ çıkarmayı bilecektir...
Aralık, felaket ayı
Bizim aile için felaket ayı başladı… 5 kişinin yaş günü… Aynı günlerde yılbaşı… Çalışma arkadaşlarına, eşe dosta, iş arkadaşlarına hediye… … Cebime haftalık olarak ne koyarlarsa harçlık olarak dağıttığım iki bayram üzerimden henüz geçti. Yine de bu yıl biraz daha kolay işler. Yeni kitap basılıyor. 14’üne kadar çıkar. Bize göre ideal yılbaşı hediyesi… Diğer seçeneklerimiz ise eşim tarafından şöyle sıralanıyor: (Size de fikir olsun diye yazıyorum. Ayrıca bu mağazalar tavsiyeyi fazlasıyla hak ediyorlar zaten.) Bodyshop, Tchibo, D&R, Esse, İlya Gülerşen (Kumaş), Hiref, Karınca, Linens, L’occitane, La Misura (ısmarlama gömlek), Nuxx, Paşabahçe (kolonya), Remzi Kitapevi, Silk & Cashmir, Teknosa, Tevfik Aydın…
Unuttuklarım varsa, hatırlatsınlar haftaya tamamlayalım…
Sonra Tayyip Erdoğan Belediye Başkanı seçildi. Aynı günlerde başlayan yağmur aylarca durmak bilmedi; barajlar dolup taştı…
Buna benzer pek çok olay anlatılır. Başbakanın şansı âdeta bir ‘şehir efsanesi’, ‘büyüklere masallar’ haline geldi…
Şimdi de şu Wikileaks olayı patladı. Medyanın büyük bir kısmı onun sinirlerini bozmak için çırpınırken, Başbakan bu dönemi sessiz sedasız geçer ve sakin kalmayı başarırsa, AK Parti ve hükümet üyeleri bu işten kârlı çıkarlar.
Uzun tahlillere gerek yok. Aristo mantığı bile yeter… Tüm dünyada yapılan ölçümlemelerde ABD uygulamalarından en çok sıtkı sıyrılmış ülke insanı olarak Türkler ilk sıraları kimselere kaptırmamaktadırlar. Bu ‘antipati oranı’ bir ara %85 civarındaydı. Son ölçüldüğünde %75’lere düşmüş olduğunu hatırlıyorum. BU bile ‘fahiş’tir… ABD’nin dış politikasını bu kadar itici bulan bir seçmen kitlesi üzerinde o dış politikayı yapanların, ülke politikacıları hakkında ileri sürdükleri olumsuz görüşler, bizim o politikacılar hakkında daha pozitif düşünmemize neden olmaz mı?.. Tabii ki olur…
Örneğin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu hiç sevmiyorlarmış… Ehli vatan ne düşünecek? “Oh ne iyi… Demek ki, aslanlar gibi bir Dışişleri Bakanımız varmış… Bunlar sevmediğine göre doğru işler yapıyormuş…”
Yaklaşık böyle bir durum… Aynı vicdani konumlama Başbakan için de geçerli… Tersini düşünsenize… Ya CIA tayfası Başbakan ve Dışişleri Bakanı için “Onları deli gibi seviyoruz. Bir dediğimizi iki etmiyorlar…” deseydi?.. O zaman AK Parti’nin hali nice olurdu…
Bu arada zorda olan iki grup var. Birincisi, Türkiye’de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında ABD İstihbaratı ve Dışişleri ile aynı telden çalan, yaklaşık aynı eleştirileri getiren ‘Vaftizli’ tayfası…
Diğer yandan kimsenin kuşkusu olmasın, kabağın, Türk seçmeni ve kamu vicdanının ‘pek haz etmediği’ ABD elçileriyle (ajanlarıyla) iş birliği yapar duruma düşecek olan siyaset, medya, akademi ve iş dünyası mensuplarının başına patlayacağı rahatlıkla söylenebilir... Yalanlama, inkâr, belki ‘zülfüyârı’ kurtaracaktır ama kamu vicdanındaki mahkûmiyeti engelleyemez…
Eğer doğru yönetirse, Tayyip Bey durumdan yine mükemmel ‘vaziyet’ ve ‘siyasi rekabet avantajı’ çıkarmayı bilecektir...
Aralık, felaket ayı
Bizim aile için felaket ayı başladı… 5 kişinin yaş günü… Aynı günlerde yılbaşı… Çalışma arkadaşlarına, eşe dosta, iş arkadaşlarına hediye… … Cebime haftalık olarak ne koyarlarsa harçlık olarak dağıttığım iki bayram üzerimden henüz geçti. Yine de bu yıl biraz daha kolay işler. Yeni kitap basılıyor. 14’üne kadar çıkar. Bize göre ideal yılbaşı hediyesi… Diğer seçeneklerimiz ise eşim tarafından şöyle sıralanıyor: (Size de fikir olsun diye yazıyorum. Ayrıca bu mağazalar tavsiyeyi fazlasıyla hak ediyorlar zaten.) Bodyshop, Tchibo, D&R, Esse, İlya Gülerşen (Kumaş), Hiref, Karınca, Linens, L’occitane, La Misura (ısmarlama gömlek), Nuxx, Paşabahçe (kolonya), Remzi Kitapevi, Silk & Cashmir, Teknosa, Tevfik Aydın…
Unuttuklarım varsa, hatırlatsınlar haftaya tamamlayalım…