Düşür KDV'yi al puanı...
03 Aralık 2008 Akşam Gazetesi
Hükümetin önünde müthiş bir fırsat daha var. Son günlerde önüne gelen en büyük fırsat Spor Şurası'ydı... O, biraz Kızılcahamam Ortak Akıl Toplantıları'na kurban gitti sanki... Türkiye'nin spor stratejilerinin oluşturulması planlanan toplantılara ne medya hak ettiği önemi ve yeri verdi ne de hükümetin kendisi... Yazık...
Hükümetin önündeki yeni fırsat KDV... Bizim gazete bastırıyor. Herkes destekliyor... Perakendenin ve dolayısıyla reel sektörün en azından bir kısmına hayat öpücüğü olacak bir harekettir bu... Kökünden halletmez meseleyi belki, ama algılamada sempati puanını kesin yukarı çeker. En azından yakalanan bir 'milli mutabakat' konusunda etkili bir adım atmış olmanın puanını götürüp hükümete yazar.
Bu arada alışveriş merkezleri de mağazalar da, genel anlamda perakende de rahat bir soluk alır... Fena mı olur...
Ama tabii ki şu yol da var: 'Kardeşim biz onun bunun ağzıyla mı hareket edeceğiz. Bizim buluşumuz olmayan çözüm yollarının yüzüne bakmayız... İstişare, ikna ve ittifak meselesini biz çoktan unuttuk... Bizim için 'Üç İ' kuralı artık öyle değil şöyle çalıyor: 'İtaat, itaat, itaat!'...
Evet... Bu da bir yol tabii... Seçim sizin...
//c
Kültür ve değerler ölçmeden olmaz
Dün Prof. Dr. Acar Baltaş'ın 10 kişi için düzenlediği özel bir toplantıda onun Kültürel Dönüşüm Aracı (KDA) adını verdiği son derece ilginç bir tespit ve raporlama sistemini inceleme fırsatını bulduk...
Baltaş önce şu kavramların yer aldığı bir slayt gösterdi:
Saygı, dürüstlük, mükemmeliyet, iletişim...
Sonra sordu: 'Bu kavram sizce nasıl bir şirketin değerleri içinde yer alabilir?'
Ortak kanı, bu kavramların taş gibi, sapasağlam bir şirketin yapısını çağrıştırdığı yolundaydı...
Oysa bu sözcükler, bir süre önce ABD'de sahtekârlık ve yolsuzluklar içinde batmış dünya devi Enron'un resmi kaynaklarında ve çalışan dosyalarında yer alan 'değerleriydi'...
Prof. Baltaş, kararlarla 'tanımlanmış ve tanımlanmamış' değerlerin arasındaki bir köprüden söz ediyor ve bu soyut köprünün adam gibi inşa edilebileceğini vurguluyordu... 'Bir kuruluşta uzun zamandır çalışan biriyle, o şirkete o gün yeni başlamış olan bir çaylağın ilk günkü öğle yemeğinde bir araya gelip sohbet ettiklerini düşünün. Tecrübeli arkadaş bizim çaylağa neler anlatacaktır?... İşte onların tümü kuruluşun kültür ve değerleridir...'
Peki köprünün inşası için ne gerekiyordu? Kurum kültürünün ve değerlerinin ölçümlenmesi... 100 kadar kavramın arasından çeşitli seçimlerin yapıldığı en fazla 30 dakika süren bir test ile elde edilen bir tür 'karneler' manzumesinin analiziyle üç grupta yapılan tespitler söz konusuydu: 1. Kişisel değerler, 2. Mevcut algılanan kurumsal değerler, 3. Arzulanan kurumsal değerler... Bunların aralarındaki uyum olup olmadığı ve aralarındaki -varsa- uçurumlar?
Ölçümlemeyi yaptırmak bir kuruluşun geleceğine müthiş ışık tutabilir... Benden tavsiye: Girin Baltaş'ların web sitesine. Onların çıkardığı kurumsal yayınları Kaynak'ın son sayısını size göndermelerini isteyin... Kafanıza takılan pek çok sorunun yanıtı, özellikle de krizde sizi meşgul eden pek çok meselenin çözüm yolunu bulacaksınız...
Yazıyı Acar Baltaş'ın sık sık kullandığı bir tespitle noktalayalım: 'Soru soran 5 dakika cahil gibi görünür; soru sormayan ömür boyu cahil kalır.'
