Erkan Mumcu’nun ‘bir bildiği’ var mı?
04 HAZİRAN 2007
Kendisini aramadım. Bilhassa aramadım. Onca yıldır tanırım. Biliyorum ki, ne kadar haklı olduğu konusunda beni bir şekilde ikna edecek... Onun için aramadım...
Oysa siyasette, geminizi hangi fırtınalardan geçirdiğinizle kimse ilgilenmez. Gemiyi sağ salim limana getirip getirmediğinize bakarlar...
Erkan Mumcu’nun ‘gemisi’ zor durumda...
Haberi aldığımızda Lizbon’da 2. Perakende Liderleri Toplantısı’ndaydık. O anda ve sonrasında salonda bulunan 150 patron ve genel müdürün reaksiyonları şöyleydi: Ak Parti sempatizanları: “En az 3-4 puan daha koyduk! Merkez sağ bize kayar”; CHP sempatizanları: “İşte ‘Anti Ak Parti Cephesi’nin tek lideri olma fırsatı! Merkez sağ bize kayar”; DSP’ye yakın olanlar: “CHP ile işbirliğini kesinlikle bozmamamız gerekiyor! Ulusalcılığı sürdürürsek merkez sağ bize kayar”; Eski DYP yeni DP’liler: “Anavatan’dan kurtulduk. Şimdi olmazsa sonrasında her an hır çıkabilirdi. Bu işte biz güçlenerek çıktık. Merkez sağ bizde!”
Algılama aşağı yukarı Türkiye’de de budur. Gerçek, her zaman olduğu gibi farklı olabilir. Ama siyasette kimse gerçekle ilgilenmez. Algılamalar gerçektir...
Hâlâ Erkan Mumcu’nun ‘bir bildiği’ olduğuna inanmak istiyorum... Yoksa yıldızı; tüm siyaset hayatında, gerek Meclis’te, gerekse seçim öncesinde halk nezdinde ilk kez bu kadar yükselmiş ve parlamışken, ayaklarına da değil, doğrudan beynine ‘sıkmasını’ açıklamakta zorlanıyorum....
Ellerine de bakmayıversek?..
Reklamda amatör sayılabilecek bir izleyici bu kadar ayrıntıya girip işin özünden kısmen de olsa kopuyorsa, o reklam filminde sorun var demektir. Bakın Burak Kılıç ne yazmış:
“Reklam konusuna ilgim, boş bir meraktan bilgiyle yüklü bir uğraşıya dönüyor. Benim de dikkatimi çeken bir reklam var. Prima’nın uyu ve oyna diye tanımlayabileceğimiz kampanyası... Kucağında bebek olan bir anne ve yüzü gözükmeyen bir spiker, baş rollerde...
Sunucunun sadece eli gözüküyor; ama ses Kadir Çöpdemir’e ait... Görünen el, Kadir Çöpdemir’in tombik ellerine hiç benzemiyor. Kendimi kötü hissettim doğrusu. Madem Kadir Çöpdemir’in sesini kullanıyorsun, kardeşim biraz daha bütçe ayır da, tamamı inandırıcı olsun!..”
Fikrin varsa korkma!
Bu hafta sonu yayınlanan reklamlar arasında en etkililerinden biri hiç şüphesiz, Akbank’ın imzasını taşıyor. Sabancı Holding uzun süredir İnovasyon (yenilikçilik ve buluşçuluk) konusunu bütün şirketlerinin iş planlarına yerleştirmiş durumda. Sabancı’nın su, çay, meyve aromalı içecekler şirketi GıdaSA’nın Başlama Vuruşu toplantılarında bile hedef, inovasyonu tüm çalışanlara yaymaktı...
İlk kez bu Pazar gördüğüm reklamda Akbank, bir tür destek programını anons ediyor. Projenin adı: “İşe dönüşen, İşi büyüten fikirler”... Sabancı Üniversitesi ile birlikte yürütülen programa, Kagider (Kadın Girişimciler Derneği), Inovent ve yakında Türkiye’de çok ses getirecek olan uluslararası Endeavor Vakfı da destek veriyorlar. Girişimci bireylere ve şirketlere, danışmanlık, proje geliştirme ve eğitim konularında destek vermek amacıyla gerçekleştirildiği bildirilen programın ayrıntısı Akbank’ın sitesinde...
Göbek taşında sefahat...
Fotoğraf tek kelime ile muhteşem! Kes odana as... Keşke ajanstan orijinalini yollasalar da yemek yediğim yerlerden birinin yakınına tam karşıma gelecek şekilde yerleştirsem... O kadar keyifli, o kadar iştah açıcı...
Bir Osmanlı hamamında (Galatasaray hamamı imiş) tam da göbek taşının ortasına kondurulmuş, genişçe bir yemek masası... 7 kişi var. 4 kız 3 erkek... Kızların üzerinde, üstlerinden dökülesi rahatlıkta tiril tiril beyaz elbiseler... Erkekler de öyle... Masanın üzeri her türlü ‘hedonist’ duyguyu tatmin edecek şekilde donatılmış. Kızlardan biri erkeklerden birinin kucağında. Erkeklerden biri kızlardan birinin beline iyice dolanmış.
Güzel fotoğraf...
Ama Kayra – Buzbağ reklamına olmamış. Bütün güzelliğine rağmen olmamış. “Kayra sunar... Anadolu’nun efsanesi” lafına hiç oturmamış... Bu ilanın yeri en fazla dergiler olabilirdi. Bizim Brunch türünden hafta sonu eklerine ve onların hedef kitlesine yakışırdı belki...
