Çocuklarımızı koruyalım…
23 haziran 2022 - Yeni Şafak
Nihayet Netflix’e kardeş geldi… Hoş geldin Disney Plus… Aşağıda hangi ‘kültür ve değerlerle’ yayın politikasını belirlediğini incelemeye çalışacağız…
Önce işin ‘ekonomi’ ve ‘iletişim’ politikalarındaki haritasına bir göz atalım…
Başkalarının yalancısıyız… Lansman sırasında sadece ‘medya satın alma’ için ayırdıkları bütçe 600 milyon TL imiş… Buna, yaptıkları filmin ve diğer iletişim malzemelerinin prodüksiyon giderleri dâhil değilmiş…
Yiğidin hakkını vermek lazım… Mısır’daki sağır sultan bile Disney Plus’ın Türkiye ‘çıkartmasını’ duydu… Dağ-taş, yer-gök “Disney” diye inliyor…
Ayrıca ne kadar star, yönetmen, senarist varsa neredeyse topunu iki yıllığına kendilerine bağlamışlar… ‘Old Hollywood’ göndermeli müthiş reklam filmiyle starları sunup “Herkes yerini aldı. Hazırsanız başlıyoruz” sloganıyla beklentiyi hayli yukarı çekerek geliyorlar… Anlaşma yaptıkları ‘yıldızlar’ bu süre içinde başka hiçbir yerle iş yapamayacaklar… Starlet’lere (yıldız adaylarına) gün doğdu… Bu iki yılı iyi değerlendiren gençler ‘yırttı’ demektir…
Buraya kadar gayet iyi… Her ne kadar “Fazla seçenek özgürlük değildir” sözü doğru olsa da rekabetin zenginleşmesi kalitenin artmasını sağlayabilir.
Peki, işin içeriği ve özü?.. Onlar ne olacak? Bu konuda, Disney General Entertainment’ın Başkanı Karey Burke’ün internette kolayca bulabileceğiniz ünlü duyurusuna başvurulabilir…
Haberlere göre Burke, Disney’de yer alacak yapımlardaki karakterlerin yarısının LGBTQIA+ ya da azınlık gruplara mensup olacağını söylemiş… LGBTQIA+’nın açılımı şöyleymiş: Lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel, queer, interseksüel, aseksüel, panseksüel, demiseksüel, grayseksüel, cısgender…
İki çocuğunun, biri trans, diğeri panseksüel olmak üzere queer olduklarını ve “Burası yıllardır ilginç derecede sarsıcı LGBTQIA+ hikâyelerinin evidir” ifadesini kullanan Burke, iş arkadaşının uyarısı karşısında “sarsılmış”… Çünkü fark etmiş ki; bugüne kadar LGBTQIA+ karakterler yapımlarında bolca varmış ama hikâyeleri eksikmiş… Artık hikâyelere de yer verilecekmiş…
Anlaşılan gelişim çağındaki küçücük çocukları etkileyebilecek, toplumsal değer yargıları ve inançlarla çatışan cinsel yönelimler konusunda Netflix’le hayli rekabet edecekler…
Yetişme çağında çocukları olan aileler için tek çıkış yolu var: Aile şifresi yoluna gitmek ve çocukları ruhen koruma altına almak…
Gözümüze takılanlar…
Önce işin ‘ekonomi’ ve ‘iletişim’ politikalarındaki haritasına bir göz atalım…
Başkalarının yalancısıyız… Lansman sırasında sadece ‘medya satın alma’ için ayırdıkları bütçe 600 milyon TL imiş… Buna, yaptıkları filmin ve diğer iletişim malzemelerinin prodüksiyon giderleri dâhil değilmiş…
Yiğidin hakkını vermek lazım… Mısır’daki sağır sultan bile Disney Plus’ın Türkiye ‘çıkartmasını’ duydu… Dağ-taş, yer-gök “Disney” diye inliyor…
Ayrıca ne kadar star, yönetmen, senarist varsa neredeyse topunu iki yıllığına kendilerine bağlamışlar… ‘Old Hollywood’ göndermeli müthiş reklam filmiyle starları sunup “Herkes yerini aldı. Hazırsanız başlıyoruz” sloganıyla beklentiyi hayli yukarı çekerek geliyorlar… Anlaşma yaptıkları ‘yıldızlar’ bu süre içinde başka hiçbir yerle iş yapamayacaklar… Starlet’lere (yıldız adaylarına) gün doğdu… Bu iki yılı iyi değerlendiren gençler ‘yırttı’ demektir…
Buraya kadar gayet iyi… Her ne kadar “Fazla seçenek özgürlük değildir” sözü doğru olsa da rekabetin zenginleşmesi kalitenin artmasını sağlayabilir.
