Eğilimleri bilmeden olmaz…
08 ocak 2021 - Yeni Şafak
Başta Türkiye siyaseti ile ilgili profesyoneller olmak üzere herkesin ciddiyetle izlemesi gereken bir programı dün izleme fırsatı bulduk…
Ebru Baki’nin konukları Prof. Dr. Mustafa Aydın, Prof. Dr. Barış Doster ve Prof. Dr. Mehmet Şahin idi…
Programın odağında, Mustafa Aydın Hoca koordinatörlüğünde 11 yıldır yapılan Türkiye Eğilimleri Araştırması vardı… Sonuçların bir bölümü ciddiyetle masaya yatırıldı. Son derece katma değerli analizler yapıldı…
Mehmet Şahin bir yana, siyasi görüşlerimizin farklı olduğu Aydın ve Doster, çok değerli bulduğum iki bilim insanı… Kendilerini takdirle ve kişilik özelliklerine saygı duyarak takip ediyorum…
Programdaki üç hoca da mesleki ahlak ile ‘ciddiyet, merak, derinlik’ üçgeni açısından son derece itibarlılar… Programdaki açılım, yorum ve analizleri de bu açıdan çok kıymetliydi. Keşke internet ortamında bulup izleyebilseniz… Araştırmanın tamamına ise Kadir Has Üniversitesi’nin web sitesinden (https://www.khas.edu.tr/tr/arastirma/khasta-arastirma/khas-arastirmalari) ulaşmak mümkün…
2021 yılı Türkiye Eğilimleri Araştırması için Türkiye temsiliyetine sahip 26 ilde, 18 yaş ve üzerindeki bin kişi ile görüşülmüş…
Çok genel bir özet yapmak gerekirse durum, muhalif söylemlerden çok uzak. Hatta muhalefet partilerinin grup toplantılarındaki ve televizyon kanallarındaki açıklamalarında çizmeye çalıştıkları tablonun tam tersi…
Türkiye seçmenindeki baskın siyasal anlayışın ‘güçlü liderlik’ten yana olduğunu söylemek mümkün… Öyle ki; “Türkiye’yi yönetmek açısından ne kadar iyi olduğu” 5’lik skalada puanlanan ifadelerden “Demokratik siyasal sistemle yönetim” yüzde 55,3 ile kabul görürken, “Parlamento ve seçimlerle uğraşmak zorunda kalmayan güçlü bir lidere sahip olmak” yüzde 51,2’lik orana sahip…
Peki seçmenler, oy verdikleri partinin genel başkanını liderlik konusunda nasıl değerlendiriyorlar?
AK Parti seçmenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ‘başarılı’ bulma oranı yüzde 91,4… Bu oran MHP seçmeninde Devlet Bahçeli için yüzde 83,3… İyi Parti seçmeninde Meral Akşener için yüzde 83,9… CHP seçmeninde Kemal Kılıçdaroğlu için yüzde 79,7… HDP eş başkanlarının, kendi seçmenleri tarafından başarılı bulunma oranı ise yüzde 44,3…
Seçmenlere, 2023’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. turunda, adaylığı kesin olan Erdoğan karşısında kimi görmek istersiniz diye de sormuşlar:
AK Parti seçmeni en yüksek oranla (%18,2) rakip Kemal Kılıçdaroğlu olsun, demiş…
CHP seçmeni ise Erdoğan’ın rakibi olarak yüzde 28,8 oranla Kemal Kılıçdaroğlu’nu göstermiş… İmamoğlu’nu görmek isteyenlerin oranı yüzde 12,7, Meral Akşener aday olsun diyenlerin yüzde 10,6 ve Mansur Yavaş’ın rakip olmasını isteyenlerin CHP tabanındaki oranı ise yüzde 8,9 olmuş…
Yayında bu tabloyu yorumlayan hocalara katılmamak elde değil… CHP tabanında ciddi bir fragmantasyon, diğer bir deyişle dağınıklık söz konusu… Kendi seçmenini, oy verdikleri partinin lideri etrafında toplayamamış durumdalar…
