Duygulara hitap ettin mi, korkma!
08 EYLÜL 2007
Sadece ‘kurumsal yönetişim’ anlamında değil aynı zamanda iletişim alanında da son 4-5 yıldır kalktığı atağı sürdüren Ülker, şimdi de Milli Takım sponsorluğunda... 5 yıllık bir sözleşme söz konusu. Çok hoş bir reklam filmi hazırlamışlar.
Bu akşam maç var. Reklam filmi hafta ortasından beri yayında. Amaç, Milli Takım ile Ülker arasında duygusal bir ilişki kurmak ve bundan kurumsal marka itibarına değer katmak. Olmuş mu? Bence olmuş... İtibar iletişimi ‘bence’lerle yönetilemez tabii. Ölçmek lazım. Ülker ölçecektir.
Reklam filmine 4 büyüklerin Milli takımdaki yıldız oyuncuları Arda Turan, Mehmet Aurelio, İbrahim Toraman ve Gökdeniz Karadeniz rol almış. Bu kez işi ters çevirmişler. Futbol topunu starlar imzalayıp gençlere vermiyor. 9 yaşındaki bir çocuk (Gökay Coşkun), 7’den 70’e halka imzalattığı topu Milli’lere armağan ediyor... Final bir kreşendo. Duygusallık had safhada. “Algılamayı yönetirken düşünceden çok duygulara hitap ettin mi korkma!” ilkesini çok güzel uygulamışlar...
Yönetmenliğini Ozan Açıktan’ın yaptığı filmin senaryosu Grey İstanbul’a ait. Reklam filminin önemli unsurlarından biri olan özgün müzik, bu alandaki en güçlü isimlerden biri olan Ömer Ahunbay tarafından hazırlanmış.
Bu tür sürprizli filmleri bekleyen tek sorun, fazla tekrarın bıktırmasıdır. Yeni film ya da etkinliklerle mesajın çeşitlenmesinde yarar olabilir. Ülker’in ikinci dikkat etmesi gereken husus ise, süreklilik meselesidir. Bütün milli takım sponsorları ne hikmetse sadece maçların olduğu günlerde ortalığa dökülürler; sonrasında da ortadan kaybolurlar. Umarız Ülker bu kötü alışkanlığı değiştirir...
Çok başarılı erkek formülü
Geçtiğimiz Salı günü ayakkabı ve ayakkabı yan sanayii şirketlerinin sektör örgütleri İstanbul Ticaret Odası’nda bir araya geldiler ve sorunlarına çözüm önerileri aradılar. Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı sevgili Ali Murat Kızıltaş’ın davetiyle ben de oradaydım. Moderatörlük yaptım. Kısaca “SSU yetkisi kullanma” da diyebiliriz. (Sınırsız Sorumsuz Ukalalık)...
Toplantı arasında son günlerde duyduğum en hoş tespitlerden birini Derimod’un Başkanı Ümit Zaim dile getirdi. Birinci elden tanıklarım perakende sektörünün duayeni ve benim giyim sponsorum Abdullah Kiğılı ağabeyim ve Derimod Başkan Yardımcısı Sedef Orman Hanım... İkinci elden tanıklarım ise Türk Ayakkabı Sektörü... Tabii ki salonla paylaştım (!) ve bugün burada yazacağımı kendisine söyledim. İşte sözümü tutuyorum:
Şu aforizmayı herkes bilir: Başarılı erkeğin arkasında mutlaka bir kadın vardır... Zaim, ince zekasıyla devamını getirmiş: Çok başarılı erkeğin arkasında ise mutlaka birçok kadın vardır...
Denemek bağlanmak demektir Son zamanlarda anlamı ve ilişki yönetimi açısından en etkili olduğuna inandığım hediye Derimod’un Başkan Yardımcısı Sedef Orman’dan geldi. Çok şık bir kutunun içerisinde özenle paket edilmiş hediyenin içinde ne olduğunu paketin boyutlarından anladım. Vakko’dan bir kravat. Yanılmadım... Zarif ve zevkime uygun bir kravat çıktı. Ancak kravatı elime aldığımda kutunun içinde başka bir şey daha fark ettim. Kutunun ölçülerine uygun tasarlanmış ve giysi dolabının içine asılması için planlanmış karton kullanma kılavuzu. Üzerinde görselleriyle birlikte 6 çeşit kravat bağlama tarifiyle, kravat bakımına ilişkin bilgiler yer alıyordu. Uzun uzun inceledim. Hatta tekniklerden bir kaçını denedim. Burada sihirli sözcük, son kullandığım kelime: Denedim. Yani burada sık sık sözünü ettiğimiz ‘müşteri deneyimi yönetimi’ alanında yeni bir örnekti Vakko’nunki. “Allah’ın kravatı, herkes bağlamasını bilir” dememişler, özen ve emekle çok hoş bir tecrübe yaşatma yolunu seçmişler. Foru in hand, Half Windsor, St.Andrew, St. Andrew 2, Plattsburg, Balthus... Bunlar 6 bağlama çeşidinin adları. Diğerlerini Vakko’nun web sitesinde bulmak mümkün. Strateji doğru: Deneyin, Vakko’ya bağlanın!..
