Gençlere emanet…
30 Mart 2024 Yeni şafak
Yarın 1 milyon 32 bin 610 genç, ilk kez oy kullanacak… Millî bağımsızlığın, özgürlüğün ve bölünmez bütünlüğün ‘karakteri’ olduğunu herkesin bildiği, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Nutuk” eserinin girişini ve son bölümü, bu ilk kez oy kullanacak kardeşlerimizin okuması ve özümsemesi ümidiyle paylaşıyoruz…
Şöyle başlar Nutuk:
“1919 yılı Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir: Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş'ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda...”
Nutuk, şu son bölümle neticelenmektedir:
“Saygıdeğer Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve teferruatlı nutkum, nihayet geçmişe karışmış bir devrin hikâyesidir. Bunda milletim için ve gelecekteki evlâtlarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktaları belirtebilmiş isem kendimi bahtiyar sayacağım.
Efendiler, bu nutkumla, millî varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklâlini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan millî ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum.”
İşte sevgili gençler, bugün, tam da bu emanete ihanet edilmek üzere… Hem de bir milletin makus talihini tamamen değiştirme cesaret ve büyüklüğünü göstermiş o liderin kurduğu parti tarafından…
Ülkeyi parçalayıp ayrı bir devlet kurma, Batı’ya teslim etme düşüncesiyle yola çıkmış, bu yüce milletin evladı, şerefli askerlerini şehit edecek kadar gözünü kan bürümüş bir terör çetesinin yönlendirdiği partiden üç-beş oy kapmak adına o büyük liderin tesis ettiği bütün ilkelerden vazgeçen siyasilere geçit vermemek için oyunuzu mutlaka kullanın gençler…
Günün sözü
‘‘Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir.”
Atatürk
Gözümüze takılanlar…
Şöyle başlar Nutuk:
“1919 yılı Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir: Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş'ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda...”
Nutuk, şu son bölümle neticelenmektedir:
“Saygıdeğer Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve teferruatlı nutkum, nihayet geçmişe karışmış bir devrin hikâyesidir. Bunda milletim için ve gelecekteki evlâtlarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktaları belirtebilmiş isem kendimi bahtiyar sayacağım.
Efendiler, bu nutkumla, millî varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklâlini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan millî ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum.”
İşte sevgili gençler, bugün, tam da bu emanete ihanet edilmek üzere… Hem de bir milletin makus talihini tamamen değiştirme cesaret ve büyüklüğünü göstermiş o liderin kurduğu parti tarafından…
Ülkeyi parçalayıp ayrı bir devlet kurma, Batı’ya teslim etme düşüncesiyle yola çıkmış, bu yüce milletin evladı, şerefli askerlerini şehit edecek kadar gözünü kan bürümüş bir terör çetesinin yönlendirdiği partiden üç-beş oy kapmak adına o büyük liderin tesis ettiği bütün ilkelerden vazgeçen siyasilere geçit vermemek için oyunuzu mutlaka kullanın gençler…
Günün sözü
‘‘Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir.”
Atatürk
Gözümüze takılanlar…
- Benim tertiplerden çok fazla hayatta kalan yok… Ancak Mustafa Koç bana kalanlardan biri… Kendini Çayeli’ne atmış, “Gel buraya hayatını yaşa tertibim” diye ısrar edip duruyor. Bir de ricası var; “Bizim burada adayımız İsmail Hakkı Çiftçi, Çayeli’ni abat etti. Allah rızası için bir destek çıksana”. Görmesek de bilmesek de tertibimin ricanı emir telakki ederiz…
- İletişim çalışmalarını aşağıdaki 5 düzlemde yönetmeyi başaranlar çok önemli bir eşiği aşacaktırlar. Ancak unutulmamalıdır ki bu 5 düzlemin ve tüm iletişim aksiyonlarının omurgası ‘Varoluş Nedeni’dir (bkz. Simon Sinek). O olmadan, yalnızca savrulursunuz… Sistemi ‘5+1 İletişim Modeli’ olarak adlandırmamızın nedeni de budur… Bazı örnekler verelim:
- Hepsiburada, 2023’te %104 oranında büyüdüğünü açıklamış. Firma 2024 ilk çeyreği için yıllık %120 oranında toplam satış hacmi büyümesi öngörüyormuş (Ercan Arslan, Unite). Kurumların iletişimi 5 ayrı düzlemde yönetilmelidir ve bunlar arasında ‘Kurumsal Performans’ mutlaka yer alması, ancak diğerleri kadar sıklıkta ve yoğunlukla ele alınmaması gereken bir husustur.
