Ege’de bir Giresunlu
12 AĞUSTOS 2006
Ege ve Akdeniz bölgesindeki tesislere eski Yunan’dan ya da Prehelenistik dönemden isimler koymazsanız olmaz. Adam isme bakacak... Bir anda kendini Batı Anadolu’nun gizemli tarihi içinde hissedecek.
Bu çerçeveden bakınca Çeşme’deki Kerasus Otel başlı başına bir ‘olay’.. Otelin web sitesinde şöyle yazıyor: “Hotel Kerasus is located at the Ayasaranda bay on the Aegean coast in the recreational area of Çeşme.” İlk bakışta mitolojiden ve özellikle Ege ile ilgili mitolojiden geldiği sanılan isim, oysa sahibinin geçmişine sahip çıkmasından kaynaklanıyormuş. Oteli yapan kişi Giresunlu imiş.. Kerasus da Giresun’un eski adı... Ben halkımızın fantazi gücüne her zaman hayran kalmışımdır..
VAPİO n’apiyo?
Önce Milli Piyango sonra Sayısal Loto derken çoğumuz umudunu sihirli rakamların getireceği servete bağlamış durumdaydı. İddaa eski şans oyunlarının pabucunu çoktan dama atmış gibi...
Gazetelerde İddaa ekleri, televizyonda İddaa programları derken artık sadece bahis tüyoları veren gazeteler bayi raflarını kapladı. Bu tür gazetelerin sonuncusu dün çıktı. Popüler reklamcı Ali Taran isim babasıymış. VAPİO, “Var mı Acil Paraya İhtiyacı Olan” sloganının baş harflerinden oluşuyor. Hani, ASPAVA gibi.. (Allah Sağlık Para Aşk Versin Amin...)
Kumarla başım pek hoş değildir. Ancak futbol ekonomisi de, sporun endüstrileşmesi de yakından izlediğim konulardır. Bir de medyada açılan her yeni kapıyı çalışanlar için bir fırsat olarak görürüm.. Yalçın Uygun’un genel yayın yönetmenliğini, Sarp Batur’un da genel koordinatörlüğünü yaptığı gazeteye de bu açılardan baktım.
Futbolun haşarı çocuğu Sergen Yalçın, aralarında eskiden formasını giydiği 3 takımın maçlarının da bulunduğu 5 maç hakkında tahminde bulunmuş. İyi ama Sergen Yalçın halen profesyonel futbol oynamıyor mu?..
Peki bu ülke 1-2 aydır şike, teşvik primi iddialarıyla yatıp kalkmıyor mu?..
Bahis oynadı diye Gökdeniz Karadeniz 6 ay oynamama cezası almadı mı?..
Peki o zaman Sergen’in orada işi ne? Büyük olasılıkla Sergen, kulübünden ceza alma korkusuyla bahis yorumu yaptığını yalanlayacak ve gazeteyi zor durumda bırakacak. Neresinden bakarsanız bakın VAPİO için talihsiz başlangıç.
VAPİO’cular hiç üşenmemiş 18 ligden 183 maç hakkında tahminde bulunmuş. VAPİO için kritik başarı faktörü de bu tahminlerdeki yüksek tutturma oranı olacaktır. Bu oranı gazete her hafta verse ne kadar etkili olurdu.
Kaç desipel’den sonrası zararlı
Belediye vur deyince öldürdü. Oysa Vilayet’in uygulamaları Boğaz’daki 550 dükkânı gürültü konusunda hizaya getirmek için yeterliydi. İki kapatmada hemen toparlanmışlardı. Keşke o dükkanlar baştan adam gibi sınırlarını kendileri çizselerdi de, kimsenin canı yanmasaydı..
Şu ‘gürültü tacizi’ konusunda en ilginç notu okurlarımızdan Dr. Vedat Oygür göndermiş. Olduğu gibi aşağıya alıyorum:
“Gürültü konusunda son derece haklısınız. İnsanın ses kirliliğinden rahatsız olması bir yana, yüksek şiddete, gürültüye sürekli maruz kalanlarda giderek duyma kaybı başlıyor. Yazınızda, gecenin bir yarısında çevrelerine müzik yayını yapan Boğaz'daki iş yerlerinde gürültü sınırının 80 desibel olduğunu yazmışsınız. Devamlı gündeme getirilen Ovacık Altın Madeni'nde -ki kırsal arazidedir- Çevre ve Orman Bakanlığı'nın izin verdiği gürültü sınırı gündüz 65 ve gece 55 desibeldir. Tabii ki, ülkemizde standartlardan söz etmek abes! Çünkü her konuda olduğu gibi, çevre konusuna da ideolojik açıdan bakılıyor. Mevzuattaki şartlar yerine getirilmiş mi, eksik tedbir var mı araştırılmadan top yekun karşı çıkılıyor. Sadece, size bilgi vermek için yazdım. Sağlıcakla kalınız.”