Bu akşam maç var. Reklam filmi hafta ortasından beri yayında. Amaç, Milli Takım ile Ülker arasında duygusal bir ilişki kurmak ve bundan kurumsal marka itibarına değer katmak. Olmuş mu? Bence olmuş... İtibar iletişimi ‘bence’lerle yönetilemez tabii. Ölçmek lazım. Ülker ölçecektir.
Reklam filmine 4 büyüklerin Milli takımdaki yıldız oyuncuları Arda Turan, Mehmet Aurelio, İbrahim Toraman ve Gökdeniz Karadeniz rol almış. Bu kez işi ters çevirmişler. Futbol topunu starlar imzalayıp gençlere vermiyor. 9 yaşındaki bir çocuk (Gökay Coşkun), 7’den 70’e halka imzalattığı topu Milli’lere armağan ediyor... Final bir kreşendo. Duygusallık had safhada. “Algılamayı yönetirken düşünceden çok duygulara hitap ettin mi korkma!” ilkesini çok güzel uygulamışlar...
Yönetmenliğini Ozan Açıktan’ın yaptığı filmin senaryosu Grey İstanbul’a ait. Reklam filminin önemli unsurlarından biri olan özgün müzik, bu alandaki en güçlü isimlerden biri olan Ömer Ahunbay tarafından hazırlanmış.
Bu tür sürprizli filmleri bekleyen tek sorun, fazla tekrarın bıktırmasıdır. Yeni film ya da etkinliklerle mesajın çeşitlenmesinde yarar olabilir. Ülker’in ikinci dikkat etmesi gereken husus ise, süreklilik meselesidir. Bütün milli takım sponsorları ne hikmetse sadece maçların olduğu günlerde ortalığa dökülürler; sonrasında da ortadan kaybolurlar. Umarız Ülker bu kötü alışkanlığı değiştirir...
Çok başarılı erkek formülü
Geçtiğimiz Salı günü ayakkabı ve ayakkabı yan sanayii şirketlerinin sektör örgütleri İstanbul Ticaret Odası’nda bir araya geldiler ve sorunlarına çözüm önerileri aradılar. Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı sevgili Ali Murat Kızıltaş’ın davetiyle ben de oradaydım. Moderatörlük yaptım. Kısaca “SSU yetkisi kullanma” da diyebiliriz. (Sınırsız Sorumsuz Ukalalık)...
Toplantı arasında son günlerde duyduğum en hoş tespitlerden birini Derimod’un Başkanı Ümit Zaim dile getirdi. Birinci elden tanıklarım perakende sektörünün duayeni ve benim giyim sponsorum Abdullah Kiğılı ağabeyim ve Derimod Başkan Yardımcısı Sedef Orman Hanım... İkinci elden tanıklarım ise Türk Ayakkabı Sektörü... Tabii ki salonla paylaştım (!) ve bugün burada yazacağımı kendisine söyledim. İşte sözümü tutuyorum:
Şu aforizmayı herkes bilir: Başarılı erkeğin arkasında mutlaka bir kadın vardır... Zaim, ince zekasıyla devamını getirmiş: Çok başarılı erkeğin arkasında ise mutlaka birçok kadın vardır...
Denemek bağlanmak demektir Son zamanlarda anlamı ve ilişki yönetimi açısından en etkili olduğuna inandığım hediye Derimod’un Başkan Yardımcısı Sedef Orman’dan geldi. Çok şık bir kutunun içerisinde özenle paket edilmiş hediyenin içinde ne olduğunu paketin boyutlarından anladım. Vakko’dan bir kravat. Yanılmadım... Zarif ve zevkime uygun bir kravat çıktı. Ancak kravatı elime aldığımda kutunun içinde başka bir şey daha fark ettim. Kutunun ölçülerine uygun tasarlanmış ve giysi dolabının içine asılması için planlanmış karton kullanma kılavuzu. Üzerinde görselleriyle birlikte 6 çeşit kravat bağlama tarifiyle, kravat bakımına ilişkin bilgiler yer alıyordu. Uzun uzun inceledim. Hatta tekniklerden bir kaçını denedim. Burada sihirli sözcük, son kullandığım kelime: Denedim. Yani burada sık sık sözünü ettiğimiz ‘müşteri deneyimi yönetimi’ alanında yeni bir örnekti Vakko’nunki. “Allah’ın kravatı, herkes bağlamasını bilir” dememişler, özen ve emekle çok hoş bir tecrübe yaşatma yolunu seçmişler. Foru in hand, Half Windsor, St.Andrew, St. Andrew 2, Plattsburg, Balthus... Bunlar 6 bağlama çeşidinin adları. Diğerlerini Vakko’nun web sitesinde bulmak mümkün. Strateji doğru: Deneyin, Vakko’ya bağlanın!..