- Hazır kahve markası Cafe Crown, fındık aromalı kahvelerini tanıtmış (Esra Erdoğan, Aristo). Migros, kendi tesislerinde üretilen kolajeni içeren Voop markalı kozmetik ürün serisini satışa sunmuş (Fatih Kalkan, Lobby). Samsung’un Neo QLED 8K TV’leri, görüntü iyileştirme özellikleriyle öne çıkıyormuş (Duygu Sayıner Çıdamal, Medya Evi). Gözümüze takılan bu basın bültenleri, yukarıda bahsettiğimiz 5 düzlemden 2’ncisi olan ‘Ürün/Hizmet Performansı’na ilişkindir.
- Bulaşık deterjanı firması Fairy, Gıda Kurtarma Derneği ile “Boşa Harcama” diyerek Türkiye’nin ilk gezici gıda bankasını deprem bölgesinde hizmete almış (Ersin Kaynak). Kurumsal sosyal sorumluluk yönü güçlü bu proje, aslında Fairy’nin uzun süredir ‘Konu Yönetimi’ bağlamında su ve gıdaya yönelik çalışmalarının bir parçası. Stratejik iletişim çalışmalarının 5’li düzleminde de 3. alan… Konu yönetimi, itibara yönelik faaliyetler için büyük önem taşır. Özellikle ‘uzun vadeli’ ele alındığında etkili sonuçlar verir.
- Karşılaştırma sitesi encazip.com’un araştırmasına göre, bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödemeyenler, 2023’te yüzde 11,64 azalarak 1 milyon 320 bin 376 kişiye gerilemiş (Nur Sevinç, Contact Plus). Ekonominin ana gündem olduğu şu dönemde firmanın açıklaması, ‘Gündem Yönetimi’ düzlemidir ve iletişim çalışmalarının 4. basamağını oluşturur. Gündemi yönetmek, tanınma ve beğeniye hizmet ederek itibarı da güçlendirebilecek özelliklere sahiptir.
- Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, LinkedIn hesabından düzenli yazılar yayınlıyor. Son postunda; Berlin’de açıklanan “FTTH Council Europe”un bir raporuna değinmiş. Buna göre ‘eve kadar fiber’ erişim sayısında 18 milyon hane ile Avrupa’da ikinci ülke konumuna yükselmişiz. Ümit Bey gibi diğer tüm kurumların üst yöneticilerinin ‘liderlik’ sorumluluğu bulunur. Bu bakımdan yukarıdaki dört düzlemde yürütülen iletişimin sözcüsü konumundadırlar. Ayrıca kişisel yaşamları da dâhil olmak üzere medyada görünürlüklerinin de yönetilmesi gerekir. ‘Liderlik İletişimi’ dediğimiz bu düzlemin, iletişim çalışmalarında en büyük yeri kapladığı söylenebilir.
- Türkiye’de ilk kez düzenlenen “Marka ve Ajansların Perakende Medyaya Bakış Açısı Anketi”, markaların daha fazla yatırım yapma konusunda kararlı olduğunu gösterirken, ajansların bu alanda daha fazla bilgi birikimi elde etmeye ihtiyacı olduğunu da ortaya koymuş. IAB Türkiye tarafından yapılan çalışmadaki katılımcıların yüzde 68’i medya ajansı tarafından beslenmediğini düşünüyormuş. Zaten her dört ajansların üçü de markalarına perakende medya konusunda yeterli desteği sağlamadığını ifade etmiş. Ayrıca ajansların yüzde 84’ü markaların perakende medyaya ilişkin yeterli bilgiye sahip olmadığını düşünüyormuş. Sonuçlar hem markaların hem de ajansların birbirlerini yetersiz bulduklarını ortaya koysa da bu durumun ajanslar üzerinden geçen ve yönetilen perakende medya yatırımlarının kısıtlanmasına sebep olduğu tespit edilmiş (Hatice Aslan, C-Line).