Eko Odalarından Çıkmak Lazım
26 Eylül 2019 - Yeni Şafak
‘Eko odaları’ metaforu, bir süredir iletişim âleminin gündemine, terminolojisine girdi. Tüm dünyadaki geleneksel medyadaki kutuplaşma eğilimi ile sosyal medyada kullanıcıların kendi meşreplerine uygun başkalarını takip etmeleri sonucu ortaya çıkıyor bu odalar.
Tek yanlı haberlerden ‘beslenenlerin’, yalnızca kendi gibi düşünen insanlarla ‘konuşanların’ maruz kaldığı etkiyi anlatıyor. Adeta bir fanusun içinde sadece kendi seslerinin yankısına muhatap ve diğer seslerde bihaberler…
Başka sesleri, görüşleri duyamamak büyük problem tabii…
Bunu kırmak konusunda bazen WhatsApp gruplarından gelen mesajlar etkili olabiliyor.
Böyle bir mesaj bana da geldi. Ekonomimizde çalkalanmaya neden olan ‘13 Ağustos 2018 finansal darbe girişimi’nin arka planını anlatıyor… Bu konuda zihninde hâlâ soru işaretleri taşıyanların, kendini fanuslar içine hapsedenlerin okumasında fayda var. Mesajı kısaltarak veriyoruz:
“Uzun yıllardır devletin üst kademelerinde görev alan bir aile dostumuzu ziyaret ettim.
TÜSİAD’da baş köşede ağırlanan, herkesin sevdiği sosyal demokrat olarak bilinen dostumuz beni çok şaşırtan bir cümle ile söze girdi. Albayrak yılanın çukuruna çomak soktu, ondan dolayı saldırıyorlar.
10-13 Ağustos arasında yaşananları takip edip etmediğimi sordu. Sonra anlatmaya başladı:
‘Bugün piyasada kaç TL dolaşıyordur? Cevabımı beklemeden devam etti. 130-150 milyar TL arası. Peki Londra’da bu adamların elinde ne kadar TL vardır? 250-300 milyar TL. Bu paranın yarısını elinde tutanlar Türkiye’ye karşı nasıl bir finansal gücü tutmuş olurlar sen hesap et’ dedi.
O gece yapılan operasyonda 100 milyar TL’lik işlem yaptılar. O meblağı açığa sattılar. Hem de sanal bir ortamda. 3 kademeli bir işlem yaptılar. TL değer kaybedecek. Önce 7 sonra 8,50 sonra 10 TL olacak. Onlar da ellerindeki dövizi bozduracak, daha değersiz TL ile açık pozisyonlarını rahatça kapatacaktı. Bu işten muhteşem bir edecekler. TL’yi dünyada itibarsız hale getireceklerdi.
Albayrak, bir gecede TL’yi yerine koyacakları SWAP’ta işlem hacmini kısıtlayınca, oyunları bozuldu. Parayı bu sefer sanal değil fiziki olarak garanti altına almaya çalıştılar. Operasyonun bir ayağı vardı ama diğer ayağını Albayrak kırmış oldu.
3 gece boyunca Ankara ve İstanbul’da iki ekip uyumadı. TL üzerinde dünyada yapılan tüm işlemler takip edildi.
İçeride vatandaştan önce bankalar tedirgin oldu. Tüm bankaları aradı. TL konusunda hiçbir uluslararası spekülasyona kulak asmayın denildi.
Çünkü yabancılar operasyon için TL’yi garanti altına almaya çalışacaklardı. Yabancılar siz bize TL verin biz size döviz veririz diyordu. Ama SWAP’ın yanında bir dizi başka tedbir de alınmıştı.
Bankaların korkusu büyüktü çünkü. Pazartesi piyasalar açılıp insanlar döviz hesaplarına, TL hesaplarına saldırırsa ne olacaktı? Nasıl baş edeceklerdi? Bir sabahta tüm bankacılık sektörü çökebilirdi. Esas büyük mesele de buydu. Hükümet kuru tutamadığı gibi bankacılık sektörünü de büyük bir krize sokmuş olacaktı.
