Enerji ve millî bağımsızlık
31 Ocak 2023 - Yeni Şafak
Bizim medya grubunun düzenlediği “Enerji’de Türkiye Yüzyılı Zirvesi”ne katılma fırsatı bulduk. Zirve’deki tüm konuşmalar TVNET’ten canlı olarak yayınlandı ve de anında sosyal medyadan duyuruldu.
RHG Enerturk Enerji, Koza Altın İşletmeleri, Turkish Airlines, Türk Telekom, Vakıfbank, Vakıf Katılım ve Ziraat Bankası’nın ana sponsor olduğu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın himayesinde düzenlenen Zirve’ye ayrıca BOTAŞ, EnerjiSA, EPİAŞ, ETİ Maden, Kalyon Enerji, Kömür İşletmeleri A.Ş., Smart Güneş Teknolojileri de destek vermişler.
Etkinlik sırasında sponsorlara ve destekçilere gereken saygı ve özenin gösterildiğini söyleyebiliriz. Bu önemli midir? Evet, önemlidir. Bu organizasyonun ‘skoru’ her ne kadar bizim medya grubunun Satış Pazarlama’dan sorumlu Genel Müdürü Abdullah Hanönü ve ekibinin başarı hanesine yazılsa da sektörün bu denli etkin desteği ve katılımı, konuya atfedilen önemin altını çizmektedir.
Bildiğiniz gibi bugün siyasi iletişimde vaatlerin maddi ya da manevi odaklı olmalarının uyandırdığı etki, aralarındaki fark ve hangisinin ‘doğru’ seçim olabileceğine ilişkin üçüncü yazımızı kaleme alacaktık… Zirve’nin bizi en çok ilgilendiren yanı da mesajlarının bu tartışma konusuna yeni bir yaklaşım sunması oldu…
Zirve’deki konuşmasında Bakan Fatih Dönmez, ‘enerji bağımsızlığı’ ile millî bağımsızlık arasındaki ince çizgiye değindi… Yerli ve millî doğal gaz üretimimiz, ülkemizde ‘olmadığı’ iddia edilen petrol rezervlerinin birer birer keşfi, değerli madenler konusundaki politikalara yatırım, nadir bulunan elementlerle ilgili çalışmalar, Türkiye’yi enerji ihraç eden, bölgesinde fiyat belirleme konusunda referans ülke konumuna getirecek çalışmalar, gazetemizde de mebzul miktarda bulacağınız Millî Enerji ve Maden Politikası yaklaşımı… Konular, doğal olarak millî bağımsızlığın, yani ülkemizin ve Türkiye halkının en temel duyarlılıklarına hitap ediyor…
Zirve’nin tamamı değerlendirildiğinde; Türkiye Yüzyılı’nın ülkemizin her alanda millî bağımsızlığının perçinleneceği bir döneme vurgu yaptığı tespit edilebilir. Zaten vaat ve sloganlar da buna göre düzenlenmelidir.
Maddi iyileştirmelere yönelik vaatler ve uygulamalar, son üç yazımızda vurguladığımız gibi, işin ‘olmazsa olmazları’… Gerekliler, ancak yeterli değiller…
Cumhuriyet tarihimizdeki son üç büyük değişime neden olan seçimlerde (1950, 1983, 2002) görüldüğü gibi; ‘yeterliliği’ sağlayan, mana ve maneviyat odaklı vaatler ile bu vaatlerin yerine getirileceği konusunda ikna edici güvenin inşa edilmesidir…
Önceki yazılarımızda, işin ‘nasılı’na, sosyal yardımlar ve gençlik penceresinden değinmeye çalıştık… Bugün de enerji meselesinden bir parantez açtık…
14 Mayıs seçimlerine doğru ilerlerken, tüm bakanlıkların, siyasi vaatlerini Cumhurbaşkanlığı ile entegre biçimde oluşturmalarında ve ‘maneviyat-maddiyat’ süzgeciyle gözden geçirmelerinde yarar var… Biz de siyasi vaatlerde, ancak maneviyatla inşa edilebilen ‘mana’ arayışımızı yazılarımızla sürdüreceğiz…
Gözümüze takılanlar…
RHG Enerturk Enerji, Koza Altın İşletmeleri, Turkish Airlines, Türk Telekom, Vakıfbank, Vakıf Katılım ve Ziraat Bankası’nın ana sponsor olduğu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın himayesinde düzenlenen Zirve’ye ayrıca BOTAŞ, EnerjiSA, EPİAŞ, ETİ Maden, Kalyon Enerji, Kömür İşletmeleri A.Ş., Smart Güneş Teknolojileri de destek vermişler.
Etkinlik sırasında sponsorlara ve destekçilere gereken saygı ve özenin gösterildiğini söyleyebiliriz. Bu önemli midir? Evet, önemlidir. Bu organizasyonun ‘skoru’ her ne kadar bizim medya grubunun Satış Pazarlama’dan sorumlu Genel Müdürü Abdullah Hanönü ve ekibinin başarı hanesine yazılsa da sektörün bu denli etkin desteği ve katılımı, konuya atfedilen önemin altını çizmektedir.
