CHP’ye çağrı: Karnından konuşma!
15 n'san 2023 yeni Şafak
HDP’nin eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, malumu ilam etmiş…
Demiş ki: “Halkımıza sözümüz olsun, çatışmadan beslenen Erdoğan rejimi sonrasında PKK’nin Türkiye’de tümüyle silah bırakması için elimizden geleni yapacağız ve mutlaka başaracağız.”
Yani ne demiş?.. 7’li Masa olarak iktidara gelince; PKK ile anlaşacağız. Talimatlarını aynen yerine getireceğiz.
Tabii ki bir de CHP yönetiminin karnından konuşup ağzında gevelediği bir gerçeğin altını çizivermiş: PKK ile iltisaklı falan değiliz; onlarla organik bağ içindeyiz…
Heykelini dikeceklerini söylediği İmralı’daki katilin serbest bırakılması konusunda Kılıçdaroğlu’ndan söz aldıkları zaten biliniyor…
Kılıçdaroğlu, 3 ay içinde AB vizelerini kaldıracağız demedi mi?!
Aynı TV programında “Bunu nasıl yapacaksınız?” diye sormadılar mı?..
O da AB’nin bütün istediklerini yerine getireceğiz demedi mi?..
AB, AİHM kararlarının uygulanmasını şart koşmuyor mu?..
Bu kararlardan biri de ‘umut hakkı’ çerçevesinde İmralı’daki katilin tecritten çıkarılıp ev hapsine alınmasını kapsamıyor mu?
Milletin bu kadar basit bir akıl yürütmeyi yapamayacağını mı zannediyorlar?..
HDP’nin 11 maddelik ‘tutum belgesi’ ile 7’li Masa’yı bağlayan 240 sayfalı ‘mutabakat metni’nin tamamen özdeşleştiği biliniyor.
Bu metinler açıklandıktan sonra HDP yönetimini ziyaret eden CHP’nin kurmaylarını ve Genel Başkanı’nı “kapalı kapılar arkasında” iş çevirmemeye ve konuşulanları şeffaf ve açık şekilde kamuoyuyla paylaşmaya davet eden HDP’li Sırrı Sakık, tutum belgesi dışında başka hangi imtiyazları kopardıklarını kastetmiş olabilir ki?.. AİHM kararları olmasın?!
Her gün tekrarlasak yeridir:
Bu seçim Cumhur İttifakı ile ‘7’li Masa’ arasında geçmeyecek…
Bu seçim, Türkiye’nin millî bağımsızlığından, bölünmez bütünlüğünden ve müreffeh geleceğinden yana olanlar ile ülkemizin anahtarını -her bağlamda- küresel emperyalizme (ABD, AB, GB) ve FETÖ ile PKK terör örgütlerine teslim etme göreviyle iliştirilmiş siyasi elemanlar arasında geçecek…
Günün sözü
“Susmakla konuşmak arasında nasıl ince çizgiler, hassasiyetler var. Bakarsın konuşmak şeytandan, bakarsın susmak.”
Cahit Zarifoğlu
Gözümüze takılanlar…
Demiş ki: “Halkımıza sözümüz olsun, çatışmadan beslenen Erdoğan rejimi sonrasında PKK’nin Türkiye’de tümüyle silah bırakması için elimizden geleni yapacağız ve mutlaka başaracağız.”
Yani ne demiş?.. 7’li Masa olarak iktidara gelince; PKK ile anlaşacağız. Talimatlarını aynen yerine getireceğiz.
Tabii ki bir de CHP yönetiminin karnından konuşup ağzında gevelediği bir gerçeğin altını çizivermiş: PKK ile iltisaklı falan değiliz; onlarla organik bağ içindeyiz…
Heykelini dikeceklerini söylediği İmralı’daki katilin serbest bırakılması konusunda Kılıçdaroğlu’ndan söz aldıkları zaten biliniyor…
Kılıçdaroğlu, 3 ay içinde AB vizelerini kaldıracağız demedi mi?!
Aynı TV programında “Bunu nasıl yapacaksınız?” diye sormadılar mı?..
O da AB’nin bütün istediklerini yerine getireceğiz demedi mi?..
AB, AİHM kararlarının uygulanmasını şart koşmuyor mu?..
Bu kararlardan biri de ‘umut hakkı’ çerçevesinde İmralı’daki katilin tecritten çıkarılıp ev hapsine alınmasını kapsamıyor mu?
Milletin bu kadar basit bir akıl yürütmeyi yapamayacağını mı zannediyorlar?..
HDP’nin 11 maddelik ‘tutum belgesi’ ile 7’li Masa’yı bağlayan 240 sayfalı ‘mutabakat metni’nin tamamen özdeşleştiği biliniyor.
