Coca-Cola plastik atıkta da birinci
05 Kasım 2019 - Yeni Şafak
Statista sitesi yayınlamış… Coca-Cola’nın 2019 yılında marka değeri 80 milyar doların üstündeymiş… Yani sadece adının değeri bu… Taşınmazların, tesislerin değeri falan bu rakama dâhil değil…
Firma ‘tanınırlık düzeyi’ konusunda da dünyadaki en tanınmış markaların başında geliyor. Hem özel dağıtım sistemi hem de yarattığı algı ile 200’den fazla ülkede 500’ü aşkın markasının altında tüketilen ürünleriyle hem gazlı hem de gazsız içeceklerde dünya lideri… Günde 1.7 milyar kez tüketiliyormuş Coca-Cola…
Bu ‘devasa’ firmanın büyüklüğü yalnızca üretim, dağıtım, satış ve marka değeriyle sınırlı değil. Yol açtığı çevre sorunlarıyla da gezegenimizde ‘devasa’ hasarlara neden olduğu iddia ediliyor.
Mesela, ‘dünyanın en çok kirlilik yaratan’ firmasıymış. Nedeni plastik atıklar…
Break Free From Plastic, yani ‘Plastikten Kurtulun’ adıyla bir kampanya başlatılmış. Bu kapsamda 51 ülkede yürütülen temizlik çalışmasında 476 bin 423 parça plastik atık toplanmış. Coca-Cola, 11 bin 732 plastik atıkla en büyük plastik kirleticisi olmuş…
%99’undan fazlası su olan Coca-Cola’nın geri kalanı çoğunlukla şeker ve hani o sır gibi saklanan formülü tamamlamak için kullanılan kimyasal maddelerden oluşuyormuş.
Coca-Cola’nın tükettiği su miktarı da iç yakan türden… Kendi hazırladıkları ‘sürdürülebilirlik’ raporuna göre, bir litre Coca-Cola üretimi için tüketilen su miktarı 2,16 litreymiş.
Ancak, işi bilenler burada kelime oyunu yapıldığını, Coca-Cola’nın açıkladığı miktarın yalnızca üretim sırasında formüle ekledikleri suyu yansıttığını söylüyorlar.
Asıl rakama ulaşabilmek için Coca-Cola’nın içeriğinde bulunan mısır şurubu gibi diğer maddelerin üretiminin yanı sıra ambalajların temizlenmesi ve geri dönüşümü sırasında kullanılan suyun da hesaplanması gerekiyor.
Hesaplamışlar… Sonuç: 1 litre Coca-Cola üretimi için tüketilen su miktarı 9 litreymiş.
Buna karşılık, Coca-Cola ve su kelimelerini internette arattığınızda, markanın su politikası, bu konuda yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleri ön plana çıkıyor… Bunların arasında markanın doğaya verdiği zarara dair bilgi bulmakta zorlanıyorsunuz.
Aynı şekilde, çevreye yönelik zararını araştırırken de Dünya Vahşi Yaşam Fonu (WWF) gibi dünyanın çevre konusunda önce gelen sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı iş birlikleri öne çıkıyor.
Coca-Cola’nın gerek kanserojen maddeler içerdiği ve obeziteye hizmet ettiği yolunda ciddî iddialar ortada dolaşırken, çevreye verdiği hasar sıklıkla tartışılırken, marka algısı konusunda ortaya koyduğu iletişim dehası kampanyalar karşısında hayranlık duymamak mümkün değil.
Pragma Araştırma ve Danışmanlık’ın, Ramazan ayındaki tüketim alışkanlıklarıyla ilgili bir araştırma yayınlamıştı. Buna göre tüketici algısında, ülkemizde Ramazan ayıyla en çok bütünleşen marka Coca-Cola olmuş…
Yerli, millî ve İslami değerlerle teorik olarak hiçbir bağlantısı olmayan marka, yüzde 33 oranla İstanbul, Ankara ve İzmir’de yaşayan tüketicilerin gözünde ‘Ramazan ayıyla en çok bütünleşen markaymış.
Üstelik en yakın takipçisiyle arasında neredeyse uçurum var… İkinci sıradaki Şütaş yalnızca yüzde 8 oranla tercih edilmiş.
Zaten, ülkemizde 2.6 milyar litrelik yıllık tüketilen kola miktarı, bir yılda tüketilen ayran miktarının 6 katıymış.
Coca-Cola, Ramazan’da en çok tercih edilen içecekler arasında yüzde 64’le yine birinci sıradaymış. Ramazan’a has bir içecek olmamasına rağmen, enteresan bir şekilde, hurma, güllaç ve pide gibi gıda ürünlerinin sıralandığı “Sadece Ramazan’da Tüketilen Ürünler” kategorisine de yedinci sıradan girmeyi başarmış.
Biz ülke olarak bizde var olan değerleri dünyaya anlatmak için yırtınırken, Coca-Cola’nın kendisinde olmayan değerleri varmış gibi gösterebilmesi, bu dünyada varoluş nedeninin insanları mutlu etmek olduğu algısını dünyaya yaymadaki başarısı karşısında bir iletişimci olarak şapka çıkarmamak elde mi?
