Bu 'mutat' görüşmeler gerginliği azaltır
23 Ocak 2009 Akşam Gazetesi
Dün medyada yer alan haberler arasında bence en önemlilerinden biri Ergenekon falan değildi. Önemli gelişme, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un her perşembe 'düzenli olarak' bir araya gelme kararları idi.
Ben yine sevindim... Yani yine 'evrensel beşeri değerler' ile düşünen bir entelektüel gibi davranmayı başaramadım... Oysa Silahlı Kuvvetler'in Komutanı ile sivil hükümetin başının didişmesini istemem gerekirdi; yine yapamadım...
Bugüne kadar Erdoğan-Başbuğ görüşmeleri 'ihtiyaç' üzerine gerçekleşiyor; bu da basında 'sürpriz ziyaret' gibi tahrik edici başlıklarla yer alıyordu...
Görüşmelerin 'mutat' hale gelmesi, en azından her türden gerginliği azaltacağı için iyi bir gelişmedir...
Genelkurmay Başkanı Başbuğ göreve geldiği günden beri iletişim konusunda mükemmel adımlar atıyor. Bu görüşme sistematiği de Silahlı Kuvvetler'in cuma günleri tesis ettiği 'basın ve kamuoyunu bilgilendirme toplantıları' gibi, şeffaflık ve açıklık yolunda atılmış adımlardan biri.
Bu mutat görüşmelerin kritik başarı faktörü, görüşme sonrasında yapılacak açıklamaların niteliği ile düz orantılıdır... Her hafta bu açıklamaların takipçisi olacağız...
Yasa mutlaka değişmeli
En önemli mesele canlılığın devamıdır. Hiçbir yasa, hiçbir uygulama bu hakkın üzerinde olamaz...
Evladınız Uludağ'da kaybolacak. Hayatından endişe edilecek noktaya gelinecek. Yerinin tespitiyle ilgili son derece basit bir işlem için karşınıza engeller çıkacak.
Çünkü fi tarihinde yasayı yapmış olanlar, 'bizim millet bunu kötüye kullanır, en iyisi savcılık kararı olmadan tespit yapılamasın' diye uygun gördükleri için bu hizmeti verecek olan GSM operatörünün eli kolu bağlı kalacak. Firma, yasayı uygulayacak ve sonunda olan Bilkent Üniversitesi öğrencisi Ümit Özgen'e ve kederli ailesine olacak.
Ne rahmetli Ümit, ne Özgen ailesi, ne de Turkcell (bugün ona yarın diğerlerine) bunu hak ediyor. Acıların, hataların, kayıpların harekete geçirdiği bir milletiz ne yazık ki!
Keşke Ümit'i kaybetmeden harekete geçebilseydik... Affetsin bizi...
Dün medyada yer alan haberler arasında bence en önemlilerinden biri Ergenekon falan değildi. Önemli gelişme, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un her perşembe 'düzenli olarak' bir araya gelme kararları idi.
Ben yine sevindim... Yani yine 'evrensel beşeri değerler' ile düşünen bir entelektüel gibi davranmayı başaramadım... Oysa Silahlı Kuvvetler'in Komutanı ile sivil hükümetin başının didişmesini istemem gerekirdi; yine yapamadım...
Bugüne kadar Erdoğan-Başbuğ görüşmeleri 'ihtiyaç' üzerine gerçekleşiyor; bu da basında 'sürpriz ziyaret' gibi tahrik edici başlıklarla yer alıyordu...
Görüşmelerin 'mutat' hale gelmesi, en azından her türden gerginliği azaltacağı için iyi bir gelişmedir...
Genelkurmay Başkanı Başbuğ göreve geldiği günden beri iletişim konusunda mükemmel adımlar atıyor. Bu görüşme sistematiği de Silahlı Kuvvetler'in cuma günleri tesis ettiği 'basın ve kamuoyunu bilgilendirme toplantıları' gibi, şeffaflık ve açıklık yolunda atılmış adımlardan biri.
Bu mutat görüşmelerin kritik başarı faktörü, görüşme sonrasında yapılacak açıklamaların niteliği ile düz orantılıdır... Her hafta bu açıklamaların takipçisi olacağız...
Yasa mutlaka değişmeli
En önemli mesele canlılığın devamıdır. Hiçbir yasa, hiçbir uygulama bu hakkın üzerinde olamaz...
Evladınız Uludağ'da kaybolacak. Hayatından endişe edilecek noktaya gelinecek. Yerinin tespitiyle ilgili son derece basit bir işlem için karşınıza engeller çıkacak.
Çünkü fi tarihinde yasayı yapmış olanlar, 'bizim millet bunu kötüye kullanır, en iyisi savcılık kararı olmadan tespit yapılamasın' diye uygun gördükleri için bu hizmeti verecek olan GSM operatörünün eli kolu bağlı kalacak. Firma, yasayı uygulayacak ve sonunda olan Bilkent Üniversitesi öğrencisi Ümit Özgen'e ve kederli ailesine olacak.
Ne rahmetli Ümit, ne Özgen ailesi, ne de Turkcell (bugün ona yarın diğerlerine) bunu hak ediyor. Acıların, hataların, kayıpların harekete geçirdiği bir milletiz ne yazık ki!
Keşke Ümit'i kaybetmeden harekete geçebilseydik... Affetsin bizi...