'Elit' olmadan hiçbir şey olmaz...
02 Ocak 2010 Akşam Gazetesi
Şu sıra Türkiye'de bir Dünya Şampiyonası düzenlenmekte... Dünya Üniversiteleri Münazara Şampiyonası 2010... 27 Aralık - 4 Ocak tarihleri arasında Antalya'da...
Şampiyona bu yıl Koç Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenleniyormuş (www.kocworlds2010.com)... Vehbi Koç Vakfı, Nokia, Jolly Tour, Art Event Group ve Garanti Flexi sponsor olmuşlar. Helal olsun onlara. Çok hayırlı ve aynı zamanda doğru bir iş yapmışlar.
Ben bir medya kuruluşunu yönetiyor olsam, hem Koç Üniversitesi'ni hem de sponsorları göklere çıkarırdım... Siz medyamızda herhangi bir büyük habere, yoruma, röportaja falan rastladınız mı? Ben mi atladım acaba?... Yoksa hala 'Neşeli Cahiliye Devrinden' kurtulup 'Akıl, Ruh ve Fikir Derinliği Çağına' geçemedik mi?..
***
Çocukluğumdan bu yana en beğendiğim yarışma türüdür, Münazara...
Keşke birileri çıksa da şirketler arası müsabakalar da düzenlese; sağlam jürilerle falan... Amma öğretici olur... Özellikle ileride yöneticiliğe soyunacak, 'müzakere tekniklerine' ihtiyaç duyan 'aday'lar için...
Medeni tartışmayı öğrenmenin, karşımızdakinin sözünü kesmeden dinlemenin, ikna süreçlerini yönetmekte ustalaşmanın, tartışırken saygılı olmayı elden bırakmamanın en ideal 'pratik hocalarından' biridir Münazara. Çok da sağlam kuralları vardır: World Debating Website'a (http://flynn.debating.net/wudccons) bakmanızda yarar olabilir...
Antalya'daki programa göz attım. Çok keyifli. Gençler, sadece adam gibi tartışmayı değil, gündüz tartıştıklarıyla akşam da adam gibi eğlenmeyi öğreniyorlar. Zor iş değil mi? Bizim siyasilerin bundan alacakları bir lokma ders yok mudur sizce?..
En çok da etkinliklerde 'Black tie' (Smokin veya koyu renk takım elbise) giyme mecburiyetine bayıldım... Keşke festival ve yarışmalar sonundaki ödül törenlerini düzenleyen amcalar da bir zahmet Antalya'ya gidip bu delikanlıların ne yaptıklarına göz atsalarmış... Belki o zaman organize ettikleri törenlerde o pejmürde kılıklarla sahneye çıkıp ödül almaya kalkmanın bir matah olmadığını anlarlar, buna izin vermezlermiş...
***
Münazarada amaç çok yalındır: Karşıt fikirde olan tarafı, ortadan kaldırılması gereken bir 'düşman' olarak algılamak yerine her iki tarafın da zenginleştiği ancak taraflardan birinin dersini daha iyi çalıştığı için daha çok öne çıktığı bir ortamda zihinsel keyif yaşamak... Brecht'in özdeyişine yakın bir ifadeyle, 'Yaşama sanatına hizmet eden ve tek gerçek tatmin olan entelektüel tatmine' hizmet eden bir uğraş...
'Kardeşim, onca yoksulluk, onca adaletsizlik varken, Türkiye'de onca kumpaslar kurulur, karanlık işler çevrilirken, bunu mu buldun kafaya takacak!'..
Aynen öyle... Buna taktım... Elit olana taktım yani... Bugünlere gelmemizin nedenini, 1960 darbesinden bu yana adaleti sağlayacağız diye ülkenin 'elitini' yok etmeye çalışan vasatlığa prim veren zihniyetin egemenliğini hala sürdürmesinde aramak gerektiğini düşünüyorum.
Münazara kültürü ise, vasatların değil elit bir dünya görüşünün üstesinden gelebileceği bir yaklaşım biçimidir...
***
Geçenlerde Denzel Washington'un başrolde oynadığı bir film izlemiştik: 'The Great Debaters' (Muhteşem Münazaracılar)... Gerçek bir olaydan yola çıkılmış... 1935'te geçiyor. O zamanlar sadece zenci öğrencilerin kabul edildiği Texas'taki Wiley College'de öğrencileriyle okulun ilk münazara takımını kurmayı başaran Profesör Melvin B. Tolson'ın hikayesi... Takım sonunda işi Harvard Üniversitesi'nin ekibiyle yarışmaya kadar götürüyor...
O filmi seyredip de münazara kültürüne takılmamak zor...
Koç Üniversitesi'ni ve sponsorlarını yürekten kutluyorum... Wikipedia'nın bildirdiğine göre 1999'dan bu yana Türkiye Şampiyonları şöyle sıralanmış: Trakya ('99), ODTÜ ('00, '01, '02), Uludağ ('03), Koç ('04), ODTÜ ('05), Galatasaray ('06), ODTÜ ('08), Koç ('09).
Bence gençler yapacaklarını yapmışlar. Şimdi sıra bizde... Medyada, firmalarda, kamu sektöründe, siyasilerde... Antalya'da bunlardan hangileri vardı acaba?..
