Bugün Itırlı Bahçe’ye buyurun…
24 AĞUSTOS 2011
Bugün içimizi karartan konular dışındaki ‘hoşluklardan’ söz edelim mi?..
Haluk Şahin Hoca, Bozcaada entelijansiyasının ‘doğal lideri’dir… Meşhur, gündoğumunda ve/veya batımında Homeros’u Truva’yı karşıya alarak birden fazla dilde okumak gibi, bazılarına göre ‘uyuz kaşımacı, deli saçması’, bazılarına göre insan aklı ve duygusunun gelişmişliğinin vardığı noktaya işaret eden etkinliklere imzasını atar…
İstanbul’a giderken yoldan aradı.
- Adaya gelmişsin… Biz de Salı günü döneceğiz
- Evet…
- O halde Çarşamba günü (bu akşam 19.00’da) Itırlı Bahçe Sohbetleri’nde gelip konuşacaksın…
- Emrin olur, Üstad… Kimseye haber vermesen de olur aslında. Aramızda iki lafın belini kırarız…
- Olmaz öyle şey… Ne istersen konuş…
- ‘İlişki’ ve ‘İletişim’ arasındaki fark üzerine konuşsak… Herkes bildiğini sanır da hani biraz derin düşününce takılıp kalır… Tabii uygulama açısından… Kuramsal boyutta senin yanında iletişim kelamı etmek bize düşmez…
- Tamamdır…
www.bozcaadarehberi.com’da Sanat Galerisi ve Itırlı Bahçe’den şöyle söz edilmiş:
Bozcaada Sanat Galerisi ve arkasındaki Itırlı Bahçe adanın sanat hayatında önemli bir rol oynuyor. Galeri’yi bu yıl yöneten seramik ve heykel sanatçısı Belgin Şahin, amaçlarını “bir yandan adalıların sanat çalışmalarını teşvik edip onların eserlerini sergilerlerken, bir yandan da Türkiye’de sanatın en seçkin eserlerinin sergilenmesiyle bir eğitsel görev yapmak” şeklinde özetliyor.
Bugüne kadar şu sergiler açılmış: Karma sergi: “Ada’nın Ruhu”; Seramik sanatçısı Ayfer Kalsın’ın resim sergisi. Seramik sanatçısı Ayfer Karamani sergisi; Ekrem Özer cam sanatları sergisi; Zeliha Akçaoğlu, Lars-Erik Holm resim sergisi; Erdinç Bakla Çanakkale seramikleri…
Bundan sonraki program da şöyle: 17 Ağustos – 26 Ağustos: Tayfur Sanlıman resim sergisi; 27 Ağustos – 2 Eylül, Erzen İntepe cam sanatları, 3 Eylül – 13 Eylül, Selim Seval adalar fotoğraf sergisi; 14 Eylül – 23 Eylül, Alp Orçun resim sergisi; 24 Eylül – 30 Eylül, Göksel Sevim baskı sergisi…
Bunların yanı sıra Galeri tarafından düzenlenen çalıştay ve atölye çalışmalarında seramik torna ve raku, fotoğraf, resim, patchwork (kumaş yama) ve diğer konular öğretiliyormuş…
Galerinin arkasında bulunan ve yalnızca güzel kokulu bitki ve ağaçların yer aldığı Itırlı Bahçe ise edebiyat, tiyatro, sinema ve şiir sohbetlerine ayrılmış.
Benim sohbeti hangi kategorinin altına sığdıracağız, bakalım…
Belki, ‘Yaşama Sanatı’ başlıklı yeni bir kategori açar Belgin Hanım…
Kadın olmak…
Sevgili dostumuz Sedef Orman Hanım, çok hoş bir not göndermiş… Tespit müthiş ama eksik…
Önce tespit:
"Kadın olmak masallarda bile zor” demiş Sedef, “Ya 7 tane minicik adamla yaşarsın, ya kurbağa öpersin, ya en sevdiğin meyveden zehirlenirsin, ya kuleye kapatılırsın, ya saçlarını elin adamı tırmansın diye uzatırsın, ya gece 12'de külkedisine dönersin elbiselerin yırtılır... Ve en kötüsü bazen seni sadece ayak numarandan tanıyan bir salağa aşık olursun."
