Erken müdahale hayat kurtarır
15 Haziran 2021 - Yeni Şafak
Sosyal medyada yayınlanan küçücük bir ilan, kısacık bir zaman diliminde ne kadar çok şey öğretti.
Dardanel’in EURO2020 çerçevesinde İtalya ile Türkiye arasında oynanacak futbol maçı öncesinde Instagram hesabına koyduğu ilanda şu ibare yer alıyordu:
“Bu akşam makarnaya koyuyoruz”
‘Makarna’ kelimesinin hemen yanında kırmızı ile Dardanel logosu vardı… Hesapta “Bu akşam makarnaya Dardanel koyuyoruz” diye de okunabilirdi.
Dardanel, iletişim krizine, inanılmaz bir hızla ve hasar oluşmadan müdahale etti ve şu açıklamayı yayınladı:
“11 Haziran tarihinde sosyal medya hesaplarımızda yapılan paylaşımdan dolayı, başta kadınlarımız olmak, tüm kamuoyundan özür diliyoruz.
Dikkatimizden kaçan ve kurum kültürümü hiçbir şekilde yansıtmayan bu paylaşımı hazırlayan kurumlar ile de ilişkimizin sonlandırılacağını kamuoyuna saygı ile bildiririz.
Kadın çalışanlarımızın emeği ile bugünlere gelmiş bir firma olarak şu andan itibaren, iletişimimiz ve sosyal sorumluluk girişimlerimizde, bu bilinci yerine getirmek için çok daha fazla çalışacağız. Saygılarımızla.”
Şimdi bu işten neler öğrenilebilir; sıralayalım:
Tatmin = Algılama – Beklenti
Bu formül, her zaman ve her yerde geçerli midir? Evet, geçerlidir. Eşinizle, çocuğunuzla, arkadaşınızla ilişkinizde de geçerlidir… Çalışanınızla, patronunuzla, müşterinizle de…
‘Gelecek beklentisi yönetimi’ bir ilişki ve iletişim kuramı olarak ortaya boşuna atılmış değildir. Beklentiyi gerçeklik sınırlarını zorlayarak olması gerekenden yukarı çeker, algılamanız ise belirlediğiniz çıtanın altında kalırsa sonuç hüsrandır, düş kırıklığıdır, tatminsizliktir. Tatminsizliğin bir sonraki aşaması da ‘agresyon’ olarak ortaya çıkabilir.
Türk millî takımını uğurlarken gazetelerde atılan başlıkları bir hatırlayın… Avrupa şampiyonluğu dâhil çok üst düzeyde hedeflerle uçarak gidildi İtalya’ya… Sonra 3-0’la çakıldık. Beklenti çok yüksek olduğu için ruhen de çakıldık…
Aynı medya aynı abartıyı ertesi gün bu sefer de eleştiride ortaya koydu. Oklar, daha önce göklere çıkardıkları Şenol Hoca’yı gösteriyordu.
Ne demek istediğimizi anlamak için Mustafa Sandal, Derya Uluğ, Irmak Arıcı ve Eypio’nun seslendirdikleri, biraz da resmî şarkı gibi lanse edilen “Bizim Çocuklar” parçanın sözlerine bakmak yeterli olabilir:
“Seni deli gibi sevdik / Her şeyden fazla / Güneş gibi doğdun / Hep en doğru zamanda / Havaya gir de bir yüksel / Kopsun burda fırtına / Gittiğin yerde biz varız / Ölene kadar arkanda / Çünkü bizde aşk / Gerçek ve asil / Sorgu sual yok fazla / Karşımıza kim çıkarsa çıksın / Gözümüz hep yukarda / Zirveye çıkalım gel birlikte / Çıkalım da olay olsun / Orda bi toplansın bayraklar / Dikelim de olay olsun / İnat diye buna derler / Görecek herkes sonunda / İnat diye buna derler / Tarih yazacak bizim çocuklar…”
Buradan çıkacak ders de şuydu: Kendi kendini gaza getirmeyecek; getirmeye çalışsalar da oralı olmayacaksın.
En iyi dönemlerinden birini yaşayan Millî Takım, her şeye rağmen, hak ettiği yere kadar ilerleyecektir. Kimsenin şüphesi olmasın.
Dardanel’in EURO2020 çerçevesinde İtalya ile Türkiye arasında oynanacak futbol maçı öncesinde Instagram hesabına koyduğu ilanda şu ibare yer alıyordu:
“Bu akşam makarnaya koyuyoruz”
‘Makarna’ kelimesinin hemen yanında kırmızı ile Dardanel logosu vardı… Hesapta “Bu akşam makarnaya Dardanel koyuyoruz” diye de okunabilirdi.