Şu sıra Türkiye'de bir Dünya Şampiyonası düzenlenmekte... Dünya Üniversiteleri Münazara Şampiyonası 2010... 27 Aralık - 4 Ocak tarihleri arasında Antalya'da...
Şampiyona bu yıl Koç Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenleniyormuş (www.kocworlds2010.com)... Vehbi Koç Vakfı, Nokia, Jolly Tour, Art Event Group ve Garanti Flexi sponsor olmuşlar. Helal olsun onlara. Çok hayırlı ve aynı zamanda doğru bir iş yapmışlar.
Ben bir medya kuruluşunu yönetiyor olsam, hem Koç Üniversitesi'ni hem de sponsorları göklere çıkarırdım... Siz medyamızda herhangi bir büyük habere, yoruma, röportaja falan rastladınız mı? Ben mi atladım acaba?... Yoksa hala 'Neşeli Cahiliye Devrinden' kurtulup 'Akıl, Ruh ve Fikir Derinliği Çağına' geçemedik mi?..
***
Çocukluğumdan bu yana en beğendiğim yarışma türüdür, Münazara...
Keşke birileri çıksa da şirketler arası müsabakalar da düzenlese; sağlam jürilerle falan... Amma öğretici olur... Özellikle ileride yöneticiliğe soyunacak, 'müzakere tekniklerine' ihtiyaç duyan 'aday'lar için...
Medeni tartışmayı öğrenmenin, karşımızdakinin sözünü kesmeden dinlemenin, ikna süreçlerini yönetmekte ustalaşmanın, tartışırken saygılı olmayı elden bırakmamanın en ideal 'pratik hocalarından' biridir Münazara. Çok da sağlam kuralları vardır: World Debating Website'a (http://flynn.debating.net/wudccons) bakmanızda yarar olabilir...
Antalya'daki programa göz attım. Çok keyifli. Gençler, sadece adam gibi tartışmayı değil, gündüz tartıştıklarıyla akşam da adam gibi eğlenmeyi öğreniyorlar. Zor iş değil mi? Bizim siyasilerin bundan alacakları bir lokma ders yok mudur sizce?..
En çok da etkinliklerde 'Black tie' (Smokin veya koyu renk takım elbise) giyme mecburiyetine bayıldım... Keşke festival ve yarışmalar sonundaki ödül törenlerini düzenleyen amcalar da bir zahmet Antalya'ya gidip bu delikanlıların ne yaptıklarına göz atsalarmış... Belki o zaman organize ettikleri törenlerde o pejmürde kılıklarla sahneye çıkıp ödül almaya kalkmanın bir matah olmadığını anlarlar, buna izin vermezlermiş...
***
Münazarada amaç çok yalındır: Karşıt fikirde olan tarafı, ortadan kaldırılması gereken bir 'düşman' olarak algılamak yerine her iki tarafın da zenginleştiği ancak taraflardan birinin dersini daha iyi çalıştığı için daha çok öne çıktığı bir ortamda zihinsel keyif yaşamak... Brecht'in özdeyişine yakın bir ifadeyle, 'Yaşama sanatına hizmet eden ve tek gerçek tatmin olan entelektüel tatmine' hizmet eden bir uğraş...
'Kardeşim, onca yoksulluk, onca adaletsizlik varken, Türkiye'de onca kumpaslar kurulur, karanlık işler çevrilirken, bunu mu buldun kafaya takacak!'..
Aynen öyle... Buna taktım... Elit olana taktım yani... Bugünlere gelmemizin nedenini, 1960 darbesinden bu yana adaleti sağlayacağız diye ülkenin 'elitini' yok etmeye çalışan vasatlığa prim veren zihniyetin egemenliğini hala sürdürmesinde aramak gerektiğini düşünüyorum.
Münazara kültürü ise, vasatların değil elit bir dünya görüşünün üstesinden gelebileceği bir yaklaşım biçimidir...
***
Geçenlerde Denzel Washington'un başrolde oynadığı bir film izlemiştik: 'The Great Debaters' (Muhteşem Münazaracılar)... Gerçek bir olaydan yola çıkılmış... 1935'te geçiyor. O zamanlar sadece zenci öğrencilerin kabul edildiği Texas'taki Wiley College'de öğrencileriyle okulun ilk münazara takımını kurmayı başaran Profesör Melvin B. Tolson'ın hikayesi... Takım sonunda işi Harvard Üniversitesi'nin ekibiyle yarışmaya kadar götürüyor...
O filmi seyredip de münazara kültürüne takılmamak zor...
Koç Üniversitesi'ni ve sponsorlarını yürekten kutluyorum... Wikipedia'nın bildirdiğine göre 1999'dan bu yana Türkiye Şampiyonları şöyle sıralanmış: Trakya ('99), ODTÜ ('00, '01, '02), Uludağ ('03), Koç ('04), ODTÜ ('05), Galatasaray ('06), ODTÜ ('08), Koç ('09).
Bence gençler yapacaklarını yapmışlar. Şimdi sıra bizde... Medyada, firmalarda, kamu sektöründe, siyasilerde... Antalya'da bunlardan hangileri vardı acaba?..