Cezayı CHP ödeyecekmiş...
30 EYLÜL 2006
Fethi Dede’yi (Fethi Dördüncü) izlemişsinizdir. Hani Selanik’de Atatürk’ün evindeki ziyaretçi defterine yazdıklarıyla AK Partiyi ve Başbakanı kızdıran, biraz da yasalar önünde çarpışmak üzere çeşitli otoritelerle ters düşmeyi sevdiği anlaşılan emekli mühendis.
82 yaşındaki Dedenin yaptığı işe gülüp geçmek lazım. İktidar olmak, lider olmak, bazen böyle şeyleri görmezden gelmeyi gerektirir. Nasıl Bahçeli’nin saldırısına bir eskiv atıp yoluna devam ettin? Dede ne ki... Sen tut Dedeyi dava et...
Mahkeme de dedeyi suçlu bulmuş mu?.. 10 bin YTL’ye mahkum etmiş mi?.. Türkiye’nin gündemine bakın sizin... Sonra ne olmuş...
Sonra CHP kalkmış bir açıklama yapmış. Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen demiş ki: “Eğer Dedenin parası yoksa, ödemeye yardımcı oluruz!”... Tercümesi: “Boş ver sen dedeciğim. Suç işle! Hakaret et, biz öderiz!...” Bir tür azmettirme durumu yani... Merak etmemek elde değil: AK Parti ve Erdoğan’a hakaret eden herkesin cezasını ödemeye hazırlar mı acaba?
Dede sempatik olabilir. Senin görüşlerini de temsil ediyor olabilir... İçten içe istersen destekleyebilirsin söylediklerini, yazdıklarını. Çaktırmadan cezasını da öde istersen. Bunun internetteki teşne ortamlarda yayılmasını da sağla. Ama kalkıp alenen böyle bir açıklama yapılır mı?
Bir çift söz de basındaki dostlara: Deniz Baykal’a ya da CHP’ye hakaret eden birinin cezasını AK Parti ödeseydi ne tepki gösterecekdilerse, aynısını şimdi gösterirlerse, inandırıcılıklarını artırırlar...
Yeter ki sorun; gerisi gelir!
Dün Marketingist’deydim. Türkiye’de pazarlama meselesine bu kadar geniş bir pencereden bakan ikinci bir organizasyon yok. Fuar tarafı da, konferanslar da, işini iyi yapmanın iş dünyasında başarılı olmaya yetmeyeceğinin en iyi örnekleriyle dolu.
İş dünyası artık çok karmaşık. Eskisi gibi değil. İyi bir ürün bul. Sat. Köşeyi dön... Denklem böyle çalışmıyor artık. Giderek de karmaşıklaşıyor.
Sadece sistemin karmaşıklığı değil; aynı zamanda kavramların da karmaşası işi zorlaştırıyor. Örneğin şu ‘sanatçı’ meselesi. Tiyatrocu da sanatçıdır bizde, tornacı da kaportacı da... Yöneticilik vasıfları ile liderlik vasıflarını karıştırmayan, net ayrımlar yapan kaç kişi tanıyorsunuz?..
Hele tüketici-müşteri-özel müşterinin birbirine karıştırılmasına ne demeli? İlişki ile iletişimin birbirine karıştırılmasından daha vahim... Masraf ile yatırımın; krizle şikayetin; çok çalışmakla iyi çalışmanın; sürükleyicilerle (drivers) uygulayıcıların (enablers) aralarındaki farkı bilmenin ve bu bilgiyi yönetmenin ne kadar büyük bir rekabetçi avantaj sağlayabileceğini görebilmek için, bu tür organizasyonların içine dalmak şart.
Bana da hasbelkader ‘inovasyon’ ile ‘yaratıcılık’ arasında fark ve ilişki üzerine konuşmak düştü. Kaportacı ile perküsyon ustası arasındaki fark kadar aralarında mesafe olan bu iki kavramı bir konferansta anlatmanın mümkün olmadığını biliyorum. Amaç hiç değilse kafalarda soruların oluşmasını sağlamaktı. Bu yazıda olduğu gibi...
“Ne ola şu farklar?” diye sormaya başlasınız bile yeterli. O zaman para, zaman ve insan kaynağınızı sokağa atmama şansının ucunu tuttunuz demektir. Gerisi nasılsa gelir...
Her başlangıç zordur
Etraftan çatlak sesler duysam da aylık pazarlama iletişimi dergisi MediaCat’in düzenlediği 1. Felis Medya Ödülleri bence önemli bir adımdır. Medya Ödüllerinden kasıt, medya satın alma şirketlerinin yarıştıkları, özellikle reklamların medya kullanımında gösterilen yenilikçi ve buluşçu yaklaşımların değerlendirildiği bir ortamın yaratılması...
Medyada hak ettiği boyutta yer almamış olmasının nedeni ile eleştiri oklarından biri aynı noktada kesişiyor: Sadece Zaman gazetesinin hem de ana sponsor olarak tek başına medya sponsorluğunu da üstlenmiş olması. “Oysa” deniyor “Tüm medyanın desteğini arkalarına almalıydılar. O zaman medyada mürekkep payları da artardı”
Bu bir ilk adımdır. Gelecek yıllarda daha da gelişir. Ne yazık ki gidemedim ama, ödül töreni çok başarılı geçmiş. Geceye gereken ciddiyet ve önem atfedilmiş. Davetliler son derece şıkmış. Yani Kristal Elma’daki gibi olmamış.
Jüride ödül alan sektör temsilcilerinin de bulunması eleştiriliyor. Bence haksız bir eleştiri. Çünkü girin web sitesinde bakın. Jürinin çok kalabalık olduğunu göreceksiniz. Ayrıca yapısı da gayet dengeli. İlgili her sektörden temsilciler var. Hem de fazlasıyla. Yaklaşık 2.2 milyar doların döndüğü bir sektörde böyle bir ödüle çoktan ihtiyaç vardı. Düşünenleri kutluyoruz.
