Canımız çok sıkılıyor
21 Ekim 2021 - Yeni Şafak
Muhalefetin tutumu yine yürekler acısı… Bu nasıl bir ‘siyasi genetik’ ise, Batı’dan gelen olağanüstü küstahlıkları olağan karşılayabiliyor, hatta ses çıkarmayarak destekleyebiliyorlar… Aziz Sancar’a bir danışmak lazım; acaba DNA’larına işlemiş bu kusur düzeltilebilir mi? Rızaları varsa tabii…
Bildiğiniz gibi ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçileri bir araya gelerek Osman Kavala davasıyla ilgili ortak açıklama yayınladılar. Lafı dolandırmaya gerek yok; mealen “Biz birleştik, haddimizi zaten bilmeyiz, o nedenle sizin hukukunuza da karışırız” diyorlar…
Devlet durmadı tabii. Dışişleri Bakanlığı gerekeni yaptı… Peki kim durdu?
Tabii ki muhalefet…
24 saat ses çıkmadı. Sonra, Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşen Meral Akşener ikisi adına açıklama yaptı: “Osman Kavala sizin tanımınıza göre Soroşçu. Soros ile masaya kim oturdu. Ben ve Sayın Kılıçdaroğlu değil. Dolayısıyla Dışişleri Bakanlığı’na böyle bir talepte bulunulmasını doğru bulmayız. Böyle taleplerin Türkiye’ye yapılır olmasına yol açmayı da doğru bulmayız. Rahip Brunson’ı hatırlatan eylem ve söylemlerden Türkiye’nin uzak durmasını tavsiye ederiz. Bunların önüne geçecek tek yol hukukun işletilmesidir. Türkiye’deki hukuku, yargıyı oluşturan kurumların işletilmesidir.”
Hukukta geç gelen adalet gibi, iletişimde de geç gelen açıklamanın pek bir itibarı olmaz… Hadi oldu diyelim… Hukukun üstünlüğü ilkesi vasıtasıyla millî bağımsızlığımızı hedef alan, üstelik 10 ülkenin birleşerek oluşturduğu cephe karşısında muhalefete yakışan tavır bu mudur?!
Muhalefetin bu nekes hâli, elbette ki beceriksizliklerinin ürünü değil, bir siyasi tercih… Batı’nın ‘ayar verme’ kalkışmaları karşısında ya ses çıkarmıyorlar ya da “Siz de çanak tutmasaydınız” minvalinde açıklamalar yapıyorlar… Bunu yaparken kendilerini yalnızca hükûmetin karşında değil, Türkiye’nin ve millî bağımsızlığının karşısında da konumladıklarının farkındalar mı acaba?.. Şöyle bir bakıyoruz da farkında olmayacak insanlara da pek benzemiyorlar…
Bakalım, taze gündemde sessiz kaldıkları ya da açıklama yapacaklarsa da bahsettiğimiz çizgiyi aşamayacaklarına inandığımız başka ne gelişmeler var…
Fransız gazeteci ve yazar Renaud Girard’ın Figaro Vox’ta bir yazısı yayınlanmış. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika gezisi hedefte… Soruyor Girard: “Evinden bu kadar uzakta, Gine Körfezi’nde ne yapacak?”
Ne kadar tanıdık bir soru, öyle değil mi?.. Bizim muhalefetin “Suriye’de ne işimiz var?.. Doğu Akdeniz’de ne işimiz var?.. Libya’da ne işimiz var?.. Azerbaycan’da ne işimiz var?..” sorularından tek farkı öznesi… Onlar “sizin” diyor, muhalefet “bizim”… Girard’a en güzel cevabı bir okuru vermiş; yazının altındaki yorumlardan bulunabilir: “Kolonilerime dokunma. Başka bir yüzyılın zihniyeti”…
Avrupa Komisyonu, 2021 yılı Genişleme Strateji Belgesi ile Türkiye dâhil tüm aday ve potansiyel adaylar için hazırlanan ülke raporlarını açıkladı.
Bir PKK bildirisi gibi hazırlanmış raporda, Türkiye’nin demokratik kurumlarının işleyişinde ciddi eksikliklerin bulunduğu, demokratik gerilemenin ve başkanlık sisteminin yapısal eksikliklerinin devam ettiği, Güneydoğu’daki kayyum atamaları, OHAL uygulamaları, HDP’li 4 bin kişinin tutukluluğu, muhalefete yönelik baskılar ve yargı sistemindeki aksaklıklar anlatılmış. Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın tutukluluğuna da vurgu yapılmış.
Dışişleri Bakanlığı sert tepki göstermekte gecikmedi: “Yine çifte standartlı yaklaşım sergilendi. AB’nin yetkisinde olmayan konularda yine tutarsız ve yanlı Rum-Yunan tezlerine yer verilmesini reddediyoruz. […] PKK/PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin tehditlerini dikkate almayan bu yaklaşım, Avrupa'daki AB ve Türkiye karşıtı radikal kesimleri mutlu etmekten başka bir amaca hizmet etmemektedir.”
