Bu mızrak, hiçbir çuvala sığmaz
19 Mart 2019 - Yeni Şafak
“Aday çıkarmamışsak, AKP-MHP bloğuna karşı önde olan demokrasi güçlerinin adayı bizim de adayımızdır. Oyunuzu ona basın.” Bu sözleri söyleyen biri, hangi ittifak grubu için oy çağrısında bulunuyor dersiniz?
Cevabı, bir çocuk bile verebilir, değil mi? HDP Eş Başkanı Sezai Temelli, bu sözleri geçtiğimiz hafta partisinin Esenler’deki mitinginde sarf etti.
Bundan sonra, HDP ve CHP arasındaki ittifaka gizli demenin bir anlamı, haber değeri bile kalmamıştır. İttifak yoktur diyen yalancı durumuna, ittifak vardır diyen de malumu ilan eder hale düşer.
Olay şu; Temelli, Artı TV’de katıldığı bir programda 31 Mart yerel seçimiyle ilgili konuşmuş: "Mansur Yavaş da bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. HDP'lileri yok sayarak, Kürtleri yok sayarak, Ankaralıları yok sayarak siyaset yapamaz.
Ekrem İmamoğlu seçilmişse bilecek ki o kentte yaşayan 3 milyon Kürt'ün oyuyla seçilmiştir. Kürtlere rağmen siyaset yapamayacağını bilecektir. Yapmaya çabalarsa zaten siyaseten bir karşılığı olmayacaktır. O kentin belediye başkanı olmayacak, o olsa olsa o kentin kayyumu olur. Biz bu riski alıyoruz.''
İttifakı açık etmenin çok ötesine geçen bu konuşma, CHP’li başkan adaylarına HDP seçmenine olan sorumluluklarını da hatırlatıyor.
Bu sözlerden CHP’li adayların alması geren mesaj şöyle özetlenebilir: ‘Bakın biz sizin için çalışıyor, seçmenimize size oy vermesi için çağrıda bulunuyoruz. Olur da kazanırsanız, bizi unutmak yok ha!’
Belli ki ittifak kurulduğuna göre, sıra belediye faaliyet gündemini belirlemeye gelmiş (!) Bunda da aslında şaşılacak bir şey yok. İttifak kuran tarafların birbirlerinden böyle beklentileri olması son derece doğaldır.
Fakat bir tartışmadır gidiyor. Hürriyet.com.tr, yukarıdaki sözleri haber yapınca ortalık karışmış. CHP’li ve HDP’liler bir olmuş, gazeteyi yalancılıkla suçluyormuş, gazete ise “CHP’li adaylar ya da haberi eleştiren çevreler bizden değil HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’den açıklama istemelidirler.” demiş.
Hürriyet ilk attığı başlık şöyle:“HDP Başkanı Temelli’den açık açık itiraf ve tehdit: İstanbul-Ankara’yı Mansur ile Yavaş değil, HDP yönetecek.”
Bunlar Temelli’nin ağzından çıkan bire bir kelimeler olmadığı için tepkiler gelmiş. Hürriyet de başlığı şöyle değiştirmiş: “HDP Eş Başkanı gizli ittifakı itiraf etti: Yavaş ve İmamoğlu seçilmişse bilecek ki HDP oylarıyla seçilmiştir.”
Başlık sorunu ortadan kalktığına göre topu taca atmaya gerek yok. Temelli’nin ifadeleri net. Buradaki söylemin yorumlarla altının çizilmesine ihtiyaç bile yok. Her şey ortada. İttifak kurulmuş. İş, seçim sonrası paylaşımların nasıl yapılacağına gelmiş.
Dönüp gazeteyi suçlamak, konuyu dağıtmaktan başka bir fayda sağlamaz. Hem ittifak içine girip mitinglerde oy çağrısı yapıp hem de bunu gizli tutmaya çalışmak hiçbir demokratik siyasi partiye yakışmaz. Daha ittifak kurma noktasında bile birbirini meşru görmeyen bu siyasi partilerden hayır bekleyenlere de Allah kolaylık versin.
Cevabı, bir çocuk bile verebilir, değil mi? HDP Eş Başkanı Sezai Temelli, bu sözleri geçtiğimiz hafta partisinin Esenler’deki mitinginde sarf etti.
Bundan sonra, HDP ve CHP arasındaki ittifaka gizli demenin bir anlamı, haber değeri bile kalmamıştır. İttifak yoktur diyen yalancı durumuna, ittifak vardır diyen de malumu ilan eder hale düşer.
Olay şu; Temelli, Artı TV’de katıldığı bir programda 31 Mart yerel seçimiyle ilgili konuşmuş: "Mansur Yavaş da bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. HDP'lileri yok sayarak, Kürtleri yok sayarak, Ankaralıları yok sayarak siyaset yapamaz.
Ekrem İmamoğlu seçilmişse bilecek ki o kentte yaşayan 3 milyon Kürt'ün oyuyla seçilmiştir. Kürtlere rağmen siyaset yapamayacağını bilecektir. Yapmaya çabalarsa zaten siyaseten bir karşılığı olmayacaktır. O kentin belediye başkanı olmayacak, o olsa olsa o kentin kayyumu olur. Biz bu riski alıyoruz.''
İttifakı açık etmenin çok ötesine geçen bu konuşma, CHP’li başkan adaylarına HDP seçmenine olan sorumluluklarını da hatırlatıyor.
Bu sözlerden CHP’li adayların alması geren mesaj şöyle özetlenebilir: ‘Bakın biz sizin için çalışıyor, seçmenimize size oy vermesi için çağrıda bulunuyoruz. Olur da kazanırsanız, bizi unutmak yok ha!’
Belli ki ittifak kurulduğuna göre, sıra belediye faaliyet gündemini belirlemeye gelmiş (!) Bunda da aslında şaşılacak bir şey yok. İttifak kuran tarafların birbirlerinden böyle beklentileri olması son derece doğaldır.
Fakat bir tartışmadır gidiyor. Hürriyet.com.tr, yukarıdaki sözleri haber yapınca ortalık karışmış. CHP’li ve HDP’liler bir olmuş, gazeteyi yalancılıkla suçluyormuş, gazete ise “CHP’li adaylar ya da haberi eleştiren çevreler bizden değil HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’den açıklama istemelidirler.” demiş.
Hürriyet ilk attığı başlık şöyle:“HDP Başkanı Temelli’den açık açık itiraf ve tehdit: İstanbul-Ankara’yı Mansur ile Yavaş değil, HDP yönetecek.”
Bunlar Temelli’nin ağzından çıkan bire bir kelimeler olmadığı için tepkiler gelmiş. Hürriyet de başlığı şöyle değiştirmiş: “HDP Eş Başkanı gizli ittifakı itiraf etti: Yavaş ve İmamoğlu seçilmişse bilecek ki HDP oylarıyla seçilmiştir.”
Başlık sorunu ortadan kalktığına göre topu taca atmaya gerek yok. Temelli’nin ifadeleri net. Buradaki söylemin yorumlarla altının çizilmesine ihtiyaç bile yok. Her şey ortada. İttifak kurulmuş. İş, seçim sonrası paylaşımların nasıl yapılacağına gelmiş.
Dönüp gazeteyi suçlamak, konuyu dağıtmaktan başka bir fayda sağlamaz. Hem ittifak içine girip mitinglerde oy çağrısı yapıp hem de bunu gizli tutmaya çalışmak hiçbir demokratik siyasi partiye yakışmaz. Daha ittifak kurma noktasında bile birbirini meşru görmeyen bu siyasi partilerden hayır bekleyenlere de Allah kolaylık versin.