Hükümetin önünde müthiş bir fırsat daha var. Son günlerde önüne gelen en büyük fırsat Spor Şurası'ydı... O, biraz Kızılcahamam Ortak Akıl Toplantıları'na kurban gitti sanki... Türkiye'nin spor stratejilerinin oluşturulması planlanan toplantılara ne medya hak ettiği önemi ve yeri verdi ne de hükümetin kendisi... Yazık...
Hükümetin önündeki yeni fırsat KDV... Bizim gazete bastırıyor. Herkes destekliyor... Perakendenin ve dolayısıyla reel sektörün en azından bir kısmına hayat öpücüğü olacak bir harekettir bu... Kökünden halletmez meseleyi belki, ama algılamada sempati puanını kesin yukarı çeker. En azından yakalanan bir 'milli mutabakat' konusunda etkili bir adım atmış olmanın puanını götürüp hükümete yazar.
Bu arada alışveriş merkezleri de mağazalar da, genel anlamda perakende de rahat bir soluk alır... Fena mı olur...
Ama tabii ki şu yol da var: 'Kardeşim biz onun bunun ağzıyla mı hareket edeceğiz. Bizim buluşumuz olmayan çözüm yollarının yüzüne bakmayız... İstişare, ikna ve ittifak meselesini biz çoktan unuttuk... Bizim için 'Üç İ' kuralı artık öyle değil şöyle çalıyor: 'İtaat, itaat, itaat!'...
Evet... Bu da bir yol tabii... Seçim sizin...
//c
Kültür ve değerler ölçmeden olmaz
Dün Prof. Dr. Acar Baltaş'ın 10 kişi için düzenlediği özel bir toplantıda onun Kültürel Dönüşüm Aracı (KDA) adını verdiği son derece ilginç bir tespit ve raporlama sistemini inceleme fırsatını bulduk...
Baltaş önce şu kavramların yer aldığı bir slayt gösterdi:
Saygı, dürüstlük, mükemmeliyet, iletişim...
Sonra sordu: 'Bu kavram sizce nasıl bir şirketin değerleri içinde yer alabilir?'
Ortak kanı, bu kavramların taş gibi, sapasağlam bir şirketin yapısını çağrıştırdığı yolundaydı...
Oysa bu sözcükler, bir süre önce ABD'de sahtekârlık ve yolsuzluklar içinde batmış dünya devi Enron'un resmi kaynaklarında ve çalışan dosyalarında yer alan 'değerleriydi'...
Prof. Baltaş, kararlarla 'tanımlanmış ve tanımlanmamış' değerlerin arasındaki bir köprüden söz ediyor ve bu soyut köprünün adam gibi inşa edilebileceğini vurguluyordu... 'Bir kuruluşta uzun zamandır çalışan biriyle, o şirkete o gün yeni başlamış olan bir çaylağın ilk günkü öğle yemeğinde bir araya gelip sohbet ettiklerini düşünün. Tecrübeli arkadaş bizim çaylağa neler anlatacaktır?... İşte onların tümü kuruluşun kültür ve değerleridir...'
Peki köprünün inşası için ne gerekiyordu? Kurum kültürünün ve değerlerinin ölçümlenmesi... 100 kadar kavramın arasından çeşitli seçimlerin yapıldığı en fazla 30 dakika süren bir test ile elde edilen bir tür 'karneler' manzumesinin analiziyle üç grupta yapılan tespitler söz konusuydu: 1. Kişisel değerler, 2. Mevcut algılanan kurumsal değerler, 3. Arzulanan kurumsal değerler... Bunların aralarındaki uyum olup olmadığı ve aralarındaki -varsa- uçurumlar?
Ölçümlemeyi yaptırmak bir kuruluşun geleceğine müthiş ışık tutabilir... Benden tavsiye: Girin Baltaş'ların web sitesine. Onların çıkardığı kurumsal yayınları Kaynak'ın son sayısını size göndermelerini isteyin... Kafanıza takılan pek çok sorunun yanıtı, özellikle de krizde sizi meşgul eden pek çok meselenin çözüm yolunu bulacaksınız...
Yazıyı Acar Baltaş'ın sık sık kullandığı bir tespitle noktalayalım: 'Soru soran 5 dakika cahil gibi görünür; soru sormayan ömür boyu cahil kalır.'