Peki muhalefet?.. Henüz ses yok…
Yunanistan, Mısır ve Güney Kıbrıs’ın düzenledikleri Zirve sonrası yapılan bildiri… Bizim muhalefet onu da yemiş yutmuş, hazmetmiş ki çıt çıkmıyor…
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu; yazımızın girişinde bahsettiğimiz 10 büyükelçilikten yapılan ortak açıklamayla ilgili “Kılıçdaroğlu konuşuyor, arkasından büyükelçiler konuşma yapıyor. Organize işler bunlar” demiş… Bu açıklamaya da bozulmuşlardır şimdi… Bozulmayın, siz Batı’nın dümen suyundan gittikçe bu tür sözlerle karşılaşmanız mukadder…
Bildiğiniz gibi ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçileri bir araya gelerek Osman Kavala davasıyla ilgili ortak açıklama yayınladılar. Lafı dolandırmaya gerek yok; mealen “Biz birleştik, haddimizi zaten bilmeyiz, o nedenle sizin hukukunuza da karışırız” diyorlar…
Devlet durmadı tabii. Dışişleri Bakanlığı gerekeni yaptı… Peki kim durdu?
Tabii ki muhalefet…
24 saat ses çıkmadı. Sonra, Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşen Meral Akşener ikisi adına açıklama yaptı: “Osman Kavala sizin tanımınıza göre Soroşçu. Soros ile masaya kim oturdu. Ben ve Sayın Kılıçdaroğlu değil. Dolayısıyla Dışişleri Bakanlığı’na böyle bir talepte bulunulmasını doğru bulmayız. Böyle taleplerin Türkiye’ye yapılır olmasına yol açmayı da doğru bulmayız. Rahip Brunson’ı hatırlatan eylem ve söylemlerden Türkiye’nin uzak durmasını tavsiye ederiz. Bunların önüne geçecek tek yol hukukun işletilmesidir. Türkiye’deki hukuku, yargıyı oluşturan kurumların işletilmesidir.”
Hukukta geç gelen adalet gibi, iletişimde de geç gelen açıklamanın pek bir itibarı olmaz… Hadi oldu diyelim… Hukukun üstünlüğü ilkesi vasıtasıyla millî bağımsızlığımızı hedef alan, üstelik 10 ülkenin birleşerek oluşturduğu cephe karşısında muhalefete yakışan tavır bu mudur?!
Muhalefetin bu nekes hâli, elbette ki beceriksizliklerinin ürünü değil, bir siyasi tercih… Batı’nın ‘ayar verme’ kalkışmaları karşısında ya ses çıkarmıyorlar ya da “Siz de çanak tutmasaydınız” minvalinde açıklamalar yapıyorlar… Bunu yaparken kendilerini yalnızca hükûmetin karşında değil, Türkiye’nin ve millî bağımsızlığının karşısında da konumladıklarının farkındalar mı acaba?.. Şöyle bir bakıyoruz da farkında olmayacak insanlara da pek benzemiyorlar…
Bakalım, taze gündemde sessiz kaldıkları ya da açıklama yapacaklarsa da bahsettiğimiz çizgiyi aşamayacaklarına inandığımız başka ne gelişmeler var…
Fransız gazeteci ve yazar Renaud Girard’ın Figaro Vox’ta bir yazısı yayınlanmış. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika gezisi hedefte… Soruyor Girard: “Evinden bu kadar uzakta, Gine Körfezi’nde ne yapacak?”
Ne kadar tanıdık bir soru, öyle değil mi?.. Bizim muhalefetin “Suriye’de ne işimiz var?.. Doğu Akdeniz’de ne işimiz var?.. Libya’da ne işimiz var?.. Azerbaycan’da ne işimiz var?..” sorularından tek farkı öznesi… Onlar “sizin” diyor, muhalefet “bizim”… Girard’a en güzel cevabı bir okuru vermiş; yazının altındaki yorumlardan bulunabilir: “Kolonilerime dokunma. Başka bir yüzyılın zihniyeti”…
Avrupa Komisyonu, 2021 yılı Genişleme Strateji Belgesi ile Türkiye dâhil tüm aday ve potansiyel adaylar için hazırlanan ülke raporlarını açıkladı.
Bir PKK bildirisi gibi hazırlanmış raporda, Türkiye’nin demokratik kurumlarının işleyişinde ciddi eksikliklerin bulunduğu, demokratik gerilemenin ve başkanlık sisteminin yapısal eksikliklerinin devam ettiği, Güneydoğu’daki kayyum atamaları, OHAL uygulamaları, HDP’li 4 bin kişinin tutukluluğu, muhalefete yönelik baskılar ve yargı sistemindeki aksaklıklar anlatılmış. Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın tutukluluğuna da vurgu yapılmış.
Dışişleri Bakanlığı sert tepki göstermekte gecikmedi: “Yine çifte standartlı yaklaşım sergilendi. AB’nin yetkisinde olmayan konularda yine tutarsız ve yanlı Rum-Yunan tezlerine yer verilmesini reddediyoruz. […] PKK/PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin tehditlerini dikkate almayan bu yaklaşım, Avrupa'daki AB ve Türkiye karşıtı radikal kesimleri mutlu etmekten başka bir amaca hizmet etmemektedir.”
Peki muhalefet?.. Henüz ses yok…
Yunanistan, Mısır ve Güney Kıbrıs’ın düzenledikleri Zirve sonrası yapılan bildiri… Bizim muhalefet onu da yemiş yutmuş, hazmetmiş ki çıt çıkmıyor…
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu; yazımızın girişinde bahsettiğimiz 10 büyükelçilikten yapılan ortak açıklamayla ilgili “Kılıçdaroğlu konuşuyor, arkasından büyükelçiler konuşma yapıyor. Organize işler bunlar” demiş… Bu açıklamaya da bozulmuşlardır şimdi… Bozulmayın, siz Batı’nın dümen suyundan gittikçe bu tür sözlerle karşılaşmanız mukadder…