Bu sefer robot çok sempatik
06 Kasım 2009 Akşam Gazetesi
Bu kez "hey dostum!" falan yok. Vestel'in 'dost teknoloji' reklam serisindeki yeni filmi ötekilere oranla çok daha içten ve sevimli olmuş. Özellikle de küçük kızın robotla evcilik oynadığı sahneler. Kilit mesaj "Siz Vestel ürünlerini değiştirmedikçe yani evden gitmelerine izin vermedikçe onlar size hizmet vermeye devam ederler" imiş. Ben böyle anlamadım. Bana göre kilit mesaj, Vestel'in teknolojik ve soğuk bir işi 'dostluk' gibi sımsıcak bir kavramla yumuşattığıdır. Aynı filme iki kilit mesaj yüklemeye çalışmak ise bir koyundan iki post çıkarmaya benzer.
Dün Vestel'in basın toplantısına gidemedim. Ancak Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Dr. Levent Hatay'ın daveti üzerine, Yrd. Doç. Dr. Fatoş Karahasan (Milliyet) ve Güven Borça (Marketing Türkiye) ile birlikte Topaz'da çok keyifli bir öğle yemeği yedik.
Borça, Hatay'a elektronik eşya satan süpermarket zincirlerinin Vestel'in bayilik sistemini nasıl etkilediğini sordu. Bu sayede "Sen kuş beyinli misin, koyun musun, sazan mısın, aptal mısın, ben aptal değilim" türünden 'ecnebi' kampanyalarla adından söz ettiren, medyaya bakılırsa ortalığı kasıp kavuran bu marketlerin pazar payının % 6-7 olduğunu öğrendik. Hadi olsun 10... Kopardıkları yaygara 100'lük. Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gül Yücel'in verdiği bilgi şöyle: "GfK Türkiye Retail and Technology Bölümü tarafından hazırlanan 'Büyük Beyaz Eşya Pazar Değerlendirme Sektör Raporu'nun satış kanalı analizi ile ilgili kısmına bakarsanız şunu göreceksiniz: 1. Geleneksel kanalın payı %93,1 gibi bir oran ile ağırlığını hâlâ korumakta; 2. Gelişen organize perakende kanalının geleneksel kanaldan son bir yıl içinde aldığı pay ise %2,2..." Yani 'devede kulak' demeye getiriyor...
Hatay, organize perakende kanalı için "Pazarlamanın diğer 'P'leri belki, ancak fiyat anlamına gelen 'P'sinin stratejisinin kesinlikle başkalarının ellerine bırakılması doğru değil" diyor...
Hatay'la bir de Avrupa'daki durumu konuştuk. Display Search'ün raporundan söz ettik. Vestel'in ürettiği markaları raporla kıyaslarsak 48 cm ve üstü televizyonlarda şöyle bir liste ortaya çıkıyor:
1. Samsung 5.000.000 31,0 %
2. LG 2.880.000 17,8 %
3. Vestel'in ürettiği markalar 2.400.000 14,9 %
4. Sony 2.335.000 14,4 %
5. Philips 2.050.000 12,7 %
6. Toshiba 950.000 6 %
7. Sharp 630.000 4 %
8. Panasonic 570.000 4%
9. Grundig 210.000 1,5 %
10. JVC 140.000 1,1 %
Akdağ'ın aslında müdanası yoktur
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ'ın yerinde olmak istemezdim... Kabinenin en başarılı bakanlarından biri... Eğer siyasi iktidarlarda başarının kriteri sağlanan oy potansiyeli ise, Akdağ'ın AK Parti içinde ipi en önlerde göğüslemiş olduğu söylenebilir...
Tamam başka iktidarlar döneminde başlatılmış işler olabilir. Ancak Recep Akdağ'ın 7 yıllık döneminde sağlanmış olan (pozitif anlamda) 'siyasi rantın' haddi hesabı yoktur... Yapılan somut değişikliklerle halka sunulmuş yarar hiçbir dönemde hiçbir siyasi partinin 'oy gelir defterine' bu kadar pozitif yazılmamıştır...
Bir vesile ile özel sağlık kuruluşlarıyla ilgili uygulamalarda (SGK'ya bağlı hastaların özel hastanelerden yararlanmaları) gösterdiği dirayete tanık olmuştum Sayın Bakan'ın. Kendisini siper etmişti... Hem de araya AK Parti'ye çok yakın 'dostlar' girmiş olmasına rağmen, "Komünist Bakan" damgasını yemeye aldırış etmeden.
O dönemde Başbakan aslanlar gibi arkasında duruyordu Sağlık Bakanı'nın...
Peki, sonra ne oldu da, Başbakan, aynı Bakan'a böylesine rencide edici bir tavır aldı?.. Tanıdığım kadarıyla o süreç içinde eğer istifa etmediyse Başbakan'a olan bağlılığından, "davaya olan inancındandır"; yoksa tanıyan herkesin ortak kanaati odur ki, Recep Akdağ'ın hiç kimseye müdanası yoktur..