82 yaşındaki Dedenin yaptığı işe gülüp geçmek lazım. İktidar olmak, lider olmak, bazen böyle şeyleri görmezden gelmeyi gerektirir. Nasıl Bahçeli’nin saldırısına bir eskiv atıp yoluna devam ettin? Dede ne ki... Sen tut Dedeyi dava et...
Mahkeme de dedeyi suçlu bulmuş mu?.. 10 bin YTL’ye mahkum etmiş mi?.. Türkiye’nin gündemine bakın sizin... Sonra ne olmuş...
Sonra CHP kalkmış bir açıklama yapmış. Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen demiş ki: “Eğer Dedenin parası yoksa, ödemeye yardımcı oluruz!”... Tercümesi: “Boş ver sen dedeciğim. Suç işle! Hakaret et, biz öderiz!...” Bir tür azmettirme durumu yani... Merak etmemek elde değil: AK Parti ve Erdoğan’a hakaret eden herkesin cezasını ödemeye hazırlar mı acaba?
Dede sempatik olabilir. Senin görüşlerini de temsil ediyor olabilir... İçten içe istersen destekleyebilirsin söylediklerini, yazdıklarını. Çaktırmadan cezasını da öde istersen. Bunun internetteki teşne ortamlarda yayılmasını da sağla. Ama kalkıp alenen böyle bir açıklama yapılır mı?
Bir çift söz de basındaki dostlara: Deniz Baykal’a ya da CHP’ye hakaret eden birinin cezasını AK Parti ödeseydi ne tepki gösterecekdilerse, aynısını şimdi gösterirlerse, inandırıcılıklarını artırırlar...
Yeter ki sorun; gerisi gelir!
Dün Marketingist’deydim. Türkiye’de pazarlama meselesine bu kadar geniş bir pencereden bakan ikinci bir organizasyon yok. Fuar tarafı da, konferanslar da, işini iyi yapmanın iş dünyasında başarılı olmaya yetmeyeceğinin en iyi örnekleriyle dolu.
İş dünyası artık çok karmaşık. Eskisi gibi değil. İyi bir ürün bul. Sat. Köşeyi dön... Denklem böyle çalışmıyor artık. Giderek de karmaşıklaşıyor.
Sadece sistemin karmaşıklığı değil; aynı zamanda kavramların da karmaşası işi zorlaştırıyor. Örneğin şu ‘sanatçı’ meselesi. Tiyatrocu da sanatçıdır bizde, tornacı da kaportacı da... Yöneticilik vasıfları ile liderlik vasıflarını karıştırmayan, net ayrımlar yapan kaç kişi tanıyorsunuz?..
Hele tüketici-müşteri-özel müşterinin birbirine karıştırılmasına ne demeli? İlişki ile iletişimin birbirine karıştırılmasından daha vahim... Masraf ile yatırımın; krizle şikayetin; çok çalışmakla iyi çalışmanın; sürükleyicilerle (drivers) uygulayıcıların (enablers) aralarındaki farkı bilmenin ve bu bilgiyi yönetmenin ne kadar büyük bir rekabetçi avantaj sağlayabileceğini görebilmek için, bu tür organizasyonların içine dalmak şart.
Bana da hasbelkader ‘inovasyon’ ile ‘yaratıcılık’ arasında fark ve ilişki üzerine konuşmak düştü. Kaportacı ile perküsyon ustası arasındaki fark kadar aralarında mesafe olan bu iki kavramı bir konferansta anlatmanın mümkün olmadığını biliyorum. Amaç hiç değilse kafalarda soruların oluşmasını sağlamaktı. Bu yazıda olduğu gibi...
“Ne ola şu farklar?” diye sormaya başlasınız bile yeterli. O zaman para, zaman ve insan kaynağınızı sokağa atmama şansının ucunu tuttunuz demektir. Gerisi nasılsa gelir...
Her başlangıç zordur
Etraftan çatlak sesler duysam da aylık pazarlama iletişimi dergisi MediaCat’in düzenlediği 1. Felis Medya Ödülleri bence önemli bir adımdır. Medya Ödüllerinden kasıt, medya satın alma şirketlerinin yarıştıkları, özellikle reklamların medya kullanımında gösterilen yenilikçi ve buluşçu yaklaşımların değerlendirildiği bir ortamın yaratılması...
Medyada hak ettiği boyutta yer almamış olmasının nedeni ile eleştiri oklarından biri aynı noktada kesişiyor: Sadece Zaman gazetesinin hem de ana sponsor olarak tek başına medya sponsorluğunu da üstlenmiş olması. “Oysa” deniyor “Tüm medyanın desteğini arkalarına almalıydılar. O zaman medyada mürekkep payları da artardı”
Bu bir ilk adımdır. Gelecek yıllarda daha da gelişir. Ne yazık ki gidemedim ama, ödül töreni çok başarılı geçmiş. Geceye gereken ciddiyet ve önem atfedilmiş. Davetliler son derece şıkmış. Yani Kristal Elma’daki gibi olmamış.
Jüride ödül alan sektör temsilcilerinin de bulunması eleştiriliyor. Bence haksız bir eleştiri. Çünkü girin web sitesinde bakın. Jürinin çok kalabalık olduğunu göreceksiniz. Ayrıca yapısı da gayet dengeli. İlgili her sektörden temsilciler var. Hem de fazlasıyla. Yaklaşık 2.2 milyar doların döndüğü bir sektörde böyle bir ödüle çoktan ihtiyaç vardı. Düşünenleri kutluyoruz.