Dardanel, iletişim krizine, inanılmaz bir hızla ve hasar oluşmadan müdahale etti ve şu açıklamayı yayınladı:
“11 Haziran tarihinde sosyal medya hesaplarımızda yapılan paylaşımdan dolayı, başta kadınlarımız olmak, tüm kamuoyundan özür diliyoruz.
Dikkatimizden kaçan ve kurum kültürümü hiçbir şekilde yansıtmayan bu paylaşımı hazırlayan kurumlar ile de ilişkimizin sonlandırılacağını kamuoyuna saygı ile bildiririz.
Kadın çalışanlarımızın emeği ile bugünlere gelmiş bir firma olarak şu andan itibaren, iletişimimiz ve sosyal sorumluluk girişimlerimizde, bu bilinci yerine getirmek için çok daha fazla çalışacağız. Saygılarımızla.”
Şimdi bu işten neler öğrenilebilir; sıralayalım:
- İlginçlik, iki kenarı keskin bıçak gibidir. Bazen kendinizi de kesmenize neden olabilir.
- Hedef kitlenin kültür ve değerleri ile dalga geçmemeli, kendi kültür ve değerlerinizi de hiçbir zaman göz ardı etmemelisiniz.
- Her ne kadar ‘koymak’ fiili futbol statlarında, kelime anlamının ötesinde sıradan bir slogan gibi kullanılsa da iş yazılı ifadeye gelince durum değişir…
- Kriz iletişimi yönetiminde hasarı azaltmanın ‘kritik başarı faktörü’ hızdır. Erken müdahale hayat kurtarır.
- Hasarı azaltmak istiyorsanız, krizin oluşmasının nedeni en yakınınızdaki kişi bile olsa gözünün yaşına bakmamalısınız.
- Hatayı kabullenmek, özür dilemek, zaaf değil erdemdir. Krizin büyümesini engeller.
- İlginçlik adına şeytanla hiçbir zaman iş birliği yapmamalısınız.
Tatmin = Algılama – Beklenti
Bu formül, her zaman ve her yerde geçerli midir? Evet, geçerlidir. Eşinizle, çocuğunuzla, arkadaşınızla ilişkinizde de geçerlidir… Çalışanınızla, patronunuzla, müşterinizle de…
‘Gelecek beklentisi yönetimi’ bir ilişki ve iletişim kuramı olarak ortaya boşuna atılmış değildir. Beklentiyi gerçeklik sınırlarını zorlayarak olması gerekenden yukarı çeker, algılamanız ise belirlediğiniz çıtanın altında kalırsa sonuç hüsrandır, düş kırıklığıdır, tatminsizliktir. Tatminsizliğin bir sonraki aşaması da ‘agresyon’ olarak ortaya çıkabilir.
Türk millî takımını uğurlarken gazetelerde atılan başlıkları bir hatırlayın… Avrupa şampiyonluğu dâhil çok üst düzeyde hedeflerle uçarak gidildi İtalya’ya… Sonra 3-0’la çakıldık. Beklenti çok yüksek olduğu için ruhen de çakıldık…
Aynı medya aynı abartıyı ertesi gün bu sefer de eleştiride ortaya koydu. Oklar, daha önce göklere çıkardıkları Şenol Hoca’yı gösteriyordu.
Ne demek istediğimizi anlamak için Mustafa Sandal, Derya Uluğ, Irmak Arıcı ve Eypio’nun seslendirdikleri, biraz da resmî şarkı gibi lanse edilen “Bizim Çocuklar” parçanın sözlerine bakmak yeterli olabilir:
“Seni deli gibi sevdik / Her şeyden fazla / Güneş gibi doğdun / Hep en doğru zamanda / Havaya gir de bir yüksel / Kopsun burda fırtına / Gittiğin yerde biz varız / Ölene kadar arkanda / Çünkü bizde aşk / Gerçek ve asil / Sorgu sual yok fazla / Karşımıza kim çıkarsa çıksın / Gözümüz hep yukarda / Zirveye çıkalım gel birlikte / Çıkalım da olay olsun / Orda bi toplansın bayraklar / Dikelim de olay olsun / İnat diye buna derler / Görecek herkes sonunda / İnat diye buna derler / Tarih yazacak bizim çocuklar…”
Buradan çıkacak ders de şuydu: Kendi kendini gaza getirmeyecek; getirmeye çalışsalar da oralı olmayacaksın.
En iyi dönemlerinden birini yaşayan Millî Takım, her şeye rağmen, hak ettiği yere kadar ilerleyecektir. Kimsenin şüphesi olmasın.