Doğrular ve hakikatler adına…
11 temmuz 2023 yeni şafak
İddia o ki; Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, bankacılarla toplantısında gelen soruları yazılı talep etmiş ve yazılı olarak yanıtlayacağını söylemiş. Yine aynı iddiaya göre Başkan, bundan sonra da iletişimi ‘yazılı’ yürütecekmiş… İnşallah, böyle bir şey yoktur, durum basit bir yanlış anlaşılmadan ibarettir…
Perşembe günkü yazımızda belirttiğimiz ve Doç. Dr. Levent Yılmaz’ın ifadeleriyle aktardığımız gibi; Merkez Bankası Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı gibi mevkilerin başındaki kişilerin ‘sözlü yönlendirme’ görevleri, hükûmetin tüm stratejilerinin algılanmasında birinci derecede rol oynuyor… Türkiye’deki gibi dünyadaki piyasalar da Şimşek’in ve Erkan’ın ‘ağzının içine bakıyorlar’…
Siyasi iletişimde buna ‘reel politik davranış’ denir… Algılama Yönetimi’nin tüm kural ve ilkeleri için geçerli çıkış noktası, burada da öncelikli olarak hayata geçmek durumundadır. Başka bir deyişle hakikat (truth) ile gerçeklik (reality) arasındaki ilişki, çelişki, çatışma ve bunların yönetimi, reel politik davranış için de geçerlidir.
Doğru ve iyi nasıl ki zaman zaman birbirleriyle çatışabiliyorsa hakikat ile gerçeklik de benzer bir çelişki içine düşebilir. Gündelik yaşamda bunun en belirgin örnekleriyle çocuklarımızla olan ilişkilerimizde karşılaşırız. Onların ‘iyi’ kabul ettiği, gerçeklik düzleminde de ‘iyi’ olarak algılanabilecek bir sürü haslet, bizim değerlerimizle ve ‘doğru’larımızla uyuşmayabilir… Hele de çocukların ergenlik dönemiyse çatışma kaçınılmazdır…
Hakikat ile gerçeklik arasındaki ‘çatışma’, dizi filmlerde de sıklıkla kullanılır. Hatta en başarılı prodüksiyonlar, bu çatışmayı en iyi biçimde işleyenlerdir. Örneğin; “Yargı” adlı dizide; savcılar Pars (Mehmet Y. Ak) ve Ilgaz (Kaan Urgancıoğlu), yaşamı ‘hakikat’ temelinde okuyan ve yöneten insanları ya da yaklaşımı temsil ederken, Avukat Ceylin (Pınar Deniz) ve Merdan Dede (Cezmi Baskın) ‘gerçekliği’ ve ‘iyi’ olanı, insana kendisini iyi hissettireni temsil ediyorlardı.
“Kızılcık Şerbeti” de bu konudaki başka bir örnek… Oradaki Kıvılcım (Evrim Alasya) karakteri, annesi Sönmez Hanım (Aliye Uzunatağan) ve Abdullah Bey (Settar Tanrıöğen) hakikatin sesini dile getirirlerken, diğer pek çok karakter ‘gerçekliğin’ (realitenin) yanında saf tutuyorlar…
Sözlü yönlendirme, hakikati dile getirmekle olmaz… Çünkü hakikatin bir ‘iş hedefi’ yoktur… Gerçekliği savunmak ise tam da hedef odaklı bir aksiyondur.
Sayın Bakan’ın ve Merkez Bankası Sayın Başkanı’nın iş hedefleri çok açıktır: Piyasalara güven vermek, ekonomik ve mali yapının gelecek tasarımı için nasıl kullanılacağına işaret etmek…
Levent Yılmaz Hoca’nın söylediği gibi; sözlü yönlendirme tüm diğer finansal enstrümanlardan çok daha güçlü ve etkili olabilir… Bu kanalı doğrular ve hakikatler adına ihmal etmemek gerekir…
Günün sözü
“İletişim sanatı, liderliğin lisanıdır.”
