Emmy ödülleri eziklik geçit töreni
28 Kasım 2019 - Yeni Şafak
Arkadaşlardan biri, bizim İstanbul Erkek Liseli İş İnsanları ve Yöneticileri Platformu’nun WhatsApp grubuna Emre Dolcel adlı bir kişinin sosyal medyada dolaşan mesajını göndermiş…
Emre bey diyor ki:
“Kimsenin tadını kaçırmak istemem ama... Belki ben biraz kıl biriyim... EMMY Ödülleri ile ilgili bir haber okurken bu sene 71.’sinin düzenlendiği yazıyordu. Sabah Haluk Bilginer’in EMMY ödülü kazanmış olduğu haberine çok mutlu oldum.
Haberin içeriğini okuyunca, bunun 47. EMMY ödülü olduğu dikkatimi çekti. Allah Allah dedim... Hemen EMMY’nin sitesine girdim. Onlarca kategorisi var. Kazananların tam listesi de.
Haluk Bilginer yok. Biraz daha bakındım. Haluk Bilginer'in kazandığı ödülün International Emmy Awards olduğunu gördüm. Onun sitesine girdim.
Amerikan dizi oscarlar’ı olarak kabul ettiğimiz EMMY ile bir alakası yok. Bu, International Academy diye bir kuruluş. Ortakları var. Bunlardan biri de Ay Yapım. Şahsiyet dizisinin yapımcısı...
Şimdi; Sadece bize sunulanı doğru kabul edip, zerre araştırmadan her şeye atlamamız oldum olası beni rahatsız etti, etmeye de devam ediyor.
Haluk Bilginer'i asla küçümsemiyorum. Ne haddim ne zekâm yetmez onu küçümsemeye. Bana sorarsanız gelmiş geçmiş en iyi sanatçılardan biridir. Tek kişilik tiyatro oyununu nefesim kesilmiş vaziyette büyülenerek izleyenlerdenim.
Ancak dizinin yapımcısının ortağı olduğu bir organizasyonun verdiği ödül benim için ayılıp bayılacak bir olay değil, çok üzgünüm.
Parasını verip ödül gecesi düzenliyor, ödülü kendi yapımına veriyorsan, bu bir pazarlamadır. Başarı değil.”
Emre bey çok da haksız değil…
Türkiye’de, bunun gibi kendi kendimize gelin güvey olduğumuz pek çok olay var…
Alman Millî Takımı’nda oynayan, “Ben Almanım” diye tepinen Bayern Münchenli futbolcu Mehmet Scholl’e “Hayır, sen Türksün” diye paçasından yapışabilecek, hatta Alman Millî Takımı Türkiye’ye geldiğinde, daha bebekken kendisini terk eden babasını tutup havaalanına götürebilecek kadar ezikleşebileceğimiz doğrudur.
Osmanlı olmakla yakından uzaktan ilgisi olmayan, sadece kocasının adı Jean-Yves Haydar diye, Türkiye’de organizatörler tarafından “Haydar Paşa’nın gelini” diye lanse edilen Fransız beşinci sınıf striptiz yıldızı Christine Haydar’ın bu sahte kimliğine uzunca bir süre inandırılmadık mı?!
1960’larda Doğu Avrupa’daki müzik festivallerine katıldığı için kendilerine bir belge takdim edilen orkestrayı, girdikleri her yarışmadan sonra “Birinci Oldular” diye, ellerindeki ‘katılım belgesi’ni de ödül diye tanıtmadık mı?
Bunun gibi pek çok örnek sıralanabilir…
Ama el insaf… Haluk Bilginer’in Uluslararası Emmy Ödülü bunlarla aynı kefeye konur mu hiç?!
Diyelim ki olay, Ay Yapım’ın iş ve ilişki yönetimi, pazarlama iletişimi başarısıdır. Ne var bunda?!
Dünyada hangi ödül pazarlama iletişimi sonucu elde edilmiyor ki?
Nobel mi? Oscar mı? Cannes mı? Altın Ayı mı? Altın Aslan mı? Eurovision’da bile politika ve kamu diplomasisi numaralarının geçerli olduğunu bilmiyor muyuz?
Ayrıca Emre beyin teslim ettiği gibi, Haluk Bilginer yıllarca İngiliz tiyatro, dizi ve Hollywood filmlerinde rol almış, ülkemizin en başarılı sanatçılarından biri değil mi?
Nedir bu eziklik?!