Prof. Dr. Mustafa Aydın, konuşmasında bu sorunun sebebi olabilecek bir yoruma da yer verdi… Millet İttifakı’nın Anayasa değişikliği ile ilgili yaptığı çalışmalardan basına yansıyanın -ne olduğunu bir türlü açıklayamadıkları- ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ olduğunu belirtti. Bu da “Yeterli bir seçim vaadi değil” dedi… Çünkü, seçimi kazanmaları ihtimalinde dahi Anayasa değişikliği yapabilecek çoğunluğa erişip erişmeyecekleri kesin değil…
Bu da Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin devam edeceği anlamına geliyor… O zaman da seçmen, doğal olarak, gündemindeki en önemli sorunları çözme iddiasıyla ortaya konan vaatlere bakıyor… Araştırmada şöyle sıralanıyorlar: Ekonomide yaşanan sorunlar (%22,7), Mülteciler (%17,9), Koronavirüs salgını (%15,8), Hak ve özgürlüklerin sınırlanması (%7,3), Terörle mücadele (%7,2), Eğitim (%5)…
Araştırmada, ‘erken seçime gerek yok’ diyenlerin oranı yüzde 64,5… Gerekli görüyorum diyenler ise yüzde 16,9 ile sınırlı kalmış…
İşte Türkiye seçmeninin tercihleri, eğilimleri… Cumhur İttifakı karşısındaki Millet İttifakı’nın daha çok yol yürümesi, vaatlerini halkın ihtiyaçlarına göre belirleyip anlatması, milletin gündeminde olmayan konularla oyalanmaması lazım gibi görünüyor… Belki o zaman karasızlar ve oy vermem diyenlerin oluşturduğu yüzde 8,9’luk kesimden oy almayı başarabilirler… Çünkü, bunlar dışında kalanlar taraflarını seçmiş görünüyor…
AK Parti’ye düşen ise tabanını konsolide edip, başta gençler olmak üzere karasızlar ve oy vermem diyenler içindeki muhtemel 3’te 1’lik kesimdeki oylarını artırmaları…
Ülkemizle ilgili siyasi görüş ifade etmek isteyenlerin sübjektif duygularını devreye sokmadan önce bu araştırmayı incelemelerinde büyük yarar var…
Ebru Baki’nin konukları Prof. Dr. Mustafa Aydın, Prof. Dr. Barış Doster ve Prof. Dr. Mehmet Şahin idi…
Programın odağında, Mustafa Aydın Hoca koordinatörlüğünde 11 yıldır yapılan Türkiye Eğilimleri Araştırması vardı… Sonuçların bir bölümü ciddiyetle masaya yatırıldı. Son derece katma değerli analizler yapıldı…
Mehmet Şahin bir yana, siyasi görüşlerimizin farklı olduğu Aydın ve Doster, çok değerli bulduğum iki bilim insanı… Kendilerini takdirle ve kişilik özelliklerine saygı duyarak takip ediyorum…
Programdaki üç hoca da mesleki ahlak ile ‘ciddiyet, merak, derinlik’ üçgeni açısından son derece itibarlılar… Programdaki açılım, yorum ve analizleri de bu açıdan çok kıymetliydi. Keşke internet ortamında bulup izleyebilseniz… Araştırmanın tamamına ise Kadir Has Üniversitesi’nin web sitesinden (https://www.khas.edu.tr/tr/arastirma/khasta-arastirma/khas-arastirmalari) ulaşmak mümkün…
2021 yılı Türkiye Eğilimleri Araştırması için Türkiye temsiliyetine sahip 26 ilde, 18 yaş ve üzerindeki bin kişi ile görüşülmüş…
Çok genel bir özet yapmak gerekirse durum, muhalif söylemlerden çok uzak. Hatta muhalefet partilerinin grup toplantılarındaki ve televizyon kanallarındaki açıklamalarında çizmeye çalıştıkları tablonun tam tersi…
Türkiye seçmenindeki baskın siyasal anlayışın ‘güçlü liderlik’ten yana olduğunu söylemek mümkün… Öyle ki; “Türkiye’yi yönetmek açısından ne kadar iyi olduğu” 5’lik skalada puanlanan ifadelerden “Demokratik siyasal sistemle yönetim” yüzde 55,3 ile kabul görürken, “Parlamento ve seçimlerle uğraşmak zorunda kalmayan güçlü bir lidere sahip olmak” yüzde 51,2’lik orana sahip…
Peki seçmenler, oy verdikleri partinin genel başkanını liderlik konusunda nasıl değerlendiriyorlar?