Bildiğiniz gibi bugün siyasi iletişimde vaatlerin maddi ya da manevi odaklı olmalarının uyandırdığı etki, aralarındaki fark ve hangisinin ‘doğru’ seçim olabileceğine ilişkin üçüncü yazımızı kaleme alacaktık… Zirve’nin bizi en çok ilgilendiren yanı da mesajlarının bu tartışma konusuna yeni bir yaklaşım sunması oldu…
Zirve’deki konuşmasında Bakan Fatih Dönmez, ‘enerji bağımsızlığı’ ile millî bağımsızlık arasındaki ince çizgiye değindi… Yerli ve millî doğal gaz üretimimiz, ülkemizde ‘olmadığı’ iddia edilen petrol rezervlerinin birer birer keşfi, değerli madenler konusundaki politikalara yatırım, nadir bulunan elementlerle ilgili çalışmalar, Türkiye’yi enerji ihraç eden, bölgesinde fiyat belirleme konusunda referans ülke konumuna getirecek çalışmalar, gazetemizde de mebzul miktarda bulacağınız Millî Enerji ve Maden Politikası yaklaşımı… Konular, doğal olarak millî bağımsızlığın, yani ülkemizin ve Türkiye halkının en temel duyarlılıklarına hitap ediyor…
Zirve’nin tamamı değerlendirildiğinde; Türkiye Yüzyılı’nın ülkemizin her alanda millî bağımsızlığının perçinleneceği bir döneme vurgu yaptığı tespit edilebilir. Zaten vaat ve sloganlar da buna göre düzenlenmelidir.
Maddi iyileştirmelere yönelik vaatler ve uygulamalar, son üç yazımızda vurguladığımız gibi, işin ‘olmazsa olmazları’… Gerekliler, ancak yeterli değiller…
Cumhuriyet tarihimizdeki son üç büyük değişime neden olan seçimlerde (1950, 1983, 2002) görüldüğü gibi; ‘yeterliliği’ sağlayan, mana ve maneviyat odaklı vaatler ile bu vaatlerin yerine getirileceği konusunda ikna edici güvenin inşa edilmesidir…
Önceki yazılarımızda, işin ‘nasılı’na, sosyal yardımlar ve gençlik penceresinden değinmeye çalıştık… Bugün de enerji meselesinden bir parantez açtık…
14 Mayıs seçimlerine doğru ilerlerken, tüm bakanlıkların, siyasi vaatlerini Cumhurbaşkanlığı ile entegre biçimde oluşturmalarında ve ‘maneviyat-maddiyat’ süzgeciyle gözden geçirmelerinde yarar var… Biz de siyasi vaatlerde, ancak maneviyatla inşa edilebilen ‘mana’ arayışımızı yazılarımızla sürdüreceğiz…
Gözümüze takılanlar…
- Kelaynak kuşlarının çoğalması gibi hayli zor oldu… Ama sonunda ‘6’lı Masa’nın “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” açıklandı. 9 ana başlık, 73 alt başlık, 2300 vaat, 250 sayfa ile siyasi iletişim tarihine bir konumlandırma ve politika belgesi (positioning & policy paper) ‘nasıl olmaz’ konusunda harika bir örnek ortaya koydular… Siyasi iletişimde, bu kadar çok mesaj bir arada kullanıldığında, birbirlerini yok etmekten başka bir işe yaramazlar. İçine saklanmış ‘rejim değişikliğine’ ve ülkeyi yıllar öncesine döndürmeye yönelik başlıklar cımbızla çekilip alınacak ve tartışılacak… Özellikle de CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Özel’in “Bir mutabakata varılma konusunda mutabakat var” şeklinde ifade ettiği konular gündeme sıkça gelecek. (Bkz. shorturl.at/hpQV1)
- Aydınlatma firması Signify, akıllı aydınlatma markası Philips Hue için millî tenisçi İpek Öz ile iş birliğine gitmiş. Philips Hue, 16 milyon renk seçeneği sunan bir akıllı aydınlatma sistemiymiş. Özellikle çok fonksiyonlu olmaları, çoğunlukla da “Eski köye yeni adet” getirmeleri nedeniyle akıllı ürünlerin iletişimini yapmak hiç de kolay bir iş değil. Signify bu anlamda doğru bir seçim yapmış, konsantrasyon, dinlenme ve motivasyonun en verimlisine ihtiyaç duyan profesyonel bir sporcuyu tercih ederek hedef kitleye etkili bir kanalla ulaşmış…
- Teknoloji Liderleri Zirvesi, 21 Şubat’ta, Mandarin Bosphorus Oriental’de düzenleniyormuş. Hewlett Packard Enterprise ve QNB Finansbank’ın ana sponsor olduğu etkinliği ayrıca Logo, PWC, Yapı Kredi Teknoloji, DeFacto, SnA, TAV, Türkiye İş Bankası, DataExpert, Bilişim Vadisi, TÜBİSAD, Wtech de destekliyormuş. Zirvede, Aydem Enerji Bilgi Teknolojileri Grup Direktörü Engin Kavas’tan Kalyon PV CEO’su Ersan Tüfekçi’ye kadar pek çok lider konuşma yapacakmış. Malumunuz teknoloji, dijital dönüşüm her sektörün hatta her kişinin ağırlıklı gündemi… Adapte ol(a)mayanlar oyun dışı kalmak üzereler… Zirve’yi takip etmek önemli…