Oysa siyasette, geminizi hangi fırtınalardan geçirdiğinizle kimse ilgilenmez. Gemiyi sağ salim limana getirip getirmediğinize bakarlar...
Erkan Mumcu’nun ‘gemisi’ zor durumda...
Haberi aldığımızda Lizbon’da 2. Perakende Liderleri Toplantısı’ndaydık. O anda ve sonrasında salonda bulunan 150 patron ve genel müdürün reaksiyonları şöyleydi: Ak Parti sempatizanları: “En az 3-4 puan daha koyduk! Merkez sağ bize kayar”; CHP sempatizanları: “İşte ‘Anti Ak Parti Cephesi’nin tek lideri olma fırsatı! Merkez sağ bize kayar”; DSP’ye yakın olanlar: “CHP ile işbirliğini kesinlikle bozmamamız gerekiyor! Ulusalcılığı sürdürürsek merkez sağ bize kayar”; Eski DYP yeni DP’liler: “Anavatan’dan kurtulduk. Şimdi olmazsa sonrasında her an hır çıkabilirdi. Bu işte biz güçlenerek çıktık. Merkez sağ bizde!”
Algılama aşağı yukarı Türkiye’de de budur. Gerçek, her zaman olduğu gibi farklı olabilir. Ama siyasette kimse gerçekle ilgilenmez. Algılamalar gerçektir...
Hâlâ Erkan Mumcu’nun ‘bir bildiği’ olduğuna inanmak istiyorum... Yoksa yıldızı; tüm siyaset hayatında, gerek Meclis’te, gerekse seçim öncesinde halk nezdinde ilk kez bu kadar yükselmiş ve parlamışken, ayaklarına da değil, doğrudan beynine ‘sıkmasını’ açıklamakta zorlanıyorum....
Ellerine de bakmayıversek?..
Reklamda amatör sayılabilecek bir izleyici bu kadar ayrıntıya girip işin özünden kısmen de olsa kopuyorsa, o reklam filminde sorun var demektir. Bakın Burak Kılıç ne yazmış:
“Reklam konusuna ilgim, boş bir meraktan bilgiyle yüklü bir uğraşıya dönüyor. Benim de dikkatimi çeken bir reklam var. Prima’nın uyu ve oyna diye tanımlayabileceğimiz kampanyası... Kucağında bebek olan bir anne ve yüzü gözükmeyen bir spiker, baş rollerde...
Sunucunun sadece eli gözüküyor; ama ses Kadir Çöpdemir’e ait... Görünen el, Kadir Çöpdemir’in tombik ellerine hiç benzemiyor. Kendimi kötü hissettim doğrusu. Madem Kadir Çöpdemir’in sesini kullanıyorsun, kardeşim biraz daha bütçe ayır da, tamamı inandırıcı olsun!..”
Fikrin varsa korkma!
Bu hafta sonu yayınlanan reklamlar arasında en etkililerinden biri hiç şüphesiz, Akbank’ın imzasını taşıyor. Sabancı Holding uzun süredir İnovasyon (yenilikçilik ve buluşçuluk) konusunu bütün şirketlerinin iş planlarına yerleştirmiş durumda. Sabancı’nın su, çay, meyve aromalı içecekler şirketi GıdaSA’nın Başlama Vuruşu toplantılarında bile hedef, inovasyonu tüm çalışanlara yaymaktı...
İlk kez bu Pazar gördüğüm reklamda Akbank, bir tür destek programını anons ediyor. Projenin adı: “İşe dönüşen, İşi büyüten fikirler”... Sabancı Üniversitesi ile birlikte yürütülen programa, Kagider (Kadın Girişimciler Derneği), Inovent ve yakında Türkiye’de çok ses getirecek olan uluslararası Endeavor Vakfı da destek veriyorlar. Girişimci bireylere ve şirketlere, danışmanlık, proje geliştirme ve eğitim konularında destek vermek amacıyla gerçekleştirildiği bildirilen programın ayrıntısı Akbank’ın sitesinde...
Göbek taşında sefahat...
Fotoğraf tek kelime ile muhteşem! Kes odana as... Keşke ajanstan orijinalini yollasalar da yemek yediğim yerlerden birinin yakınına tam karşıma gelecek şekilde yerleştirsem... O kadar keyifli, o kadar iştah açıcı...
Bir Osmanlı hamamında (Galatasaray hamamı imiş) tam da göbek taşının ortasına kondurulmuş, genişçe bir yemek masası... 7 kişi var. 4 kız 3 erkek... Kızların üzerinde, üstlerinden dökülesi rahatlıkta tiril tiril beyaz elbiseler... Erkekler de öyle... Masanın üzeri her türlü ‘hedonist’ duyguyu tatmin edecek şekilde donatılmış. Kızlardan biri erkeklerden birinin kucağında. Erkeklerden biri kızlardan birinin beline iyice dolanmış.
Güzel fotoğraf...
Ama Kayra – Buzbağ reklamına olmamış. Bütün güzelliğine rağmen olmamış. “Kayra sunar... Anadolu’nun efsanesi” lafına hiç oturmamış... Bu ilanın yeri en fazla dergiler olabilirdi. Bizim Brunch türünden hafta sonu eklerine ve onların hedef kitlesine yakışırdı belki...