Bankaların korkusu açık açık konuşuldu. Albayrak’ın mesajı herkese iletildi. Kimin ne kadar para ihtiyacı olursa karşılanacak kimse korkmasın. Her bankaya gerekli likidite enjekte edildi.
Bankaların da endişesi bitince 10 Eylül’de başlayan saldırı 13 Eylül’de amacına ulaşamadı. 10 liradan açığa TL satanlar, 6’lardan dolar bozdurunca hepsi zarar etti. Albayrak’ın 3 gecede Londra’nın hamlesine cevabı Londra’yı 10 milyar TL zarara uğrattı. Kar elde edeceklerini düşünürken, açık pozisyonlarını kapatmak için 10 milyar TL içeri girdiler. Pazartesi de hiçbir bankada ödemelerde en ufak sorun yaşanmadı.
Mart’ta da aynısını yaptılar. Ağustos’ta Citibank, Mart’ta JP Morgan. Seçime 3 gün kala aynısını yaptılar. Bu kez seçim var karşı koyamazlar dediler. Mart’ta da hamlelerine yanıt verildi. Yine açığa sattılar, yine Albayrak kanalları sıktı. TL bulamadılar. Bu kez yüksek TL faizi ile TL alıp açıkları kapattılar. Mart’ta da 15 milyar TL zarar ettiler.
8 ayda 25 milyar TL zarar eden adamlar Albayrak’ı rahat bırakır mı?
Bu konuyu finansçı bir arkadaşıma sordum. Doğru mudur diye. Sadece şunu söyledi. ‘Valla bu piyasaya SWAP’ı Berat Bey öğretti. Bizim müdürlerimiz bile, biz bu kadar bilmiyorduk dediler’.”
Üstünden bir yıl geçmiş olsa da bazı hususları hatırlamakta ve her görünene inanmamakta yarar var. Peygamber Efendimiz sık sık “Allah’ım bana eşyayı (şeyleri) olduğu gibi göster” diye dua edermiş… Şeyleri olduğu gibi görebilmek için eko odalarından çıkmak gerek…
Tek yanlı haberlerden ‘beslenenlerin’, yalnızca kendi gibi düşünen insanlarla ‘konuşanların’ maruz kaldığı etkiyi anlatıyor. Adeta bir fanusun içinde sadece kendi seslerinin yankısına muhatap ve diğer seslerde bihaberler…
Başka sesleri, görüşleri duyamamak büyük problem tabii…
Bunu kırmak konusunda bazen WhatsApp gruplarından gelen mesajlar etkili olabiliyor.
Böyle bir mesaj bana da geldi. Ekonomimizde çalkalanmaya neden olan ‘13 Ağustos 2018 finansal darbe girişimi’nin arka planını anlatıyor… Bu konuda zihninde hâlâ soru işaretleri taşıyanların, kendini fanuslar içine hapsedenlerin okumasında fayda var. Mesajı kısaltarak veriyoruz:
“Uzun yıllardır devletin üst kademelerinde görev alan bir aile dostumuzu ziyaret ettim.
TÜSİAD’da baş köşede ağırlanan, herkesin sevdiği sosyal demokrat olarak bilinen dostumuz beni çok şaşırtan bir cümle ile söze girdi. Albayrak yılanın çukuruna çomak soktu, ondan dolayı saldırıyorlar.
10-13 Ağustos arasında yaşananları takip edip etmediğimi sordu. Sonra anlatmaya başladı:
‘Bugün piyasada kaç TL dolaşıyordur? Cevabımı beklemeden devam etti. 130-150 milyar TL arası. Peki Londra’da bu adamların elinde ne kadar TL vardır? 250-300 milyar TL. Bu paranın yarısını elinde tutanlar Türkiye’ye karşı nasıl bir finansal gücü tutmuş olurlar sen hesap et’ dedi.