Bursa almış başını gidiyor
Mum dibine ışık vermezmiş... Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Genel Sekreteri Tolga Yücel ile geçmişe dayanan bir dostluğumuz var ya, BTSO’nun yaptığı işleri görmezden gelen bir durum yaratmamız işten bile değil. Geçenlerde Özlem Gürses’in sunduğu bizim de ‘sürekli konuk’ olarak katıldığımız (Özlem ‘Ortak’ diyor) programa Tolga Yücel katılmasaydı ve İSO’nun listesi üzerine konuşmasaydık, belki yazmak aklıma gelmeyecekti. Oysa BTSO’nun sonuncusunu 27 Temmuz’da yayınladığı ‘Bursa’nın en büyük 250 şirketi’ araştırması mutlaka incelenmesi gereken bir belge. Önce ilk 20’yi verelim:
1. Oyak-Renault 2. Tofaş-Fiat 3. Bosch 4. Borçelik 5. Yeşim Satış 6. Korteks (Zorlu) 7. Uludağ Elektrik Dağıtım 8. Döktaş Dökümcülük (Koç) 9. Sütaş 10. Yeşim Tekstil 11. Özdilek 12. Teknik Malzeme 13. Türk Prysmian Kablo 14. Karsan 15. Akpa 16. Starwood 17. Bis Enerji 18. Zorlu Enerji 19. Asil Çelik 20. Küçükçalık Tekstil
Web sitesi şöyle: www.ilk250.com. Hem Türkçe hem İngilizce olarak hazırlanmış. 1997’ye kadar geriye gidip her yılın araştırmasına bakmak ve karşılaştırmalar yapmak mümkün. Tüm belgelere erişim ücretsiz.
Bu araştırma bir kez daha Bursa’nın Türkiye markasındaki yerinin altını çiziyor. Yücel’in bizim TV programında anlattıklarını duyup da Türkiye adına heyecanlanmamak mümkün değil. Üyelerinin cinsel tercihleri farklı olan bir derneğin ilk yürüyüşünü kalkıp Bursa’da düzenlemesi bile bu heyecanı etkileyemez...
Bu çerçeveden bakınca Çeşme’deki Kerasus Otel başlı başına bir ‘olay’.. Otelin web sitesinde şöyle yazıyor: “Hotel Kerasus is located at the Ayasaranda bay on the Aegean coast in the recreational area of Çeşme.” İlk bakışta mitolojiden ve özellikle Ege ile ilgili mitolojiden geldiği sanılan isim, oysa sahibinin geçmişine sahip çıkmasından kaynaklanıyormuş. Oteli yapan kişi Giresunlu imiş.. Kerasus da Giresun’un eski adı... Ben halkımızın fantazi gücüne her zaman hayran kalmışımdır..
VAPİO n’apiyo?
Önce Milli Piyango sonra Sayısal Loto derken çoğumuz umudunu sihirli rakamların getireceği servete bağlamış durumdaydı. İddaa eski şans oyunlarının pabucunu çoktan dama atmış gibi...
Gazetelerde İddaa ekleri, televizyonda İddaa programları derken artık sadece bahis tüyoları veren gazeteler bayi raflarını kapladı. Bu tür gazetelerin sonuncusu dün çıktı. Popüler reklamcı Ali Taran isim babasıymış. VAPİO, “Var mı Acil Paraya İhtiyacı Olan” sloganının baş harflerinden oluşuyor. Hani, ASPAVA gibi.. (Allah Sağlık Para Aşk Versin Amin...)
Kumarla başım pek hoş değildir. Ancak futbol ekonomisi de, sporun endüstrileşmesi de yakından izlediğim konulardır. Bir de medyada açılan her yeni kapıyı çalışanlar için bir fırsat olarak görürüm.. Yalçın Uygun’un genel yayın yönetmenliğini, Sarp Batur’un da genel koordinatörlüğünü yaptığı gazeteye de bu açılardan baktım.
Futbolun haşarı çocuğu Sergen Yalçın, aralarında eskiden formasını giydiği 3 takımın maçlarının da bulunduğu 5 maç hakkında tahminde bulunmuş. İyi ama Sergen Yalçın halen profesyonel futbol oynamıyor mu?..
