En anlamlı Atatürk’ü anma çalışmaları
10 Kasım 2018 - yeni şafak
Corum, pahalı saatler piyasaya süren ve 63 yıl önce İsviçre’nin Neuchâtel şehrinde kurulan bir marka. Daha önce 20 dolar değerinde, altın Amerikan doları ve 10 dolar değerinde gümüş parayı kadrana oturtarak dünyada ‘coin watch’ (bozuk paralarla tasarlanan şık saat) akımının öncüsü olmuş. Markanın ilk Heritage Artisian Coin Watch’u ise 1964 yılında yapılmış. Coin Watch’ların tasarımı o kadar özgünmüş ki, kuşaklar boyunca devlet başkanları, siyasetçiler, sanatçılar, tasarımcılar ve saat tutkunları bileklerinde taşımışlar.
Türkiye’de ise Cumhuriyet’in 95. yıl dönümünde; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak için sadece beş adet saat üretilmiş. Bu saatin kadranında Darphane ve Damga Matbaa Genel Müdürlüğü tarafından üretilen 22 ayar Ata lira yer alıyormuş. Saate 18 ayar ve 3N altın kasa ve kurma kolu ile 0,17 karatlık bir pırlanta ve siyah timsah derisi kayış eşlik ediyormuş. Corum, saati; “Corum’dan Atatürk’e… Sonsuz Saygılarımızla” diyerek lanse etmiş.
İnternette denk geldiğimiz reklamlar, saatin bir AVM’de satışa sunulduğuna işaret ediyordu. Bir arkadaşımız, 7 Kasım günü saati görmek üzere bu dükkâna gitmiş; fakat zaten beş adet üretilen saatlerin sonuncusunun da o gün satıldığını öğrenmiş. Yani tam on günde, fiyatı 150.000 TL olan beş adet saat satılmış. Üstelik bu saati gelip soran da çok oluyormuş.
Corum bu saatin seri üretimini yapmaya niyetli değil… ‘Fazla olan yanlıştır’ ya da ‘Az olan fazladır’ ilkesine sadık kalmayı ilke edinmişler.
En az Corum’un bu özel iletişim atağı kadar, Kiğılı’nın 10 Kasım ile ilgili hazırladığı video da yaratıcı bir çalışma idi… Maliyeti sıfıra yakın olan çekimde asıl olan şu laftı: “Markası ne olursa olsun, düğmesi sökülmüş ya da kopmuş ceketlerinizi 9 Kasım günü Kiğılı mağazalarına getirin. Ücretsiz dikelim. 10 Kasım’da önümüzü birlikte ilikleyelim” …
Bugüne kadar gördüğüm en anlamlı Atatürk’ü anma çalışmasıydı bu iki iş…
Bu işin şeyi çıktı…
İçinde kadın ve dayak olan olayların suyu çıktı gerçekten de. Bir de ‘şeyinde’ boncuk arayanların…
Bizde (affınıza sığınırım) dışkısını biriktirip karısının kafasından aşağıya boca eden, ya da dışkısının tadına afiyetle (!) bakan ünlülere, ABD’den büyük bir katılım oldu… Microsoft’un kurucusu, ABD'li milyarder girişimci Bill Gates, Çin'in başkenti Pekin'de düzenlenen Yeniden Keşfedilen Tuvalet Fuarı'nda yaptığı konuşmaya elinde bir kavanoz insan dışkısıyla çıktı!..
İletişim ve algı dünyasında ilginç, değişik, farklı ve çarpıcı gibi niteliklere sahip olan ifade biçimleriyle doğru olan mesaj aktarımı arasında uyuma çok ender rastlanır…
İlginç, değişik, farklı, çarpıcı olan bir ifade biçimiyle karşılaştığımız zaman, önce bir durup düşünmek lazım… Bu dört öğenin ‘şehvetine’ kapılarak, aklı devreden çıkarmanın bedeli çok ağır olabilir… Yukarıda sözünü ettiğimiz olayların kahramanları Nişanyan ve Şengör hocanın başına geleni bu bağlamda değerlendirmek gerekir aslında… Tabii ki Bill Gates’in ilginç, ancak bir o kadar da riskli davranışını da…
Elindeki kavanozun içindeki kendi dışkısı mıydı, değil miydi, bilmiyoruz. Ancak bütün dünyaya hitap eden bir markanın kurucusunun sadece ABD’deki değil tüm dünyadaki hedef kitlesinin kültür ve değerlerini hesaba katması gerekmez miydi?..
Gates konuşmasında, kavanozda 200 trilyon rotavirüs hücresi, 20 milyar Şigella bakterisi ve 100 bin parazit kurdu yumurtası bulunabileceğine işaret etmiş.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre, dünyada 2,3 milyar kişi hala tuvaletsiz yaşıyormuş. Bu durum, her yıl yüz binlerce kişinin ölümüne yol açan dizanteri, difteri ve kolera gibi hastalıkların yayılmasına neden oluyormuş… Bill & Melinda Gates Vakfı’nın da son 7 yıldır gelişmiş tuvalet teknolojilerinin araştırılmasına en az 200 milyon dolar harcadığı biliniyormuş.
