Ev tekstili moralimi düzeltti
16 MAYIS 2007
Moralleri siyasi gelişmeler ya da küresel ısınma nedeniyle bozulmuş olanlara bir küçük tavsiyem var: Arada bir fuarlara uğrasınlar... Orada bambaşka bir dünya var çünkü. Daha bir gerçek sanki...
Ben fuar alanını gezerken inşaatlar halen devam ediyordu. Boşuna ‘İnşaat’ demiyorum; 150 bin metrekarede 745 firma stand yapıyor. Stand’lar ev gibi inşa ediliyor. Bunların yapımları için 10 milyon dolar harcandığı tahmin ediliyor.
Havaalanı yakınındaki CNR Expo’nun 11 devasa salonunda bugün açılacak 13. Evteks Ev Tekstili Fuarı’nın basın yemeğine katıldım. Yemekten sonra CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem, Ev Tekstili Sanayici ve İşadamları Derneği (EVSİAD) Başkanı Ahmet N. Zorlu, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri Derneği’nden Fuar Başkanı Recep Tanrıverdi, birer konuşma yaptılar...
Bana rakip olduğu Gelişim Yayınları’ndan bu yana dostluğumuz devam eden Ceyda Erem, konuşmasında 13. Evteks’in dünyanın ikinci büyük fuarı olduğunu, geçen seneye oranla neredeyse yüzde yüze varan artışlar sağlandığını, 96 yabancı firmanın katıldığını, 3000 yabancı ziyaretçi, 100 yabancı gazeteci beklediklerini ifade etti...
Yeterli salon olmadığı için 300 firmanın yedekte beklediğini ve 2010’da en büyük ev tekstili fuarı olacaklarını belirten Ahmet N. Zorlu ise, Çin’le ancak kaliteye önem vererek mücadele edileceğini vurguladı. Zorlu, Çin’in ucuz ve kalitesiz mallarla piyasayı önce bir salladığını, fakat piyasada kalite standartlarına sadık kalınması ile bugünden 4-5 ay sonrasına teslimat tarihi verecek kadar işlerin yeniden açıldığını ifade etti...
Bütün bunlar laf... Size bir şey ifade etmeyebilir... Kalkın gidin fuara. 80 bin kişinin ziyareti bekleniyormuş. Biri de siz olun... Moraliniz düzelsin...
Seçmen ipi eline çoktan almış
ABD’de gelecek yıl yapılacak Başkanlık seçimleri için tarafların nasıl hazırlık yaptığını geçen seneden bu yana izliyoruz. Yani millet seçimlere iki yıldır hazırlanıyor.
Bizim milletvekili seçimlerine kaldı iki ay... Daha reklam ajanslarını bile seçmemiş olan partiler var... İletişim stratejileri belirlemek ve işin PR boyutuna katma değer getirmek için ise artık çok geç...
Haberler dedikodu tadında: Marka (Hulusi Derici) ile flört eden DYP, ANAP’ı ikna edip Ali Taran ile anlaşmış. Ak Parti sine-i millete dönüp Ali Taran yerine Erol Olçak’la “Devam!” demiş, MHP, kendi mahallesinden 6. Sokak’la söz kesmiş, DSP pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da beklemede... CHP’nin çeşitli büyüklükteki İstanbul ajanslarıyla görüştüğünü biliyoruz... Genç Parti’nin reklam kampanyasını bence Cem Bey’in kendisi tasarlayıp yönetecek (!)...
Bu manzaradan benim çıkardığım sonuç şu: Bu seçimlerde inisiyatif hiçbir partide değil. Doğrudan seçmende... Onu doğru okuyan seçimi kazanacak, doğru kampanya yapan değil. Her türlü kampanya için artık çok geç...
Sezen’i kırmaya değdi mi, Fuat Bey?
MFÖ’yü sevmeyene rastlamadım. Fuat Güner de hep sevgi, saygı toplamıştır... Ama bu sefer olmadı... Fuat Bey durduk yerde kayaya çarptı. Hem de ülkenin itibar noktasında en büyük kayasına...
Oysa ne lüzum vardı telefonla bağlanmaya? Biliyorum, Onno Tunç denince akan sular durmuştur... Hele Onno’ya haksızlık, vicdansızlık, vefasızlık yapıldığını hissettiğinde Sezen dayanamamış, sarılmıştır telefona...
Bilmez mi, TV’deki bir yayına telefonla katılmanın son derece dezavantajlı bir iletişim yaklaşımı olduğunu. Bal gibi bilir. Böyle bir durumda en doğrusunun, ertesi günü bekleyip, kendi adıyla, ya da şirketi aracılığıyla tüm basına gönderilecek bir açıklamanın çok daha etkili olacağını bilmez mi? Hepimizden iyi bilir. Ama belli ki, dayanamamış...
Sezen müthiş bir ders vermiş...
Değer mi, Fuat Güner?.. Bütün besteler senin olsun. Yeter ki Sezen’in kalbini kırma... MESAM açıklamış. Önce Güner’e sonra da Onno’ya tescillenmiş beste... Diyelim ki, öyle değil Fuat haklı... Yine de değer mi, bunca yıl sonra kalp kırmaya ve bir ölünün arkasından bu duruma düşmeye?..
