CHP’nin durumu: ‘Organize kaos’…
07 ŞUBAT 2011
Bildiğiniz gibi 1950’den bu yana “Türkiye’de bir iktidar sorunu değil bir muhalefet sorunu var.” Bu sorun en başta muhalefetin, aynı zamanda bir o kadar da iktidarın meselesidir…
CHP’de herkesin beklediği nihayet gerçekleşmişti. Partinin önünü tıkayan dinozor yaklaşımı bertaraf edilmiş, spazm çözülmüş, ‘kadro değişikliği’ iyi kötü hallolmuş fakat sonradan ortaya çıkan iletişim manzarası, rahmetli ağabeyimin o oksimoron deyişiyle “Organize kaos!” bir hal almıştı…
***
Uzun boylu tahlile, Kılıçdaroğlu’nun beni bile yaya bırakacak gaf listesini sıralamaya hiç gerek yok… Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin Bey’in Ahmet Hakan’ın programına katılan CHP’lileri azarlamasını da unuttuk gitti… Ama Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin iki gün önce Ordu'da partisinin Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmayı yiyip yutmak, gargara falan yapmak imkânsız… İnce, "Torba Yasa” olarak bilinen ‘Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması’ kanun tasarısının İngiliz Başbakanı'nın isteği üzerine yapıldığını belirttikten sonra kürsüden, "Bu milletin Mısır'dan beter, Tunus'tan beter isyan etmesi lazım!" diye bağırdı.
Belki Kılıçdaroğlu çıkar yine yumuşatırdı. Ancak TV’lerde hepimiz duyduk ne dendiğini. Bu kez zor…
***
Daha bu gaf ile ilgili kriz iletişimi yapılmadan Başkan Yardımcısı Süheyl Batum Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Zonguldak Şubesini ziyareti sırasında şu veciz ifadeyi (!) kullanmış: ''Koca bir askeri yıktılar, meğer kâğıttan kaplanmış, biz bunu asker zannedermişiz, meğer ABD içini oymuş. O koca ağacı hop diye yıktılar. Ancak CHP'yi yıkamadılar''…
Batum benim parti yönetimine getirilmelerini müthiş isabetli bulduğum üç kişiden biriydi… Diğer ikisi de Tekin ve Oran’dı… Biri isyan çağrısında bulunmuş, diğeri de Başbakan için şu eşsiz (!) açıklamayı yazılı olarak yapmış: “Ne yeniden Osmanlı kurulur, ne de Erdoğan padişah olur. Birileri, Kasımpaşa'dan çıkıp, bu kafayla ve bu iktidar hırsıyla Osmanlı zamanında yaşasaydı, ya Bostancıbaşı'na teslim edilir ya da Harem Ağası yapılırdı.''
Manzara budur… Bu ifadeler ‘organize kaos’ göstergesi değildir de nedir?..
***
Oysa ne yapması gerekirdi CHP’nin? Belki, daha önce burada yayınladığımız 5 yazımızda ifade etmeye çalıştığımız hususları gözden geçirmeleri… Eşin, dostun “CHP’nin kurtuluş risalesi” diye tanımladıkları bu metinleri ve son yazımızda dile getirmeye çalıştığımız “Büyük Fikir” meselesini enine boyuna tartışmak yerinde olabilirdi…
Sonra da Türkiye ile ilgili araştırmalara bir göz atmak belki… Örneğin, TESEV’in “Türkiye’nin Ortadoğu’daki Algısı” ya da Pof. Dr. Özer Sencar’ın liderliğinde MetroPOLL şirketinin yaptığı son araştırma…
Araştırmanın giriş bölümündeki ifade şöyle: “Referandumdan sonra özellikle Akdeniz ve Ege sahil kesiminde, iç kısımda da bazı illerde ülkenin gidişatı ve özel hayatlarına müdahale edileceği endişesini taşıyan bir seçmen kitlesinin varlığı söz konusu olmuştur. ‘Endişeli modern’ veya ‘dışlayıcı modern’ olarak isimlendirilen bu kitlenin sosyo-ekonomik durumu, siyasal tavrı ve ülke gündemindeki konulara bakışı detaylı şekilde incelenmiştir.”
***
Şimdi CHP’lilere sormak lazım: “Arkadaşlar, hemen bir çalışma grubu kurup, bu kesimin ‘ortak ruhi şekillenmesi’ ve düşünce yapısını, seçmen tercihlerini belirlemek ve gerekli stratejik düzenlemeler yapılması için girişimleri başlattınız mı? Ne zaman sonuç alınacak ve gündemi oluşturmak için gerekli iletişim atağı başlatılacak?..”
Arkadaşlar bu sorunun üzerine, araştırmanın güvenilir olmadığından başlayıp, kendilerinin her şeyi zaten bildiklerine kadar uzanan bir masala giriş yaparlarsa, lafı uzatmayın… Çekin kuyruğunu gitsin.