James Humes
Gözümüze takılanlar…
Perşembe günkü yazımızda belirttiğimiz ve Doç. Dr. Levent Yılmaz’ın ifadeleriyle aktardığımız gibi; Merkez Bankası Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı gibi mevkilerin başındaki kişilerin ‘sözlü yönlendirme’ görevleri, hükûmetin tüm stratejilerinin algılanmasında birinci derecede rol oynuyor… Türkiye’deki gibi dünyadaki piyasalar da Şimşek’in ve Erkan’ın ‘ağzının içine bakıyorlar’…
Siyasi iletişimde buna ‘reel politik davranış’ denir… Algılama Yönetimi’nin tüm kural ve ilkeleri için geçerli çıkış noktası, burada da öncelikli olarak hayata geçmek durumundadır. Başka bir deyişle hakikat (truth) ile gerçeklik (reality) arasındaki ilişki, çelişki, çatışma ve bunların yönetimi, reel politik davranış için de geçerlidir.
Doğru ve iyi nasıl ki zaman zaman birbirleriyle çatışabiliyorsa hakikat ile gerçeklik de benzer bir çelişki içine düşebilir. Gündelik yaşamda bunun en belirgin örnekleriyle çocuklarımızla olan ilişkilerimizde karşılaşırız. Onların ‘iyi’ kabul ettiği, gerçeklik düzleminde de ‘iyi’ olarak algılanabilecek bir sürü haslet, bizim değerlerimizle ve ‘doğru’larımızla uyuşmayabilir… Hele de çocukların ergenlik dönemiyse çatışma kaçınılmazdır…
Hakikat ile gerçeklik arasındaki ‘çatışma’, dizi filmlerde de sıklıkla kullanılır. Hatta en başarılı prodüksiyonlar, bu çatışmayı en iyi biçimde işleyenlerdir. Örneğin; “Yargı” adlı dizide; savcılar Pars (Mehmet Y. Ak) ve Ilgaz (Kaan Urgancıoğlu), yaşamı ‘hakikat’ temelinde okuyan ve yöneten insanları ya da yaklaşımı temsil ederken, Avukat Ceylin (Pınar Deniz) ve Merdan Dede (Cezmi Baskın) ‘gerçekliği’ ve ‘iyi’ olanı, insana kendisini iyi hissettireni temsil ediyorlardı.
“Kızılcık Şerbeti” de bu konudaki başka bir örnek… Oradaki Kıvılcım (Evrim Alasya) karakteri, annesi Sönmez Hanım (Aliye Uzunatağan) ve Abdullah Bey (Settar Tanrıöğen) hakikatin sesini dile getirirlerken, diğer pek çok karakter ‘gerçekliğin’ (realitenin) yanında saf tutuyorlar…
Sözlü yönlendirme, hakikati dile getirmekle olmaz… Çünkü hakikatin bir ‘iş hedefi’ yoktur… Gerçekliği savunmak ise tam da hedef odaklı bir aksiyondur.
Sayın Bakan’ın ve Merkez Bankası Sayın Başkanı’nın iş hedefleri çok açıktır: Piyasalara güven vermek, ekonomik ve mali yapının gelecek tasarımı için nasıl kullanılacağına işaret etmek…
Levent Yılmaz Hoca’nın söylediği gibi; sözlü yönlendirme tüm diğer finansal enstrümanlardan çok daha güçlü ve etkili olabilir… Bu kanalı doğrular ve hakikatler adına ihmal etmemek gerekir…
Günün sözü
“İletişim sanatı, liderliğin lisanıdır.”
James Humes
Gözümüze takılanlar…
- İkinci el otomobil şirketlerinden Otomerkezi.net, motosiklete karşı artan yoğun ilgiyi kurumsal bir çatı altında toplamayı amaçlayarak yeni markası Motomerkezi’ni kurmuş. 3D motosiklet showroomu da açan firma, bir mini ‘krizi’ fırsata çevirmeyi hedeflemiş görünüyor. Sıfır ve ikinci el otomobil piyasasını spekülatif nedenlerle altüst edenler, rakamlar çok yüksek olmadığı için motosiklet piyasasından uzak duruyorlar… Kriz, her zaman olmasa da bazen böyle fırsatlar doğurur… (Kerem Tokmak, Motto)