Ben fuar alanını gezerken inşaatlar halen devam ediyordu. Boşuna ‘İnşaat’ demiyorum; 150 bin metrekarede 745 firma stand yapıyor. Stand’lar ev gibi inşa ediliyor. Bunların yapımları için 10 milyon dolar harcandığı tahmin ediliyor.
Havaalanı yakınındaki CNR Expo’nun 11 devasa salonunda bugün açılacak 13. Evteks Ev Tekstili Fuarı’nın basın yemeğine katıldım. Yemekten sonra CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem, Ev Tekstili Sanayici ve İşadamları Derneği (EVSİAD) Başkanı Ahmet N. Zorlu, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri Derneği’nden Fuar Başkanı Recep Tanrıverdi, birer konuşma yaptılar...
Bana rakip olduğu Gelişim Yayınları’ndan bu yana dostluğumuz devam eden Ceyda Erem, konuşmasında 13. Evteks’in dünyanın ikinci büyük fuarı olduğunu, geçen seneye oranla neredeyse yüzde yüze varan artışlar sağlandığını, 96 yabancı firmanın katıldığını, 3000 yabancı ziyaretçi, 100 yabancı gazeteci beklediklerini ifade etti...
Yeterli salon olmadığı için 300 firmanın yedekte beklediğini ve 2010’da en büyük ev tekstili fuarı olacaklarını belirten Ahmet N. Zorlu ise, Çin’le ancak kaliteye önem vererek mücadele edileceğini vurguladı. Zorlu, Çin’in ucuz ve kalitesiz mallarla piyasayı önce bir salladığını, fakat piyasada kalite standartlarına sadık kalınması ile bugünden 4-5 ay sonrasına teslimat tarihi verecek kadar işlerin yeniden açıldığını ifade etti...
Bütün bunlar laf... Size bir şey ifade etmeyebilir... Kalkın gidin fuara. 80 bin kişinin ziyareti bekleniyormuş. Biri de siz olun... Moraliniz düzelsin...
Seçmen ipi eline çoktan almış
ABD’de gelecek yıl yapılacak Başkanlık seçimleri için tarafların nasıl hazırlık yaptığını geçen seneden bu yana izliyoruz. Yani millet seçimlere iki yıldır hazırlanıyor.
Bizim milletvekili seçimlerine kaldı iki ay... Daha reklam ajanslarını bile seçmemiş olan partiler var... İletişim stratejileri belirlemek ve işin PR boyutuna katma değer getirmek için ise artık çok geç...
Haberler dedikodu tadında: Marka (Hulusi Derici) ile flört eden DYP, ANAP’ı ikna edip Ali Taran ile anlaşmış. Ak Parti sine-i millete dönüp Ali Taran yerine Erol Olçak’la “Devam!” demiş, MHP, kendi mahallesinden 6. Sokak’la söz kesmiş, DSP pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da beklemede... CHP’nin çeşitli büyüklükteki İstanbul ajanslarıyla görüştüğünü biliyoruz... Genç Parti’nin reklam kampanyasını bence Cem Bey’in kendisi tasarlayıp yönetecek (!)...
Bu manzaradan benim çıkardığım sonuç şu: Bu seçimlerde inisiyatif hiçbir partide değil. Doğrudan seçmende... Onu doğru okuyan seçimi kazanacak, doğru kampanya yapan değil. Her türlü kampanya için artık çok geç...
Sezen’i kırmaya değdi mi, Fuat Bey?
MFÖ’yü sevmeyene rastlamadım. Fuat Güner de hep sevgi, saygı toplamıştır... Ama bu sefer olmadı... Fuat Bey durduk yerde kayaya çarptı. Hem de ülkenin itibar noktasında en büyük kayasına...
Oysa ne lüzum vardı telefonla bağlanmaya? Biliyorum, Onno Tunç denince akan sular durmuştur... Hele Onno’ya haksızlık, vicdansızlık, vefasızlık yapıldığını hissettiğinde Sezen dayanamamış, sarılmıştır telefona...
Bilmez mi, TV’deki bir yayına telefonla katılmanın son derece dezavantajlı bir iletişim yaklaşımı olduğunu. Bal gibi bilir. Böyle bir durumda en doğrusunun, ertesi günü bekleyip, kendi adıyla, ya da şirketi aracılığıyla tüm basına gönderilecek bir açıklamanın çok daha etkili olacağını bilmez mi? Hepimizden iyi bilir. Ama belli ki, dayanamamış...
Sezen müthiş bir ders vermiş...
Değer mi, Fuat Güner?.. Bütün besteler senin olsun. Yeter ki Sezen’in kalbini kırma... MESAM açıklamış. Önce Güner’e sonra da Onno’ya tescillenmiş beste... Diyelim ki, öyle değil Fuat haklı... Yine de değer mi, bunca yıl sonra kalp kırmaya ve bir ölünün arkasından bu duruma düşmeye?..