Çin hapşırırsa dünya zatürre olabilir
25 Şubat 2020 - Yeni Şafak
Koruyucu hekimlik ve salgın (epidemi) hastalıklara karşı mücadelede Türkiye Cumhuriyeti, büyük bir itibara sahiptir. Kimin gözünde?
Tabii ki Dünya Sağlık Örgütü ve düçar oldukları ‘islamofobi hastalığı’ gözlerini köreltmemiş ülkeler nezdinde…
Sıtma, trahoma, çiçek hastalığı, verem gibi epidemilerle tarihimiz boyunca sergilediğimiz mücadele, ülkemizin tıp tarihine altın harflerle yazılmıştır…
Pek çok literatürde Türkiye, bu konularda örnek gösterilir… Peki bunları niye yazdık?
Şunun için: Türkiye, geçmişten gelen reflekslerle, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) konusunda da son derece etkili ve tutarlı bir yaklaşımla mücadelesini başlatmış ve sürdürmektedir.
Sağlık Bakanlığı, konuya odaklanmış ve iletişimi usulü veçhile yönetmektedir.
Tüm devlet kurumları, havalimanları, sınır güvenlik sistemleri görevlerini bihakkın yerine getirmektedirler.
Buna rağmen ‘panik havası’ doğurmak isteyenler, ‘mal bulmuş Mağribî gibi’ konuya sarılmakta ve sınırsız-sorumsuz her türlü saldırıya olanak tanıyan sosyal medyada tedirginliği artıracak mesajlar yağdırmaya devam etmekteler.
Oysa bilmiyorlar ki Çin’in ekonomisini ciddi boyutta etkileyeceği iddia edilen bu epidemi, dünyanın pek çok ülkesini de sallayacaktır…
Çin’i yalnızca bir ticari rakip olarak görüp insanlığını da kenara bırakıp bu salgını bir ‘fırsat’ olarak değerlendirenler unutmamalıdır ki Çin aynı zamanda devasa da bir pazardır…
Yani, bu konuda yürütülen tezvirat ve korku kışkırtıcılığı dönüp bunu yapanların ülkesini, dolayısıyla da kendisini vuracaktır.
Uluslararası kongreler, fuarlar, festivaller, toplantılar, seyahatler iptal edilmektedir. Çin’le ve etkilenen diğer ülkelerle ticaret, şiddetle gerilemektedir…
Bu nedenle doğrudan olduğu gibi dolaylı etkileşim nedeniyle dünya ekonomisi hasar görmektedir.
Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği (IATA), küresel hava taşımacılığı talebinin koronavirüs salgını sebebiyle 2009’dan bu yana ilk kez düşeceğini öngörüyormuş. Küresel havayolu şirketlerinin en az 29 milyar dolar zarar etmesi bekleniyormuş…
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, 56.’sı düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı’nda, koronavirüs salgınının, küresel ekonomi için büyük bir “belirsizlik” oluşturduğunu açıklamış…
Koronavirüsün ekonomik etkileri tartışılırken, sık sık 2003 yılındaki SARS salgıyla karşılaştırılıyor. IMF Başkanı, aradan geçen zamanda Çin ve dünya ekonomisinin değiştiğini, dolayısıyla bu konunun SARS’ı çok aşacağının altını çizmiş. Çin, 2000’lerin başında küresel ekonomiden sadece yüzde 8 pay alırken bugün, bu pay yüzde 19’a yükselmiş…
Bu hafta The Guardian’da Richard Partington imzasıyla yayınlanan bir makaleye (“Economic impact of coronavirus outbreak deepens”) göre, analistler salgından en çok ulaşım ve otelcilik sektörleri ile havalimanları, perakendeciler ve lüks tüketimin etkileneceğini açıklamış.
Dünyanın en büyük lüks tüketim markalarından olan Hermès de bu nedenle yarın yatırımcılarına bilgi vermeye hazırlanıyormuş…
Çin’deki fabrikalar kapalı kaldığı sürece, küresel tedarik zincirlerinin endişeleri de büyüyor. Jaguar Land Rover, İngiltere’deki fabrikalardaki araba parçalarının önümüzdeki hafta içinde tükenebileceğini açıklamış ve Çin’den bavullarla araba parçası taşıdıklarını itiraf etmişler…
Apple da Çin’deki fabrikaları kapalı olduğu için tedarik sıkıntısı olasılığına karşı alarm vermiş durumdaymış…
Dünya yansa saçını tarayanlar, bu işten kendilerinin sıyrılabileceğini sanıyorsa çok yanılıyor. Unutmasınlar ki Çin hapşırırsa dünya zatürre olabilir. Allah onlara akıl fikir versin…
Tabii ki Dünya Sağlık Örgütü ve düçar oldukları ‘islamofobi hastalığı’ gözlerini köreltmemiş ülkeler nezdinde…
Sıtma, trahoma, çiçek hastalığı, verem gibi epidemilerle tarihimiz boyunca sergilediğimiz mücadele, ülkemizin tıp tarihine altın harflerle yazılmıştır…
Pek çok literatürde Türkiye, bu konularda örnek gösterilir… Peki bunları niye yazdık?