Bu kez "hey dostum!" falan yok. Vestel'in 'dost teknoloji' reklam serisindeki yeni filmi ötekilere oranla çok daha içten ve sevimli olmuş. Özellikle de küçük kızın robotla evcilik oynadığı sahneler. Kilit mesaj "Siz Vestel ürünlerini değiştirmedikçe yani evden gitmelerine izin vermedikçe onlar size hizmet vermeye devam ederler" imiş. Ben böyle anlamadım. Bana göre kilit mesaj, Vestel'in teknolojik ve soğuk bir işi 'dostluk' gibi sımsıcak bir kavramla yumuşattığıdır. Aynı filme iki kilit mesaj yüklemeye çalışmak ise bir koyundan iki post çıkarmaya benzer.
Dün Vestel'in basın toplantısına gidemedim. Ancak Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Dr. Levent Hatay'ın daveti üzerine, Yrd. Doç. Dr. Fatoş Karahasan (Milliyet) ve Güven Borça (Marketing Türkiye) ile birlikte Topaz'da çok keyifli bir öğle yemeği yedik.
Borça, Hatay'a elektronik eşya satan süpermarket zincirlerinin Vestel'in bayilik sistemini nasıl etkilediğini sordu. Bu sayede "Sen kuş beyinli misin, koyun musun, sazan mısın, aptal mısın, ben aptal değilim" türünden 'ecnebi' kampanyalarla adından söz ettiren, medyaya bakılırsa ortalığı kasıp kavuran bu marketlerin pazar payının % 6-7 olduğunu öğrendik. Hadi olsun 10... Kopardıkları yaygara 100'lük. Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Gül Yücel'in verdiği bilgi şöyle: "GfK Türkiye Retail and Technology Bölümü tarafından hazırlanan 'Büyük Beyaz Eşya Pazar Değerlendirme Sektör Raporu'nun satış kanalı analizi ile ilgili kısmına bakarsanız şunu göreceksiniz: 1. Geleneksel kanalın payı %93,1 gibi bir oran ile ağırlığını hâlâ korumakta; 2. Gelişen organize perakende kanalının geleneksel kanaldan son bir yıl içinde aldığı pay ise %2,2..." Yani 'devede kulak' demeye getiriyor...
Hatay, organize perakende kanalı için "Pazarlamanın diğer 'P'leri belki, ancak fiyat anlamına gelen 'P'sinin stratejisinin kesinlikle başkalarının ellerine bırakılması doğru değil" diyor...
Hatay'la bir de Avrupa'daki durumu konuştuk. Display Search'ün raporundan söz ettik. Vestel'in ürettiği markaları raporla kıyaslarsak 48 cm ve üstü televizyonlarda şöyle bir liste ortaya çıkıyor:
1. Samsung 5.000.000 31,0 %
2. LG 2.880.000 17,8 %
3. Vestel'in ürettiği markalar 2.400.000 14,9 %
4. Sony 2.335.000 14,4 %
5. Philips 2.050.000 12,7 %
6. Toshiba 950.000 6 %
7. Sharp 630.000 4 %
8. Panasonic 570.000 4%
9. Grundig 210.000 1,5 %
10. JVC 140.000 1,1 %
Akdağ'ın aslında müdanası yoktur
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ'ın yerinde olmak istemezdim... Kabinenin en başarılı bakanlarından biri... Eğer siyasi iktidarlarda başarının kriteri sağlanan oy potansiyeli ise, Akdağ'ın AK Parti içinde ipi en önlerde göğüslemiş olduğu söylenebilir...
Tamam başka iktidarlar döneminde başlatılmış işler olabilir. Ancak Recep Akdağ'ın 7 yıllık döneminde sağlanmış olan (pozitif anlamda) 'siyasi rantın' haddi hesabı yoktur... Yapılan somut değişikliklerle halka sunulmuş yarar hiçbir dönemde hiçbir siyasi partinin 'oy gelir defterine' bu kadar pozitif yazılmamıştır...
Bir vesile ile özel sağlık kuruluşlarıyla ilgili uygulamalarda (SGK'ya bağlı hastaların özel hastanelerden yararlanmaları) gösterdiği dirayete tanık olmuştum Sayın Bakan'ın. Kendisini siper etmişti... Hem de araya AK Parti'ye çok yakın 'dostlar' girmiş olmasına rağmen, "Komünist Bakan" damgasını yemeye aldırış etmeden.
O dönemde Başbakan aslanlar gibi arkasında duruyordu Sağlık Bakanı'nın...
Peki, sonra ne oldu da, Başbakan, aynı Bakan'a böylesine rencide edici bir tavır aldı?.. Tanıdığım kadarıyla o süreç içinde eğer istifa etmediyse Başbakan'a olan bağlılığından, "davaya olan inancındandır"; yoksa tanıyan herkesin ortak kanaati odur ki, Recep Akdağ'ın hiç kimseye müdanası yoktur..