Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
11 ŞUBAT 2007
Hani şu sıra Kurtlar Vadisi üzerine yine bir kaşık suda fırtına koparıp ahlak bekçisi kesiliyorlar ya... Medyamızın durumunu düşünürken arşivden bir araştırma geliverdi ekranıma... Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nden Doç. Dr. Mine Gencel Bek ve Dr. Mutlu Binark imzası ile 2006 yılında yayınlanmış bir araştırma bu... Türk Medyasının Profili adını koymuşlar...
10 ay süreyle Sabah, Hürriyet, Akşam ve Vatan gazetelerini taramışlar. 18.310 haberi incelemişler. Haberlerin 13.776’sı kadınlarla ilgiliymiş. Cinsellik haberleri diğer haberlerin toplamından 15 kat daha fazlaymış... Kadınlarla ilgili verilen haberlerin yüzde 32.3’ü eğlence – magazin, yüzde 17.4’ü suç ve şiddet üzerine imiş... Toplayın... Yüzde 49.7 eder. Yani haberlerin yüzde 75’i kadınlarla ilgili; onların yarısı eğlence, magazin, suç ve şiddetle... Cinselliğin diğerlerinden 15 kat fazla olduğu kadınlara yönelik haberlerin %40.3’ü 18-35 yaş grubundaki kadınlar hakkındaymış. 26.8’i ise 36-55 yaş...
Araştırmacılar, kadın bedeninin haberlerde kullanımında da ilginç rakamlar bulmuşlar. “Hiç ilgisi olmayan haberlerde bile kadın vücudu bolca kullanılıyor” diyorlar...
Yukarıdaki yaklaşıma hiçbir itirazım yok. Alan da satan da memnunsa, ne diyelim. İtirazım böyle bir yayın politikası tutturup sonra racon kesmeye kalkan sahte ‘ahlak bekçilerine’!
Jetta, vaadi ile ne kadar senkron?
Reklamdaki marka vaadi ürünün önünde olmasa şu Volkswagen Jetta reklamı bir harika. Fakat Jetta o evden çıkacak ve o şekilde giyinecek kültürel statüsü olan bir kadına ‘elbise değiştirtecek’ düzeyde bir tasarım ve gösterişe sahip bir marka mı? Şüphem var...
Siz Jetta’yı böyle konumlarsanız Passat’ı, Tuareg’i nasıl konumlayacaksınız? Jetta’yı görünce en çekici kırmızı kıyafetini giyip sokağa fırlayan kadın diğerlerini görünce ne yapar? Hele bir de Phaeton’u görürse...
Oysa reklam yine çok iyi. Tüm VW reklamları gibi. VW ulusal algılanmayı başarabilen, Alman kalmayan işler yapabiliyor... Fakat bazen vaatle ürün böyle senkron olmayabiliyor işte...
İletişimde hızlı olacaksın, telaşlı değil
Bu iki unsur birbirine hep karıştırılır: Hız ve telaş. Lideri başından ayrıldığı taktirde oylarını hızla artıracağı kaydedilen dünyadaki tek siyasi parti CHP’nin Başkanı, hızı elinden bırakmıyor. Bazen itidal önemlidir şu iletişim işinde. Olsun. Mal bulmuş magribi durumu yaratılsa da, hemen pozisyon almak da bir tavırdır. Risklidir ama yine de bir tavırdır...
Birileri kalktı Anayasa’ya göre Cunhurbaşkanlığı seçimini kilitleyebileceğini mi söyledi? Hemen atla üstüne: “10 dakikada Anayasa mahkemesine gidip iptal ettiririz...”
Hani nerede bu konunun devamı? Gerçekliği, yasal dayanağı falan... Boşver, geç öteki konuya. Yeter ki, her konuda hemen kelam edip kimselere fırsat bırakmayayım...
Neydi öteki konu? 301... Hemen veryansın et! Karşıyız. Aman herkesten önce konuş... Karşıyız... İşin ucunun nereye gittiğini boşver... Yeter ki konuş...
Sonra o konuyu orada bırak bir sonrasına geç. Neymiş o? Çölaşan meselesi. Hemen atla üzerine. Kelam et. Üstüne vazifeymiş gibi. Dur biraz bekle! Hayır. O konuda da herkese nal toplat... Seçmen de sana nal toplatacak bu gidişle zaten...