AK Parti seçmenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ‘başarılı’ bulma oranı yüzde 91,4… Bu oran MHP seçmeninde Devlet Bahçeli için yüzde 83,3… İyi Parti seçmeninde Meral Akşener için yüzde 83,9… CHP seçmeninde Kemal Kılıçdaroğlu için yüzde 79,7… HDP eş başkanlarının, kendi seçmenleri tarafından başarılı bulunma oranı ise yüzde 44,3…
Seçmenlere, 2023’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. turunda, adaylığı kesin olan Erdoğan karşısında kimi görmek istersiniz diye de sormuşlar:
AK Parti seçmeni en yüksek oranla (%18,2) rakip Kemal Kılıçdaroğlu olsun, demiş…
CHP seçmeni ise Erdoğan’ın rakibi olarak yüzde 28,8 oranla Kemal Kılıçdaroğlu’nu göstermiş… İmamoğlu’nu görmek isteyenlerin oranı yüzde 12,7, Meral Akşener aday olsun diyenlerin yüzde 10,6 ve Mansur Yavaş’ın rakip olmasını isteyenlerin CHP tabanındaki oranı ise yüzde 8,9 olmuş…
Yayında bu tabloyu yorumlayan hocalara katılmamak elde değil… CHP tabanında ciddi bir fragmantasyon, diğer bir deyişle dağınıklık söz konusu… Kendi seçmenini, oy verdikleri partinin lideri etrafında toplayamamış durumdalar…
Prof. Dr. Mustafa Aydın, konuşmasında bu sorunun sebebi olabilecek bir yoruma da yer verdi… Millet İttifakı’nın Anayasa değişikliği ile ilgili yaptığı çalışmalardan basına yansıyanın -ne olduğunu bir türlü açıklayamadıkları- ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ olduğunu belirtti. Bu da “Yeterli bir seçim vaadi değil” dedi… Çünkü, seçimi kazanmaları ihtimalinde dahi Anayasa değişikliği yapabilecek çoğunluğa erişip erişmeyecekleri kesin değil…
Bu da Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin devam edeceği anlamına geliyor… O zaman da seçmen, doğal olarak, gündemindeki en önemli sorunları çözme iddiasıyla ortaya konan vaatlere bakıyor… Araştırmada şöyle sıralanıyorlar: Ekonomide yaşanan sorunlar (%22,7), Mülteciler (%17,9), Koronavirüs salgını (%15,8), Hak ve özgürlüklerin sınırlanması (%7,3), Terörle mücadele (%7,2), Eğitim (%5)…
Araştırmada, ‘erken seçime gerek yok’ diyenlerin oranı yüzde 64,5… Gerekli görüyorum diyenler ise yüzde 16,9 ile sınırlı kalmış…
İşte Türkiye seçmeninin tercihleri, eğilimleri… Cumhur İttifakı karşısındaki Millet İttifakı’nın daha çok yol yürümesi, vaatlerini halkın ihtiyaçlarına göre belirleyip anlatması, milletin gündeminde olmayan konularla oyalanmaması lazım gibi görünüyor… Belki o zaman karasızlar ve oy vermem diyenlerin oluşturduğu yüzde 8,9’luk kesimden oy almayı başarabilirler… Çünkü, bunlar dışında kalanlar taraflarını seçmiş görünüyor…
AK Parti’ye düşen ise tabanını konsolide edip, başta gençler olmak üzere karasızlar ve oy vermem diyenler içindeki muhtemel 3’te 1’lik kesimdeki oylarını artırmaları…
Ülkemizle ilgili siyasi görüş ifade etmek isteyenlerin sübjektif duygularını devreye sokmadan önce bu araştırmayı incelemelerinde büyük yarar var…