Zaman zaman ideolojik olarak farklı düşüncelere sahip olsak da gün, şöhretlerimizi aşağılamak ve başarılı iletişim çalışmalarını küçümsemek günü değildir. Tersine sahip çıkma günüdür.
Emre bey diyor ki:
“Kimsenin tadını kaçırmak istemem ama... Belki ben biraz kıl biriyim... EMMY Ödülleri ile ilgili bir haber okurken bu sene 71.’sinin düzenlendiği yazıyordu. Sabah Haluk Bilginer’in EMMY ödülü kazanmış olduğu haberine çok mutlu oldum.
Haberin içeriğini okuyunca, bunun 47. EMMY ödülü olduğu dikkatimi çekti. Allah Allah dedim... Hemen EMMY’nin sitesine girdim. Onlarca kategorisi var. Kazananların tam listesi de.
Haluk Bilginer yok. Biraz daha bakındım. Haluk Bilginer'in kazandığı ödülün International Emmy Awards olduğunu gördüm. Onun sitesine girdim.
Amerikan dizi oscarlar’ı olarak kabul ettiğimiz EMMY ile bir alakası yok. Bu, International Academy diye bir kuruluş. Ortakları var. Bunlardan biri de Ay Yapım. Şahsiyet dizisinin yapımcısı...
Şimdi; Sadece bize sunulanı doğru kabul edip, zerre araştırmadan her şeye atlamamız oldum olası beni rahatsız etti, etmeye de devam ediyor.
Haluk Bilginer'i asla küçümsemiyorum. Ne haddim ne zekâm yetmez onu küçümsemeye. Bana sorarsanız gelmiş geçmiş en iyi sanatçılardan biridir. Tek kişilik tiyatro oyununu nefesim kesilmiş vaziyette büyülenerek izleyenlerdenim.
Ancak dizinin yapımcısının ortağı olduğu bir organizasyonun verdiği ödül benim için ayılıp bayılacak bir olay değil, çok üzgünüm.
Parasını verip ödül gecesi düzenliyor, ödülü kendi yapımına veriyorsan, bu bir pazarlamadır. Başarı değil.”
Emre bey çok da haksız değil…
Türkiye’de, bunun gibi kendi kendimize gelin güvey olduğumuz pek çok olay var…
Alman Millî Takımı’nda oynayan, “Ben Almanım” diye tepinen Bayern Münchenli futbolcu Mehmet Scholl’e “Hayır, sen Türksün” diye paçasından yapışabilecek, hatta Alman Millî Takımı Türkiye’ye geldiğinde, daha bebekken kendisini terk eden babasını tutup havaalanına götürebilecek kadar ezikleşebileceğimiz doğrudur.
Osmanlı olmakla yakından uzaktan ilgisi olmayan, sadece kocasının adı Jean-Yves Haydar diye, Türkiye’de organizatörler tarafından “Haydar Paşa’nın gelini” diye lanse edilen Fransız beşinci sınıf striptiz yıldızı Christine Haydar’ın bu sahte kimliğine uzunca bir süre inandırılmadık mı?!
1960’larda Doğu Avrupa’daki müzik festivallerine katıldığı için kendilerine bir belge takdim edilen orkestrayı, girdikleri her yarışmadan sonra “Birinci Oldular” diye, ellerindeki ‘katılım belgesi’ni de ödül diye tanıtmadık mı?
Bunun gibi pek çok örnek sıralanabilir…
Ama el insaf… Haluk Bilginer’in Uluslararası Emmy Ödülü bunlarla aynı kefeye konur mu hiç?!
Diyelim ki olay, Ay Yapım’ın iş ve ilişki yönetimi, pazarlama iletişimi başarısıdır. Ne var bunda?!
Dünyada hangi ödül pazarlama iletişimi sonucu elde edilmiyor ki?
Nobel mi? Oscar mı? Cannes mı? Altın Ayı mı? Altın Aslan mı? Eurovision’da bile politika ve kamu diplomasisi numaralarının geçerli olduğunu bilmiyor muyuz?
Ayrıca Emre beyin teslim ettiği gibi, Haluk Bilginer yıllarca İngiliz tiyatro, dizi ve Hollywood filmlerinde rol almış, ülkemizin en başarılı sanatçılarından biri değil mi?
Nedir bu eziklik?!
Zaman zaman ideolojik olarak farklı düşüncelere sahip olsak da gün, şöhretlerimizi aşağılamak ve başarılı iletişim çalışmalarını küçümsemek günü değildir. Tersine sahip çıkma günüdür.