Gates’in bu olaya dikkat çekmek istediği açık olmasına açık; ama amaç her aracı mubah kılmıyor işte…
Türkiye’de ise Cumhuriyet’in 95. yıl dönümünde; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak için sadece beş adet saat üretilmiş. Bu saatin kadranında Darphane ve Damga Matbaa Genel Müdürlüğü tarafından üretilen 22 ayar Ata lira yer alıyormuş. Saate 18 ayar ve 3N altın kasa ve kurma kolu ile 0,17 karatlık bir pırlanta ve siyah timsah derisi kayış eşlik ediyormuş. Corum, saati; “Corum’dan Atatürk’e… Sonsuz Saygılarımızla” diyerek lanse etmiş.
İnternette denk geldiğimiz reklamlar, saatin bir AVM’de satışa sunulduğuna işaret ediyordu. Bir arkadaşımız, 7 Kasım günü saati görmek üzere bu dükkâna gitmiş; fakat zaten beş adet üretilen saatlerin sonuncusunun da o gün satıldığını öğrenmiş. Yani tam on günde, fiyatı 150.000 TL olan beş adet saat satılmış. Üstelik bu saati gelip soran da çok oluyormuş.
Corum bu saatin seri üretimini yapmaya niyetli değil… ‘Fazla olan yanlıştır’ ya da ‘Az olan fazladır’ ilkesine sadık kalmayı ilke edinmişler.
En az Corum’un bu özel iletişim atağı kadar, Kiğılı’nın 10 Kasım ile ilgili hazırladığı video da yaratıcı bir çalışma idi… Maliyeti sıfıra yakın olan çekimde asıl olan şu laftı: “Markası ne olursa olsun, düğmesi sökülmüş ya da kopmuş ceketlerinizi 9 Kasım günü Kiğılı mağazalarına getirin. Ücretsiz dikelim. 10 Kasım’da önümüzü birlikte ilikleyelim” …
Bugüne kadar gördüğüm en anlamlı Atatürk’ü anma çalışmasıydı bu iki iş…
Bu işin şeyi çıktı…
İçinde kadın ve dayak olan olayların suyu çıktı gerçekten de. Bir de ‘şeyinde’ boncuk arayanların…
Bizde (affınıza sığınırım) dışkısını biriktirip karısının kafasından aşağıya boca eden, ya da dışkısının tadına afiyetle (!) bakan ünlülere, ABD’den büyük bir katılım oldu… Microsoft’un kurucusu, ABD'li milyarder girişimci Bill Gates, Çin'in başkenti Pekin'de düzenlenen Yeniden Keşfedilen Tuvalet Fuarı'nda yaptığı konuşmaya elinde bir kavanoz insan dışkısıyla çıktı!..
İletişim ve algı dünyasında ilginç, değişik, farklı ve çarpıcı gibi niteliklere sahip olan ifade biçimleriyle doğru olan mesaj aktarımı arasında uyuma çok ender rastlanır…
İlginç, değişik, farklı, çarpıcı olan bir ifade biçimiyle karşılaştığımız zaman, önce bir durup düşünmek lazım… Bu dört öğenin ‘şehvetine’ kapılarak, aklı devreden çıkarmanın bedeli çok ağır olabilir… Yukarıda sözünü ettiğimiz olayların kahramanları Nişanyan ve Şengör hocanın başına geleni bu bağlamda değerlendirmek gerekir aslında… Tabii ki Bill Gates’in ilginç, ancak bir o kadar da riskli davranışını da…
Elindeki kavanozun içindeki kendi dışkısı mıydı, değil miydi, bilmiyoruz. Ancak bütün dünyaya hitap eden bir markanın kurucusunun sadece ABD’deki değil tüm dünyadaki hedef kitlesinin kültür ve değerlerini hesaba katması gerekmez miydi?..
Gates konuşmasında, kavanozda 200 trilyon rotavirüs hücresi, 20 milyar Şigella bakterisi ve 100 bin parazit kurdu yumurtası bulunabileceğine işaret etmiş.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre, dünyada 2,3 milyar kişi hala tuvaletsiz yaşıyormuş. Bu durum, her yıl yüz binlerce kişinin ölümüne yol açan dizanteri, difteri ve kolera gibi hastalıkların yayılmasına neden oluyormuş… Bill & Melinda Gates Vakfı’nın da son 7 yıldır gelişmiş tuvalet teknolojilerinin araştırılmasına en az 200 milyon dolar harcadığı biliniyormuş.
Gates’in bu olaya dikkat çekmek istediği açık olmasına açık; ama amaç her aracı mubah kılmıyor işte…