Peki, işin içeriği ve özü?.. Onlar ne olacak? Bu konuda, Disney General Entertainment’ın Başkanı Karey Burke’ün internette kolayca bulabileceğiniz ünlü duyurusuna başvurulabilir…
Haberlere göre Burke, Disney’de yer alacak yapımlardaki karakterlerin yarısının LGBTQIA+ ya da azınlık gruplara mensup olacağını söylemiş… LGBTQIA+’nın açılımı şöyleymiş: Lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel, queer, interseksüel, aseksüel, panseksüel, demiseksüel, grayseksüel, cısgender…
İki çocuğunun, biri trans, diğeri panseksüel olmak üzere queer olduklarını ve “Burası yıllardır ilginç derecede sarsıcı LGBTQIA+ hikâyelerinin evidir” ifadesini kullanan Burke, iş arkadaşının uyarısı karşısında “sarsılmış”… Çünkü fark etmiş ki; bugüne kadar LGBTQIA+ karakterler yapımlarında bolca varmış ama hikâyeleri eksikmiş… Artık hikâyelere de yer verilecekmiş…
Anlaşılan gelişim çağındaki küçücük çocukları etkileyebilecek, toplumsal değer yargıları ve inançlarla çatışan cinsel yönelimler konusunda Netflix’le hayli rekabet edecekler…
Yetişme çağında çocukları olan aileler için tek çıkış yolu var: Aile şifresi yoluna gitmek ve çocukları ruhen koruma altına almak…
Gözümüze takılanlar…
- Muğla İl Jandarma Komutanlığı, tarihi Likya yolundaki 95 noktaya yönlendirici tabela ve numaralı yer tespit levhası yerleştirmiş. Böylece herhangi bir olumsuz durumda tabeladaki numarayı söylediğinizde ilgili ekiplerin hızlıca size ulaşması sağlanacakmış. Paha biçilemez tarihi kıymetlerimizin tanınmasını sağlamak için alınmış önemli bir aksiyon… ‘İş’ ya da içerik güçlüyse ‘iletişim’ için de elverişli zemin hazır demektir. (Murat Ersan, marmarislife.net)
- Projeyle yaklaşık 40 bin öğün yemek bağışını ihtiyaç sahiplerine ulaştırmışlar… Paketli yemek markası Meal Box, “Askıda Yemek Var” projesinde şimdi de Temel İhtiyaç Derneği ile iş birliğine gitmiş… askidayemek.net sitesinden bağış alıyorlar… Bırakılan her dört yemeğe karşılık bir yemek de Meal Box askıya bırakıyormuş… Günde 150 kişiye ulaşabilen projede yaklaşık 1500 öğün hazırda bekliyormuş… “Bir elinin verdiğini öbür elin görmesin” kültür koduyla yaşayan bu topraklara hayli uygun bir proje… İnşallah katılımcı sayısı daha da artar… (Engin Özköslü, FM İletişim)
- “Yapamazlar, edemezler” denilen işlerden biriydi… Karadeniz doğal gazının çıkarılıp işlenmesi gibi… Bunlara inat TOGG Gemlik Tesisi Temmuz ayının sonunda deneme üretimlerine başlayacakmış. 2022 yılının son çeyreğinde seri üretime hazır hâle gelecekmiş. 2023 baharında ilk SUV pazara çıkacakmış. 2030’a kadar 5 farklı modelde toplam 1 milyon araç üretilmesi planlanıyormuş. (Mert Temizkan, desiBel Ajans)
- Bir Twitter kullanıcısı “Disney Plus satın almayan bir ben bir de Netflix Türkiye admin’i kaldık” yazınca, Netflix Türkiye’den “Yoo ben de aldım” cevabı gecikmemiş. İletişim çalışmalarında yeri olan ‘tatlı rekabet’ tonu bizde pek sık kullanılmaz… Hatta rekabeti ‘düşmanlık’ zannedenler çoğunluktadır… Bu işi en iyi yapanlar arasında Mercedes-Benz ve BMW sayılabilir… BMW’nin, Mercedes’in CEO’su Dieter Zetsche’nin emekli olunca BMW’yi ‘tercih ettiğini’ esprili bir dille anlatan reklam filmini özellikle tavsiye ederiz. Tatlı rekabet ‘iyidir’; çünkü güçlü rakip, sizin gücünüzü de artırır…