Not: Araştırma üzerine Çarşamba günü biraz daha konuşuruz…
CHP’de herkesin beklediği nihayet gerçekleşmişti. Partinin önünü tıkayan dinozor yaklaşımı bertaraf edilmiş, spazm çözülmüş, ‘kadro değişikliği’ iyi kötü hallolmuş fakat sonradan ortaya çıkan iletişim manzarası, rahmetli ağabeyimin o oksimoron deyişiyle “Organize kaos!” bir hal almıştı…
***
Uzun boylu tahlile, Kılıçdaroğlu’nun beni bile yaya bırakacak gaf listesini sıralamaya hiç gerek yok… Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin Bey’in Ahmet Hakan’ın programına katılan CHP’lileri azarlamasını da unuttuk gitti… Ama Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin iki gün önce Ordu'da partisinin Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmayı yiyip yutmak, gargara falan yapmak imkânsız… İnce, "Torba Yasa” olarak bilinen ‘Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması’ kanun tasarısının İngiliz Başbakanı'nın isteği üzerine yapıldığını belirttikten sonra kürsüden, "Bu milletin Mısır'dan beter, Tunus'tan beter isyan etmesi lazım!" diye bağırdı.
Belki Kılıçdaroğlu çıkar yine yumuşatırdı. Ancak TV’lerde hepimiz duyduk ne dendiğini. Bu kez zor…
***
Daha bu gaf ile ilgili kriz iletişimi yapılmadan Başkan Yardımcısı Süheyl Batum Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Zonguldak Şubesini ziyareti sırasında şu veciz ifadeyi (!) kullanmış: ''Koca bir askeri yıktılar, meğer kâğıttan kaplanmış, biz bunu asker zannedermişiz, meğer ABD içini oymuş. O koca ağacı hop diye yıktılar. Ancak CHP'yi yıkamadılar''…
Batum benim parti yönetimine getirilmelerini müthiş isabetli bulduğum üç kişiden biriydi… Diğer ikisi de Tekin ve Oran’dı… Biri isyan çağrısında bulunmuş, diğeri de Başbakan için şu eşsiz (!) açıklamayı yazılı olarak yapmış: “Ne yeniden Osmanlı kurulur, ne de Erdoğan padişah olur. Birileri, Kasımpaşa'dan çıkıp, bu kafayla ve bu iktidar hırsıyla Osmanlı zamanında yaşasaydı, ya Bostancıbaşı'na teslim edilir ya da Harem Ağası yapılırdı.''
Manzara budur… Bu ifadeler ‘organize kaos’ göstergesi değildir de nedir?..
***
Oysa ne yapması gerekirdi CHP’nin? Belki, daha önce burada yayınladığımız 5 yazımızda ifade etmeye çalıştığımız hususları gözden geçirmeleri… Eşin, dostun “CHP’nin kurtuluş risalesi” diye tanımladıkları bu metinleri ve son yazımızda dile getirmeye çalıştığımız “Büyük Fikir” meselesini enine boyuna tartışmak yerinde olabilirdi…
Sonra da Türkiye ile ilgili araştırmalara bir göz atmak belki… Örneğin, TESEV’in “Türkiye’nin Ortadoğu’daki Algısı” ya da Pof. Dr. Özer Sencar’ın liderliğinde MetroPOLL şirketinin yaptığı son araştırma…
Araştırmanın giriş bölümündeki ifade şöyle: “Referandumdan sonra özellikle Akdeniz ve Ege sahil kesiminde, iç kısımda da bazı illerde ülkenin gidişatı ve özel hayatlarına müdahale edileceği endişesini taşıyan bir seçmen kitlesinin varlığı söz konusu olmuştur. ‘Endişeli modern’ veya ‘dışlayıcı modern’ olarak isimlendirilen bu kitlenin sosyo-ekonomik durumu, siyasal tavrı ve ülke gündemindeki konulara bakışı detaylı şekilde incelenmiştir.”
***
Şimdi CHP’lilere sormak lazım: “Arkadaşlar, hemen bir çalışma grubu kurup, bu kesimin ‘ortak ruhi şekillenmesi’ ve düşünce yapısını, seçmen tercihlerini belirlemek ve gerekli stratejik düzenlemeler yapılması için girişimleri başlattınız mı? Ne zaman sonuç alınacak ve gündemi oluşturmak için gerekli iletişim atağı başlatılacak?..”
Arkadaşlar bu sorunun üzerine, araştırmanın güvenilir olmadığından başlayıp, kendilerinin her şeyi zaten bildiklerine kadar uzanan bir masala giriş yaparlarsa, lafı uzatmayın… Çekin kuyruğunu gitsin.
Not: Araştırma üzerine Çarşamba günü biraz daha konuşuruz…