O gece yapılan operasyonda 100 milyar TL’lik işlem yaptılar. O meblağı açığa sattılar. Hem de sanal bir ortamda. 3 kademeli bir işlem yaptılar. TL değer kaybedecek. Önce 7 sonra 8,50 sonra 10 TL olacak. Onlar da ellerindeki dövizi bozduracak, daha değersiz TL ile açık pozisyonlarını rahatça kapatacaktı. Bu işten muhteşem bir edecekler. TL’yi dünyada itibarsız hale getireceklerdi.
Albayrak, bir gecede TL’yi yerine koyacakları SWAP’ta işlem hacmini kısıtlayınca, oyunları bozuldu. Parayı bu sefer sanal değil fiziki olarak garanti altına almaya çalıştılar. Operasyonun bir ayağı vardı ama diğer ayağını Albayrak kırmış oldu.
3 gece boyunca Ankara ve İstanbul’da iki ekip uyumadı. TL üzerinde dünyada yapılan tüm işlemler takip edildi.
İçeride vatandaştan önce bankalar tedirgin oldu. Tüm bankaları aradı. TL konusunda hiçbir uluslararası spekülasyona kulak asmayın denildi.
Çünkü yabancılar operasyon için TL’yi garanti altına almaya çalışacaklardı. Yabancılar siz bize TL verin biz size döviz veririz diyordu. Ama SWAP’ın yanında bir dizi başka tedbir de alınmıştı.
Bankaların korkusu büyüktü çünkü. Pazartesi piyasalar açılıp insanlar döviz hesaplarına, TL hesaplarına saldırırsa ne olacaktı? Nasıl baş edeceklerdi? Bir sabahta tüm bankacılık sektörü çökebilirdi. Esas büyük mesele de buydu. Hükümet kuru tutamadığı gibi bankacılık sektörünü de büyük bir krize sokmuş olacaktı.
Bankaların korkusu açık açık konuşuldu. Albayrak’ın mesajı herkese iletildi. Kimin ne kadar para ihtiyacı olursa karşılanacak kimse korkmasın. Her bankaya gerekli likidite enjekte edildi.
Bankaların da endişesi bitince 10 Eylül’de başlayan saldırı 13 Eylül’de amacına ulaşamadı. 10 liradan açığa TL satanlar, 6’lardan dolar bozdurunca hepsi zarar etti. Albayrak’ın 3 gecede Londra’nın hamlesine cevabı Londra’yı 10 milyar TL zarara uğrattı. Kar elde edeceklerini düşünürken, açık pozisyonlarını kapatmak için 10 milyar TL içeri girdiler. Pazartesi de hiçbir bankada ödemelerde en ufak sorun yaşanmadı.
Mart’ta da aynısını yaptılar. Ağustos’ta Citibank, Mart’ta JP Morgan. Seçime 3 gün kala aynısını yaptılar. Bu kez seçim var karşı koyamazlar dediler. Mart’ta da hamlelerine yanıt verildi. Yine açığa sattılar, yine Albayrak kanalları sıktı. TL bulamadılar. Bu kez yüksek TL faizi ile TL alıp açıkları kapattılar. Mart’ta da 15 milyar TL zarar ettiler.
8 ayda 25 milyar TL zarar eden adamlar Albayrak’ı rahat bırakır mı?
Bu konuyu finansçı bir arkadaşıma sordum. Doğru mudur diye. Sadece şunu söyledi. ‘Valla bu piyasaya SWAP’ı Berat Bey öğretti. Bizim müdürlerimiz bile, biz bu kadar bilmiyorduk dediler’.”
Üstünden bir yıl geçmiş olsa da bazı hususları hatırlamakta ve her görünene inanmamakta yarar var. Peygamber Efendimiz sık sık “Allah’ım bana eşyayı (şeyleri) olduğu gibi göster” diye dua edermiş… Şeyleri olduğu gibi görebilmek için eko odalarından çıkmak gerek…