Şunun için: Türkiye, geçmişten gelen reflekslerle, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) konusunda da son derece etkili ve tutarlı bir yaklaşımla mücadelesini başlatmış ve sürdürmektedir.
Sağlık Bakanlığı, konuya odaklanmış ve iletişimi usulü veçhile yönetmektedir.
Tüm devlet kurumları, havalimanları, sınır güvenlik sistemleri görevlerini bihakkın yerine getirmektedirler.
Buna rağmen ‘panik havası’ doğurmak isteyenler, ‘mal bulmuş Mağribî gibi’ konuya sarılmakta ve sınırsız-sorumsuz her türlü saldırıya olanak tanıyan sosyal medyada tedirginliği artıracak mesajlar yağdırmaya devam etmekteler.
Oysa bilmiyorlar ki Çin’in ekonomisini ciddi boyutta etkileyeceği iddia edilen bu epidemi, dünyanın pek çok ülkesini de sallayacaktır…
Çin’i yalnızca bir ticari rakip olarak görüp insanlığını da kenara bırakıp bu salgını bir ‘fırsat’ olarak değerlendirenler unutmamalıdır ki Çin aynı zamanda devasa da bir pazardır…
Yani, bu konuda yürütülen tezvirat ve korku kışkırtıcılığı dönüp bunu yapanların ülkesini, dolayısıyla da kendisini vuracaktır.
Uluslararası kongreler, fuarlar, festivaller, toplantılar, seyahatler iptal edilmektedir. Çin’le ve etkilenen diğer ülkelerle ticaret, şiddetle gerilemektedir…
Bu nedenle doğrudan olduğu gibi dolaylı etkileşim nedeniyle dünya ekonomisi hasar görmektedir.
Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği (IATA), küresel hava taşımacılığı talebinin koronavirüs salgını sebebiyle 2009’dan bu yana ilk kez düşeceğini öngörüyormuş. Küresel havayolu şirketlerinin en az 29 milyar dolar zarar etmesi bekleniyormuş…
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, 56.’sı düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı’nda, koronavirüs salgınının, küresel ekonomi için büyük bir “belirsizlik” oluşturduğunu açıklamış…
Koronavirüsün ekonomik etkileri tartışılırken, sık sık 2003 yılındaki SARS salgıyla karşılaştırılıyor. IMF Başkanı, aradan geçen zamanda Çin ve dünya ekonomisinin değiştiğini, dolayısıyla bu konunun SARS’ı çok aşacağının altını çizmiş. Çin, 2000’lerin başında küresel ekonomiden sadece yüzde 8 pay alırken bugün, bu pay yüzde 19’a yükselmiş…
Bu hafta The Guardian’da Richard Partington imzasıyla yayınlanan bir makaleye (“Economic impact of coronavirus outbreak deepens”) göre, analistler salgından en çok ulaşım ve otelcilik sektörleri ile havalimanları, perakendeciler ve lüks tüketimin etkileneceğini açıklamış.
Dünyanın en büyük lüks tüketim markalarından olan Hermès de bu nedenle yarın yatırımcılarına bilgi vermeye hazırlanıyormuş…
Çin’deki fabrikalar kapalı kaldığı sürece, küresel tedarik zincirlerinin endişeleri de büyüyor. Jaguar Land Rover, İngiltere’deki fabrikalardaki araba parçalarının önümüzdeki hafta içinde tükenebileceğini açıklamış ve Çin’den bavullarla araba parçası taşıdıklarını itiraf etmişler…
Apple da Çin’deki fabrikaları kapalı olduğu için tedarik sıkıntısı olasılığına karşı alarm vermiş durumdaymış…
Dünya yansa saçını tarayanlar, bu işten kendilerinin sıyrılabileceğini sanıyorsa çok yanılıyor. Unutmasınlar ki Çin hapşırırsa dünya zatürre olabilir. Allah onlara akıl fikir versin…