Peki bu ülke 1-2 aydır şike, teşvik primi iddialarıyla yatıp kalkmıyor mu?..
Bahis oynadı diye Gökdeniz Karadeniz 6 ay oynamama cezası almadı mı?..
Peki o zaman Sergen’in orada işi ne? Büyük olasılıkla Sergen, kulübünden ceza alma korkusuyla bahis yorumu yaptığını yalanlayacak ve gazeteyi zor durumda bırakacak. Neresinden bakarsanız bakın VAPİO için talihsiz başlangıç.
VAPİO’cular hiç üşenmemiş 18 ligden 183 maç hakkında tahminde bulunmuş. VAPİO için kritik başarı faktörü de bu tahminlerdeki yüksek tutturma oranı olacaktır. Bu oranı gazete her hafta verse ne kadar etkili olurdu.
Kaç desipel’den sonrası zararlı
Belediye vur deyince öldürdü. Oysa Vilayet’in uygulamaları Boğaz’daki 550 dükkânı gürültü konusunda hizaya getirmek için yeterliydi. İki kapatmada hemen toparlanmışlardı. Keşke o dükkanlar baştan adam gibi sınırlarını kendileri çizselerdi de, kimsenin canı yanmasaydı..
Şu ‘gürültü tacizi’ konusunda en ilginç notu okurlarımızdan Dr. Vedat Oygür göndermiş. Olduğu gibi aşağıya alıyorum:
“Gürültü konusunda son derece haklısınız. İnsanın ses kirliliğinden rahatsız olması bir yana, yüksek şiddete, gürültüye sürekli maruz kalanlarda giderek duyma kaybı başlıyor. Yazınızda, gecenin bir yarısında çevrelerine müzik yayını yapan Boğaz'daki iş yerlerinde gürültü sınırının 80 desibel olduğunu yazmışsınız. Devamlı gündeme getirilen Ovacık Altın Madeni'nde -ki kırsal arazidedir- Çevre ve Orman Bakanlığı'nın izin verdiği gürültü sınırı gündüz 65 ve gece 55 desibeldir. Tabii ki, ülkemizde standartlardan söz etmek abes! Çünkü her konuda olduğu gibi, çevre konusuna da ideolojik açıdan bakılıyor. Mevzuattaki şartlar yerine getirilmiş mi, eksik tedbir var mı araştırılmadan top yekun karşı çıkılıyor. Sadece, size bilgi vermek için yazdım. Sağlıcakla kalınız.”
Bursa almış başını gidiyor
Mum dibine ışık vermezmiş... Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Genel Sekreteri Tolga Yücel ile geçmişe dayanan bir dostluğumuz var ya, BTSO’nun yaptığı işleri görmezden gelen bir durum yaratmamız işten bile değil. Geçenlerde Özlem Gürses’in sunduğu bizim de ‘sürekli konuk’ olarak katıldığımız (Özlem ‘Ortak’ diyor) programa Tolga Yücel katılmasaydı ve İSO’nun listesi üzerine konuşmasaydık, belki yazmak aklıma gelmeyecekti. Oysa BTSO’nun sonuncusunu 27 Temmuz’da yayınladığı ‘Bursa’nın en büyük 250 şirketi’ araştırması mutlaka incelenmesi gereken bir belge. Önce ilk 20’yi verelim:
1. Oyak-Renault 2. Tofaş-Fiat 3. Bosch 4. Borçelik 5. Yeşim Satış 6. Korteks (Zorlu) 7. Uludağ Elektrik Dağıtım 8. Döktaş Dökümcülük (Koç) 9. Sütaş 10. Yeşim Tekstil 11. Özdilek 12. Teknik Malzeme 13. Türk Prysmian Kablo 14. Karsan 15. Akpa 16. Starwood 17. Bis Enerji 18. Zorlu Enerji 19. Asil Çelik 20. Küçükçalık Tekstil
Web sitesi şöyle: www.ilk250.com. Hem Türkçe hem İngilizce olarak hazırlanmış. 1997’ye kadar geriye gidip her yılın araştırmasına bakmak ve karşılaştırmalar yapmak mümkün. Tüm belgelere erişim ücretsiz.
Bu araştırma bir kez daha Bursa’nın Türkiye markasındaki yerinin altını çiziyor. Yücel’in bizim TV programında anlattıklarını duyup da Türkiye adına heyecanlanmamak mümkün değil. Üyelerinin cinsel tercihleri farklı olan bir derneğin ilk yürüyüşünü kalkıp Bursa’da düzenlemesi bile bu heyecanı etkileyemez...