Bu metinler açıklandıktan sonra HDP yönetimini ziyaret eden CHP’nin kurmaylarını ve Genel Başkanı’nı “kapalı kapılar arkasında” iş çevirmemeye ve konuşulanları şeffaf ve açık şekilde kamuoyuyla paylaşmaya davet eden HDP’li Sırrı Sakık, tutum belgesi dışında başka hangi imtiyazları kopardıklarını kastetmiş olabilir ki?.. AİHM kararları olmasın?!
Her gün tekrarlasak yeridir:
Bu seçim Cumhur İttifakı ile ‘7’li Masa’ arasında geçmeyecek…
Bu seçim, Türkiye’nin millî bağımsızlığından, bölünmez bütünlüğünden ve müreffeh geleceğinden yana olanlar ile ülkemizin anahtarını -her bağlamda- küresel emperyalizme (ABD, AB, GB) ve FETÖ ile PKK terör örgütlerine teslim etme göreviyle iliştirilmiş siyasi elemanlar arasında geçecek…
Günün sözü
“Susmakla konuşmak arasında nasıl ince çizgiler, hassasiyetler var. Bakarsın konuşmak şeytandan, bakarsın susmak.”
Cahit Zarifoğlu
Gözümüze takılanlar…
- Philips Vakfı ile Philips, kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yaparak depremden etkilenen bölgelerde kritik sağlık ihtiyaçlarının sağlanması için 5 mobil ultrason cihazını, 20 bine yakın da Philips Avent anne-bebek bakım ürünlerini afet bölgelerine ulaştırmış. Kısa zaman içinde de 100 yoğun bakım hasta monitörünü bölgeye teslim edeceklermiş. Uluslararası markaların arkalarındaki vakıflarla birlikte yardıma koşmaları çok kıymetli.
- Asperox ve Peros markalarının sahibi Beyaz Kâğıt, dünyada sadece iki ülkede olan, Türkiye’de ise ilk kez üretime geçecek bulaşık makinesi deterjan kapsülü fabrikasını deprem bölgesinde kuracakmış. Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde temelleri atılan tesis, 2023’ün 2. yarısında üretime başlayacakmış. İlk etapta Türkiye’nin ihtiyacı olan kapasitenin yüzde 65’ini karşılaması planlanan fabrikada 200 kişinin istihdam edileceği bildiriliyor. Sürdürülebilir destek böyle bir şey… (Engin Özköslü, FM)
- Kendini teknoloji platformu olarak tanımlayan Uber, yarın İstanbul’da “Kitap Bağış Kampanyası” düzenliyormuş. Uygulama üzerinden 12:00-17:00 saatleri arasında ücretsiz çağrılabilecek “Uber Kitap” ürünüyle İstanbul’daki kullanıcıların ilettiği kitap bağışlarını deprem bölgesindeki okullara ulaştırmak üzere, Herkese Kitap Vakfı’na teslim edeceklermiş. Markanın kurumsal sosyal sorumluluk ile birleştirdiği bu iletişim çalışması, ‘görünürlüğe’ ve uygulamanın daha çok kişi tarafından indirilmesine de aracılık edebilir. (Elvan Başaran Taş, Golin)
- 45 yıldır lojistik sektöründe faaliyet gösteren Çobantur Boltas, artık “Boltas” markasıyla hizmet vereceğini açıklamış. Boltas CEO’su Selman Çoban, bu değişimin isim ve logodan ibaret olmadığını, stratejik hedefler doğrultusunda şirketin geleceğini inşa etmesinin en önemli adımlarından biri olduğunu söylemiş. Marka tutundurma çalışmaları ve bu türden değişiklikler cesur, ancak çok sancılı süreçlerdir. Yolları açık olsun… (Oğuzhan Hacıhasanoğlu, İstanbul Sun)
- Opinium araştırma şirketi tarafından Visa için Avrupa genelinde 8 bin tüketici ve 2 bin KOBİ’nın katılımıyla yapılan pazar araştırması, ürün ve hizmet alıp satmak için daha ‘sürdürülebilir yöntemler’ tercih edildiğini ortaya koymuş. Visa, sürdürülebilirlik konusunda yapıcı adımlar atmak isteyenler için “Dönüşüm Ekonomisi”ni ve bu kavram kapsamında tanımlanan 6 ekonomik faaliyeti önermiş: “Kirala, yeniden doldur, tamir et, yeniden dağıtıma sok, ikinci el sat ve kullanım ömrü tamamlandığında iade et.” Doğayla barışık tüketim yöntemlerini bir an önce sahiplenmenin hepimiz ve dünyamız için büyük yararları olacaktır… (Eda Akyüzlü Şimşek, Desibel)