Ülker’in ulusal çizgisine ne oldu?
1980 darbesiyle birlikte bu memlekete pek çok kötülüğü dokunmuş olan Evren Paşa’nın kültürel katliam hanesine sadece Yorgun Savaşçı’nın yaktırılması yazılmayacaktır. 1983'te hiçbir yargı kararı olmadan, Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu’nun (TDK), Atatürk'ün mirası göz ardı edilerek, Başbakanlığa bağlı Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu içine alınıp bir devlet dairesine dönüştürülmesi eklenecektir eski günahlarına...
Dil Derneği işte bu oluşuma tepki olarak 1987’de kurulmuş. Ve pek çok ciddi işe (etkinlikler, yayınlar vs.) imza atmış. Web adresleri şöyle: www.dildernegi.org.tr. Girin bakın. Bu kuruluşun zaman zaman koyduğu tepkiler var. Bunlardan bir tanesinde de Ülker’e yönelmişler. Başkanları Sevgi Özel’in imzası ile Murat Ülker’e giden mektupta deniyor ki: “Sayın Murat Ülker, Cafe Crown, King Top, Chewy Dent, Alpella, Choxx gibi ürün adlandırmalarında Türkçeyi ve Türkçeyi sevenleri incitiyorsunuz”..
İşte bu, Ülker’e kavgada bile söylenmez... Ülker’in Cola Turka’nın lansmanındaki konumlandırılmasını hatırlayanlar, markanın ulusal vurgusundan sonra böyle bir uyarıda küçük dillerini yutmuşlardır. Bu Kadir İnanır’ı ‘yumuşak’ olmakla suçlamak gibi bir şeydir... O etek giyse bile erkeğin harman yerindendir. Ülker de ulusalcılığın kalesi...
Ülker bu uyarıya yanıt vermiş. Demiş ki: “Ülker grubu 110'u aşkın ülkeye mamûl satışında bulunmaktadır. Yurtiçi pazarda büyük ilgi gören mamûllerimiz yurtdışı pazarlarda da yoğun şekilde ilgi görmektedir. Bu nedenle ürün isimlerimizi bu pazarlara da uyacak şekilde seçme gayreti içindeyiz.”
Sizce ne kadar ikna edici?... Şu Chewy Dent’in son reklamındaki müzik de pek ikna edici değil aslında. Bana bir GSM operatörünün reklamlarını çağrıştırıyor sanki...
10 ay süreyle Sabah, Hürriyet, Akşam ve Vatan gazetelerini taramışlar. 18.310 haberi incelemişler. Haberlerin 13.776’sı kadınlarla ilgiliymiş. Cinsellik haberleri diğer haberlerin toplamından 15 kat daha fazlaymış... Kadınlarla ilgili verilen haberlerin yüzde 32.3’ü eğlence – magazin, yüzde 17.4’ü suç ve şiddet üzerine imiş... Toplayın... Yüzde 49.7 eder. Yani haberlerin yüzde 75’i kadınlarla ilgili; onların yarısı eğlence, magazin, suç ve şiddetle... Cinselliğin diğerlerinden 15 kat fazla olduğu kadınlara yönelik haberlerin %40.3’ü 18-35 yaş grubundaki kadınlar hakkındaymış. 26.8’i ise 36-55 yaş...
Araştırmacılar, kadın bedeninin haberlerde kullanımında da ilginç rakamlar bulmuşlar. “Hiç ilgisi olmayan haberlerde bile kadın vücudu bolca kullanılıyor” diyorlar...
Yukarıdaki yaklaşıma hiçbir itirazım yok. Alan da satan da memnunsa, ne diyelim. İtirazım böyle bir yayın politikası tutturup sonra racon kesmeye kalkan sahte ‘ahlak bekçilerine’!
Jetta, vaadi ile ne kadar senkron?
Reklamdaki marka vaadi ürünün önünde olmasa şu Volkswagen Jetta reklamı bir harika. Fakat Jetta o evden çıkacak ve o şekilde giyinecek kültürel statüsü olan bir kadına ‘elbise değiştirtecek’ düzeyde bir tasarım ve gösterişe sahip bir marka mı? Şüphem var...
