Dile hâkimiyet = İşe hâkimiyet…
01 Eylül 2019 - TIMREPORT
İş hayatına adım atmaya niyetli herkesin mutlaka sahip olması gereken üç ‘hasletten’ söz edilir: ‘İrade - Beceri - Odaklanma’… Aslında yeni bir anlayış ve yaklaşıma işaret eden ve ‘İnsan Kaynakları’nın yerini alacağı varsayılan ‘İnsan Kıymetleri’ görüşünün önemli unsurlarından birini bu üçlü oluşturur.
Çünkü çağımızda çok çalışmak ve performans ortaya koymak değil, iyi çalışmak ve ortaya etkili bir katma değer koymak çok daha makbul hâle gelmiştir. Ve de yukarıdaki üçlüye sırtını dayamayan bir üretim anlayışı iyi ve etkili sonuçlar verememektedir.
İnsan Kıymetleri seçiminde, önümüzdeki dönemde yukarıdaki üç haslet ölçülecektir artık. Bir de tabii ki, günümüzün olmazsa olmazları arasına katılmış olan ‘Müzakere Becerileri’…
Üretimden başlayın, pazarlamaya, satışa kadar, ilişki yönetiminden iletişim yönetimine, oradan her türden yatırım süreçlerine kadar pek çok alanda çağımızın en önemli ‘silahlarından’ biri de, ikna becerisinde gelinen noktadır ve bu durum uzun yıllar böyle kalmaya devam edecektir…
İkna kabiliyeti ise ‘Müzakere Becerileri’nin (Tekniklerinin) en önemli eksenidir…
Bu ekseni iyi kavrayabilmenin ve hayata geçirebilmenin en güçlü araçlarından biri hiç şüphesiz ki ‘dil’dir… Dile hâkim olmak, bu alanda işin ‘elif bası’dır. Dile hâkim olmak, o dilin konuşulduğu milletlerin, toplulukların, hedef kitlelerin kültür ve değerlerine hâkim olmak demektir. Ancak bu hâkimiyet sayesinde hedef kitleyi (ya da kişiyi) ikna etme yolculuğunda sağlam adımlar atılabilir.
Dile ne kadar hâkim olduğumuzu anlamak son derece kolaydır. Birbirlerine çok yakın gibi dursalar da aslında çok büyük farklar barındırabilen iki kavram arasındaki anlam ayrışmalarını yakalayıp yakalayamamak dile hâkimiyet konusunda önemli bir tespit aracı olabilir…
Örneğin, kendinizi aşağıdaki 10 kavramı irdeleyerek sınayabilirsiniz (ya da başkalarını)… Bu kavramlar arasındaki farkları ve benzerlikleri doğru bir şekilde tespit etmek için ille de entelektüel olmak gerekmez; ancak içinden çıktığımız toplumun ortak ruhî şekillenmesini anlama ve ikna (müzakere) becerilerini geliştirme kabiliyetine ne kadar yakın olduğumuzu test etme konusunda, bu kavramlara ne kadar âşina olduğumuzu tespit etmek, işimize yarayabilir (Bazılarının yanına belki daha iyi anlaşılmasına yardımcı olur düşüncesiyle İngilizcelerini de yazdık):
Eğer 10 üzerinden yedi tutturursanız kendinizle kıvanç duyabilirsiniz, demektir… Yedinin altında ise “Houston, we have a problem” durumu devrede demektir…
“Peki açıklamamın doğru olup olmadığını nasıl bileceğim?”
Yanıt çok basit: “Araştırarak!”
Çünkü çağımızda çok çalışmak ve performans ortaya koymak değil, iyi çalışmak ve ortaya etkili bir katma değer koymak çok daha makbul hâle gelmiştir. Ve de yukarıdaki üçlüye sırtını dayamayan bir üretim anlayışı iyi ve etkili sonuçlar verememektedir.
İnsan Kıymetleri seçiminde, önümüzdeki dönemde yukarıdaki üç haslet ölçülecektir artık. Bir de tabii ki, günümüzün olmazsa olmazları arasına katılmış olan ‘Müzakere Becerileri’…
Üretimden başlayın, pazarlamaya, satışa kadar, ilişki yönetiminden iletişim yönetimine, oradan her türden yatırım süreçlerine kadar pek çok alanda çağımızın en önemli ‘silahlarından’ biri de, ikna becerisinde gelinen noktadır ve bu durum uzun yıllar böyle kalmaya devam edecektir…
İkna kabiliyeti ise ‘Müzakere Becerileri’nin (Tekniklerinin) en önemli eksenidir…
Bu ekseni iyi kavrayabilmenin ve hayata geçirebilmenin en güçlü araçlarından biri hiç şüphesiz ki ‘dil’dir… Dile hâkim olmak, bu alanda işin ‘elif bası’dır. Dile hâkim olmak, o dilin konuşulduğu milletlerin, toplulukların, hedef kitlelerin kültür ve değerlerine hâkim olmak demektir. Ancak bu hâkimiyet sayesinde hedef kitleyi (ya da kişiyi) ikna etme yolculuğunda sağlam adımlar atılabilir.
Dile ne kadar hâkim olduğumuzu anlamak son derece kolaydır. Birbirlerine çok yakın gibi dursalar da aslında çok büyük farklar barındırabilen iki kavram arasındaki anlam ayrışmalarını yakalayıp yakalayamamak dile hâkimiyet konusunda önemli bir tespit aracı olabilir…
Örneğin, kendinizi aşağıdaki 10 kavramı irdeleyerek sınayabilirsiniz (ya da başkalarını)… Bu kavramlar arasındaki farkları ve benzerlikleri doğru bir şekilde tespit etmek için ille de entelektüel olmak gerekmez; ancak içinden çıktığımız toplumun ortak ruhî şekillenmesini anlama ve ikna (müzakere) becerilerini geliştirme kabiliyetine ne kadar yakın olduğumuzu test etme konusunda, bu kavramlara ne kadar âşina olduğumuzu tespit etmek, işimize yarayabilir (Bazılarının yanına belki daha iyi anlaşılmasına yardımcı olur düşüncesiyle İngilizcelerini de yazdık):
- İyi - Doğru (Good - Right)
- Acele Etmek - Telaş Etmek (Hurry - Haste)
- İlişki - İletişim (Relation - Communication)
- Sevmek - Beğenmek (Love - Like)
- Büyük - İri (Great - Big)
- Seni Anlıyorum - Sana Katılıyorum
- Çok Çalışan - İyi Çalışan
- Etkin - Etkili (active - efficient)
- Etik - Ahlak (Ethic - Morals)
- Hakikat - Gerçeklik (Reality - Truth)
Eğer 10 üzerinden yedi tutturursanız kendinizle kıvanç duyabilirsiniz, demektir… Yedinin altında ise “Houston, we have a problem” durumu devrede demektir…
“Peki açıklamamın doğru olup olmadığını nasıl bileceğim?”
Yanıt çok basit: “Araştırarak!”