Sedef’in tespitindeki eksik ise şu: Çağrışımlar hep Hıristiyan Batı kültüründen… Sedef bir de Doğu kültüründeki ortak noktalara baksa, örneğin 1001 gece masallarına… O zaman bizim gerçekten etkilendiğimiz kültürü daha ‘isabetli’ tespit edecektir…
Ama yine de onca karamsar olayların arasında bir hoşluktur…
Bugün karamsar konular üzerine yazmak gelmedi içimden…
Haluk Şahin Hoca, Bozcaada entelijansiyasının ‘doğal lideri’dir… Meşhur, gündoğumunda ve/veya batımında Homeros’u Truva’yı karşıya alarak birden fazla dilde okumak gibi, bazılarına göre ‘uyuz kaşımacı, deli saçması’, bazılarına göre insan aklı ve duygusunun gelişmişliğinin vardığı noktaya işaret eden etkinliklere imzasını atar…
İstanbul’a giderken yoldan aradı.
- Adaya gelmişsin… Biz de Salı günü döneceğiz
- Evet…
- O halde Çarşamba günü (bu akşam 19.00’da) Itırlı Bahçe Sohbetleri’nde gelip konuşacaksın…
- Emrin olur, Üstad… Kimseye haber vermesen de olur aslında. Aramızda iki lafın belini kırarız…
- Olmaz öyle şey… Ne istersen konuş…
- ‘İlişki’ ve ‘İletişim’ arasındaki fark üzerine konuşsak… Herkes bildiğini sanır da hani biraz derin düşününce takılıp kalır… Tabii uygulama açısından… Kuramsal boyutta senin yanında iletişim kelamı etmek bize düşmez…
- Tamamdır…
www.bozcaadarehberi.com’da Sanat Galerisi ve Itırlı Bahçe’den şöyle söz edilmiş:
Bozcaada Sanat Galerisi ve arkasındaki Itırlı Bahçe adanın sanat hayatında önemli bir rol oynuyor. Galeri’yi bu yıl yöneten seramik ve heykel sanatçısı Belgin Şahin, amaçlarını “bir yandan adalıların sanat çalışmalarını teşvik edip onların eserlerini sergilerlerken, bir yandan da Türkiye’de sanatın en seçkin eserlerinin sergilenmesiyle bir eğitsel görev yapmak” şeklinde özetliyor.
Bugüne kadar şu sergiler açılmış: Karma sergi: “Ada’nın Ruhu”; Seramik sanatçısı Ayfer Kalsın’ın resim sergisi. Seramik sanatçısı Ayfer Karamani sergisi; Ekrem Özer cam sanatları sergisi; Zeliha Akçaoğlu, Lars-Erik Holm resim sergisi; Erdinç Bakla Çanakkale seramikleri…
Bundan sonraki program da şöyle: 17 Ağustos – 26 Ağustos: Tayfur Sanlıman resim sergisi; 27 Ağustos – 2 Eylül, Erzen İntepe cam sanatları, 3 Eylül – 13 Eylül, Selim Seval adalar fotoğraf sergisi; 14 Eylül – 23 Eylül, Alp Orçun resim sergisi; 24 Eylül – 30 Eylül, Göksel Sevim baskı sergisi…
Bunların yanı sıra Galeri tarafından düzenlenen çalıştay ve atölye çalışmalarında seramik torna ve raku, fotoğraf, resim, patchwork (kumaş yama) ve diğer konular öğretiliyormuş…
Galerinin arkasında bulunan ve yalnızca güzel kokulu bitki ve ağaçların yer aldığı Itırlı Bahçe ise edebiyat, tiyatro, sinema ve şiir sohbetlerine ayrılmış.
Benim sohbeti hangi kategorinin altına sığdıracağız, bakalım…
Belki, ‘Yaşama Sanatı’ başlıklı yeni bir kategori açar Belgin Hanım…
Kadın olmak…
Sevgili dostumuz Sedef Orman Hanım, çok hoş bir not göndermiş… Tespit müthiş ama eksik…
Önce tespit:
"Kadın olmak masallarda bile zor” demiş Sedef, “Ya 7 tane minicik adamla yaşarsın, ya kurbağa öpersin, ya en sevdiğin meyveden zehirlenirsin, ya kuleye kapatılırsın, ya saçlarını elin adamı tırmansın diye uzatırsın, ya gece 12'de külkedisine dönersin elbiselerin yırtılır... Ve en kötüsü bazen seni sadece ayak numarandan tanıyan bir salağa aşık olursun."
Sedef’in tespitindeki eksik ise şu: Çağrışımlar hep Hıristiyan Batı kültüründen… Sedef bir de Doğu kültüründeki ortak noktalara baksa, örneğin 1001 gece masallarına… O zaman bizim gerçekten etkilendiğimiz kültürü daha ‘isabetli’ tespit edecektir…
Ama yine de onca karamsar olayların arasında bir hoşluktur…
Bugün karamsar konular üzerine yazmak gelmedi içimden…