Siz Jetta’yı böyle konumlarsanız Passat’ı, Tuareg’i nasıl konumlayacaksınız? Jetta’yı görünce en çekici kırmızı kıyafetini giyip sokağa fırlayan kadın diğerlerini görünce ne yapar? Hele bir de Phaeton’u görürse...
Oysa reklam yine çok iyi. Tüm VW reklamları gibi. VW ulusal algılanmayı başarabilen, Alman kalmayan işler yapabiliyor... Fakat bazen vaatle ürün böyle senkron olmayabiliyor işte...
İletişimde hızlı olacaksın, telaşlı değil
Bu iki unsur birbirine hep karıştırılır: Hız ve telaş. Lideri başından ayrıldığı taktirde oylarını hızla artıracağı kaydedilen dünyadaki tek siyasi parti CHP’nin Başkanı, hızı elinden bırakmıyor. Bazen itidal önemlidir şu iletişim işinde. Olsun. Mal bulmuş magribi durumu yaratılsa da, hemen pozisyon almak da bir tavırdır. Risklidir ama yine de bir tavırdır...
Birileri kalktı Anayasa’ya göre Cunhurbaşkanlığı seçimini kilitleyebileceğini mi söyledi? Hemen atla üstüne: “10 dakikada Anayasa mahkemesine gidip iptal ettiririz...”
Hani nerede bu konunun devamı? Gerçekliği, yasal dayanağı falan... Boşver, geç öteki konuya. Yeter ki, her konuda hemen kelam edip kimselere fırsat bırakmayayım...
Neydi öteki konu? 301... Hemen veryansın et! Karşıyız. Aman herkesten önce konuş... Karşıyız... İşin ucunun nereye gittiğini boşver... Yeter ki konuş...
Sonra o konuyu orada bırak bir sonrasına geç. Neymiş o? Çölaşan meselesi. Hemen atla üzerine. Kelam et. Üstüne vazifeymiş gibi. Dur biraz bekle! Hayır. O konuda da herkese nal toplat... Seçmen de sana nal toplatacak bu gidişle zaten...
Ülker’in ulusal çizgisine ne oldu?
1980 darbesiyle birlikte bu memlekete pek çok kötülüğü dokunmuş olan Evren Paşa’nın kültürel katliam hanesine sadece Yorgun Savaşçı’nın yaktırılması yazılmayacaktır. 1983'te hiçbir yargı kararı olmadan, Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu’nun (TDK), Atatürk'ün mirası göz ardı edilerek, Başbakanlığa bağlı Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu içine alınıp bir devlet dairesine dönüştürülmesi eklenecektir eski günahlarına...
Dil Derneği işte bu oluşuma tepki olarak 1987’de kurulmuş. Ve pek çok ciddi işe (etkinlikler, yayınlar vs.) imza atmış. Web adresleri şöyle: www.dildernegi.org.tr. Girin bakın. Bu kuruluşun zaman zaman koyduğu tepkiler var. Bunlardan bir tanesinde de Ülker’e yönelmişler. Başkanları Sevgi Özel’in imzası ile Murat Ülker’e giden mektupta deniyor ki: “Sayın Murat Ülker, Cafe Crown, King Top, Chewy Dent, Alpella, Choxx gibi ürün adlandırmalarında Türkçeyi ve Türkçeyi sevenleri incitiyorsunuz”..
İşte bu, Ülker’e kavgada bile söylenmez... Ülker’in Cola Turka’nın lansmanındaki konumlandırılmasını hatırlayanlar, markanın ulusal vurgusundan sonra böyle bir uyarıda küçük dillerini yutmuşlardır. Bu Kadir İnanır’ı ‘yumuşak’ olmakla suçlamak gibi bir şeydir... O etek giyse bile erkeğin harman yerindendir. Ülker de ulusalcılığın kalesi...
Ülker bu uyarıya yanıt vermiş. Demiş ki: “Ülker grubu 110'u aşkın ülkeye mamûl satışında bulunmaktadır. Yurtiçi pazarda büyük ilgi gören mamûllerimiz yurtdışı pazarlarda da yoğun şekilde ilgi görmektedir. Bu nedenle ürün isimlerimizi bu pazarlara da uyacak şekilde seçme gayreti içindeyiz.”
Sizce ne kadar ikna edici?... Şu Chewy Dent’in son reklamındaki müzik de pek ikna edici değil aslında. Bana bir GSM operatörünün reklamlarını çağrıştırıyor sanki...