Firma ‘tanınırlık düzeyi’ konusunda da dünyadaki en tanınmış markaların başında geliyor. Hem özel dağıtım sistemi hem de yarattığı algı ile 200’den fazla ülkede 500’ü aşkın markasının altında tüketilen ürünleriyle hem gazlı hem de gazsız içeceklerde dünya lideri… Günde 1.7 milyar kez tüketiliyormuş Coca-Cola…
Bu ‘devasa’ firmanın büyüklüğü yalnızca üretim, dağıtım, satış ve marka değeriyle sınırlı değil. Yol açtığı çevre sorunlarıyla da gezegenimizde ‘devasa’ hasarlara neden olduğu iddia ediliyor.
Mesela, ‘dünyanın en çok kirlilik yaratan’ firmasıymış. Nedeni plastik atıklar…
Break Free From Plastic, yani ‘Plastikten Kurtulun’ adıyla bir kampanya başlatılmış. Bu kapsamda 51 ülkede yürütülen temizlik çalışmasında 476 bin 423 parça plastik atık toplanmış. Coca-Cola, 11 bin 732 plastik atıkla en büyük plastik kirleticisi olmuş…
%99’undan fazlası su olan Coca-Cola’nın geri kalanı çoğunlukla şeker ve hani o sır gibi saklanan formülü tamamlamak için kullanılan kimyasal maddelerden oluşuyormuş.
Coca-Cola’nın tükettiği su miktarı da iç yakan türden… Kendi hazırladıkları ‘sürdürülebilirlik’ raporuna göre, bir litre Coca-Cola üretimi için tüketilen su miktarı 2,16 litreymiş.
Ancak, işi bilenler burada kelime oyunu yapıldığını, Coca-Cola’nın açıkladığı miktarın yalnızca üretim sırasında formüle ekledikleri suyu yansıttığını söylüyorlar.
Asıl rakama ulaşabilmek için Coca-Cola’nın içeriğinde bulunan mısır şurubu gibi diğer maddelerin üretiminin yanı sıra ambalajların temizlenmesi ve geri dönüşümü sırasında kullanılan suyun da hesaplanması gerekiyor.
Hesaplamışlar… Sonuç: 1 litre Coca-Cola üretimi için tüketilen su miktarı 9 litreymiş.
Buna karşılık, Coca-Cola ve su kelimelerini internette arattığınızda, markanın su politikası, bu konuda yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleri ön plana çıkıyor… Bunların arasında markanın doğaya verdiği zarara dair bilgi bulmakta zorlanıyorsunuz.
Aynı şekilde, çevreye yönelik zararını araştırırken de Dünya Vahşi Yaşam Fonu (WWF) gibi dünyanın çevre konusunda önce gelen sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı iş birlikleri öne çıkıyor.
Coca-Cola’nın gerek kanserojen maddeler içerdiği ve obeziteye hizmet ettiği yolunda ciddî iddialar ortada dolaşırken, çevreye verdiği hasar sıklıkla tartışılırken, marka algısı konusunda ortaya koyduğu iletişim dehası kampanyalar karşısında hayranlık duymamak mümkün değil.
Pragma Araştırma ve Danışmanlık’ın, Ramazan ayındaki tüketim alışkanlıklarıyla ilgili bir araştırma yayınlamıştı. Buna göre tüketici algısında, ülkemizde Ramazan ayıyla en çok bütünleşen marka Coca-Cola olmuş…
Yerli, millî ve İslami değerlerle teorik olarak hiçbir bağlantısı olmayan marka, yüzde 33 oranla İstanbul, Ankara ve İzmir’de yaşayan tüketicilerin gözünde ‘Ramazan ayıyla en çok bütünleşen markaymış.
Üstelik en yakın takipçisiyle arasında neredeyse uçurum var… İkinci sıradaki Şütaş yalnızca yüzde 8 oranla tercih edilmiş.
Zaten, ülkemizde 2.6 milyar litrelik yıllık tüketilen kola miktarı, bir yılda tüketilen ayran miktarının 6 katıymış.
Coca-Cola, Ramazan’da en çok tercih edilen içecekler arasında yüzde 64’le yine birinci sıradaymış. Ramazan’a has bir içecek olmamasına rağmen, enteresan bir şekilde, hurma, güllaç ve pide gibi gıda ürünlerinin sıralandığı “Sadece Ramazan’da Tüketilen Ürünler” kategorisine de yedinci sıradan girmeyi başarmış.
Biz ülke olarak bizde var olan değerleri dünyaya anlatmak için yırtınırken, Coca-Cola’nın kendisinde olmayan değerleri varmış gibi gösterebilmesi, bu dünyada varoluş nedeninin insanları mutlu etmek olduğu algısını dünyaya yaymadaki başarısı karşısında bir iletişimci olarak şapka çıkarmamak elde mi?